KCK: Her türlü saldırıya anında karşılık verilecek

KCK: Her türlü saldırıya anında karşılık verilecek

KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, 9 Ekim komplosunun 14. Yıldönümü dolayısıyla yaptıðı açıklamada, AKP hükümetinin “yalnızlaşmasına” raðmen bölgesel savaşa hazırlandıðına dikkat çekerek, “Kürt halkının, Önderliðine, kendi varlıðına ve deðerlerine karşı yöneltilmiş her türlü saldırıya anında karşılık vermesi ve meşru müdafaa hakkını her koşul altında kullanması temelinde özgürlük yürüyüşünü yükselteceði kesindir” dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkışına yol açan 9 Ekim 1998 uluslararası komplosunun 14. Yıldönümünde yazılı bir açıklama yapan KCK, “Önderliðimiz şahsında Özgürlük Hareketimize ve Kürt halkına karşı geliştirilen 9 Ekim Uluslararası Komplosu'nu 14. yılında bir kez daha lanetliyoruz. Bu komploya karşı geliştirilen mücadelede, özgürlük deðerleri uðruna yaşamını feda eden tüm yüce şehitlerimizi saygıyla anıyoruz” dedi.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “Komplonun ve bununla başlayan Ýmralı esaret sürecinin tam 14 yılını geride bırakırken çok açık söylenebilir ki, komplocu güçler Önderliðimizin, halkımızın ve hareketimizin eşsiz direnişi karşısında lanetli hedeflerine ulaşamamış, başarısız kalmıştır. Halkımız, komplonun ilk gününden itibaren Önderliðini sahiplenmede ve komployu boşa çıkarmada eşsiz bir direniş sergilemiş, ‘Güneşimizi Karartamazsınız’, ‘Yaşamın Yaşamımızdır, Özgürlüðün Özgürlüðümüzdür’ şiarıyla Önder Apo etrafında kenetlenerek ateşten çember olmuş, fedai eylemler geliştirmiş, bulunduðu her yerde direniş çemberini güçlendirmiş, komploculardan ve inkarcı-imhacı Türk devletinden hesap sormuştur.

Ancak bilinmektedir ki komplo boşa çıkarılmış fakat tümden bertaraf edilmemiştir. Faşist Türk devleti 14 yıl boyunca Önderliðimiz üzerindeki tecridi aðırlaştırmış, hücre içinde hücre cezalarıyla gayri hukuki, ahlaki, vicdani her türlü saldırıyı geliştirerek bu insanlık dışı uygulamalarından medet ummuş, Önderliðimizin sunduðu hiçbir demokratik çözüm projesine olumlu karşılık vermemiştir. Tasfiye ve imha konseptinde ısrar ederek topyekun bir savaşı giderek derinleştirmiştir. 2009’da KCK adı altında başlattıðı siyasi soykırım operasyonlarıyla Kürt halkını, demokratik toplumsal muhalefeti ve AKP’nin faşist politikalarına ortak olmayan, karşısında duran herkesimi ve her çevreyi pervasızca hedeflemiş, gerilla güçlerimize yönelik imha operasyonlarına yönelmiştir. Ýmralı sistemiyle Önderliðimize karşı aðırlaştırılmış tecridi uygulamış ve buna karşı Önderliðimiz hukuksuzca ve denetim altında dayatılan görüşmelere çıkmayarak direniş tutumunu geliştirmiştir.

ÖCALAN’IN SAÐLIK VE GÜVENLÝK ŞARTLARI SAÐLANMADAN HÝÇBÝR SÖZÜN TOPLUMSAL KARŞILIÐI OLMAYACAK

AKP devleti, Önderliðimize, hareketimize, halkımıza ve halkların geleceðine yönelik topyekun imha savaşını başlatmış; buna karşı hareketimiz de meşru müdafaa hakkı temelinde savunma savaşıyla cevap vermiştir. 2012 Temmuz ayından itibaren başlattıðı bu savaşa karşı hareketimizin geliştirdiði “Devrimci Direniş Hamlesi” karşısında zorlanan Türk devleti, Kürt sorununda demokratik çözümü gerçekleştirmek için deðil, yeniden boş vaatlerle oyalamayı amaçlayarak halkımızın, gerillamızın direniş hamlesini gevşetmeye yönelik taktiksel amaçlı çıkışlar yapmıştır. Ýmralı ve Oslo Görüşmelerinin yeniden olabileceðini dillendirerek, ailesinin Önderliðimizle bir defaya mahsus olan görüşmesini karşıt siyasi hamlesinin zemini yapmaya çalışmıştır. Önderliðimizin “saðlık, güvenlik ve özgür hareket etme” şartları yerine getirilmediði sürece Kürt halkı ve hareketimiz nezdinde, AKP devleti tarafından söylenen hiçbir sözün siyasi bir deðeri ve toplumsal bir karşılıðı olmayacaktır.

