Hewler-Rojava hattında gerginlik tırmanıyor

Hewler-Rojava hattında gerginlik tırmanıyor

Batı Kürdistan Asayiş güçlerinin sınırı kaçak yollarla geçmek isteyen 70’i aşkın kişiyi gözaltına alması ardından Federal Kürdistan Bölge makamlarının Batı Kürdistan ile olan sınır kapısını kapatması üzerine yaşanan gerginlik sürüyor. Peşmerge mevzi kazıyor. YPG güçleri de hareketlendi. Kürdistan Bölgesi Başkanlığı bir açıklama ile Rojava’daki gelişmelere taraf olurken, Afrin Asayişi, gözaltına alınanların KDP peşmergeleri tarafından askeri eğitimden geçirildiklerini söyledi.

Provokatif açıklamaları ile sık sık gündeme gelen Abdulhakim Başar'ın başkanı olduğu El-Parti'nin (Suriye Kürtleri Demokrat Partisi) üyesi 74 kişi, 18 Mayıs günü Güney Kürdistan’dan Batı Kürdistan’a geçerken gözaltına alındılar. 19 Mayıs’ta ise Federal Kürdistan Bölgesi, sınırın diğer tarafındaki Kürt kardeşlerine kapılarını, karşı tarafa bile bildirmeden aniden kapattı.

Hewler yönetiminin taraf olması ile birlikte yaşanan gerilim devam ederken, Afrin Asayişi sorumlusu Gerzan Efrini, ANHA ajansına yaptığı açıklamada, gözaltına alınan kişilerin KDP peşmergeleri tarafından askeri eğitimden geçirildikten sonra gönderildiklerini ve bu nedenle gözaltına alındıklarını söyledi.

ASAYİŞ: GRUBA ÇOK SAYIGILI YAKLAŞTIK, ARAÇ TESİS ETTİK

Efrini olayı anlatırken, “Güçlerimiz bu gruba araç tesis etti ve güvenlikleri için Semala sınırına kadar onlara eşlik etti, kendilerine çok saygılı bir yaklaşım gösterildi” dedi.

Ancak daha sonra grubun, Kürt lider Mele Mustafa Barzani’nin mezarını ziyaret gerekçesiyle gittikleri Güney Kürdistan’da KDP peşmergeleri tarafından askeri eğitimden geçirildiklerinin ortaya çıktığını belirten Efrini, “Biz bu bilgiyi KDP yetkililerine ilettik, ancak KDP yetkilileri bunu kabul etmedi ve bize bu grubun ‘ölümsüz’  Barzani’nin mezarını ziyaret geldiklerini söylediler” diye konuştu.

Gözaltına alınanların sorgularının ardından serbest bırakıldıklarını ifade eden Efrini, “Sözkonusu grup Kürt bölgelerinin güvenliğine karşı faaliyette bulunmayacakları sözünü verdikten sonra serbest bırakıldılar. Bu gruptan 30 kişi Kobani’li, 20 kişi Efrinli ve diğerleri Cizîr’li” dedi.

Efrini, El Parti Başkanı Abdulhakim Başar’ın KDP’ye bağlı bir televizyon kanalında Asayiş Güçleri’nin Suriye rejimine bağlı olduğu yönündeki suçlamasına tepki göstererek, “Başar’ın açıklamaları gerçeklikten uzaktır. Batı Kürdistan halkı, Başar’ın kim olduğunu biliyor, Baas rejimi ile olan ilişkisini gösteren belgelerden ve geçmişte yaşananlardan haberdarlar” diye konuştu.

NEREDE VE HANGİ EĞİTİMLERDEN GEÇTİLER

Güney Kürdistan Asayiş Güçleri’ne de çağrıda bulunan Efrini, “Güney Kürdistan Asayişi, Batı ve Güney Kürdistan’ın istikrarı için bize yardım etmeli, özgürleştirilmiş her iki Kürdistan bölgesinin güvenliğine karşı küçük gruplar ve kişilerin faaliyetlerine izin vermemeli.” dedi.  Efrini, kendi cephelerinde bu grubun neden Güney Kürdistan’a girdiğini, kimler tarafından eğitime alındığını, kimin bunlara perspektif verdiğini ve Güney Kürdistan’daki merkezler de hangi eğitimlerden geçirildiğini açıklayacaklarını ifade etti.

