GÖRÜNTÜLÜ

Şırnak halkı: Hendeklerimiz olmasaydı bugün hepimiz ölecektik

Sabahın erken saatlerinde devlet güçleri Şırnak merkezdeki Dicle Mahallesine ağır silahlarla saldırdı. Evleri saldırının hedefi olan Şırnaklılar, 90'lı yıllarda da aynı şekilde saldırıya uğradıklarını hatırlatıyorlar.

Sabahın erken saatlerinde devlet güçleri Şırnak merkezdeki Dicle Mahallesine ağır silahlarla saldırdı.  Evleri saldırının hedefi olan Şırnaklılar, 90'lı yıllarda da aynı şekilde saldırıya uğradıklarını hatırlatıyorlar.

Şırnak kent merkezinde bulunan Dicle Mahallesini sabahın erken saatlerinden itibaren abluka altına alan devlet güçleri, kenti ağır silah ve bombaatar ateşi altına aldı. 1992 yılı Ağustos ayında asker tarafından ağır silahlarla günlerce taranan Şırnak kent merkezinde o günlerde resmi rakamlara göre 58, halkın verdiği bilgilere göre ise yaklaşık 150 sivil katledilmişti.

Bugün sabah saatlerinden itibaren devlet güçleri o tarihte olduğu gibi Şırnak kent merkezinde bulunan Dicle Mahallesini ablukaya alarak benzer bir katliam girişiminde bulundu. Binlerce sivilin yaşadığı mahalleyi zırhlı araçlardan ağır silahlar ve bombaatarlarla yoğun ateş altına alan devlet güçleri, sivillerin yaşadığı yüzlerce evi hedef alarak tahrip etti.

Saldırıya sabahın erken saatleri olması nedeniyle uykuda yakalandıklarını anlatan Şırnaklılar, ''İnsanların uyandığı saatlerde olsaydı, sokaklarda, evlerin balkonlarında yüzlerce kişi katledilecekti'' diyorlar.

Saldırıda evleri hedef alınan ve şans eseri aileleri ile birlikte katledilmekten kurtulan ve 90'larda yaşanan katliamın da tanıkları olan Nesibe Yetik, Nebahat Ayan, Elif Ayan, İbrahim Ay, Kaze Güngen ve Cafer Erin, bugün yaşanan katliam girişimi ve saldırının 18 Ağustos 1992 günü başlayan ve günlerce devam saldırıdan farksız olduğunu belirterek, ''Her türlü saldırıya karşı direnişe devam'' mesajı verdi. 

'UYKUDA OLDUĞUMUZ SIRADA SALDIRDILAR’

Sabah 06:00 sıralarında çocukları ile uyudukları sırada saldırının başladığını belirten Elif Ayan, kafalarını kaldıramadıklarını ve çocuklarının büyük bir korku yaşadığını söyledi. Binlerce kişinin yaşadığı bir mahalleyi kuşatma altına alarak, ağır silah ateşi altına alan devletin, kendilerine kardeşlikten bahsedemeyeceğini  ifade eden Ayan, ‘’ Maalesef sözün bittiği yerdeyiz. Artık bıçak kemiğe dayandı’’ diyerek tepkisini dile getirdi.  

’KATLİAM YAPAN DEVLET ARTIK BU SORUNU ÇÖZEMEZ’

Ablasının kırk günlük bebeği ile evinde misafir olduğunu anlatan Nebahat Ayan ise hiçbir yere kaçamadıklarını ve mucize eseri kurtulduklarını aktardı.  Devletin bu saldırılara son vermesini isteyen Ayan, bu saldırılarla devletin kendilerini yıldıramayacağını vurguladı.  Devletin artık binlerce sivile karşı katliam girişiminde bulunacak noktaya geldiğine dikkat çeken Ayan şunları ekledi; ‘’ Bu durum da gösteriyor ki; devlet artık bu sorunu çözemez, biz çözüm istiyoruz.’’ 

‘UYKUDA OLMASAYDIK BÜYÜK BİR KATLİAM YAŞANACAKTI’

Bu kadar sivilin yaşadığı bir mahalleyi rastgele ağır silah ateşi altına almanın büyük bir vahşet olduğunu söyleyen Nesibe Yetik isimli kadın da ‘’Biz o sırada uyuyorduk, tam uyku saatine denk geldi. Eğer çok erken saatlerde olmamış olsaydı, onlarca kadın, çocuk, sivil katledilecekti’’ diyerek katliam girişimine tepki  gösterdi. 

