Uca: Pazarlarda satılan kadınlarımız üzerinde siyaset yapılmasın

HDP Amed milletvekili Feleknas Uca, “Halen binlerce Êzîdî kızları, kadınları DAİŞ’in elinde pazarlarda satılırken kimse çıkıp Şengal kanayan yarası üzerinde siyaset yapılmasın” diye konuştu.

HDP Amed milletvekili Feleknas Uca, kimsenin Şengal üzerinden hesaplar yapmaması gerektiğini de söyledi. Uca “Halen binlerce Êzîdî kızları, kadınları DAİŞ’in elinde pazarlarda satılırken kimse çıkıp Şengal kanayan yarası üzerinde siyaset yapılmasın” diye konuştu.

Şengal’in özgürleştirilmesinin başta Êzidxan halkı ve tüm Kürt halkına kutlayan Uca, “3 Ağustos 2014’te özelde Êzîdî toplumu, genelde tüm Kürt halkı için hüzünlü bir gündü. O gün Şengal’in yarası yeniden açıldı. 3 Ağustos günü tüm dünya halkları, dünya basını ve insanlığın gözü önünde Şengal halkına yönelik büyük bir insanlık dramı yaşandı. Şengal katliamın olabileceği bir hafta önce zaten herkesin haberi olmuştu. Şengal’de Êzîdîler, katliamdan önce bayram hazırlığı içerisindeydi. Ama Şengal’e yönelik DAİŞ’in tehdit mektupları gönderdiğine dair Güney Kürdistan yönetimi başta olmak üzere tüm dünyayı Fırat Haber Ajansı (ANF) üzerinde uyardık ve herkesi duyarlılığa çağırmıştık. Herkesi Şengal dağına davet ettik ve Şengal’in sahiplenmesini istedik. O sırada binlerce peşmerge Şengal’de konumlanmıştı. Onun için PKK gerillaların Şengal’e yardım-takviye gönderilmesine Güney Kürdistan yönetimi müsaade etmiyordu. Bu yetmezmiş gibi birde peşmergeler, katliamdan 2 gün öncesinden halkın bireysel silahlarını toplamaya başlamıştı. 3 Ağustos gününde sabaha karşı DAİŞ çeteleri Şengal’e yönelik işgal saldırısına başladı. Tek bir kurşun sıkılmadan DAİŞ çeteleri Şengal Dağını ele geçirdi ve Êzidxan bölgesine girdi. Êzîdî toplumunu birbirinden ayırdı. O dönemde Şengal Dağında 12 PKK gerillası kalmıştı. Bir dokça silahı ile ferdi silahlarla Şengal halkına koridor açmayı başardılar. Böylelikle 150 bin Êzîdî halkı o yoldan kurtulmayı başardı. Şuan 450 bin Êzîdî yerinden yurdundan göç etmek zorunda kaldı” dedi.

Şu an 5 ile 7 bin arasında Êzîdî kadının hala pazarlarda satıldığını hatırlatan Uca, bugün sadece Musul ya da Suriye üzerinden Êzîdî kadınlarının satılmadığını, ayrıca Türkiye sınırının da Êzîdî kadınların satılması için kullanıldığını belirtti.

“Bu gerçekliği açıktan söylemek istiyorum. Diğer taraftan DAİŞ eline geçmemek için onurunu koruyan yüzlerce Êzîdî kadını ‘Ol ola Tawisê Melek e’ haykırışı ile kendini uçurumun derinliklerine bıraktılar. DAİŞ çeteleri, köy ve kasabalarda binlerce kadın ve çocuğu katletti. Şu an yeni yeni Êzîdî kadınlara ait toplu mezarlar ortaya çıkıyor” diyen Uca, Êzîdîlerin benzer yüzlerce intihara tanıklık ettiğini söyledi.

DAİŞ çetelerinin saldırdığı dönemde çoğu köylerde ya da Şengal dağında etrafı sarılan ve kurtarmayı bekleyenlerin kendilerini aradığını ve kendilerinin de bilgilerini YPG / YPJ savaşçılarına koordinat vererek, çok sayıda kişinin kurtarıldığını da sözlerine ekledi.

“Kim Şengal için direndi, kim Şengal halkını katliamdan kurtardı, kim Şengal halkı için tek kurşun sıkmadan arkasına bile bakmadan kaçanları da Şengal halkı hepsini çok iyi biliyor ve hepsini çok iyi tanıma şansı oldu” diye devam eden Uca, bugün de Şengal üzerinden bazı güçlerin kendi propagandasını yapmak istediğini vurguladı.

Ama artık kimsenin Şengal üzerinden hesaplar yapmaması gerektiğini de vurgulayan Uca, şunları söyledi: “Halen binlerce Êzîdî kızları, kadınları DAİŞ’in elinde pazarlarda satılırken kimse çıkıp Şengal kanayan yarası üzerinde siyaset yapılmasın. Şengal’i koruyan ve özgürleştirenlerin kim olduğunu çok iyi tanıyoruz. Şu an Şengal’de özgürlük hamlesinde yer alanları da biliyoruz ve onların duruşunu selamlıyoruz. Çünkü bizim için tarihi bir adımdır. Ama bu başarıyı birileri kimse yalnız kendine mal etmemeliler.

Aslında Şengal’de yapılması gereken ön önemli iş, Şengal’in yeniden inşasıdır. Bundan sonra Êzîdî toplumu üzerine büyük işler düşüyor. Kendi varlığını korumak için tekrardan kutsal topraklarına geri dönmesi lazım. Avrupa’ya ısrarla gitmek isteyen Êzîdî halkımıza da bir çağrımız var; onlara sesleniyoruz yönünü Avrupa’ya değil, yönünü Şengal Dağına çevirmelidirler. Şengal’in yeniden inşasında yer almalılar, Şengal köylerinin özgürleştirme hamlesinde yerini almalılar. Biraz da Êzîdî toplumunu tanımak lazım, çünkü çok korkmuşlar. 74 ferman ile karşı karşıya kalan Êzîdîler, kirveleri olan, komşuları olanlar Şengal katliamında Êzîdî kadınlarını ganimet olarak el koydular onun için onları da anlamak gerek.”

Fakat Avrupa’da kurtuluşu görmenin çok doğru bir yaklaşım olmadığını da belirten Uca, “Çünkü DAİŞ çeteleri, Almanya’da da, Paris’te de ve Avrupa’nın birçok yerinde insanlığa karşı bomba patlatıyor. Eğer biz bir sorundan kaçıyorsak ve sorunla yüz yüze kalmazsak o sorunu çözmemiz de imkansızdır. Onun için diyorum biz Şengal’e tekrardan geri dönelim ve inşasında yerimizi alalım. Şengal özerkliğini istiyor, Şengal’de bir yıldan fazladır dağlarda kalanlar, Şengal’i bırakmadan çadırlarda yaşayanları kutluyorum. Şengal için kanını döken yüzlerce kahramanımızın anısına bağlı kalarak Şengal’den vazgeçmememiz gerekiyor” dedi.