Her günün bir Roboski yaşatma amacı taşıdığı "Yeni Türkiye"de 19'u çocuk 34 sivilin AKP'nin emri, devletin eliyle Türk ordusuna ait savaş uçaklarıyla katledildiği Roboski katliamının 4'üncü yıldönümüne sayılı günler kaldı.
HASAN YOLDAŞ
ŞIRNAK / ANF
Perşembe, 24 Aralık 2015, 07:02
Her günün bir Roboski yaşatma amacı taşıdığı "Yeni Türkiye"de 19'u çocuk 34 sivilin AKP'nin emri, devletin eliyle Türk ordusuna ait savaş uçaklarıyla katledildiği Roboski katliamının 4'üncü yıldönümüne sayılı günler kaldı.
Roboski'den...
Bizzat AKP'nin emri ve devletin eliyle Türk ordusuna ait F-16 savaş uçaklarıyla 28 Aralık 2011'de 19'u çocuk 34 sivilin bombalanarak katledildiği Roboski'de katliamın 4'üncü yıl dönümdeyiz. Aynı zamanda yine Kürdistan'da bizzat AKP'nin emri ve devletin eliyle girişilen topyekün bir inkar ve imha konsepti sürecindeyiz. Hatta bu yüzden dünyada yankı bulan Roboski katliamının yıldönümüne sayılı günler kalmasına rağmen, haftalar öncesinden hemen hemen tüm gündemi oluşturan Roboski katliamı, AKP ve devletin ortak organizasyonunda geliştirilen konseptin adeta gölgesinde kalmış durumda. Roboskili ailelerin her Perşembe günü rutin olarak çocuklarının mezarının başına giderek haykırdıkları adalet taleplerinin dışında tabi. Kürt halkının özerklik talepleri doğrultusunda oluşturdukları öz yönetim alanlarında AKP-devlet organizasyonunda milyonlara karşı girişilen katliam senaryosu nedeniyle her yıl on binlerin yıl dönümünde bir araya geldiği Roboski'de bu yıl katılım düzeyinin nasıl olacağını tahmin etmek zor. Ne yazık ki Roboski katliamında 3 maymunu oynayan dünya, Roboski ve benzeri katliamların yeniden yaşatılmaya çalışıldığı bu günlerde de aynı istikrarını koruyor.
GEÇTİĞİN EN TEMİZ GÜZERGAHLARA EN KİRLİLERİYLE ENGELLER KOYMUŞLAR
Roboski katliamının yıldönümü için Roboski'ye ulaşmak da o kadar kolay değil. Roboski katliamının yıldönümü için Fırat'ın batı yakasından yola düştüğümde geçmem gereken tüm güzergahlarda AKP-devlet işbirliğinde sıkıyönetim uygulamaları, Roboski'ye ulaşabilmenin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü AKP diktatöryasının devlet eliyle hayata geçirdiği sıkıyönetim uygulamalarının devreye konulduğu tüm Kürt kentleri, bu yol güzergahında bulunuyor. Kürt Özgürlük Hareketi'ni yüzde 80 ve üzerinde desteklendiği bu kentler, on yıllardır halk olmaktan gelen haklı taleplerinin mücadelesini verdiği için, AKP-devlet işbirliğinde adeta yok edilmek isteniyor. Roboski'ye ulaşabilmek için bu sıkıyönetim altındaki kentleri tek tek geçmek gerekiyor. Ve sırasıyla başlıyorsun; Amed özelde Sur ilçesi, Nusaybin, Cizre ve Silopi. Bu kentlere girmek bir tarafa dursun, aynı güzergahtan bile geçmen mümkün değil. Roboski'ye kadar yaklaşık 400 kilometrelik bir güzergahı oluşturan bu hat tamamıyla AKP ve devletin askeri ile polisi tarafından kuşatılmış, giriş ve çıkışlara asla izin verilmiyor. Bunlarla sınırlı kalsa; özel harekat polisleri mi desen Jandarma Özel Harekatı (JÖH) mı desen, Polis Özel Harekatı (PÖH) mı desen kimi istersen var. Yanlarında bir de tank, top, helikopter gibi her türlü zırhlı araçlarını da getirmişler. Yani yeni Roboskiler yaşatmaya.
