Herekol'da bir gün: Türk devleti ağır kayıplar veriyor

Berxwedan Goyi, Herekol’da Türk ordusunun ağır kayıplar verdiğini çünkü Kürdistan özgürlük savaşçılarının fedai ruhlarını koruduklarını söyledi.

Botan sahasının Herekol alanında 2011 yılında gerilla güçlerinin eyleminde yer alan Berxwedan Goyî, "Her özgürlük savaşçısı tüm riskleri göz önüne alarak savaşır. Fedai ruh düşmana ağır kayıplar verdirmişti. Karşımızdaki düşmanı alt edene kadar Kürdistan özgürlük savaşçıların fedai ruhu hep koruyacaktır" dedi.

Gerilla Berxwedan Goyî, 2011 yılında Botan Herekol alanında yapılan eylem anısını anlatmaya şöyle başladı:

'İNTİKAM ALMA VAKTİ GELDİ...'

"Herekol’da yaptığımız eylem benim katıldığım ilk eylemdi. O yüzden o eylemin bendeki yeri ve önemi çok anlamlıdır. Heyecanı en üst düzeyde yaşıyordum. Botan gibi bir sahada gerillacılık yapmak her gerillanın isteğidir. Böylesi kutsal mekânlarda halkımızın intikamını almak birçok gerillanın yıllarca özlemle beklediği bir istek ve özlemdir. Benim de bulunduğum toprakların ve mücadele ettiğim safların anlamını bildiğimden halkıma yakışır bir militan olma istemim her zaman çok güçlüydü. Birkaç yıllık gerilla yaşantımdan sonra gerilla saflarında edindiğim ideolojik ve askeri tecrübeler düşmandan halkımın intikamını alma zamanının geldiğini haber veriyordu. O dönemler devrimci halk savaş süreciydi. Örgüt gerillanın bulunduğu her alanda eylemselliklerin olmasını talimat vermişti. Biz de sürecin ruhuna denk bir hareket tarzı takip etmeye çalışıyorduk.

'ÜLKESİNE BAĞLI HERKES HAZIRDIR'

Heşetê karakoluna bir eylem yapma kararı aldık. Yapacağımız eylemin keşfini günler öncesinden yaptık. Keşifte ben de yer alıyordum. Eylemin koordinesinde Şehit Rubar yer alıyordu. Çok kapsamlı bir eylem yapılacaktı. Bu nedenle Botan sahasından çok sayıda arkadaş bir araya toplandık. Hepimizin öneri ve görüşleri alındıktan sonra eylemin gerçekleşme kararı netleşti. Eylem günü belirlendi. Hazırlıklar başlandı. Köyden geçeceğimiz için kılık kıyafetten tut yürüyüş tarzımıza kadar her şeyi en ince detayıyla hesapladık. Eylemde toplamda 22 arkadaş yer aldı. Beş koldan oluşan eylemin üç kolu saldırı, iki kol savunma da yerini aldı.

Her bir arkadaşın moral ve motivasyonu çok yüksekti. Bazı arkadaşlar defalarca eyleme katılmasına rağmen onlarda fark ettiğim, hepsinde benimkine eş değer bir heyecandı. Anlam verebiliyordum. Çünkü ülkesini ve halkına bağlı olan her PKK gerillası düşmana darbe vurmak için her daim hazırdır. Hesap sorma ve intikam alma her birinin her an taşıdığı duygu ve düşüncelerdir. Böylesi duygu ve düşüncelerle sahip olan Kürdistan özgürlük gerillası her eyleme büyük bir moral ve heyecan ile katılır."

EYLEM BAŞLARKEN...

İlk eyleminde saldırı kolunda yer aldığını söyleyen Goyî, şöyle devam etti: "tüm hazırlıklar bittikten sonra harekete koyulduk. Yer aldığım grupta Azad Feluce arkadaş da bulunuyordu. Eylem noktasına varana kadar Azad arkadaşın keyfine diyecek yoktu! O savunmanın grup komutanlığını yapıyordu. Tüm arkadaşlara yol boyunca moral vermeyi ihmal etmedi. Savunma ve saldırı grubu belli bir yere kadar birlikte hareket ettik. Bir süre sonra ayrıldık. Bizim bir köyden geçmemiz gerekiyordu. Halkın dikkatini çekmemek için çok dikkat ettik. Bir şekilde köye kadar girdik. Geçeceğimiz yolda bize engel olan tel örgüler vardı. Orayı geçmemiz gerekiyordu. Köylülerden biri bizi gördü. Ona yardım etmesi için çağrıda bulunduk. Büyük bir heyecan ve korkuya kapılan köylü bulunduğu yerde donakaldı. Yardım edemeyeceğini anlayınca kendi imkânlarımızla telleri aştık. Bu defa da köy halkına yakalandık. Onlarda büyük bir panik oluştu. Anlayacağınız yağmurdan kaçarken doluya yakalandık. Eylem yapacağımızı anlayınca yapmamamız için yalvaranlar oldu. 'Korkmayın,size bir şey olmayacak' dedik. Tüm hazırlıkların tamam olduğunu ve eylemin gerçekleşmesi gerektiğini söyledik. Onlara korkularının yersiz olduğunu anlattık. Sadece kendinizi koruyun, gerisini bize bırakın, dedik. Tabii o an yaşadıkları korku ve paniği üzerinden atmalarına yardımcı olmadı hiçbir sözümüz.

