Nusaybin’de bilanço ağır, direniş büyük

90’lı yıllar ile birlikte halkla buluşarak serhildan aşamasını başlattığı sürecin ilk adımını atan alanlardan biri olan Nusaybin, bugün de öz yönetim sürecinin ilk adımlarından birini atarak Kürdistan’da yeni bir dönemin daha öncülüğünü yapıyor.

Kürdistan özgürlük mücadelesinin, 90’lı yıllar ile birlikte halkla buluşarak serhildan aşamasını başlattığı sürecin ilk adımını atan alanlardan biri olan Nusaybin, bugün de öz yönetim sürecinin ilk adımlarından birini atarak Kürdistan’da yeni bir dönemin daha öncülüğünü yapıyor. Devletin uyguladığı 3. sokağa çıkma yasağı ve saldırı dalgasının bilançosu her geçen gün ağırlaşırken, Nusaybin halkı boyun eğmiyor. 

Nusaybin, kırk yıla yaklaşan özgürlük mücadelesi tarihi boyunca devlet zulmüne karşı ‘sürekli serhildan’ halini koruyarak bugünlere kadar taşıdı. 90’lı yıllarda defalarca saldırılara uğrayan, onlarca şehit veren Nusaybin halkı, yine de özgürlük talebinden geri adım atmadı ve her geçen dönem bu isteğini daha fazla savunarak öne çıkardı. Kürdistan’ın hangi noktasında bir zulüm ve baskı yaşanırsa hemen ayaklanan ve sahiplenmekten geri durmayan Nusaybin halkı, 92 Newroz’unda Cizre halkına yönelik katliama karşı, hemen bir gün sonra, 22 Mart günü serhildana kalkmış ve devlet güçlerinin büyük bir katliamı ile yüz yüze kalarak onlarca şehit vermişti. 

Rojava ile de her dönemde dayanışma içerisinde olan Nusaybin, Rojava’da yaşanan devrim ile de bütünleşerek, her zaman yanında yer aldı. 2004 yılında Qmişlo’da BAAS güçlerinin Kürt halkına yönelik katliamına karşı tepkisini gösteren Nusaybin, Rojava devrimi ardından AKP devletinin Rojava’nın Qamişlo kenti ile aralarına örmek istediği ‘utanç duvarı’na karşı da 90’lı yılların serhildan ruhu ile mücadeleye girişerek ‘utanç duvarı’na izin vermedi. 

Tellerin hemen diğer tarafında, Rojava’da ilan edilen öz yönetim ve yeni yaşam modelinin bir benzerini bu yaz ayları ile birlikte kendi kentlerinde oluşturmak isteyen Nusaybin halkının demokratik talebi Türk devletinin kanlı saldırıları ile bastırılmak isteniyor. Öz yönetim ilanı ardından Nusaybin’de ilk olarak Ekim ayında sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Beş gün devam eden bu yasak boyunca onlarca kişi yaralandı, çok sayıda kişi de katledildi. Buna rağmen Nusaybin halkı devlet güçlerinin öz yönetim alanlarına girmesine izin vermedi ve devlet güçlerini püskürttü. İkinci sokağa çıkma yasağı 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından ilan edildi, bu yasak bir gün sürdü ve ardından kaldırıldı. Son olarak 13 Kasım günü ilan edilen ve şimdiye kadar ki en uzun süreli ve ağır saldırılar eşliğinde sürdürülen yasak ise 10. günü geride bıraktı. 

Bu 10 gün boyunca, gün gün, Nusaybin’de neler yaşandı, kaç kişi ne şekilde katledildi ve yaralandı, genel hatları ile şöyle; 

1.Gün:

Sokağa çıkma yasağı 13 Kasım günü saat 21:00 itibari ile ilan edildi. Yasağın başlaması ile birlikte özellikle öz yönetimin ilan edildiği mahallelere doğru büyük askeri sevkiyat ve yığınak yapıldı. Bunun dışında ilk gün sessiz geçildi. Yasağın ilan edildiği akşam, HDP Mardin Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve Ali Atalan da ilçeye gelerek direnişte ki halkın yanında yerlerini aldı.

2. Gün:

Öğle saatlerine kadar sessiz geçildi. Öğle saatlerinden sonra ise ilk olarak Sakarya caddesinde saldırılar başladı. Bu cadde üzerinde bulunan küçük çaplı hendekler hedef alındı. Bu saldırılar sırasında devlet güçleri 47 yaşındaki Faysal Çaka 9 yaşındaki oğlu Şener Çaka’yı hedefleyerek yaraladı. Saldırı, Faysal Çaka sokağa oynamak için çıkan oğlu Şener’i eve geri getirmek için sokağa çıktığı sırada bomba atar ile gerçekleşti. Hemen sonra Abdulgani Dinç, kapısının önünde devlet güçlerinin hedefi olarak yaralandı. 

3. Gün:

Devlet güçleri Çağ Çağ caddesine de saldırmaya başladı. Çağ Çağ Caddesine saldırı Fırat mahallesi kısmından gerçekleşti. Bu saldırı sırasında Selamet Yeşilmen katledilirken, iki çocuğu ve Yeşilmen’i ambulansa bindirmek isteyen Yılmaz Tutal isimli genç yaralandı. Selamet Yeşilmen, atılan bomba atar parçaları ile yaşamını yitirirken, evin içine isabet eden bomba atar parçaları 11 yaşındaki oğlu Fikret ile 9 yaşındaki kızı Sevcan da yaraladı. Yılmaz Tutal ise Yeşilmen ve çocuklarının ambulansa taşınmasına yardım ettiği sırada keskin nişancılar tarafından sırtından vurularak ağır yaralandı. Yine akşam saatlerinde bu kez Devrim mahallesinde Hakim Aytimur isimli, Nusaybin’in tanınan esnaflarından biri, bahçesine sigara içmeye çıktığı sırada keskin nişancılar tarafından omuzundan vurularak yaralandı. Aynı akşam Devrim mahallesinde evinde oturduğu sırada Şirine Bilgi, isimli bir kadın keskin nişancılar tarafından vurularak yaralandı. 