On bin askeri de unutmamak lazım. Elbette bu resmi olarak açıklanan sayı. Gayri resmi olan ve gayrimeşru olan ile her türlü kirli işte parmakları olan JİTEM'i ve Esedullah timlerinde tut katliam çetelerinin her türlüsünü içinde barındırıyor. Ford Rengerlısını da unutmamak lazım. Yani Roboski'ye ulaşmak için daha önce kullandığın en temiz güzergahtan, şimdi buralara yerleştirilen bu en kirli kademeleri aşarak geçmen lazım.
FİZANA GİTMEK ROBOSKİ'DEN DAHA KOLAY!
Gördükleri her türlü canlıyı bile hedefe koyarak katleden bu kirli kademelerden geçmek kolay olmayınca, en uzun yola başvurmak zorundasın. Bunun için bizde ancak Roboski'nin etrafını dolanarak varabiliyoruz, 34 canın katledildiği topraklara. Duble yollar burada yok. Gelen araç geçene kadar aracını kenara çekip beklemek zorundasın. Yoksa olası bir kaza kaçınılmaz olacak. Trafik ışığı da yok. Trafik ışıklarının yerini yol boyunca karakollar alıyor. Buralarda ışık sürekli kırmızı yanıyor. Her 10 ile 20 kilometre arasında bulunan tüm bu noktalarda durmak zorundasın. Yol kapatılmış ve istisnasız aramalardan geçiriliyorsun. Arama-tarama faaliyetlerinin ardından şanslı isen yoluna devam edersin.
'YENİ TÜRKİYE' DOĞUDA GİZLİ!
Bir bir engelleri aşarak, ite-kaka varıyorsun Roboski'ye. Acıların kabuk bağladığı, yitirilenlerin ardından dökülmekten göz pınarlarının kuruduğu Roboski'ye. "Yeni Türkiye"de ulaşılamayacak yer yok! Her yere açılan yeni hava alanlarıyla, her yere yapılan duble yollarla istediğin zaman isteğin yerde olman mümkün nede olsa!.. Biz de vardık F16'lardan atılan 4 bomba ile katledilen; Salih Ürek, Bedran Encü, Adem Ant, Erkan Encü, Şivan Encü, Muhammed Encü, Bilal Encü, Aslan Encü, Mehmet Ali Tosun, Savaş Encü, Orhan Encü, Nadir Alma, Celal Encü, Fadil Encü, Mahsun Encü, Şervan Encü, Yüksel Ürek, Cemal Encü, Cihan Encü, Vedat Encü, Serhat Encü, Salih Encü, Özcan Uysal, Hüseyin Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Selim Encü, Zeydan Encü, Seyithan Enç, Hüsnü Encü, Selahattin Encü, Osman Kaplan, Abdulselam Encü ve Şerafettin Encü'nün köyüne.
Bakınıyorum hemen sağa sola. 2011 ile 2015 arasında geçen 4 yıllık zaman diliminde nelerin değişmiş olabileceğine. Hemen aklına ilk gelen sorumlular oluyor. ROBOSKİ KATLİAMI'ndan sorumlu olanlar adalet karşısında cezalandırıldı mı? ve peşi sıra gelen diğer sorular. Bunların dışında katliam ile beraber gerek 7/24 ekranlarda gerekse bizzat temasa geçerek gördüğümüz ve katliamdan sonra geçen 4 yıllık zaman diliminde nelerin değiştiğini görüyorsun. Direniş, mücadele, hak arama ve hesap sorma bu değişimlerin başında geliyor.
HER EVDE BİR ÇERÇEVEYE SIKIŞTIRILMIŞ 34 CAN
Girdiğimiz her evde karşımıza çıkıyor bir çerçeve içerisine sıkıştırılmış 34 canın fotoğrafı. Gittiğin her evde bunu görmen mümkün. Özellikle kadınların çocuklara, kızlara ve gençlere mağrur bakışları, iç çekişleri, yaşadıkları o ilk günkü acının yanında bir de katillerden ve sorumlulardan hesap sormak için hırsları, öfkeleri ve verdikleri mücadeleyle birlikte. 4'üncü yılını dolduran katliamın ardından adalet mücadelesini veren Roboskililerde eskisi gibi kameralar karşısında "ezilen, çekinen, ürkek" kimseyi bulamazsınız. Bunun aksine her şeyin farkında olan, günceli takip eden, direnen ve her daim mücadelesini yükselten insanları görürsünüz.