SİNEM MUHAMMED: ASAYİŞ GÖREVİNİ YAPTI

DİHA’ya konuşan Kürt Yüksek Konseyi (KYK) üyesi ve Rojava Kürtleri Halk Meclisi (EGRK) Eş Başkanı Sinem Muhammed,  74 kişinin Federal Kürdistan Bölgesi'nden gelerek resmi olmayan yollardan Rojava sınırını geçtikleri için gözaltına alındıklarını söyledi. Bu kişiler hakkında askeri eğitim gördükleri yönünde ihbarlarında olduğunu aktaran Muhammed, asayiş güçlerinin bu şekilde dikkat çeken kişiler hakkında tutuklama hakkının olduğunu vurguladı ve ekledi: "Aslında hiçbir sorun yoktu başta. Herkes bilmeli ki; Rojava'da kritik bir dönem yaşanıyor. Koşullar kritik. Kürtlerin şehirleri şimdi herşeye açık. Bazıları şehirlerimize girip kötülük yapmak istiyor. El Nusra gibi bazı silahlı güçler de girip bölgede sorunlar çıkarmak istiyorlar. Biz bunlardan korkuyoruz. Gerçekten de asayiş kendi işini yaptı. Kendi halkının güvenliğini sağlıyor. Kim oldukları, nereden geldiklerini, ne yapmak istediklerini öğrenmek için soruşturmaya hakları var.”

PEŞMERGE MEVZİ KAZIYOR

DİHA’nın haberine göre Peşabur Sınır Kapısı Müdürü Şewkat Barbuhari, kapının kapatılması teknik bir sorun olduğunu, çözüldüğü zaman kapının açılacağını söylemekle yetindi.  Batı Kürdistan tarafındaki Semalka Sınır Kapısı yönetiminden Abdurrahman Hamo, sınır kapısının Federal Kürdistan Bölgesi yönetimi tarafından kapatıldığını, konuya ilişkin de kendilerine hiçbir neden gösterilmediğini dile getirdi.

Konunun kendilerine telefon ile iletildiğini aktaran Hamo, "Aslında sınır kapısı kapatılmadan önce bize ne zaman, hangi saatte kapatacaklarını iletmeleri gerekiyordu. Dünyanın her tarafında bu böyle işliyor, bizim anlaşmamız da bu şekilde. Ama onlar buna riayet etmediler. Aniden dediler 'kapıyı kapatıyoruz' ve peşmergelerini sınıra getirdiler. İntişar (alarm) durumu yarattılar ve sınır üzerinde gidip gelerek bizi tahrik ettiler. YPG güçleri de baktı durum gergin, onlarda geldi" diye belirtti.

ANHA ajansı bugün öğleden sonra Semalka sınır kapısında peşmergelerin güçlerinin arttırdığını ve mevzi kazdığını duyurdu. Habere göre peşmergenin bu yoğun hareketliliği karşısında YPG güçleri de sınır hattında tedbirler almaya başladı.

Sinem Muhammed ise sınır kapısı sorunu ilgili olarak Federal Kürdistan Bölgesi Başkanlık Divanı üyesi ve Rojava sorumlusu Dr. Hamid Derbendi ile bir görüşme yaptığını ifade etti. Görüşmede yaşanan krizle ilgili olarak karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Muhammed, kapının ne zaman açılacağına dair her hangi bir şeyin söylenmediğini belirtti. Sınır kapısının ne zaman açılacağına ilişkin Muhammed, "Sınır kapısının kapatılmasına ilişkin kararın siyasi bir karar olmamasını diliyoruz. Sorun teknik bir sorun mudur, nedir bunun en kısa zamanda halledilmesini ve sınırın açılmasını diliyoruz" diye ekledi.

SINIR KAPISI HALKIN RIZKI

Muhammed, şu endişesini dile getirdi: "Biz kapının açıklamasını, başka sorunlara yol açmamasını umuyoruz. Bu kapı Rojava halkının rızkı. Herkes Rojava halkının nasıl göç edip mülteci durumuna düştüğünü görüyor. Rojava'da bazı aileler bu kapı sayesinde biraz ticaret yapabiliyor, gidip geliyor. Ailelerin geçimini sağlıyor. Eğer bu halkın üzerinde kapı kapatılırsa, halka çok sorun çıkar. Yerel hükümetin sınır kapısını açmasını umuyorum. Biz her zaman diyoruz, biz sırtımızı Güney Kürtlerine dayamışız. Halkımız bu sınırın kapandığını gördüğünde, bu durumu kınıyor. Bundan dolayı sınır kapısının kapatılmasına ilişkin kararın siyasi bir karar olmamasını diliyoruz."

