Son zamanlarda özellikle Halep ve Afrin hattında Kürtlere yönelik silahlı gruplar tarafından çok sayıda saldırı düzenlendi. Halep’teki katliamın arkasında Kürt grupların olduðu ortaya çıkarken, Afrin’de de Türkiye destekli Türkmen bir grup saldırılarını yoðunlaştırdı.
Suriye’de Esad rejimine karşı yürütülen savaşta Özgür Suriye Ordusu ÖSO’nun ismi hep geçse de, ülkede çok sayıda silahlı grup ortaya çıktı. Bunlar arasında gerçek bir koordinasyondan bahsetmek mümkün deðil. Köylere kadar silahlı gruplar oluşurken, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’nin de desteklediði gruplar etkinliklerini arttırma çabasında.
KÜRT KAZANIMLARINDAN RAHATSIZLAR
Suriye’de Mart 2011’de ayaklanmaların başlamasıyla birlikte, çok sayıda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında Beşar El Esad rejimine karşı çatışmalara girdi. Suriye’de uzun bir mücadele geçmişi olan ve aðır bedeller ödeyen Kürtler ise, üçüncü yolu temsil ettiklerini belirterek, ne Batı destekli silahlı gruplar ne de Esad rejimi yanında yer almadı. Ayaklanmaların başlamasıyla birlikte Batı Kürdistan’da Kürtler “demokratik özerklik” projesi çerçevesinde yoðun bir örgütlenme içine girdi. 40 yıldır sürdürülen Araplaştırma politikasına karşı, köy ve kent isimlerini Kürtçeleştiren Kürtler, anadilde eðitim okulları açtı, halk konseyleri ve savunma komitelerini kurdu, Kürtler arası birlik yönünde önemli mesafe kaydederek ortak bir Yüksek Kürt Konseyi oluşturdu ve YPG adı altında Kürt askeri gücünü inşa etti.
Kürtlerin özgürlük mücadelesi ve kazanımlarından rahatsız olan başta Türkiye olmak üzere bölge devletleri ile ittifakları, bu gelişmeleri engellemek ve bastırmak için tehditler, saldırılar ve kontra faaliyetlere yöneldi.
Suriye’nin ikinci büyük kenti olan ve aynı zamanda 600 bin Kürdün yaşadıðı yer olan Halep’te 26 Ekim günü Kürt mahallesi Eşrefiye’ye düzenlenen silahlı saldırı da bu karanlık faaliyetlerin bir parçası olarak deðerlendiriliyor. Halep’te Suriye’deki her halktan kesimler yaşıyor. Bir çok silahlı grup da burada faaliyet gösteriyor. Batı Kürdistan’ın Afrin kenti de hem Halep’in yakınında bulunuyor hem de Türkiye ile sınırı var. Diðer bir ifadeyle bir geçiş hattı durumunda. Türkiye ve desteklediði silahlı gruplar da özellikle bu geçiş hattında denetim kurmak istiyor. Bu stratejik hattın ele geçirilmesi ardından bütün Batı Kürdistan’ın denetime alınması hedefleniyor.
Bu alanda öne çıkan ve Kürtlere saldırılarda bulunan gruplar Selahattin Eyyubi Taburu ile Asif El Şemel (Kuzey Fırtınası) olarak dikkat çekiyor. Her iki grup da kendilerini ÖSO’ya baðlı olarak tanıtıyor. Ancak ÖSO’nun temel gücü bunlardan farklılık arz ediyor.
ÖSO KAÇ GRUPTAN OLUŞUYOR?
Halep çevresinde halkların daha önce de Baas rejimine karşı rahatsızlıkları vardı. Bu nedenle çok sayıda silahlı grup burada varlık gösterebiliyor. Neredeyse her köy ve ilçede aşiretler kendi gruplarını oluşturmuş durumda. Bu gruplar bir çok kez güçlerini birleştirmek için toplantılar yaptılar ancak şu ana kadar başarısız kaldılar. Her ne kadar ÖSO çatısı altında gözükseler de aralarında anlaşmazlıklar var.