Biraz hafızalarımızı tazeleyelim mi? Bakalım Roboski katliamı nasıl olmuş. Takvim yaprakları 28 Aralık 2011'i gösterdiğinde saat 21.30-22.30 arasında aralarında çocukların olduğu 38 kişilik sınır ticareti yapan bir grubun üzerine Türk ordusuna ait savaş uçakları olan F-16'larca üst üste kazan bombaları bırakıldı. Öyle ki bu bombardıman tek bir kişinin dahi sağ kalmamasına dönük yapılıyor olduğu kullanılan bombalardan anlamak mümkün. Grubun ticaretini yaptığı petrol ve sigara gibi eşyaları taşımak için 50 tane de katır bulunuyordu bu bombardımanda katledilen. Bu katırlar ticareti yapılan malzemeleri yüklenmiş, 38 sivil insan ile Güney Kürdistan’dan çıktıkları köyleri olan Şırnak'ın Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboski (Ortayol) ve Bejûh'a (Gülyazı) doğru yol alıyordu. Bir anda ne olduğunu fark etmeksizin bombalanmaya başladılar. 34 can bombalanarak param parça edildi, katledildi. Bombardımandan biri ağır olmak üzere 4 sivil de sağ kurtuldu. Bu katledilenlerden 19'u daha reşit bile değildi. Çocuktu bunlar.
'BAHOZ GEÇECEKTİ, KAZA OLDU!'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan ve başında olduğu AKP ile Türk ordusunun başında bulunan dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel tarafından yapılan açıklamalar ise şöyle oldu: "PKK'liler zannettik. Bahoz Erdal geçecek istihbaratını aldık. Kaza oldu." İktidar ve TSK tarafından yapılan akıl almaz açıklamalar katledilen 19'u çocuk 34 sivilin faillerini gözler önüne seriyordu. Ama her zaman olduğu gibi hukuk rafa kaldırıldı, adaletin ise tecellisi "bahara" kaldı.
KATLİAMIN ÜZERİNİ KAPATTILAR
Katliama dönük yürütülen tüm soruşturmalar kapatıldı, sivil mahkemede başlayan dava askeri mahkemeye alındı ve askeri mahkemede ordunun "suçu olmadığına" ve "yargılanmayacağına" hükmetti. Yakınlarını katliamda kaybeden Roboskili aileler, bunun üzerine adalet arayışlarına Anayasa Mahkemasi'ne (AYM) başvurarak devam etti. İç hukuk yollarında sürdürdükleri adalet arayışı her seferinde boşa çıkarılan Roboskili aileler, bir buçuk yıldır AYM'den çıkacak kararı bekliyor.
Oysaki yakınlarını kaybeden Roboskili ailelerin istekleri, katliama dair etkin bir soruşturmanın yürütülmesi, katliam emrini verenin açığa çıkarılmasını ve gerçeklerin tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulması, sorumluların adalet önünde yargılanarak cezalandırılmasıydı. Bunun içindir ki Roboskili aileler, her Perşembe katledilen canlarının mezarı başında ve her ayın 28'inde Şırnak Valiliği önünde bir araya gelerek adalet taleplerini yineliyor.
SERİ KATLİAMCIYA DÖNÜŞEN İKTİDAR
AKP diktatörlüğü döneminde baş gösteren toplu katliam serisinin başlangıcı olarak ele alabileceğimiz Roboski katliamını sırasıyla Soma, Amed, Suruç ve Ankara katliamları takip etti. Seri katliamcıya dönüşen AKP'nin Türkiye'de iktidara geldiği günden itibaren yaşanan bu katliamları siyasi oyunlarına dönüştürmesi ise bir diğer acı gerçek.