Hükümet binasına ulaşan savaş ve kazılı hazır mezarlar- DOSYA 3
Kobanê'de yaşanan savaşa dair dinlenecek onlarca direniş ve kahramanlık öyküsü ile birlikte savaşın en acı ve yakıcı yüzünü ortaya koyan mekanlar, mezarlıklar.
Kobanê'de yaşanan savaşa dair dinlenecek onlarca direniş ve kahramanlık öyküsü ile birlikte savaşın en acı ve yakıcı yüzünü ortaya koyan mekanlar, mezarlıklar.
Kobanê'de yaşanan savaşa dair dinlenecek onlarca direniş ve kahramanlık öyküsü ile birlikte savaşın en acı ve yakıcı yüzünü ortaya koyan mekanlar, mezarlıklar. Hazır kazılı durumda bulunan mezarlar, hala devam eden savaşı anlatmaya yeterken, gelecekleri için cepheye koşan babalarını yitiren çocukların kabirlere en sevdikleri oyuncaklarını bırakması ise kelimeleri anlamsız bırakıyor.
DAİŞ çeteleri, Kobanê'deki saldırılarını yoğunlaştırıp, kent merkezini 15 Ekim 2014 günü kuşattığında, Demokratik Özerklik temelinde inşa edilmek istenen Kobanê Kantonu'nun ilanının üzerinden henüz 10 ay bile geçmemişti. Etrafları sarılı olmalarına rağmen Kanton topraklarında yaşayan tüm halkların, kurumlarda yerini alarak yeni yaşamlarını inşa etmek için kısıtlı imkanlarla atmaya çalıştığı adımlar, bu yeni yaşamı kendi sistemleri için tehlikeli gören devletlerin desteklediği çetelerin hedefi oldu. Kantona saldırıda bulunan El-Nusra Cephesi çetelerinin Kobanê'ye girmeye gücü yetmeyince, aynı rol bu kez DAİŞ'e verildi. İlk olarak yüzünü Musul'a dönen çeteler, burada ele geçirdikleri Irak ordusuna ait silahlarla ülkenin diğer kentlerine yönelmesi beklenirken, yüzünü Êzidîler'in yaşadığı Şengal'e, sonrasında da Afrin ve Cizîre kantonlarının arasında yer alan Kobanê'ye çevirdi. Kobanê'yi düşürmeyi amaçlayan çeteler için, bağlantıları bütünüyle koparılacak diğer iki kantonu ele geçirmek daha kolay olacaktı.
Fakat bu niyet, oluşturulan YPG/YPJ güçleri ve Demokratik Suriye isteyen diğer güçlerin omuz omuza vermesi ile bozuldu. Çetelere karşı silahlardan öte irade ile verilen 6 aylık direnişin ardından kent merkezi 27 Ocak günü çetelerden bütünüyle temizlendi. Bugün ise kanton topraklarına ayak basan diğer çete üyeleri ile köylerde yoğun bir çatışma hali sözkonusu.
Hemen her gün savaşçıların cenazelerin geldiği kentte, yaşanan savaşı en iyi anlatan mekanlar ise kuşkusuz mezarlıklar. Kentin güney kısmında yaşamlarını yitiren savaşçılar için yapılan Şehit Dicle Mezarlığı'nda var olan hazır kazılı mezarlar, savaşın en acı yüzü.
BABALARININI MEZARINA OYUNCAK BIRAKAN ÇOCUKLAR
Bu mezarlıklardan bir diğeri ise, kentin Şehit Dicle Mezarlığı'nın da içinde yer aldığı kısmının çetelerin kontrolüne girdiği dönemde yaşanan çatışmalar sırasında hayatını kaybeden savaşçıların yine arkadaşları tarafından defnedildiği sınır kapısının hemen yanına yapılan mezarlık. Mezar taşlarının sarı, kırmızı, yeşil flamalara sarıldığı, çiçeklerle donatılmış bu mezarlıkta dikkatimizi en çok çeken şey ise mezarların üzerine bırakılan oyuncak ayıcıklar.
Bunların kimler tarafından konulduğunu sorduğumuzda savaşçı olan babalarını kaybeden çocuklar yanıtını alıyoruz.
Anlatılan her bir hikaye yürek paralıyor. Çeteler kente girdiğinde 5 çocuğunu ve eşini Suruç’a gönderip, cepheye koşan YPG savaşçısı Bangin Kobanê, yaşamını yitirince buraya defnediliyor. Kobanê'nin özgürleşmesi sonrası kente geri dönen eşi ve çocukları, mezarını ziyarete gittikleri babalarının kabrine yanlarında getirdikleri en sevdikleri oyuncakları bıraktıktan sonra mezarlıktan ayrılıyor. Mezar taşlarından yansıyan bir diğer gerçek ise birçok halktan insanın burada aynı amaç uğruna yan yana uzanması.
HÜKÜMET BİNASINDA BURUN BURUNA YAŞANAN ÇATIŞMA
Enkaz haline gelmiş görüntüsü ile kent merkezinde yaşanan savaşın boyutunu anlamak yeterliyken, Kobanêlilere bu yönde soru yönelttiğinizde alacağınız en çarpıcı cevap, kentin göbeğinde yer alan Kanton Hükümeti binasında yaşanan çatışma.
