Çewlik: Zap’ı sadece Zap’ta savunmuyoruz

YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, 17 günlük savaşta gerillanın hem direndiğini hem de eylemde olduğunu belirterek, Zap’ı sadece Zap’ta değil, her alanda savunacaklarını söyledi.

“AKP-MHP’nin sonu, Kürt kadınların eliyle olacaktır” diyen YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, savaşta da kadın gerillaların öncülüğüne dikkat çekti. 

Çewlik, KDP’nin kaderini bu savaşa bağladığını; Zap ve Avaşîn’in düşmesini umut ettiğini belirterek, “Türk askerlerinin pêşmerge kıyafeti giyerek savaştığını da biliyoruz” dedi. 

YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, Stêrk TV’nin sorularını yanıtladı. Söyleşinin tamamını paylaşıyoruz.

Bildiğiniz gibi Mayıs ayı büyük bedellerin ödendiği, Özgürlük Hareketinin öncülerinin şehit düştüğü bir ay. Mayıs ayı şehitleri için nereler söylemek istersiniz?

Özgürlük mücadelemiz, 50 yılını geride bıraktı. Şüphesiz özgürlük mücadelemizin her gününde bedel ödendi, şehit verildi fakat Mayıs ayı birçok öncü arkadaşımızın şehit düştüğü aydır. Bu ayda şehit düşen öncü arkadaşlarımız, mücadeleleri, direnişleri, şehadetleri ile tarihe damga vurmuşlardır. Aynı zamanda özgürlük çizgisinde, PKK hakikati çizgisinde hareket ederek mücadelemizde büyük rol sahibi oldular.

1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçiler Günü'nü sizin aracılığınızla bir kez daha kutluyorum ve alanlara çıkarak eylemlere katılan herkesi selamlıyorum. 1 Mayıs şehitleri, Hareketimizin ilk komutanlarından Mehmet Karasungur, İbrahim Bilgin, kadınlara ve Kürt halkına ilham kaynağı olan Hozan Mizgîn (Gurbet Aydın), büyük devrimciler Deniz Gezmiş ile arkadaşları, Şirin Elemhûli, Ferzad Kemanger, Eli Heyderiyan, Ferhad Vekili, öncü yoldaşlarımızdan Haki Karer, zindanda faşizme başkaldıran Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık, Necmi Öner ve Denizlerle aynı dönemde Kürt halkı ve Türkiye halkları için faşizme karşı direnen İbrahim Kaypakkaya şahsında tüm şehitlerimizi saygı ile anıyorum.

Bugün Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılara karşı verilen direnişin temelini, ismini saydığım şehit arkadaşlar oluşturdu. Hem Kürt halkı, hem Türkiye halkları hem de tüm halklar için umut oldular. Faşist, diktatör güçlere karşı başkaldırdılar ve insanlığın yolunu aydınlattılar. Tüm halklar için bir meşale oldular. Biz de bu kahraman ve öncülerimizden güç aldık, cesaret aldık, en önemlisi ise özgürlük bilincini aldık. Bu da Kürt halkının, Kürt kadınların varlığını ve iradesini ortaya çıkardı.

Biz de bu temelde yola çıktık ve Rêber Apo ile şehitlerimizin verdiği bedellerin boşa çıkmaması için Kürdistan gerillaları olarak bugün Zap'ta, Avaşîn'de, bu ruhla işgalci Türk devletine karşı direniyoruz. Rêber Apo'nun savaşçıları ve şehitlerin yoldaşları olarak bu davayı başarıya ulaştırmak için şehitlerimizin emeğine, çizgisine sahip çıkacağız, karşımıza çıkan hiçbir engeli tanımayacağız ve bu temelde özgürlük mücadelemizi zaferle taçlandıracağız. Bir kez daha söz veriyoruz; şehitlerimizin yarattığı çizgiyi başarıya ulaştıracağız.

İşgalci Türk devleti 15 Nisan'da Medya Savunma Alanları’na yönelik "pençe-kilit operasyonu" adı altında bir işgal saldırısı başlattı. Bu saldırının amacı nedir, neden adını "pençe-kilit" koydu, bu işgal saldırılarında KDP'nin rolü nedir?

Kürdistan'a yönelik işgal konseptini sadece 2022 yılı ile ele almamalıyız. Bu Kürdistan topraklarını işgal etme konseptidir. Bu konsepti geçen sene Avaşîn, Metîna ve diğer alanlara yapılan saldırılardan bağımsız ele alamayız. Hem dünyada hem de Kürdistan ve Ortadoğu'da bir süreç yaşanıyor. Kürt Özgürlük Hareketi, hem Kürt halkı, hem Kürt kadınlar hem de tüm ezilen halklar için mücadele ediyor. Önderliğimize, halkımıza ve Hareketimize yönelik soykırım saldırılarını bu savaş konseptinden ayrı ele alamayız.

