Cizîr'de katledilenler anıldı: Kürt düşmanlığı 288 can aldı

MEBYA-DER, 2015 yılında Cizîr'de katledilen 288 kişiyi anarak, "Kürt düşmanı politikalar, bir yandan can alırken, diğer yandan halkın yaşam alanları yakılıp yıkılmıştır" dedi.

Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği’nin (MEBYA-DER), 2015 yılında Şirnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesindeki soykırım saldırıları sırasında katledilen 288 kişinin 7’nci ölüm yıl dönümünde açıklama yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cizîr ilçe binası önünde yapılan eyleme, "sokağa çıkma yasakları" sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şirnex İl Örgütü, HDP yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

HDP Şirnex İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen, Cizîr ablukasını unutmayacaklarını belirtti.

“14 Aralık Cizre ablukasını unutmayacağız” yazılı siyah pankart arkasında yapılan açıklama metnini MEBYA-DER Şırnex Şube Eşbaşkanı Serhat Küçük okudu.

300'E YAKIN KİŞİ KATLEDİLDİ

Küçük, Ciziîr bodrumlarında yaşanan katliamlara dikkat çekerek, “2015 ve 2016 yıllarında ‘sokağa çıkma yasağı’ adı altında uygulamaya konulan kent ablukaları, bu topraklarda en büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ve vahşet tabloların olarak insanlık tarihine geçmiştir. 16 ağustos 2015 tarihinde Kurdistan kentlerinde başlayan kent ablukaları,14 Aralık 2015 tarihinde Cizre'nin ablukaya alınmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu saldırgan ve faşizan uygulamalar ablukaya alınan kentlerimizde büyük bir yıkım, insani kriz ve vahşet tablolarını beraberinde getirmiştir. Bu ablukalar döneminde her açıdan en fazla hasar gören kentlerin başında Cizre kenti gelmektedir. Cizre'de 3 ay süren ablukada yaşlı, genç, kadın ve çocukların da aralarında olduğu 300 yakın kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce insan yaralanmıştır. Binlerce ev hasar görmüş ve on binlerce insan göç etmek zorunda kalmıştır” dedi.

Cenazelere günlerce ulaşılmadığını ve bu şekilde ailelere işkence uygulandığını söyleyen Küçük, “Bizler bu gerçekliği çok iyi biliyoruz ki; yasakların başlangıç tarihi 2015 olsa da, bu karar siyasi iktidar tarafından 30 Ekim 2014 Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ‘Çöktürme Planı’ politikaları kapsamında alınmıştır. Kürt düşmanı politikalar, bir yandan can alırken, diğer yandan halkın yaşam alanları yakılıp yıkılmıştır. Halk göçe zorlanmıştır. Ablukalarda yaşamını yitirenlerin aileleri günlerce cenazelerine ulaşamamıştır. Onlarca cenaze ailelerinden habersiz bir şekilde kimsesizler mezarlıklarına defnedilmiştir. Yine onlarca cenaze DNA örnekleri bahane edilerek aylarca morglarda bekletilmiştir. Ailelerin acılarına yeni acılar eklenmiştir” dedi.

Küçük, yapılan yargılamaların adil bir şekilde yapılmadığını kaydederek, devamla şunları söyledi: “Bu suçların hem yerel ve hem de uluslararası mahkemelerde yargılanması için yapılan tüm girişimler şimdiye kadar sonuçsuz kalmıştır. Bugün itibarıyla 63 dosyanın Anayasa Mahkemesinde davaları devam ediyor. 6 dosya iç hukuk yolları tüketildiği için AİHM gönderilecek. 30 dosyanın takipsizlik süreçleri devam ediyor. 8 dosya eşleşme olmadığı işlem yapılamadı. 20 dosyanın süreçleri devam etmektedir. Abluka sürecinde işlenen bütün suçlar AKP-MHP iktidarı tarafından meşrulaştırılmıştır. Adil olmayan bu yargılama süreçlerini asla kabul etmiyoruz. Adil bir yargılama ve sorumluların bağımsız yargı önünde hak ettikleri cezaları alana kadar hukuk ve adalet mücadelemizi sürdüreceğiz. Buradan bir kez daha demokratik kamuoyuna sesleniyoruz; Cizre halkının hukuk mücadelesine destek verin. Suçlular hesap versin.”