Ali Bozan: Meclis’e gelen bir yargı paketi yok

Adalet Bakanı 10. Yargı Paketi’nin vekillere gönderildiğini söyledi; DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise, paketin ne vekillere ne de Meclis’e geldiğine işaret etti. Bozan, basına ise bazı maddelerin sızdırıldığını belirtti.

Ceza İnfaz Kanunu'nda değişiklik ön gören yeni 10. Yargı Paketi hakkında kamuoyuna bazı açıklamalar yapılmış olsa da paket henüz meclise sunulmadı. Bir televizyon programına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçunun unsurlarının ve bu suça ilişkin istenilecek cezaların yeniden ele alındığını belirtti, ancak detay vermedi.

Tunç ayrıca, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” ile “örgüt üyeliği” suçlarına ilişkin cezaların artırılacağını ifade etti. Şu ana kadar paketin içeriği ve ne zaman Meclis’e geleceği, yalnızca basına sızdırıldığı kadarıyla biliniyor.

Paketin bazı medya organlarına sızdırıldığını belirten DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise, yapılması gerekenin Meclis’te tüm partilerin ortak bir mutabakatla hareket etmesi olduğunu vurguluyor.

‘İKİ DEFA GÖNDERİLDİ DENİLDİ AMA PAKET YOK’

Paketin hâlâ Meclis’e sunulmamasını eleştiren DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, Adalet Bakanlığı’nın “taslak vekillere gönderildi” yönündeki açıklamalarına rağmen böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti:

“Ekim ayından bu yana başlayan süreçle birlikte yargı paketleri daha fazla konuşulup tartışılmaya başlandı. Ama bugüne kadar iktidarın paketler konusundaki yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil. Bundan yaklaşık 20 gün önce Adalet Bakanı'nın bir açılaması oldu. ‘40 maddelik bir paket hazırladık, incelenmek üzere vekillere gönderdik’ dedi. Ancak vekillere gönderilmiş herhangi bir düzenleme yok. Geçtiğimiz hafta içerisinde yine benzer bir açıklama yaptı ama yine ne Meclis Başkanlığına ne milletvekillerine gönderilmiş herhangi bir paket, herhangi bir düzenleme yok.

Şu anda Türkiye ve Kürdistan’daki 400'e yakın cezaevinde 400 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü var. Bu 400 bin kişinin yaklaşık 350 bini hükümlü, 50 binin üzerinde bir rakam da tutuklu. Yani 400 bin kişi, aileleriyle birlikte 3-4 milyon kişinin gözü, kulağı Meclis’te. Ama Meclis’e ulaşmış herhangi bir düzenleme yok, herhangi bir paket yok.

Bu tartışmaların çok daha doğru bir temelde yürütülmesinin yolu, esas olarak Meclis’te yapılmasıdır. Ama benimsenen yol, bir şekilde adına ‘yargı paketi’ dedikleri kimi düzenlemeleri alttan basına servis etmek ve kamuoyunda bu şekilde tartışma yaratmak; aynı zamanda, maalesef, insanlarda da beklenti yaratmaktadır.

Meclis’te bulunan, iktidarından muhalefetine, milletvekillerine her gün onlarca telefon geliyor düzenlemeye dair. Ama insanlara herhangi bir somut yanıt veremiyorlar, çünkü düzenlemenin içeriğinden milletvekilleri habersiz. O düzenlemeyi yapacak olan Meclis’te görevi olan, milletvekilleri düzenlemeden bi haber!”  

‘PAKET, CEZAEVLERİNDEKİ SORUNLARI ÇÖZMEKTEN UZAK’

Bozan, 10. Yargı Paketi’nin cezaevlerindeki sorunlara bir çözüm sunmadığını belirtirken, cezaevlerindeki en büyük sorunlardan biri olan İdare Gözlem Kurullarının ya kaldırılması ya da yapısının değiştirilmesi gerektiğini vurguladı:  

“Kamuoyunda tartıştırılan kimi boyutları var yargı paketinin ama bunlar, cezaevlerinde bir bütün olarak yaşanan sorunları çözmekten uzak önermeler. Mesela, en azından basında tartıştırdıkları ve Adalet Bakanı'nın kendi ifadesiyle Covid-19 düzenlemesi var. Pandemi döneminde bir düzenleme getirilmişti. Bu, gerçekten eşitsizlik barındıran bir düzenlemeydi. Bunu düzelteceklerini söylüyorlar.