TAŞERONLUÐA SOYUNAN AKP BÖLGESEL SAVAŞA HAZIRLANIYOR

Hareketimize karşı uluslararası komployu devam ettirmek ve bu konuda uluslararası güçlerden destek alarak Kürt halkının bölgedeki gelişmelerden yararlanmasının önüne geçmek için taşeronluða soyunan AKP devleti, bölgesel savaşa hazırlanmaktadır. Bu amaçla Meclis’ten geçirmiş olduðu tezkere, Kürt halkına karşı her türlü olasılıða hazır olma anlamında gerektiðinde bölgesel savaşa da girebileceðini ortaya koymuştur. AKP'nin tüm amacı, boşa çıkarılmış uluslararası komployu canlandırmak ve Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni bastırma koşullarını ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla gözü kara bir biçimde davranan AKP, bu politikalarına destek bulmayıp yalnızlaşmasına raðmen çizgisinde ısrar etmektedir. Bu biçimde davranan bir zihniyet yapısından Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümünü beklemek boşuna bir beklentidir. Nitekim AKP Kongresi’nde Erdoðan’ın yaptıðı konuşma her şeyiyle fikrini ve zikrini ortaya koymuştur.

Savaşı derinleştirerek Kürt halkını imhaya, Hareketimizi tasfiyeye ve Türkiye’yi adım adım felakete götüren bu çılgınlıða dur demek tüm Türkiyeli ve Kürdistanlı yurtseverlerin ve demokratların temel bir görevi durumundadır. Bu konuda hareketimizin başlattıðı devrimci hamle, AKP hükümetinin politikalarını başarısız kılma ve dur demenin en temel bir yaklaşımıdır. Bugün TC Devleti'nin şiddet politikasıyla sonuç almayacaðını, bu politikanın yenilgiye mahkum olduðunu ortaya koyan devrimci hamlemiz önemli sonuçları ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Bu, aynı zamanda uluslararası komployu tümden yenilgiye uðratmanın da önemli bir hamlesi durumundadır. Uluslararası komplo boşa çıkarılmış ama tümüyle ortadan kaldırılmamıştır. Ortadan kalkması ancak Önder Apo'nun özgürleşmesi ve Kürt halkının statü kazanması temelinde sorunun çözülmesiyle mümkündür.

Bugün Kürdistan halkı, Uluslararası Komplo’yu tümden sona erdirmek, Önder Apo'nun özgürlüðünü saðlamak amacıyla büyük bir hamleyle 9 Ekim Komplosu’nun 15. yılını karşılamaktadır. 14 yıl boyunca büyük emek ve kahramanlıklar temelinde sürdürülen büyük direniş ve paradigmasal açılım temelinde yaşanan yenilenme ve büyüme ile hareketimiz final sürecine dayanmış bulunmaktadır. Uluslararası Komplo'nun 15. yılını bir başarı yılına dönüştürmek için öncelikle tüm halkımız ve dostlarımız 9 Ekim Komplosu’nun yıldönümünde komployu lanetlemede önemli bir çıkış günü haline getirmelidir.

SALDIRILARA ANINDA KARŞILIK VERÝLMELÝ

Avrupa’da başlatılan “Önder Apo’ya özgürlük imza kampanyası”, “özgürlük nöbeti” ve “otobüs turları” oldukça anlamlı olup yurtdışında yaşayan halkımız bu çalışmanın güçlü sonuçlanmasında rolünün belirleyici olduðunu unutmamalıdır. Bu hamlesel sürece süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemiyle katılan ve her geçen gün sayıları giderek çoðalan tutsak yoldaşlarımızın ve dostlarımızın onurlu direnişlerini selamlıyoruz. 27 günü geride bırakan ve bazı cezaevlerinde yapılan saldırılara raðmen kararlılıkla sürdürülen açlık grevi eylemlerine ve bu deðerli duruşa karşı tüm Kürdistan halkını ve demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya, sahiplenmeye, siyasi tutsakların sesi, dili, yüreði olmaya çaðırıyoruz.

Ortadoðu’nun yeniden şekillenmesinde bir kez daha Kürt halkının yok sayılması ve katliama tabii tutulmasına asla müsaade etmeyeceðimiz bilinmelidir. Kürt halkının, Önderliðine, kendi varlıðına ve deðerlerine karşı yöneltilmiş her türlü saldırıya anında karşılık vermesi ve meşru müdafaa hakkını her koşul altında kullanması temelinde özgürlük yürüyüşünü yükselteceði kesindir. Bölgede deðişim-dönüşümde ve demokratikleşmede temel bir aktör haline gelen Kürt halkı ve özgürlük mücadelesi kapitalist moderniteye alternatif paradigmasıyla tarihi özgürlük yürüyüşünü mutlak surette başarıya ulaştıracaktır. Tüm yurtsever halkımız şimdiye kadar olduðu gibi, tarihin bu önemli aşamasında da yüksek bir fedakarlıkla mücadeleye katılmalı, uluslararası komplonun yıl dönümünde komployu tüm gücüyle lanetlediðini bütün dünyaya göstermelidir. Bu konuda tüm halkımızı uluslararası komployu en etkili bir biçimde protesto etme etkinliklerine katılmaya ve serhildan hareketini yükseltmeye çaðırıyoruz.”