Örneðin, Tevhit Livası Halep’te en fazla saldırılarda bulunan grup olarak dikkat çekiyor. Bunun yanısıra Ehrar Suriye Livası da çatışmalarda yer alıyor. Ancak her iki grup birbiriyle anlaşamıyor. Resmiyette Ehrar Suriye Livası Halep ve Suriye gücü olarak kabul ediliyor ve bu grubun başında Riyad Esad bulunuyor. Bu grup aynı zamanda ÖSO olarak hareket eden silahlı grup olarak biliniyor. Tewhit Livası, bu grubu kabul etmiyor. Bu yüzden ortak saldırılarda da bulunmuyorlar. Zihniyette de birbirinden farklılık gösteriyorlar. Tevhid Livası radikal islami bir çizgi takip ederken, El Kaide’ye yakın görüşlere sahip. Buna karşın Ehrar Suriye Livası, ılımlı “Müslüman Kardeşler” olarak tanımlanabilir.
Bunların dışında, Hizbul Fecril Ýslam (Ýslami Doðu Partisi) var. Bu grup Araplardan oluşuyor. Halep’e baðlı Babe bölgesinde etkin durumdalar. Ayrıca şeyhlere baðlı çok sayıda gruplar var. Her köyde şeyhlere baðlı birer grup bulunuyor. Bazı gruplar birleşirken, bunların tümü ÖSO’ya baðlı deðiller. Bu gruplardan bazıları kendilerini ÖSO olarak görmüyor, sadece rejim karşıtı bir güç olarak tanıtıyor.
SELAHADDÝN EYYUBÝ TABURU
Suriye’deki savaşın Halep’e dayanmasıyla birlikte, halk arasında destek bulamayan bazı Kürt gruplar da Özgür Suriye Ordusu’na yanaştı. Küçük bir grup ÖSO içerisinde yer bularak, kendilerini Selahaddin Eyybubi Taburu olarak adlandırdı. Suriye’deki ayaklanmaların başında bazı gruplar arasında koordinasyon oluşturuldu ancak uzun sürmedi, daðıldılar. Daðılan bu gruplar Kürt topraklarında yer bulamayınca, Selahaddin Eyyubi Taburuna katıldı. Bazıları güç kazanmak ve amaçlarına ulaşmak için gruba katılırken, bazılarının da para karşılıðında grupta yer aldıkları belirtiliyor.
KONTRALAR, KAÇAKÇILAR, HIRSIZLAR
Selahaddin Eyyubi grubu başlangıçta küçük bir gruptu, ardından Suriye ordusundan kaçan bazı askerler de katıldı. Bunlar arasında Humus subayı da vardı. Bu subay Eyyubi Taburuna katılarak, gruba komutanlık yaptı. Kuzey Kürdistan’daki özgürlük mücadelesinden kaçarak kontra faaliyetlere katılan bazı kişilerin de bu gruba katıldıkları yönünde bilgiler var. Bunlar arsında Ciger ve Hesen isimli Efrin nüfusuna kayıtlı iki isim dikkat çekiyor. 10 yıl önce özgürlük mücadelesinden kaçan bu kişiler Türk rejimi tarafından kontra haline getirildiler.
Elde edilen bilgilere göre bu kontralar, grup içinde etkili olmak için grubun başında bulunan Selah Bedrettin ile baðlantı kurdu. Bu baðlantı üzerinden de MÝT ile irtibat saðlandı. Batı Kürdistan’da YPG güçleri tarafından yakalanan bazı kişiler üzerinde bu yönlü belgeler ortaya çıkmıştı. Türkiye ile baðlantının ne düzeyde olduðu bilinmese de Selah Bedrettin’in Türkiye’den güç aldıðı ve grubun dışarıyla baðlantısının Bedrettin üzerinden saðlandıðı biliniyor.