Anlatılana göre, iki katlı binayı kuşatan çetelere karşı binanın üst katında oluşturulan mevziden karşılık verilmesine rağmen, binaya girmeyi başaran çeteler ile burun buruna gelinen altlı üstlü şiddetli çatışmalar yaşanmış. İçine girdikleri binayı bomba yerleştirerek havaya uçurmak isteyen çeteler, gösterilen direniş karşısında ise bu amaçlarına ulaşamadan binadan geri çekilmek zorunda kalmış.
Maruz kaldıkları bu yönlü büyük saldırıyı, halkların öz yönetimine dayanan sistemlerinin kabullenilmek istenmemesinden kaynaklandığını vurgulayan Kobanê Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslim, başlangıçtan itibaren büyük bir anti-propaganda ve saldırıya maruz kalan verdikleri insanlık mücadelesinin halkların eşit ve kardeşçe kendi toprakları üzerinde huzurlu bir yaşam örmelerini sağlamayı amaçladığını ifade etti.
Müslim'in dile getirdiği bu amacı önemli kılan en önemli olgu ise Suriye genelinde halkların karşı karşıya bulunduğu kriz. Suriye topraklarında yaşayan halkların göçebe pozisyonuna düşüp, milyonlarcasının yerinden yurdundan olduğuna işaret eden Müslim, sadece Rojava'da halkların kendisini koruyabildiğine dikkat çekti.
'DEMOKRATİK SURİYE’Yİ İNŞA ETME ISRARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ'
Bugün Kobanê'yi özgürleştirseler de devam eden çatışmalarla birlikte hala omuzlarında ağır bir yük taşıdıklarını belirten Müslim, özerk bir Rojava temelinde Demokratik Suriye’yi inşa etme ısrarlarının da Kobanê’ye yönelik vahşi saldırılar öncesinde olduğu gibi bugün de devam ettiğini kaydetti. Muslim, amaçlarını şu sözlerle ifade etti: "Tüm renklerin, dillerin ve inançların birbirine saygı duyduğu demokratik bir Suriye’yi yaratma temelindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şovenizm sistemini tümden reddediyoruz. Sadece tek bir ırk Suriye’de yaşamıyor, çok kültürlü, çok dilli bir ülkede eşitliği savunuyoruz. Tek dil, tek din, tek bayrak, tek ulus anlayışını tümden reddediyoruz. Gelecekteki Demokratik Suriye'ye dair stratejik projemiz devam ediyor."
Demokratik Suriye'nin inşasına dair düşüncelerini bu sözlerle dile getiren Kanton Eşbaşkanı Müslim'den öğrenmek istediğimiz bir diğer konu da Kobanê'ye dönük çete saldırılarının bertaraf edilmesi sonrası öncesine oranla diplomatik düzeyde ne tür değişikliklerin yaşandığı.
ELDE EDİLEN ÖZGÜRLÜK SONRASI BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ
Bazı kesimlerin Demokratik Özerklik inşasına dönük kara propagandalarını savaşın kapıya dayandığı ana kadar sürdürdüğünü vurgulayarak sözlerine başlayan Müslim, ama özgürleşme sonrası bu kesimler ile birlikte tüm dünyanın inşa etmek istedikleri sistemin hakikatini tanıdığını ve takdirle karşıladığını söyledi. Müslim, DAİŞ’in kafa kesme, talan etme ve ganimet alma yöntemine karşı, demokratik bir sistemi savunan direniş hakikati karşısında uluslararası güçlerin kantonlarına dönük bakış açısının da değiştiğini ifade etti. Cizîre ve Afrin kantonları ile kurdukları koordinasyon üzerinden bugün diplomatik ilişkilerinin yoğunlaştığını belirten Müslim, bunu daha da güçlendireceklerini kaydetti.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER AĞIR İŞLİYOR
Müslim'in diplomatik ilişkilerini güçlendireceklerini söylediği ülkelerden biri de komşuları Türkiye. DAİŞ çetelerine verilen destek nedeniyle eleştirseler de Türkiye'nin var olan kardeşlik bağlarının daha da güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu dile getiren Müslim, bu ilişki şu an ağır işlese de sonunda kardeşliğin kazanacağına inandıklarını ifade etti.
Müslim'in bu vurguda bulunmasının bir diğer nedeni ise bu yıl ki Amed Newrozu'nda okunan mesajında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın üzerinde durduğu "Aşme Ruhu".