Evlerinin büyük bir hasar gördüğünü aktaran Yetik, yüzlerce kurşun ve bombaatarın evlerine isabet ettiğini söyledi. 

’VAHŞETE BOYUN EĞMEYECEĞİZ’

Devlet güçlerinin saldırısında evi büyük hasar gören İbrahim Ay, çocukları ve torunları ile birlikte yaşadıkları evin hiçbir uyarı yapılmadan bomba ve ağır silahlarla ateş altına alındığını söyleyerek, saldırıyı yapan devlet güçlerini lanetlediğini vurguladı. Ay, ‘’Evimize, çocuklarımıza, kadınlara saldırıyorlar, bize vahşet uyguluyorlar. Ama boyun eğmeyeceğiz’’ dedi. 

‘TANKA TOPA KARŞI TEK SİLAHIMIZ TENCERE, TAVAMIZ VE İRADEMİZDİR’

Ses çıkarma eylemlerinde kullandığı tencere ve kaşığı göstererek ‘’Tek silahımız budur. Biz tencere ve tava ile tanka topa karşı direniyoruz’’ diyen Kaze Güngen ise, asla boyun eğmeyeceklerini ve direneceklerini söyledi. 

Sabah saatlerinden itibaren yüzlerce polis-asker tarafından mahallelerinin kuşatmaya alındığını aktaran Güngen, şöyle devam etti; ‘’Evlerimiz tarandı, çoluk çocuk demeden herkesi taradılar, her şeyimize saldırıyorlar’’

AKP hükümetine seslenen Güngen, ‘’Burada  terör var diyorsunuz, hani terör? Ortada bir terör varsa sizin uyguladığınız bu vahşettir’’ ifadelerini kullandı. 

’HENDEK VE BARİKATLAR SAYESİNDE KURTULDUK’

Evlerinden zor çıktıklarını belirten Güngen, barikatların arkasına kaçarak saldırıdan korunduklarını kaydetti. Güngen, ‘’Barikatlar olmasaydı canımızı kurtaramayacaktık, sonra da neden hendek kazılıyor diye soruyorlar, işte cevabı burada, hendek olmasaydı hepimiz bu sabah katledilecektik’’  diye konuştu. 

‘TEK KİŞİ KALAN KADAR…’

Sonuna kadar direnecekleri kararlılığını paylaşan Güngen, tek kişi kalana kadar direneceklerini  söyledi. Kimse kalmazsa bile iki  çocuğu ile  birlikte mahallesini savunacağını vurgulayan Güngen, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’Kanımın son damlasına kadar Şırnak toprağını terk etmeyeceğim. Herkes dirensin, barikatlarına sahip çıksın, kimse mahallesini terk etmesin.’’

‘VAHŞET 90’LARDAN DAHA AĞIR’

Şırnak’ta devlet güçlerinin 1992 Ağustos ayında gerçekleştirdiği abluka ve katliama tanıklık eden ve bugün yaşanan saldırıya da tanık olan Cafer Erin, her iki saldırı arasında bir fark olmadığını, hatta bugünlerde yapılan saldırıların daha ağır olduğunu söyledi. Erin, ’’Devlet o günlerde Şırnak’ı üç gün üç gece kuşatarak taradı, o zamanlar büyük bir katliam gerçekleştirdi. Ancak AKP’nin son dönemlerde geçkleştirdiği saldırılar daha ağır ve pervasızca. Devlet 90’lı yılarda buraya saldırdığında bile bugünkü gibi ahlaksızca ve kadın-çocuk hedefleyerek saldırmadı. Bugün gerçekleşen saldırıda büyük bir katliam yapmak istediler ama başaramadılar.’’

’HENDEKLER OLMASAYDI BUGÜNDE BÜYÜK BİR KATLİAM OLACAKTI’

Bugün yaşanan saldırıda büyük bir katliamı hendeklerin engellediğini savunan Erin, ’’92 yılında gerçekleşen saldırıda bugünkü gibi hendek ve barikatlar olması durumunda böyle büyük bir katliam yaşanmazdı. Bugün eğer daha büyük bir katliam olmadıysa bu hendek ve barikatlarımız sayesindedir’’ dedi. 

...