Hükümetin kumpas dediği ÖYM’lerin KCK kararları ne olacak?
AKP hükümeti tarafından 17-25 Aralık operasyonunun ardından ‘Kumpas mahkemeleri’ olduğu belirtilerek kapatılan ÖYM’in verdiği KCK kararları ise geçerliliğini koruyor.
AKP hükümeti tarafından 17-25 Aralık operasyonunun ardından ‘Kumpas mahkemeleri’ olduğu belirtilerek kapatılan ÖYM’in verdiği KCK kararları ise geçerliliğini koruyor.
AKP hükümeti tarafından 17-25 Aralık operasyonunun ardından ‘Kumpas mahkemeleri’ olduğu belirtilerek kapatılan ÖYM’in verdiği KCK kararları ise geçerliliğini koruyor. Van’da 3 KCK davasında da hapis kararları verilirken, KCK Van Ana Davası Yargıtay tarafından onandı.
AKP hükümeti 17-25 Aralık operasyonlarının ardından ÖYM’leri ‘Kumpas kuran, paralel yapı içinde faaliyet yürüten ve adil yargılama yapmadıkları’ gerekçesiyle kapattı. Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından Ergenekon, Balyoz ve şike gibi kamuoyuna mal olmuş davalar Anayasa Mahkemesi’nden dönerek yeniden yargılama yolu açıldı. Gerçekleşen yeni yargılamaların sonucunda bu davalar için beraat kararları verildi.
ÖYM’lerin kapatılmasıyla Ergenekon, Balyoz ve şike davaları beraatla sonuçlanırken KCK davalarında ise ÖYM’in kararları geçerli sayılarak sanıklara ağır cezalar veriliyor. Van’da görülen KCK ana davası Yargıtay tarafından onanırken, 2 KCK davasında ise sanıklara ağır hapis cezaları verildi. Son olarak aralarında HDP Van Milletvekili Lezgin Botan ve eski Van Milletvekili Selami Özyaşar’ın da bulunduğu gruba örgüt üyeliği suçlaması ile 6 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
Kapatılan ÖYM’lerin verdiği kararlara ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurularda ise mahkeme KCK basın davası için yapılan başvuruya ilişkin henüz bir karar vermiş değil. Anayasa Mahkemesi’nin basın davasında vereceği karar diğer KCK davaları içinde emsal teşkil edecek.
Konuyla ilgili görüştüğümüz hukukçularda ortada bir çifte standardın bulunduğunu söyledi.
‘ÖYM’LERİN KARARLARI HUKUKA AYKIRIDIR’
Van Barosu Avukatlarından Cemal Demir, “Özel Yetkili Mahkemelerin vermiş olduğu kararlar KCK davalarında onanıyor. Oysa ÖYM’yi ortadan kaldıran yasada adil yargılama yapılmadığı belirtildi. Bu mahkemeler kumpas kuran, paralel yapı içinde faaliyet yürüten ve adil yargılama yapmadıkları gerekçesiyle kapatıldı. Bu yasal tespite rağmen bu kumpas mahkemelerinin yapmış olduğu KCK yargılamaları ise kabul ediliyor. Yasaya göre zaten yargılamaların adil olmadığı ortaya çıktı. Böyle bir tespit var ama bu mahkemelerin KCK/PKK yargılamaları bozulmuyor ve aynı şekilde sürdürülüyor. Ergenekon, Balyoz, Cübelli Ahmet, Şike gibi kamuoyuna mal olan davalarda beraat verildi. Yargıtay bu yargılamaların hepsini bozma kararı verdi. Normalde bu mahkemelerin kararları hukuka aykırıdır. Yargıtay Onama kararının ardından 30 gün içinde Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yapılması gerekiyor, kabul edilmezse AİHM süreci başlıyor. Anayasa Mahkemesi bugüne kadar ortaya koyduğu içtihatla daha adil kararlar verebiliyor. Basın davasında Anayasa Mahkemesinde verilecek karar bekleniyor. Söz konusu çifte standarda ilişkin çalışmalar sürüyor. Birçok kişi Anayasa Mahkemesine başvuru yapmış durumda. Kapatılan ÖYM’lerin her türlü kararı hukuka aykırıdır” diye konuştu.
HUKUKÇU ÇELİK: HÜKÜMET KCK DAVALARINI KÜRTLER ÜZERİNDE KOZ OLARAK KULLANIYOR!
İstanbul KCK davalarında yargılananların avukatlarından Feyzi Çelik de söz konusu çifte standardın yasalardan değil hükümetin politik hesaplarından kaynaklandığını ifade etti. Ergenekon, Balyoz, şike davalarında Anayasa Mahkemesi’nin hukuk ihlali olduğunu söyledi ve davaları yeniden ele alınarak beraat kararı verildiğini hatırlatan Çelik şunları belirtti: “Aynı durum KCK davaları içinde geçerlidir. Burada devlet taraflı davranıyor, ayrım yapıyor. Aynı ihlaller KCK davalarında da geçerlidir. Bu dosyaları hazırlayan polisler bugün tutuklu. Hükümet burada politik davranıyor. Ergenekon’la cemaate karşı bir işbirliği var. Bu konuda devlet çözüm sürecinde geri adım attığı için bu mahkeme kararlarını koz olarak kullanıyor. Kürtler üzerinde siyasi bir koz olarak görüyor. Çözüm sürecinde bir ilerleme olsaydı bu davaları da kaldırabilirdi. Kürt siyasetini sıkıştırmak için bunu yapıyor. KCK davalarının kapsamı çok geniş. Ergenekon ve Balyoz kıyaslanamaz. Binlerce kişi cezaevinde bu mahkemelerin verdiği kararlarla yatıyor. Bu çok büyük sorun. O yüzden Kürt siyaseti de bu konuyu ihmal ediyor. KCK davalarına gereken hassasiyet gösterilmiyor, özellikle parlamentoda bunun tartışılması gerekiyor.”