BARZANİ TARAF OLDU, PYD’YE AĞIR SUÇLAMA

Federal Kürdistan Bölgesi’nin Rojava’daki gelişmeler karşısında taraf olması da yoğun tepki konusu oluyor. Kürdistan Bölge Başkanlığı 20 Mayıs tarihinde yaptığı bir açıklamada, Temmuz 2012’de Yüksek Kürt Konseyi’nin kurulmasından beri taraflara kardeş gibi yaklaştığını savundu. Bölge Başkanlığı, PYD’yi ima ederek “Ancak ne yazık ki bir taraf günden günde şüphe uyandıra bir niyetle çok silahlandı. Günden güne Hewler anlaşmasından uzaklaşıyor” dedi. Aynı açıklamada, PYD’yi isim vermeden diğer siyasi partiler üzerinde egemenlik kurmak, hatta “adam öldürme, tutuklama ve alıkoyma” gibi suçlamalar yöneltiliyor.  Bölge Başkanlığı, “Özgür bir seçim yapılana kadar hiçbir tarafın tek taraflı olarak kendisini farz kılamayacağını ilan ediyoruz. Seçimlere kadar sadece Kürt Yüksek Konseyi halkı temsil edebilir (…) Eğer Hewler anlaşması bir bütün olarak yerine getirilmez ve buna bağlı kalınmazsa, bizde başka kararlar alacağız” dedi.

TEV-DEM: BARZANİ SORUMLULUKLA YAKLAŞMALI

Hem KYK olarak hem de EGRK olarak Hewler anlaşmasına büyük önem verdiklerini belirten Sinem Muhammed, "Bu tür hususlarda bizlerin Hewler Anlaşması doğrultusunda yürümemiz gerektiğine inanıyoruz. Ben yine söylüyorum, biz Hewler Anlaşması'na sonuna kadar bağlıyız ve Hewler Anlaşması'nın bozulmasını istemiyoruz" dedi. 

Bölge Başkanlığı’nın açıklamasına tepki gösteren Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), açıklamayı “sorumsuzluk” olarak niteledi. TEV-DEM,  Bölge Başkanlığı’nı bölgedeki hassasiyetler ve ulusal çıkarlar karsısında büyük bir sorumlulukla yaklaşım göstermesi gerektiğini söyledi.

Gözaltına alınanların üyesi olduğu El Parti’nin lideri Abdulhakim Başar, özellikle Suriye’deki ayaklanmaların başından bu yana provokatif açıklama ve girişimlerde bulunuyor.  Askeri eğitim gördüğü belirtilen 74 kişin sınırı geçme teşebbüsü, 1 Mayıs günü Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) bünyesinde yer elen Azadi Partisi'nin Sekreteri Mustafa Cuma’nın, silahlı bir güç oluşturma kararı aldıkları yönündeki açıklamasından sonrasına denk geldi.  Cuma, PYD'nin kabul etmemesi halinde "iş savaş yaşanacağı" tehdidinde bulunmuştu.

ABDULHAKİM BAŞAR: TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARININ GARANTİSİ OLACAĞIZ

Sürekli PYD’yi ve YPG’yi Suriye rejimi ile işbirliği yapmakla suçlayan Abdulhakim Başar, 3 Ağustos 2012’de Hürriyet gazetesinde yer alan mülakatında, “Esad düşünce biz kontrolü aldığımızda PKK’nın hiçbir yerde barınmasına izin vermeyeceğiz. Dediğim gibi dağlık bir alan değil bizim sınır. Çok rahat kontrol ederiz” diyordu.

“Siz Türkiye ile temastasınız. Kimlerle görüştünüz?” şeklindeki bir soruya ise şu yanıtı dikkat çekiyordu: “Kiminle görüştüğümü söyleyemem size ama ne konuştuğumuzu anlatırım. Onlara şunları söyledim: Biz Irak örneğinden de görüyoruz ki Türkiye’nin Bağdat ile arası kötü olsa bile Kürt Bölgesi aracılığıyla çıkarlarını koruyabiliyor. Aynı örneği Suriye’de de tekrar etmek istiyoruz. Biz Suriye’de Türkiye’nin çıkarlarının garantisi olacağız. Türkiye’nin çıkarları hep komşularıyla çatıştı. Bu bölgede Türkiye’ye dost bulmak lazım. Bu dostluk için Kürtler en iyi aday.”

Haziran 2012’de Hewler’de Türkiye, Amerika, İsrail ve Federal Kürdistan Bölgesi ile Batı Kürdistanlı bazı partiler arasında gizli bir görüşme yapıldığı ortaya çıkmıştı. PYD’ye çeşitli kararların alındığı ancak başarısızlıkla sonuçlanan toplantıda Abdulhakim Başar da yer alıyordu.