'Öcalan’ın özgürlüğü bölge barışının garantisidir'
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Dr. Qulpi, tecride tepki göstererek, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın serbest bırakılması ve aktif siyasete katılımının önündeki engellerin kaldırılması için herkesi kampanyaya aktif katılmaya çağırdı.
HALİT ERMİŞ
SÜLEYMANİYE
Çarşamba, 15 Temmuz 2015, 13:00
Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi, KNK, YNK, Goran Hareketi gibi siyasi oluşum ve aydınların da katıldığı Öcalan’a Özgürlük Kampanyası Güney Kürdistan'da 8 Temmuz'da başlatıldı. Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Üyesi Dr. Faik Qulpi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve aktif siyasete katılımının önündeki engellerin kaldırılması için herkesi kampanyaya aktif katılmaya çağırdı.
Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani’nin, “PKK güney Kürdistan'da yabancı güçtür, misafir güçtür, çıkmalıdır” açıklamalarına sert tepki gösteren Qulpi, "Bu tür açıklamalar Kürdistan'ı sömüren devletlere, Kürt düşmanlarına hizmet etmektedir" dedi.
'KOMPLO BOŞA ÇIKTI'
Öcalan’ın 1999’dan beri hukuksuz ve anti demokratik bir şekilde İmralı’da tutulduğuna, bununla Kürt halkının özgürlük umutlarının tasfiye edilmek istendiğine dikkat çeken Dr. Qulpi, Öcalan’ın İmralı’da, Kürt halkının ve dostlarının da dışarıda yürüttüğü mücadeleyle komplocuların bu amaçlarının sonuçsuz bırakıldığını, artık Öcalan’ın aktif siyasete katılması önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini, kampanyayı bu amaçla başlattıklarını belirtti.
Öcalan’ın halklar adına mücadele ve aynı zamanda bir fikir insanı olduğunu kaydeden Dr. Qulpi, Öcalan’ı sadece Kürtlerin değil, çok değişik halkların sahiplendiğine vurgu yaptı. Dr. Qulpi, Öcalan’a, tutsak alınmasından sonra halkın büyük bir direnişle sahip çıktığını hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Fakat İmralı’da Öcalan üzerinde sürekli baskı ve tecrit uygulandı. Oldukça kötü uygulamalara maruz kaldı. Halk da ilk günden bugüne değişik eylem ve etkinliklerle, kampanyalarla Öcalan’ın özgürlüğü adına mücadele etti. Bunun için açlık grevleri, mitingler, imza kampanyaları düzenlendi. Komplocu güçler üzerinde baskı oluşturma ve Öcalan’ı özgürleştirme mücadelesi verdi. Ve Öcalan’ın özgürlüğünün Ortadoğu’da barışın garantisi olduğu artık açığa çıkmıştır. Ne var ki, tüm bu mücadeleye rağmen komplocular halkın taleplerine de halen bir olumlu cevap vermiş değiller. Dolayısıyla mücadeleyi kesintisiz sürdürmek gerek."
'ÖCALAN'IN İNSANLIK SİSTEMİNİ KİMSE YOK SAYAMAZ'
Tüm baskı ve tecrit uygulamalarına karşın Öcalan ideolojisinin bugün Kürdistan'da devrim yarattığını belirten Dr. Qulpi, şöyle devam etti:
“Öcalan’ın felsefesi, geliştirmek istediği sistem Rojava Devrimi ile birlikte hem bölgede hem de tüm dünyada somut olarak görülmeye başlandı. Rojava’da kurulan özerk sistem, kanton sistemi hem toplumsal gruplarını hem de kadın, erkek, genç tüm kesimlerin bir arada nasıl demokratik bir sistem içinde yaşayabileceğini gösterdi. En önemlisi de DAİŞ çetelerine karşı Kürtlerin direniş felsefesi ve ruhunu çok görkemli ortaya koymaları da Öcalan’ın insanlık felsefesiyle mümkün oldu. Dikkat edin, Ortadoğu’da DAİŞ çetesine karşı ancak Apocu felsefe direnebiliyor. Yine HDP’nin oluşumu ve seçimlerde ortaya koyduğu başarı çok önemlidir. Dikkat edilirse ilk defa toplumdaki farklı etnikler, dinler, inançlar bir araya gelip birlikte çok güçlü bir siyasi birliktelik oluşturup, başarı kazanabiliyor. Bunu artık kimse görmezden gelemez, Öcalan’ın bu insanlık sistemini kimse yok sayamaz. Bu gelişmeler devrimsel niteliktedir."
