Kürdistani İttifak: HDP'yi iktidara karşı yalnız bırakmayacağız

Kürdistani İttifak Grubu, HDP'ye dönük saldırı ve tehdide tepki göstererek, "HDP iktidarın hukuksuz ve provokatif operasyonlarına karşı asla yalnız değildir" dedi.

 

Kürdistani İttifak Grubu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi’ne yönelik saldırı ve polis amirinin HDP'li Ayşe Acar Başaran'a yönelik tehdidine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “Türkiye'de hukuksuzluk, adaletsizlik ve huzursuzluk vaka-ı adiyeden oldu. Her gün hukuksuzluklara bir yenisi ekleniyor. Ne şartlarda ve hangi yöntemle olursa olsun iktidarda kalmaya kilitlenmiş bu hükümet, Kürt düşmanlığı ve kadın düşmanlığında pervasızlaşmış bu pervasızlaşma hali faşizm üreterek tüm topluma yayılmış ve mafya üreten bir mekanizmaya dönüşmüştür” denildi.
 
Başta bağımsız kalması gereken yargı kurumu olmak üzere bütün bürokrasinin iktidarın emrinde çalışan aygıtlar haline getirildiğinin belirtildiği açıklamada, herkesin ölçüsüz bir şekilde iktidarın emir kulu haline gelmesine sebep olunduğu kaydedildi.

'İKTİDAR ÇİRKİN YÜZÜNÜ GÖSTERİYOR'

Açıklamada şunlar da ifade edildi:

"Çürüyen, bütün mekanizmaları tel tel dökülen bu düzen artık çığırından çıkmıştır. İktidarını devam ettirmek için toplumun bütün kutsallarını çiğneyen ve kullanan iktidar bu sefer çirkin yüzünü anneliğin masumiyetinin arkasına saklanarak göstermiştir. Dün HDP Genel Merkezi önünde gerçekleştirilen provokatif eylem bunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
 
Bilindiği gibi bu ilk değildir. İki yılı aşkın bir süredir başta Diyarbakır olmak üzere bölgenin farklı illerinde HDP il başkanlıkları önünde organize edilip sürdürülmeye çalışılmış yine İzmir il binasında Deniz Poyraz'ın katledilmesine varan bu provokasyonlar, İçişleri Bakanlığınca Ankara HDP Genel Merkezi önünde organize edilerek devam ettirmenin yeni halkasıdır.
 
Her şeyden önce demokrasinin vazgeçilmez unsuru siyasi partilerdir. Bu ülkenin üçüncü büyük partisi olan bir siyasi partinin Genel Merkezinin bu şekilde bir saldırıya maruz kalması ve bu saldırının hükümetin ve kolluk kuvvetlerinin organizasyonu ve iştiraki ile gerçekleştirilmesinin hukuk düzeninde izahı ve kabulü mümkün değildir. Kendisini her güçten üstün gören kolluk görevlileri bu halkın meşru oyları ile seçilmiş ve her türlü dokunulmazlığı yasalar ile korunan milletvekillerini mafya ağzı ile ‘seni duvara çivilerim’  şeklinde tehdit etme densizliğini yapabiliyor, bu cüreti kendinde bulabiliyor olmasının bir açıklaması olamaz.
 
Bu ancak topluma demokratik siyasette verecek bir şeyi olmayan iktidarın gerginlikten, seviyesizlikten ve provokasyonlardan medet umma acizliğidir. Ancak şunu çok iyi biliyoruz ki; kaba, ahlak dışı söylemleri ile görgüsüzlüğün numunesi olan bu zatlar, hiçbir hukuk tanımayan hükümetten ve arkalarındaki İçişleri Bakanı'ndan güç almaktadırlar. Kolluk birimleri suç ve suçluyla mücadele etmek yerine suç ve suçlu üreten merkezler haline gelmiştir.
 
Kısıtlı demokrasilerde bile bir polis amirinin seçilmiş milletvekilini alenen 'seni duvara çivilerim' diyerek ölümle tehdit etmesi skandaldır. İçişleri Bakanı istifa etmeli ve ilgili görevli görevden alınmalıdır.
 
'HDP ASLA YALNIZ DEĞİLDİR'
 
Herkes şunu bilmelidir ki; HDP meşruiyetini halktan aldığı oylardan ve bu ülkenin Anayasası'ndan alan demokratik siyasetin vazgeçilmez bir parçasıdır. Kurgulanmış kumpas davaları ve ısmarlama kapatma davasına rağmen demokratik siyasetin temel dinamiğidir. İktidarın hukuksuz ve provokatif operasyonlarına karşı asla yalnız değildir. HDP'ye yönelik bu provokatif eylemi yapan, sebep olan, tüm odakları kınıyor, HDP'ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, yanında olduğumuzu tüm kamuoyu önünde deklare ediyoruz.”