SELAH BEDRETTÝN TÜRKÝYE’NÝN DENETÝMÝNDE
Selah Bedrettin, Saddam rejimi döneminde Irak’a sıðınmış, ardından Güney Kürdistan’a geçerken, Suriye’deki olaylardan sonra Türkiye’ye sıðınmıştı. Türk Dışişleri Bakanlıðı tarafından Erbil’deki (Hewler) Türk Konsolosluðu’na yazıldıðı iddia edilen "gizli" ibareli bir belgede de Selahattin Bedrettin ismi geçiyor. 25 Haziran günü ANF’de yer alan belgedeki ifadelerden, Kürtlerin rejime karşı Sünni Arap milliyetçileriyle birlikte silahlı mücadeleye girişmesi için Türk istihbaratının yoðun bir faaliyet içinde olduðu anlaşılıyor. Bunun için de Ýstihbarat Teşkilatı’nın “Kürt kökenli Suriye vatandaşı Selahattin Bedrettin” ile görüştüðü, “yapılan görüşmede Kürtleri silahlı Arap muhalefeti ile birleştirmesini” istediði belirtiliyor.
ÖSO içinde örgütlenen Selahaddin Eyyubi Taburu, özellikle Arapların yaşadıðı alanlarda yer edinebildi.
Halep ve Afrin arasında halk üzerine baskı ve korku oluşturan tabur, zaman zaman Kürt sivilleri de kaçırarak etki alanlarını genişletmek istedi. Bu eylemleri sonucunda Batı Kürdistan’da istenmeyen bir güç haline gelen tabur, bu bölgelerden çıkarıldı. Bunun üzerinde Halep’e baðlı Heyan bölgesine yerleştiler. Para karşılıðında ÖSO içerisinde yer alan bu kişilerin hedefleri ve amaçları belli deðil.
ÖSO’DAN FAYDALANMAK ÝSTEYEN KÜRT GRUPLAR
Çok sayıda farklı kesimden grubun ÖSO içerisinde yer almasıyla birlikte, bazı Kürt partiler de bundan fayda saðlamak istedi ve kendi çıkarları doðrultusunda yönlendirmeye çalıştı. Böyle bir faaliyet içerisinde yer alarak, silahlı güçlerinin olduðu imajını vermeye çalışan partilerin başında Mustafa Cuma’nın Azadi Partisi geliyor. Yine Yekiti Partisi benzer faaliyetler içerisinde bulunuyor. Bu iki partinin Selahaddin Eyyubi Taburu içerisine adam sızdırarak, etkide bulunmaya çalıştıkları belirtiliyor.
KÜRTLERDEN DESTEK BULAMIYORLAR
Selahaddin Eyyubi Taburu, Kürt halkı içerisinde herhangi bir destek bulamıyor. Üyelerinin çoðunun hırsızlar, haydutlar, çeteler ve kontralardan oluştukları ifade ediliyor. Öne çıkanlar arasında Mehemed Hemdoş dikkat çekiyor. Aslen Afrinli olan Hemdoş, sigara kaçakçısı olarak tanınıyor. Ayaklanmalardan önce Suriye rejimine dayanarak bu faaliyetlerini sürdürüyordu. Bazı bölgelerin ÖSO’nun eline geçmesi ardından, bu gruplara yanaştı. Mevcut durumda Selahaddin Eyyubi Taburu’nun bir yetkilisi pozisyonunda.
Sayıları fazla deðil. Bazı tahminlere göre 700 kişiden oluşuyorlar. ÖSO’nun Halep ve Afrin arasındaki iki kontrol noktasında bu taburun silahlı elemanları yer alıyor.