Dörtte dört yatmak zorunda olan mahpuslarla ilgili o mağduriyeti gidereceklerini söylüyorlar. Evet, bunlar olması gereken düzenlemeler, ama cezaevlerinde yaşanan sıkıntılara çözüm olabilir mi? Olamaz. Cezaevlerinde şu anda en büyük sıkıntılardan biri, İdare Gözlem Kurulları.

İdare Gözlem Kurulları, ilk olarak 2021 yılında bir yönetmelikle hayata geçirildi. İlk etapta sadece siyasi tutsaklarla ilgili mağduriyetler söz konusuydu ki bu mağduriyete hiç durmadı.

Ama geldiğimiz aşamada, artık adli ya da siyasi fark etmeksizin, İdare Gözlem Kurulu kararlarıyla mağdur edilen çok sayıda yurttaş var. En azından şu ana kadar basına yansıdığı kısmıyla, İdare Gözlem Kurullarına dair herhangi bir düzenleme düşünmüyorlar.

İdare Gözlem Kurullarının öncelikle kaldırılması, eğer kaldırılmıyorsa da yapısının düzeltilmesine dair bir düzenlemenin mutlak suretle yapılması gerekiyor. Çünkü şu anda İdare Gözlem Kuruları kendilerini kanunun, Anayasa’nın ve mahkemelerin üzerinde görüyor.

İdare Gözlem Kurularının yapısına baktığımızda, içerisinde sadece bir hukukçu var, o da cezaevi savcısı. Onun dışında kurulda hiçbir hukukçu yok. Ama cezaevinde bulunan bir yurttaşın özgürlük hakkıyla ilgili karar veriliyor bu kurullarda.

Basına yansıdığı kadarıyla hasta mahpuslarla ilgili de herhangi bir düzenleme düşünülmüyor. Bu haliyle, yani kamuoyunda tartıştırılan şekliyle cezaevinde yaşanan sorunları, sıkıntıları çözmekten oldukça uzak.”

‘MECLİSİN TÜMÜ BUNA DAHİL EDİLMELİ’

Ali Bozan, devam eden sürece işaret ederek, siyasi mahpuslara yönelik düzenlemeler olmasını vurguladı. PKK’nin fesih kararıyla birlikte, bu insanların içeride tutulmasının ceza mevzuatı ya da siyasi olarak kabul edilemez olduğunu da ifade eden Bozan, şunları söyledi:  

“Yargı paketleri bu ülkede her zaman konuşuldu, her zaman tartışıldı ama geçmişteki yargı paketlerinden farkı şu: Bu ülkede şu anda bir süreç yürüyor ve bu süreç yürürken, devlet ve iktidar tarafından atılması gereken adımlardan biri de cezaevinde bulunan siyasi tuzaklara yönelik düzenleme.

Çünkü evet, bu ülkede bir örgüt vardı. Bu örgüt kongresini topladı ve dedi ki: ‘Ben bugüne kadar PKK adıyla yürüttüğüm çalışmalarıma son veriyorum, silahlı mücadeleyi bırakıyorum.

Örgüt artık olmayacak ama o örgüte üye olmak ya da o örgüt adına herhangi bir faaliyette bulunmak suçlamasıyla cezaevinde yurttaşlar olacak. Bu ne hukuk tekniği açısından ne ceza mevzuatı boyutuyla ne de siyaseten kabul edilebilir bir şey.

Ortada kendini fethetmiş bir örgüt gerçekliği varken, bu örgüte üye olmak, bu örgütün yöneticisi olmak ya da bu örgüt adına faaliyette bulunmak suçlamasıyla yurttaşların cezaevinde bulunması ve cezaevinde bulunurken de aynı zamanda İdare Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliyelerinin ertelenmesi, gerçekten kabul edilebilir bir şey değil.

Bu düzenlemelerin sadece iktidar tarafından Meclis’e getirilmesi yeterli değil. Eğer bu ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşı ilgilendirecek adımlar atılacaksa, toplumun çok geniş bir kesimi Meclis’te temsil ediliyor.

Meclis’te 16 siyasi parti var ve bence bu çok kıymetli. Toplumun çok geniş kesimlerinin temsil edildiği Meclis’te en fazla sandalye sayısına sahip iktidarından tutun da en az sandalye sahibi olan muhalefet partisine kadar herkesin görüş, düşünce ve önerilerinin alınması gerekiyor.

Çıkarılacak yargı paketi ile ilgili olarak bir ortaklaşmanın sağlanması gerekir ki bu yeni dönem, yeni süreç başarılı bir şekilde devam etsin.”