Saldırıların artması üzerine kentin elektrik ve su alt yapısı imha edildi. Kent karanlığa gömüldü, su kesildi. Patlayan su şebekesi nedeniyle kent sular altında kaldı.

4 Gün: 

Su şebekesinin patlaması nedeniyle kentin birçok evini su bastı. Kaymakamın talimatı ile su şebekesini tamir etmeye giden Mardin Belediyesine bağlı MARSU ekiplerine özel harekatçılar ateş açtı, bomba atarlarla saldırdı. Zihinsel engelli, Nusaybin halkı tarafından Reber olarak bilinen bir genç, sokağa çıktığı için keskin nişancılar tarafından vurularak yaralandı. 

5. Gün: 

Saldırılar Fırat mahallesinde yoğunlaştı. Süleyman Alptekin, Abdulkadir Doğan, Halime Tekin ve Fatma Pulat, devlet güçleri tarafından bomba atarla yaralandı. Yaralanan dört kişi de evlerinin önünde ya da bahçesinde bomba atarların hedefi oldu. 

Yeni Turan mahallesinde Mehmet Aslan, keskin nişancılar tarafından ensesinden vurularak ağır yaralandı, bitkisel hayatta, makineye bağlı yaşıyor. 

6. Gün: 

Artık saldırılar Newroz mahallesinde yoğunlaşıyor. Bu günden sonra Newroz mahallesi tümden abluka altına alınıyor. Newroz mahallesi Şirin sokakta, Gül Tutal, evinin bahçesinde devlet güçlerinin hedefi olarak yaralandı. Tutal, yasak ve saldırıların 3. gününde keskin nişancıların vurduğu Yılmaz Tutal’ın annesi. Nusaybin’de tanınan bir esnaf olan Hasan Dal, keskin nişancılar tarafından vurularak katledildi. Yasağın sürmesi, katliamların son bulmaması üzerinde HDP Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve Ali Atalan, yasak ve katliamlar son bulana kadar süresiz açlık grevi kararı aldı. Yıldırım ve Atalan, Nusaybin girişinde bulunan Aydınlar Tesislerine gelerek burada açlık grevi eylemi başlattı. 

7. Gün:

Rabia Akbulut, isimli yaşlı bir kadın Newroz mahallesinde sırtından vurularak yaralandı. Musur Aslan isimli bir genç, keskin nişancılar tarafından kafasından vurularak katledildi. Musur Aslan’ın annesi Türkan Aslan, Nusaybin Devlet Hastanesi’nde oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra, kapıda bekleyen özel harekatçılara “Katilsiniz, çocukların gençlerin katilisiniz. Bunun hesabını vereceksiniz” diye haykırarak lanet yağdırdı. Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve Ali Atalan’ın açlık grevi eylemine HDP Mardin milletvekilleri Mithat Sancar ve Erol Dora’da dahil oldu. 

8. Gün: 

Newroz mahallesinde şiddetli çatışmalar yaşandı. Birçok ev ve işyeri bomba atarlarla tahrip edildi. 19 yaşında Muhammed Altunkaynak, keskin nişancılar tarafından katledildi. Nurhan Kaplan, komşularına su vermek isterken kapısının önünde keskin nişancılar tarafından kalbinden vurularak katledildi. 

Newroz mahallesinde Ahmet Öz, devlet güçleri annesini hastaneye götürmesine engel olduğu için boynuna geçirdiği iple yaşamına son verdi. 

Şerife Keçe, sırtından vurularak yaralandı.

 

9. Gün 

Sokağa çıkma yasağı kısmi ve geçici olarak kaldırıldı. Yasağın geçici olarak kaldırılması ardından binlerce Nusaybinli, Mardin ve ilçelerinden gelen kitle ile birlikte sokağa çıkarak yasak ve saldırılara öfke yağdırdı. Yasağın sürdüğü mahallelere yürüyen kitle devlet güçleri tarafından engellendi. 

Yasağın 9. gününde devlet tüm gücünü başta Newroz olmak üzere Fırat, Abdülkadirpaşa ve Yenişehir mahallelerine yöneltti. Gündüz başlayan saldırılar gece boyunca devam etti. Şerif Alpar, Şirin sokak civarında keskin nişancılar tarafından kafasından vurularak katledildi. 

10. Gün

Newroz mahallesine yoğun saldırılar gerçekleşti. Bir sivil keskin nişancılar tarafından kolundan vurularak yaralandı. HDP’li milletvekillerinin başlattığı açlık grevi eylemine 4. gününde polis ve özel timlerin saldırısına uğradı. Milletvekillerinin açlık grevi eylemine destek vermek ve Nusaybin’deki katliam ve saldırıları protesto etmek için açlık grevi eyleminin yapıldığı Nusaybin, girişinde, İpek Yolu üzerinde bulunan Aydınlar Tesislerine gelen aralarında DBP Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk ve DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna’nın bulunduğu binlerce kişi Nusaybin’e yürümek istedi. Bu sırada kitleyi engelleyen ve Ahmet Türk’ü gözaltına almak isteyen polis ve özel timler kitleye saldırdı. Kitle ile birlikte Nusaybin’e geçmeye çalışan açlık grevinde ki milletvekillerinden Mithat Sancar, gaz bombası ile yaralandı. Milletvekilleri saldırıların ardından açlık grevi eylemlerine devam etti.