ASÝF EL ŞEMEL, TÜRK DESTEKLÝ KÜRT DÜŞMANI GRUP
Asif El Şemel ya da Kuzey Fırtınası. Bu grup Türkmen kökenli Ummar Dadiki’ye baðlı. Kilis ile olan sınırda bulunan Azzaz bölgesinde varlık gösteriyor. Yıllarca Türk devleti ile ilişkide olan Dadiki, Suriye rejimi ile de işbirliði içindeydi. Türkiye ile Suriye sınırı arasında kaçakçılık yapıyordu. Dadiki aynı zamanda hem Suriye hem de Türkiye’ye ajanlık yapan biri olarak tanınıyor. Diðer bir ifadeyle her iki tarafa da muhbirlik yapıyordu.
Suriye ayaklanmasının başında, rejime karşı savaşan silahlı gruplar, Ummar Dadiki’yi rejimle işbirliði içinde olduðu için öldürmek istiyordu. Ancak Türkiye’den destek alarak güçlenen bu gruba, dokunulmadı. Grup, Hizbullah üyelerini alıkoymasıyla isim yaptı. Dadiki, akrabaları ile birlikte Hizbullah üyelerinin bulunduðu otobüse saldırdı ve bazılarını alıkoydu. Kaçırılan bu kişilerin hem Dadiki’nin köyünde hem de Türkiye sınırında saklandıkları bildiriliyor. Bu olayda Türkiye’nin de Dadiki ile işbirliði içinde olduðu yönünde iddialar var. Türkmen grup, bu eylemden siyasi kazanım elde ettiðini düşünerek etki alanını genişletmeye başladı. Grup, kendi bölgelerinde denetimi saðlayarak, geçişleri kontrol altına aldı. Ýhtiyaçlarını Türkiye’den karşıladıðı belirtilen grubun elinde Türk silahları ve araçları bulunuyor. Kürt düşmanı grup, Azzaz bölgesini tamamen Kürtlere kapatmış durumda. Bunlar Kürtlerin ortadan kaldırılması gerektiðini düşünüyor. Son zamanlarda Azzaz ile Afrin arasındaki yol tamamen kapatıldı.
ÖSO TARAFINDAN KABUL EDÝLMÝYOR
Kuzey Fırtınası isimli grup ÖSO tarafından da olumlu karşılanmıyor. ÖSO’nun en büyük parçaları olan Tevhid Livası, Faruk ve Fatiha Livası, oldukça rahatsız ancak müdahale edecek güçleri yok. Bir yandan Dadiki gücünü Türkiye’den alırken, diðer yandan ÖSO da Türkiye ile baðlantılı hareket etmek durumunda. ÖSO, Türkiye’nin kapıları kapatmaması için büyük tavizler veriyor. Dadiki’nin etrafındaki çemberi genişletmesi bu tavizlerin başında geliyor. Söylenebilir ki ÖSO Suriye rejiminden fazla bu oluşumdan rahatsızlık duyuyor. Öyle ki, “devrimden sonra onlardan hesap soracaðız” dedikleri belirtiliyor. Mevcut durumda ise Dadiki, ÖSO üzerinde etki sahibi.
ÝNSAN PAZARI
Ýddialara göre Dadiki, parayla elaman kazanıyor. Yine Azzaz bölgesinde bu gruba baðlı bir cezaevi bulunuyor. Tanıklardan alınan bilgilere göre grup alıkoyduðu insanlar üzerinden pazarlık yapıyor. Diðer bir ifadeyle tutuklanan insanlar hakkında ya idam cezası verildiði ya da para karşılıðında serbest bırakıldıkları bildiriliyor. Grubun tek kanunu bu. En son bir Lübnanlı gazeteciyi alıkoydular ve halen serbest bırakmadılar.
ARAPLARI DA KAÇIRTTILAR, KÝLÝS VE AZZAZ’I BÝRLEŞTÝRME PLANI
Türkiye destekli bu grubun Azzaz bölgesindeki etkisinin artmasıyla birlikte Araplar da bölgeden kaçarak Kürt topraklarına sıðındı. Kaçanlar arasında bazı Türkmenler de var. Azzaz bölgesi, Araplar, Türkmenler ve Kürtlerden oluşuyor. Ancak Kürtlerin sayısı az. Grubun hakimiyet saðlaması ardından Kürtler Afrin’e göç etti. Bölgedeki Araplar ile Türkmenler arasında sorunların olduðu gelen bilgiler arasında.
