Direnişin olağan hali Hasırlı
Diyarbakır Valiliği, Suriçi'ne operasyon kararı aldı. Halk ile birlikte Hasırlı Mahallesi'nde kalan gençler, mahalleyi savunmakta kararlı.
Diyarbakır Valiliği, Suriçi'ne operasyon kararı aldı. Halk ile birlikte Hasırlı Mahallesi'nde kalan gençler, mahalleyi savunmakta kararlı.
Diyarbakır'ın yerel basınında çıkan haberlere göre, valilik yaptığı “güvenlik zirvesi”nde özyönetimin ilan edildiği Suriçi'ne operasyon kararı aldı. Ancak özsavunma için Hasırlı Mahallesi'nde bulunan gençler ve halk, yaşam alanlarını savunmakta kararlı.
Hasırlı Mahallesi'nin tamamı özsavunma birimlerinin denetiminde. Suriçi'nde Hasırlı'nın yanı sıra Lalebey ve Fatihpaşa mahalleleri de gençler tarafından savunuluyor.
Polis ise Çarşı Karakolu'nun önünde zırhlı araçları ile bekliyor. Operasyon durumunda tablo tamamen değişiyor, üç mahalle zırhlı araç, keskin nişancılar ve özel harekat polisleri tarafından kuşatma altına alınıyor.
Hasarlı Mahallesi'nin giriş noktalarından birinde gelenleri Saray'ın özel güçleri tarafından 7 Kasım'da katledilen Ferhat Doğru'nun fotoğrafı karşılıyor. Mevzinin bulunduğu yer gençler tarafından “Şehit Avesta Cephesi” olarak adlandırılmış durumda. Gençlerden biri nöbet tutarken, hendeğin yanından halk gelip geçiyor. Gençlere selam veren, hal hatır soran çok. Özellikle anneler, gençlerin yanında gelip saatlerce oturuyor.
OLAĞANDIŞI ORTAMDA OLAĞAN GÜNLÜK HAYAT
Mahallenin tüm giriş çıkışlarında hendekler, barikatlar, mevziler var. Hava saldırısı ve keskin nişancılardan korunmak için birçok yere perdeler çekilmiş durumda. Bu olağandışı görüntülere rağmen günlük hayatın olağan akışı da şaşırtıcı. Mahalle içindeki bakkallar açık. Çocuklar, kadınlar, gençler sokakta.
Özyönetim ilan edilen Hasırlı, Lalebey ve Fatihpaşa mahallelerinde resmi olarak nüfus 15 bini geçiyor. Saray'ın savaş ilanıyla birlikte gidenler var. Daha yakın yerlere taşınıyorlar. Ancak kalanlar da kalmakta kararlı.
Fakat Silvan'ın mahallelerinde olduğu gibi kameralara konuşmak istemeyenler çok. İlginç bir atmosfer var açıkçası. Gençlerin yanında saatlerce duruyorlar, saldırı olduğunda mahalleden çıkmıyorlar, gençlerle birlikte direniyorlar, devletin ağır silahlarına zılgıtlarla karşılık veriyorlar ancak kamera karşısında konuşmak istemiyorlar. Belli ki kendilerini silahlı gençlerin koruyarak özgürleştirdiği alanda güvende hissediyorlar. Ancak dışarısı tehlikeli.
Kameralar kapatıldığında ise söylenenler ortak: Devlet bizi katletmek, yerimizden sürmek istemiyor. Devlet bize karışmasın yeter. Savaşı durdursun.
Özsavunma güçleri, mahalleden görüntü alınmasına izin vermiyor. Gerekçeleri, hendeklerin bulunduğu alanların devlet güçleri tarafından fotoğraflardan tespit edilebileceği ve bunun yaracağı güvenlik zafiyeti endişesi.
'KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞIYORUZ'
Mahallede genç kadınlar da özsavunmadaki yerlerini almış durumda. Sadece kadınların savunduğu bir mevzi de var. Genç kadınlardan Berfin Amed, sorularımıza yanıt verdi. Özsavunma birliğinden olduğunun altını çizen Berfin Amed, “Halkımızı savunmak için buradayız” diyor ve ekliyor: “Halkımızın, çocukların katledilmemesi için mücadele ediyoruz. Katliamların önüne geçmeye çalışıyoruz.”
Çok genç bir kadın Berfin Amed. Oldukça da heyecanı ve de doğal. Anlatmaya devam ediyor: “Devlet buraya saldırarak bizleri bitirmek istiyor. Biz burada sadece özsavunma birliği olarak bulunmuyoruz. Halk da mahallede. Siz de onları gördünüz. Onlarla birlikte burada yaşıyoruz ve direniyoruz. Silvan'da, Silopi'de, Cizre'de devlet halka saldırdı. Biz de halkımızla birlikte bu katliamları durdurmaya çalışıyoruz.”
Berfin Amed'in “Daha ne kadar bu mahalleleri savunacaksınız?” sorusuna yanıtı kısa ve net: “Tek isteğimiz halkımızın özgürlüğüne kavuşması. Devlet barış yapmadan biz de yapmayız. Düşmana karşı yenik düşmedik, düşmeyiz de.”
Berfin Amed'in son mesajı Türkiye halklarına: “Biz bu savaşa artık 'Dur' diyoruz. Türkiye halkının da bu çağrıya katılmasını istiyoruz. Bizim özgürlüğümüz Türk halkının da özgürlüğü olacak. Kan dökülmesini istemiyorlarsa, savaşın bitmesini istiyorlarsa, çağrımıza destek vermelerini istiyoruz.”