GÖRÜNTÜLÜ

'KDP ulusal çıkarlara ihanet ediyor; Ankara'ya çalışıyor'

ANF'ye konuşan Güney Kürdistanlı Gazeteci Ahmet Refik, Türk devletinin özellikle Güney Kürdistanlı güçleri Kuzey ve Rojava Kürtlerine karşı kullanmak istediğini kaydetti.

Güney Kürdistanlı Gazeteci Ahmet Refik, Sêmalka Sınır Kapısı'nın KDP tarafından kapatılmasının, Türk devletinin politikası sonucu geliştiğini belirtti. Refik, bunun ulusal çıkarlara ihanet olduğunu söylerken, "PKK saflarına katılımlar her geçen gün biraz daha büyüyor. Çünkü halk PKK’nin dört parça Kürdistan’da verdiği mücadeleyi ve siyasetini benimsiyor" dedi.

ANF'ye konuşan Güney Kürdistanlı Gazeteci Ahmet Refik, Türk devletinin özellikle Güney Kürdistanlı güçleri Kuzey ve Rojava Kürtlerine karşı kullanmak istediğini kaydetti. Refik, “Güney Kürdistanlı güçler bilmelidir ki, Türk devleti bizim iyiliğimiz için bize yanaşmıyor; bizi Kuzey ve Rojava’da Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı kullanmak istiyor. Başta KDP olmak üzere Güneyli güçler bu plana karşı PKK ve PYD’nin yanında yer almalıdır” diye konuştu. 

‘KDP KENDİ BAŞINA KARAR ALIYOR'

Sêmalka Sınır Kapısı'nın kapatılmasının Güney Kürdistan parlamentosu yada hükümetinin bir kararı olmadığının altını çizen Refik, şöyle devam etti: 

"Maalesef Güney Kürdistan’da halen bir parti bütün toplum adına karar alabiliyor. Güney Kürdistan’da geçen 25 yıl içinde maalesef iyi bir yönetim anlayışı ve demokrasi örneği ortaya çıkarılamadı. 25 yıldır parlamentomuz olmasına rağmen hiçbir zaman tam anlamı ile işlemedi. Halen bir parti parlamento ve hükümet yerine kararlar veriyor. Sêmalka Sınır Kapısı'nın Rojava Kürtlerinin üzerine kapatılması da bu kararlardan biridir. Bu hükümetin veya parlamentoda yer alan bütün partilerin kararı değil, bir partinin kararıdır. KDP kendi başına bu kararları alıyor. Bu nedenle geçen 25 yıllık süreçte ulusal düşünen ve ulusal çıkarları her şeyin üzerinde tutan bir anlayış ortaya konulmadı. Bütün kazanımlar parti çıkarları doğrultusunda kullanıldı.” 

‘KDP KÜRTLERİN DEĞİL, ANKARA'NIN ÇIKARLARINI DÜŞÜNÜYOR'

Hewler’in PKK ve Rojava hakkında Türk devleti politikasına aykırı bir karar alamadığını vurgulayan Refik, Güney Kürdistanlı güçleri Türk devletinin katliamlarına karşı sorumlu davranıp halkın yanında yer almaya çağırdı. Refik, şunları söyledi:

“Hewler’den alınan kararlar Türkiye’nin PKK ve Rojava hakkında düşündüğü siyasetten bağımsız ele alınamıyor. Bugün Türk devleti Kuzey Kürdistan’da katliam gerçekleştiriyor. Yeni Enfal ve Halepçeler yaşanıyor. Saddam Hüseyin’in yaptıkları ile bugün Türk devleti ve Beşar Esad’ın yaptıkları arasında hiçbir fark yoktur. Bunun için Güney Kürdistan partileri Kuzey ve Rojava’da yaşananlar karşısında sorumlu davranmalıdır. Özellikle Rojava’da ortaya çıkarılan kazanımlar sahiplenmeli ve her türlü destek sunulmalıdır. Maalesef bu konuda Türk devletinin siyaseti bazı partiler üzerinde ağır basıyor ve içine girdikleri bazı ittifakalar nedeniyle KDP Rojava’ya karşı yaptırım uyguluyor."