Dadiki grubu, kendisini ÖSO’nun üzerinde görüyor. Bir tampon bölge oluşturulması halinde Azzaz’ın Kilis’e baðlanması ve Dadiki’nin de burada kalmasının planlandıðı iddia ediliyor.
EŞREFÝYE’DE KÜRDE ÝLK SÝLAH SIKAN KÜRT BÝR ÇETE MENSUBUYDU
Kürt kaynaklara göre, Halep’te Kürtlerle en fazla iletişim halinde olan grup Tevhit Livası. Bir çok alanda Kürtler ile ÖSO’ya baðlı bu grup arasında yardımlaşma oldu. Ancak ilk kez Kürt mahallesine girmek istediler. Eşrefiye mahallesinde 26 Ekim günü en az 13 sivilin hayatını kaybettiði saldırı ardından yapılan soruşturmada ilginç detaylar ortaya çıktı. Elde edilen bilgiler, Tevhit Livası’nın Selahaddin Eyyubi Taburu tarafından provoke edildiði yönünde. Ýlk olarak ateş açanların da Tevhit Livası deðil, Eyyubi Taburu unsurları olduðu bildiriliyor. Alınan bilgilere göre, Cinderes nüfusuna kayıtlı Kürt kökenli Mehemet Emmar isimli Eyyubi Taburu üyesi halkın üzerine ilk olarak ateş açtı.
AMAÇ KÜRTLERLE ARAPLARI BÝRBÝRÝNE DÜŞÜRMEKTÝ
Bu saldırı ile Eyyubi Taburu’nun ÖSO’ya Kürtlerin Suriye’deki tek temsilcilerinin kendileri olduðunu göstermek istediði belirtiliyor. Provokasyon ardından, Tevhit Livası yetkilileri Eşrefiye’ye girmelerinin bir hata olduðunu kabul etti. Bazı siyasi Kürt güçlerinin böyle bir tezgah hazırladıðı belirtiliyor. Bu amaçla bazı Kürt çevrelerin ÖSO ile baðlantıya geçtiði ifade ediliyor. Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi üyesi Dr. Evdin’in ismi de bu faaliyetlerde bulunanlar arasında geçiyor. Elde edilen bilgilere göre Dr. Evdin, ÖSO ile bir araya gelerek kendisini Kürtlerin temsilcisi olarak sundu. Görüşme öncesi Tevdit Livası’nın Kürt bölgesi ile bir ilgilerinin olmadıðını ve girmeyi reddettikleri ifade ediliyor. Ancak Dr. Evdin ile görüşme ardından Kürtlerin Eşrefiye’den çıkarılması gerektiði yönünde bir tehdit öne çıktıðı belirtiliyor. Eşrefiye’ye yapılan saldırı ardından Dr. Evdin’in yeniden ÖSO ile görüşme gerçekleştirdiði bildiriliyor. Azadi Partisi de olay ardından bir internet sitesi üzerinde yaptıðı açıklamada “Saldırganlar arasında bizim üyelerimiz olsa da, bu partimizin bir kararı deðil, bireysel hareket etmişler” dedi.
AFRÝN’DEKÝ SALDIRILAR
Son günlerde Afrin’e baðlı köylere yönelik de saldırılar düzenleniyor. Saldırıların Ummar Dadiki grubu tarafından gerçekleştirildiði belirtilirken, saldırıların arkasında bazı Kürt çevrelerin olduðu da iddialar arasında. Yine iddiaya göre Dadiki, saldırılar ardından “Benim Kürtlerle bir işim yok, gidip Selahaddin Taburu’na sorsunlar. Biz onları tanıyoruz” dedi. Bu saldırılar ve tehlikeli oyunların amacının, Kürt hareketinin bölgedeki etkisini sınırlandırmak olduðu belirtiliyor.