'TÜRK ASKERİ ŞOK YAŞADI!'

Tüm gruplar eyleme başlamak için önceden belirlenen noktalarda yerlerimizi aldık. Karakola yakın yerlere yerleştik. Karakolda bulunan askerler bir şeylerden şüphelendi ama neler olup bittiğini anlayamadılar. Eylemi planladığımız saatte savunmadaki arkadaşlar eylemi başlattılar. Ronahi arkadaşla birlikte hareket ediyorduk. Hemen önümüzde karakolun nizamiyesini vurmak için içeriye sızan arkadaşları birkaç metre arkadan savunuyorduk. Karakolun içinde bulunan askerlere bomba ve kleşlerle vurmaya başladık. İlk etapta iki asker öldürüldü. Bizi gören bir asker şok bir halde bize bakıyordu. İçinde bulunduğu korkunun yarattığı şok hali kolundaki silahı kullanmasına engel oldu. O da öldürüldü. B7 silahını kullanan arkadaş bir roket attı. Bir evin damında bulunan çanak basınçtan uçtu. Arkadaşa 'ya burada bir çanak yok muydu' dedim. Arkadaş gülümseyerek 'valla artık yok, uçtu heval' derken savaşın en çatışmalı anında bile devrimci gülüşünü eksik etmiyordu.

'MEVZİLERİ DÜŞTÜ, KOMUTANLARI ÖLDÜ'

Karakolda iki mevzi düştü. Bir askere tankı kullanması için bağıran komutanın bağırışlarını duyuyorduk. Komutanın bağırışları askerin tankı çalıştırmasına fayda etmedi. Asker yerinden dahi kımıldamadı korkudan. Karakol komutanı tanka gitmek isterken arkadaşlar fark etti ve vurdular. O da o esnada öldü. Askerler devamlı takviye istiyorlardı. Bu istek onların yenilgisini gösteriyordu. Bizler de düşmanın ağır darbe aldığını fark ettikçe karakolu ateş altına alıyorduk. Akşam saat 18'de başlattığımız eylem yaklaşık bir saat sürdü. Koordinedeki arkadaş geri çekilme kararı verdi. Geri çekilmemizi kayıpsız güvenli bir şekilde yaptık. Yaralılardan kaynaklı geri çekilme biraz uzadı. Zorlanmalar da oldu. Ama bizim için önemli olan yaralı arkadaşları sağ salim eylem bölgesinden çıkarmak ve sağlam bir şekilde noktalarımıza varmaktı. Bizler de bunu sağladık."

Eylem sonrası aldığımız bilgilere göre, karakolda 7 kişinin sağ kaldığını öğrendiklerini aktaran Goyî, "Sayıyı o an netleştiremedik. Düşman her zamanki gibi o anda karakolda yaşanan büyük kayıpları ve aldığı ağır yenilgisini sakladı. Tabii onlarca asker kaybının Siirt Van ve Şırnak’a götürülüşü yaşanan ağır kaybı örtmedi. Eylemimiz örgüt tarafından başarılı bir şekilde değerlendirildi" dedi.

'BİR ASKER GERİLLA SAFLARINA KATILDI'

Gerilla Berxwedan Goyî, son olarak şunları ifade etti: "O eylemden sonra köy halkının gerillaya olan yaklaşımı değişti. Türk askerinin gerilla güçleri karşısında yenilgisine şahit olan halkımız bir kez daha gerillanın Kürdistan özgürlüğünün umudu olduğunu anladı. Köyden ve yakın civarlardan genç gerilla saflarına katıldı.

Yıllar sonra o gün o karakolda askerlik yapan Mardinli bir arkadaşla tanıştım. Tesadüfen tanıştığım arkadaş eylem esnasında Türk askerinin yaşadığı korku ve yenilgi psikolojisini anlatırken kendisine ilişkin de şunları dile getirmişti; ‘O an anladım ki yanlış saflardaydım. Elimde bulanan silah beni halkımı özgürleştirenlere doğrultmak için verilmişti. O an silahı kullanmamıştım. Eğer kullansaydım bir daha halkıma bakacak yüzüm olmayacaktı. Zaten o eylemden sonra saflara katılma kararı aldım. Ve şimdi doğru yerdeyim.’ Bu sözler tabii çok anlamlıydı.

Heşetê eyleminde üç değerli yoldaşımız Azad, Vejin ve Rızgar’ı kaybettik. Fakat bizler özgürlük savaşçılarıyız. Her özgürlük savaşçısı tüm riskleri göz önüne alarak savaşır. O an yaşamını yitirenlerle birlikte her arkadaş verdiği savaşın bilinci ve yeni yaşamları kurma aşkıyla düşmanının üzerine yürümüştü. Düşmana ağır kayıp verdiren şey her bir yoldaştaki fedai ruhtu. Karşımızdaki düşmanı alt edene kadar Kürdistan özgürlük savaşçılarının fedai ruhu hep canlı kalacaktır."