GÖRÜNTÜLÜ

Dicle: Devlet bu topraklardaki meşruiyetini bitirecek

Silvan’a giden heyette yer alan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, devletin işgal gücü olarak davranmaya devam etmesi halinde bugün Silvan'da olduğu gibi bu topraklardaki meşruiyetinin biteceğini söyledi.

Devlet güçlerinin 10 gündür aralıksız bir şekilde saldırdığı Silvan’a giden heyette yer alan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, devletin işgal gücü olarak davranmaya devam etmesi halinde bugün Silvan'da olduğu gibi bu topraklardaki meşruiyetinin biteceğini söyledi. HDP Eşbaşkanı Yüksekdağ ise "Eğer bir yerde karanlık hüküm sürmeye başladıysa bu karanlıkta ışık olmak, meşale olmak boynumuzun borcudur" dedi.

Amed’in Silvan ilçesinde süren sokağa çıkma yasağının 10'uncu gününde, aralarında HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDK Genel Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü ve DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ile HDP'li vekillerinin de olduğu binlerce kişi yasağının sürdüğü mahallere düzenledikleri ve polisin saldırıda uğradıkları yürüyüşün ardından Silvan Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Silvan halkının yaşadığı işgal harekatı ile karşılaştıkları muamele için "sözün bittiği yer" tanımlamasında bulundu. 

Bir devletin halk üzerindeki egemenlik halkının, halka dayandığı ölçüde meşru olduğunu söyleyen Dicle, "Eğer bir devlet zor gücünü, şiddet gücüyle bir halkı egemenliği altında tutmak için kullanıyorsa, o devlet o yerde meşruiyetini kaybetmiş demektir. Maalesef bugün Kürdistan'ın bu durumu, Kürt halkının statüsüz yaşayamayacağına dair iradesini beyan etmiştir" dedi.

DTK olarak halkın iradesini selamladıklarını ifade eden Dicle, "Eğer devlet işgal gücü olarak davranmaya devam ederse, bugün olduğu gibi, bu devletin bu topraklardaki meşruiyeti biter ve bitmiştir" diye konuştu. Dicle, bu sözlerinin ardından ise Dolmabahçe Mutabakatı'nın kaldığı noktadan yeniden başlaması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması için acilen adım atması gerektiğini vurgulayarak, devlet yetkililerine bu konuda çağrıda bulundu. Dicle, "Bu sorun çok fazla derinleşmeden devlet çağrımıza cevap vermelidir. Söyle bir söz vardır; Arif olan anlar. Umarız devlet de bu mesajımızı iyi anlar" dedi.

KÜRKÇÜ: SİLVAN HALKININ YANINDAYIZ

HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü ise Silvan halkının yanında olduklarını söyledi. 

Silvan halkının sürdürdüğü mücadelenin meşru olduğunu ve bu meşru mücadeleyi tanıdıklarını belirten Kürkçü, "10 gündür Silvan'da sürüp giden sıkıyönetim, geçmişte yaşananlarla karşılaştırmak mümkün değildir. İlk defa bir sıkıyönetimle insanlar evlerinde aç susuz ölüme terk ediliyor, rastgele katlediliyor ve yaşam hakkı tanınmıyor. Bu halkın seçtiği vekiller olarak halkımızın yanına gitmemiz engelleniyor. Gözü dönmüş polis yetkilileri tarafından tazyikli su, plastik mermi ve biber gazı ile saldırılıyor" dedi.

Bu engellemelerin kendilerini yıldırmayacağını da ifade eden Kürkçü, Türkiye'nin ev sahipliği yapacağı G20 zirvesine katılacak olan devlet başkanları ve liderlerine ise "Ev sahibiniz, kendi halkını kurşuna dizecek bir nizamiyedirler. Buna göz yumduğunuz zaman gözünüzün gördüğü tek şeyin para ve mal olduğunu halkınıza göstermiş olursunuz. Eğer biz öyle değiliz diyorsanız, ev sahibinizi reddederek halkınıza öyle olmadığınızı kanıtlayın" sözleriyle seslendi.

Kürkçü, dünya liderlerine bu sözlerle seslenirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ise şu sözlerle seslendi: "Buradan Cumhurbaşkanına da sesleniyoruz. Sen bu halkın seçim yapma hakkını tanımadın ve halka 'ya canınız ya da oyunuz' dedin. O Saray'da oturamayacaksın." 

YÜKSEKDAĞ: 7 CANIMIZ ZULME BOYUN EĞMEDİ

Maruz kaldıkları polis saldırısında kafasına isabet eden gaz fişeği ile hafif yaralanan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da günlerdir direnen Silvan halkını ve katledilenleri selamlayarak konuşmasına başladı. 

“7 canımız zulme boyun eğmeyerek, karanlığa ışık olmak için mücadele ettiler. Karanlıkta yanan ışıkları söndürmek isteyen bir AKP iktidarı var. Eğer bir yer karanlık hüküm sarmaya başladıysa bu karanlıkta ışık olmak, meşale olmak boynumuzun borcudur" diyen Yüksekdağ, Silvan halkının bu karanlığa meşale olmayı seçtiğini ifade etti.

Silvan halkının bu tercihi ile aynı zamanda diktatörlüğe karşı demokrasi yolunun meşalesi olduğunu da söyleyen Yüksekdağ, "Silvan halkı diliyle, kültürüyle ve demokratik halk kurumlarıyla demokratik bir yaşam istedi. Silvan halkı her şeyden önce darbe istemedi, diktatörlük istemedi ve buna karşı meşru demokratik savunması ile mücadele etti" dedi. 

Yüksekdağ, ilçede uygulanan teröre meşruiyet kazandırılmasına dair yapılan açıklama ve haberlere de yine "Kimse bize burada yaşananları kamu güvenliği diye yutturmaya kalkmasın" sözleriyle sert çıktı.

Tüm bölge halkının barışa olan inancıyla demokratik örgütlülüğünü ve güvenliğini sağlayabileceğine dile getiren Yüksekdağ, güvenliği bozan ve herkese savaş açan tek unsurun Saray iktidarı olduğunu kaydetti. Sarayın halen milyonlarca insanın güvenliğini tehdit etmeye devam ettiğini vurgulayan Yüksekdağ şunları belirtti: "Bizler Silvan'da, Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanında bu direnişin arkasında olacağız. Onların hırsızlıkla, oyunlarla kazandığı bu iktidarlık da uzun sürmeyecek. Bu halkın iradesini savaş ve zulümle teslim alamazsınız. Eğer Silvan halkını, Türkiye halkları yalnız bırakırsa bu iktidar tüm Türkiye'yi Silvan'a çevirecek. Eğer bunun bedeli ölüm ise biz bu bedeli ödemeye hazırız, ölürüz ama buna izin vermeyiz. Biz ölüm değil, yaşam istiyoruz. Her yerin Silvan'daki gibi ölüm yerine çevrilmesine engel olmak istiyorsak beraber direnmeliyiz. Silvan bütün Türkiye için direniyor. Silvan demokrasi ve barış için direniyor ve bizler de Silvan ile beraber direnmeye devam edeceğiz."

...