Tüm bu gelişmeler Öcalan’ın özgürlüğünü yeniden gündeme taşıdığını belirten Dr. Qulpi, Güney Kürdistan’dan Öcalan’ın özgürlüğü için başlattıkları kampanyaya ilişkin şunları aktardı: "Kuzey'de, Avrupa’da bu yönlü çalışmalar devam ediyor. Biz de bu ayın 8’inde Güney Kürdistan'da Öcalan’ın özgürlüğü için yeni bir kampanya başlattık. Bu girişimin içinde KNK, Hewler halk temsilcileri, YNK, Goran Hareketi gibi çeşitli siyasi parti temsilcileri, biz Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi olarak bu kampanyadaki yerimizi aldık. 20 milyon imza toplamayı hedefliyoruz. Yine değişik şekillerde çalışmalar, eylemler yapmayı ön görüyoruz. Bu kampanya ile uluslararası alanda Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne destek oluşturmaya çalışacağız. Öcalan’ın özgürlüğü sadece kişisel değildir. Bir halkı ilgilendiriyor. Öcalan’ın sadece serbest bırakılması da değil, aktif siyasete katılımının önündeki engeller de kalkmalıdır."
Kürdistan'da değişik Kürt örgütlerinin olduğunu, bunların ortak amaç için güç birliği yapması gerektiğini söyleyen Dr. Qulpi, "Fakat maalesef bazı Kürt örgütleri diğer Kürt örgütleriyle ortaklaşıp, ortak mücadele yürüteceklerine, Kürdistan'ı sömüren devletlerle dostluk kuruyor, onlarla anlaşmalar yapıyorlar. KDP yönetiminden bazı kişilerin yaptığı açıklamalar bu sömürgecilerin amaçlarına hizmet eden, PKK’yi güçsüzleştirmeye dönük sadece bir yönünü gösteriyor. KDP Türk devleti ve AKP hükümeti ile dostluk ilişkileri kuracağına PKK ve HDP ile dostluk ve birlik ilişkisi kurmalıydı. Temel yanlış buradan başlıyor. HDP başarısı ve Rojava’daki gelişmelerden sonra Güney Kürdistan halkının sahiplenmesi gelişti ve benzeri projelere dönük talepleri oluştu. KDP bunu görünce PKK'ye yönelik tepkisini gösterdi. Bir de seçimlerde AKP büyük yenilgi alınca PKK ve HDP'ye yönelik psikolojik bir saldırı başlattılar, yıldırmak istiyorlar" şeklinde konuştu.
'PKK SADECE BİR ÖRGÜT DEĞİLDİR...'
KDP’nin özellikle Güney Kürdistan'da tüm siyasi partilerin, oluşumların kendi siyasetine karşı birlik oluşturduğu bir dönemde bu tür açıklamalar yapmasının kendisine büyük zarar verdiğiğini söyleyen Dr. Qulpi, şöyle konuştu: "Çünkü kimse bu tür açıklamaları, politikaları tasvip etmiyor. Güney Kürdistan'da herkes KDP politikalarından rahatsız. Gençler bu politikalardan dolayı ülkeyi terk ediyorlar. Dolayısıyla halktan bu tür açıklamalarla büyük tepki topluyor. Çünkü PKK sadece bir örgüt değildir artık. Bir düşüncedir, ideolojidir. Sadece Kürtler de değil, değişik halklar da bu harekette yer alıyor ve PKK halkın yüreğinde, gönlünde yer tutmuş bir halk hareketidir. Güney Kürdistan'da büyük bir halk desteğine sahip. Binlerce insan Apocu felsefeye inanmış ve bu felsefeyle özgürlük mücadelesi yürütüyor. Bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir halk var.”
PKK gerillalarının Güney Kürdistan'ın değişik yerlerinde peşmergeyle yan yana DAİŞ çetelerine, Kürdistan düşmanlarına karşı büyük mücadele verdiğini söyleyen Dr.Faik Qulpi, şunları kaydetti: "PKK’nin Güney Kürdistan'da bedeller ödediği, şehit verdiği bir dönemde bu tür açıklamalar yapmak çok yanlış. PKK’ye karşıtlık, düşmanlık üzerinden geliştirilen bu siyaset Kürt halkının meşru mücadelesine zarar veriyor. Kendisini Kürt halkının temsilcisi gören bir hareket bu tür açıklamalar yapamaz. Bu kesinlikle kabul görmez. Dolayısıyla Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani’nin PKK karşıtlığı konuşmaları hiçbir şekilde Kürtlerin çıkarına değil, düşmana hizmet eden açıklamalardır."