'HALK PKK'NİN SİYASETİNİ BENİMSİYOR'

“Kürdistan’ın hangi parçasında olursa olsun eğer bir parti kendi partisel çıkarları için ulusal kazanımlar karşısında yer alıyorsa Kürt ulusuna ihanet etmiş olur ve tarih yaptığını affetmez" diyen Refik, devamla şunları belirtti: “Eğer Güney Kürdistan’a genel bir bakarsak PKK’ye gönül verenler ya da ulusal çıkarları esas alan siyaseti nedeniyle PKK saflarına katılımlar her geçen gün biraz daha büyüyor. Çünkü halk PKK’nin dört parça Kürdistan’da verdiği mücadeleyi ve siyasetini benimsiyor.”

‘KDP KENDİSİNİ PKK FOBİSİNDEN ARINDIRMALI’

Güney Kürdistan’da başta KDP olmak üzere bazı partilerin izledikleri yanlış siyaset nedeniyle bölgede boşlukların oluştuğunu söyleyen Refik, bu kesimlerin, boşlukları doğru ve ulusal siyaseti ile doldurduğu için PKK'ye dönük fobilerinin geliştiğini vurguladı. Refik, şu değerlendirmede bulundu:

“DAİŞ savaşı olmasa Güney'de bazı partilerin şimdi bitme noktasına geldiğini görecektik. Eğer son iki yılda DAİŞ çeteleri Güney Kürdistan’a saldırmamış olsa Güney Kürdistan’ın bazı partileri yanlış siyasetleri nedeniyle bitişin eşiğine gelmişlerdi. Ben bir yıl önce bir makale yazmıştım; ‘Güney Kürdistan’da bazı partiler özellikle KDP neden PKK’den korkuyor ve PKK fobisi var’ diye. PKK ulusal değerleri savunmada başarı gösterdiği ve devrimci bir hareket olduğu için dost kazanmada zorlanmayan bir partidir. Bu nedenle ailesel ve parti çıkarlarını bütün ulusal çıkarların önüne koyanların PKK fobisi var. Fakat PKK fobisi ve karşıtlığı hiçbir şey kazandırmaz; ortak bir stratejide buluşup birlik olmak gerekiyor.” 

‘ÖZGÜR ÜLKEMİZ OLMADAN ÖZGÜR EKONOMİMİZ OLAMAZ’

Bütün Kürt partilerinin bu tarihi süreçte partisel çıkarlarını bir kenara bırakıp ortak ve ulusal bir strateji etrafında birleşmesi gerektiğini ifade eden Refik, "Kürt halkı olarak önümüze çıkan fırsat tarihidir ve bir daha kolay kolay bu fırsat önümüze çıkmaz. Bize düşen bu süreçte ulusal çıkarları bütün siyasi, diplomatik ve ekonomik çıkarların üzerinde tutmaktır. Kürt halkı olarak bizim buna ihtiyacımız var. Bizim özgür bir ülkemiz olmadan özgür bir ekonomimiz olamaz. Kendimizi kandırmamalıyız. Bir an önce dört parça Kürdistan’ı kapsayan ve içinde bütün Kürt güçlerinin olduğu ulusal bir strateji etrafında birleşip bu yüz yılı halkımızın özgürlük yılı yapmak için birlikte mücadele etmeliyiz” diye belirtti.

‘PETROL BORU HATTI YALANI İLE KÜRTLER OYUNA GETİRİLMEYE ÇALIŞILDI’

Türk devletinin petrol boru hattını "PKK patlattı" yalanını ortaya atarak PKK karşıtı bir Kürt cephesi kurmaya çalıştığına değinen Refik, Kürtlerin Türk devletinin bu oyunlarına karşı duyarlı olması gerektiğini vurguladı. 

Gazeteci Ahmet Refik, son olarak şunları ifade etti:

“Türk devleti bundan bir buçuk ay önce 'PKK Güney Kürdistan petrol boru hattını patlattı' yalanını ortaya attığı zaman YNK yönetimine bir mektup göndererek ‘PKK’ye karşı kendi cephelerinde yer almasını’ istemiş. Petrol boru hattını da bilinçli olarak ortaya atıp ekonomik kriz içinde olan Güney Kürdistan’a ekonomik baskı uygulayarak diğer bazı yanında yer alan partiler gibi kendi cephelerinde yer almasını istemiş. Bu da ortaya çıkardı ki, petrol boru hattını PKK patlattı yalanını ortaya atıp zaten ekonomik kriz ile boğuşan Güney halkını kendi yanına almaya çalıştı. Fakat YNK buna olumsuz cevap vererek PKK’nin mücadelesinin yanında olduğunu ve desteklediğini söyledi. Türk devleti Kürt halkı içinde bu tür kirli oyunlar içindedir. Bu oyunlara karşı uyanık olmak gerekiyor.”