Kürt gazeteciliğinin 118. yılında mücadeleye devam vurgusu yapan Özgür Basın Emekçileri; “Bizler iktidarın baskı ve şiddet politikalarına karşı Gurbetelli’nin kalemini, Deniz Fırat’ın kamerasını elimizden hiçbir zaman düşürmeyip, onların yaşamlarını adadıkları bu mücadeleyi sürdürmek için elimizden geleni yapacağız” dedi.

1898 yılında Mısır’ın Kahire kentinde başlayıp 118 yılına giren Özgür Basın Geleneği yıllardır süren baskı ve sindirme politikalarına rağmen Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat gibi gazetecilerin izinde yürüyen ‘Küçük Generaller’ ile büyük bir direniş örneği sergilemeye devam ediyor.

22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü’ne ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulunan Özgür Basın Emekçileri şunları söyledi:

Kürt gazeteciğinin 1898 yılında Mısır’da Kürdistan Gazetesi’nin Mikdad Midhat Bedirhan tarafından yayımlanmasıyla başladığını belirten Azadiya Welat Editörü Münevver Karademir, “Sürgünde başlayan Kürt gazeteciliği bugün yine baskı, zulüm, yasaklama ve yok etme politikaları ile sürgün edilmeye çalışıyor. Bu anlamada biz özgür basın çalışanları iktidarın tüm yıkıcı politikalarına rağmen mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Kürdistan’da gazetecilik faaliyetlerinin dahi suç sayıldığı bu süreçte özellikle kadın gazetecilerin hedef tahtasına oturulduğuna dikkat çeken Karademir şunları söyledi: “İktidarın tüm baskılarına rağmen Özgür Basın Geleneği ile yetişen kadın gazeteciler, mücadele içerisinde öncü rolünü üslenerek direnişi yükseltmişlerdir. Bu durumun en güzel örneklerinden biri de Gurbetelli Ersöz’dür. Gurbetelli Kürdistan’da gazeteciliğin en zor olduğu dönemlerde muhalif bir gazete olan Özgür Gündem Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeliğini yapıp baskıya boyun eğmemişti. İşte bizler bu geleneğin takipçisi Kürt gazeteciler olarak bugün de baskı ve zulme boyun eğmeyerek üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.”

‘GURBETELLİ’NİN KALEMİ VE DENİZ FIRAT’IN KAMERASI ELİMİZDEN DÜŞMEYECEK’

90’lı yıllardan bu yana iktidardaki kişilerin değişmesine rağmen inkarcı zihniyetin değişmediğini vurgulayan Jin Haber Ajansı (JINHA) Muhabiri Beritan Canözer ise “Özellikle 7 Haziran’dan bu yana Kürdistan’da çalışan gazeteciler üzerinde baskılar artmaya başladı. Fakat biz Özgür Basın Emekçileri olarak iktidarın tüm politikalarına karşı Gurbetelli’nin kalemini, Deniz Fırat’ın kamerasını elimizden hiçbir zaman düşürmeyip, onların yaşamlarını adadıkları bu mücadeleyi sürdürmek için elimizden geleni yapacağız. Ekran karartma, kanal kapatma, internetten erişimi engelleme ve diğer sansür politikalarına karşı halkımızın haber alma hakkı için elimizde kameralarımızla gerçeklerin peşinde her zaman alanlarda olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

‘TARİHE GEÇECEK BİR GAZETECİLİK ÖRNEĞİ SERGİLEYECEĞİZ!’

Özgür Basın Emekçilerinin canları pahasına da olsa gerçekleri halka ulaştırmaya çalıştığını hatırlatan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Aziz Oruç şöyle devam etti: “Kürdistan’daki basın çalışmaları büyük emek ve bedellerle bu günlere geldi. 90’lardan bugüne Musa Anter’in ‘Küçük Generaller’ine bıraktığı mirasa sahip çıkan bir gazetecilik örneği sergileniyor. İşte söz konusu bu geleneğin takipçilerinden biri de Azadiya Welat Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’tı. Rohat Cizre’de Türk devletinin yaşattığı vahşeti halka duyurmaya çalışırken yaşamını yitirdi.

Öte yandan DİHA, JINHA, ANF, Azadiya Welat, Özgür Gündem ve adını sayamadığım birçok kurumda çalışan arkadaşlarımız son birkaç aylık süreç içerisinde defalarca gözaltına alınıp basit gerekçelerle tutuklandı. Şu an 30’un üzerinde gazeteci, gazetecilik faaliyetlerini yürüttüğü için tutuklu bulunuyor fakat biz Kürt gazeteciler olarak tüm bu baskılara rağmen tarihe geçecek bir gazetecilik örneği sergileyerek mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”