'AŞME RUHU İLE 2015’İN İNSANLIĞIN ZAFER YILI OLACAĞINA İNANIYORUZ'
Kürt Halk Önderi’nin açıklamasında belirttiği bu hususu çok önemli bulduklarının altını çizen Müslim, "Baştan beri söylüyoruz, biz insanlık hizmeti için varız. Bir yerde bizim dışımızda olan bir gurup askerin yaşamı tehlikeye girdiğini gördüğümüzde üzerimize düşen görev onları savunmaktır. Biz de o esas üzerine askeri yöneticilerimize inisiyatifi verdik ve Türkiye'ye yardımcı olduk. Orada bulunan askerleri, Sultan Süleyman türbesi ile birlikte bizim kontrolümüzde olan Aşmê Köyü'ne getirdiler. Ortaya çıkan bu ruh ile 2015 yılının kardeşlik ve insanlığın zafer yılı olacağına inanıyoruz" diye konuştu.
'DAİŞ, KOBANÊ’Yİ İŞGAL EDECEKSE BEDENİMİZİ GEÇMEMELİ!’DİYEN SERZORİ KAHRAMANLARI
Saldırılara karşı verilen direnişe dair hafızalara kazınan onlarca öyküden biri de Serzori Okulu Direnişi. Bu direnişi, olaya tanıklık eden Kobanê Kantonu Savunma Konseyi Başkanı İsmet Şêx Hesen'den dinliyoruz.
Çetelerin saldırılarının şiddetlenmesi sırasında ön cephe pozisyonuna düşen okulda bulunan 12 YPG savaşçısının bir mevzi geri çekilmeleri gerekmesine rağmen geri çekilmemekte ısrar edip, telsizden kendilerine yapılan tüm çağrılara ‘YPG’ye özeleştirimizi veriyoruz ancak Kürtlerin kazanımlarına saldıran tüm düşman güçleri bilsinler ki kimse kazanımlarımızı elimizden alamaz. Eğer DAİŞ, Kobanê’yi işgal ederse ancak bedenimiz üzerinden geçerek geçmeli!’ şeklinde yanıt verdiğini anlatan Savunma Bakanı Hesen, çetelerce okula dört bir yandan yapılan saldırıda tüm savaşçıların yaşamlarını yitirmesi, yine bu olay sonrasında Arin Mirkan’ın Miştenur Tepesi'nde gerçekleştirdiği fedai eylem ve elindeki silahla bir tankın üzerine yürüyen Erîş isimli savaşçının gösterdiği irade ile Kobanê’de direnişin günden güne büyüdüğünü kaydetti.
'KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR BAĞLILIK SÖZÜNÜ VERDİK'
Kobanê’ye dönük işgal saldırısının plan ve projesinde birçok devletin parmağının olduğunu da ifade eden Bakan Hesen, saldırı başladığında Kanton Yönetimi olarak toplanıp, Arinlerin, Gulanların, Erişlerin ve Botanların anısına bağlı kalarak kenti terk etmeyecekleri sözünü verdiklerini de ifade etti. Hesen, o günleri ve bugün hissettirmeye devam ettirdiklerini ise, "Onlar şehitlerine söz vererek şehit düştüler, bizde onların mücadelesine bağlı kalarak kanımızın son damlasına kadar bağlılık sözünü verdik. Kobanê’de toplu bir katliam yaşansaydı da bu Kürt halkı için bir miras olarak kalacaktı. Belki Kobanê’yi terk etmedik ama o kahraman şehitlerimize olan borcumuzu da asla ödeyemeyeceğiz. Kobanê’yi direniş kalesi yapan, Kürt halkının birliğini sağlayan ve tüm dünyaya mücadelelerini ispatlayan o kahraman şehitlerimiz dünyanın en büyük destanını yazdılar" cümleleriyle söze döktü.
Şuan Şems El-Şemal ve Burkan El-Fırat güçleri ile birlikte şiddetli çatışma halinde oldukları cephelerdeki durum hakkında da bilgiler paylaşan Hesen, bu coğrafyada yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler ve daha birçok farklı inanç ve kültürlerin eşit ve ortak bir yaşamı örmekten başka hiçbir şansı bulunmadığının altını çizdi.
'TÜM HALKLARIN SAVUNMASINI ALMAK SORUMLULUĞUNU TAŞIYORUZ'
Hesen'in kendisini dayatan bu ihtiyacı vurgulamak isterken kaydettiği örnek de oldukça dikkat çekici. Duyduklarına göre, DAİŞ çetelerinin başında bulunan Ebubekir Bağdadi’nin, rüyasında Hz. Muhammed’i gördüğünü ve kendisine 'Musul’dan çekilin’ dediğini paylaşan Hesen, Musul’dan çekilindiği takdirde hedefin yine Rojava olacağını ifade etti. Hesen, bu niyetin açıktan söylenmek yerine rüyaya dayanak yapıldığı dile getirerek, "Serêkaniyê ve Til-Temir’e saldıracaklar. Orada Kürtler, Asuriler, Hıristiyanlar yaşıyor. Zaten farklı inançların tüm inançsal sembollerini tümden yıktılar. Ancak tüm dünya halkları bunu bilmelidir bizim felsefemizde tüm halklar eşit ve ortak bir yaşama sahip, Bu esaslar üzerine Suriye’de yaşayan tüm halkların savunmasını almakla sorumluluğunu taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yarın: 'Ben ihanet kapısından geçmem' diyen YPJ Komutanı Meryem Kobanê