Önderliğin halklar için, özgürlük için, ezilenler için yarattığı çizginin başarıya ulaşmasını engellemek istiyorlar. Birçok güç kendi çıkarları için Önderliğin çizgisini tehlikeli görüyor. Bu yüzden bize karşı yürütülen savaş konseptinde yer alıyorlar. Bu güçlerin başında NATO geliyor. Türk devletinin, Önderliğe ve Kürt halkına karşı geliştirdiği soykırım siyasetini NATO pratize ediyor. Savaş konsepti ile Rêber Apo şahsında özgürlükçü ve demokratik ulusu savunan Kürtleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Önderlik ve PKK çizgisini yok etmeyi hedefliyorlar.

Şüphesiz bu saldırılar sadece PKK'ye yapılmıyor. Uzun vadeli işgal planları yapılmış. Bu yüzden başta Kürt halkı olmak üzere herkes bu konseptin amacını iyi anlamalıdır. Bu yıl, AKP-MHP iktidarı, özellikle de Erdoğan için çok kritik bir yıldır. Aynı zamanda KDP için de kritik bir yıldır. Neden? Çünkü AKP, 20 yıl boyunca faşizm ve diktatörlük yöntemleriyle ayakta kalabildi. Son yıllarda özellikle gerillanın Garê, Avaşîn'deki direnişi, zindandaki direnişler, yine halkımızın 8 Mart'ta, 21 Mart'ta gösterdiği tutum AKP-MHP iktidarını daha da zayıflattı. Faşist iktidar en korktuğu ve en zayıf olduğu dönemini yaşıyor. Diktatörlüğünü devam ettirmek isteyen Erdoğan için bu yıl çok önemli.

TÜRK DEVLETİ ZAP KORKUSU YAŞIYOR

Bu yüzden NATO'yu, uluslararası güçleri ve KDP'yi yanına alıyor. Önderlik, gerilla ve PKK gerçekliği bu güçlerin çıkarları için ciddi bir engeldir. Çıkarları bir yerde toplanıyor. Bu yüzden bazı güçler, Türk devletinin bu işgal konseptinde aktif bir şekilde yer alıyor, saldırılara göz yumuyor. Bu konseptle Önderliğe ve gerillaya darbe vurarak iktidarını uzatmak istiyor. Herkes bunu biliyor. Bu, her şeyden önce Erdoğan'ın savaşıdır. Çünkü onun kaybedeceği bir şey var. Bunun farkında zaten. Bu yüzden farklı saldırı yöntemleri kullanıyor. Türkiye'de ciddi bir ekonomik kriz var, seçimlere az kaldı, Kürtleri ve diğer halkları artık eskisi gibi kandıramayacağını biliyor. Elinde sadece savaş konsepti kalmış.

Erdoğan için 2022, son yıldır. Yani kazanma ve kaybetme yılıdır. Kaybetmemek için de devletin bütün imkanlarını, KDP gibi güçleri kullanıyor. Birçok kez Türk devletinin KDP'yi kullandığını belirttik. Aslında KDP de Türk devletini kullanıyor. KDP de artık yaptığı siyasette sona yaklaştığını biliyor. Bu yüzden herkesten çok AKP ve KDP için bu yıl, kritik bir yıldır. Bunu bilmemiz lazım. Erdoğan iktidarını devam ettirmek için elinde sadece savaş seçeneğinin kaldığını biliyor. Çünkü şu an Türkiye'de AKP-MHP iktidarına karşı ciddi tepkiler var.

İşgalci Türk devleti, Medya Savunma Alanları’na başlattığı işgal saldırılarında birçok bölgeyi abluka altına almak istedi. Teknik gücünü de kullanarak bu şekilde birçok alandan saldırıya geçmeyi hedefledi. Düşman, Avaşîn ve Zap'ta geçmiş dönemlere göre iki kat daha fazla teknik kullandı. Türk devleti bir taraftan kendini güçlü göstermeye çalışıyor ama Zap'ta yaşayacağı yenilgiden çok fazla korkuyor. O kadar teknik kullanmalarının sebebi de budur. Bu yüzden "kilit operasyonu" adını verdiler işgal saldırısına. Türk devleti ve ordusu, Zap korkusunu çok fazla yaşıyor.

KDP KÜRT HALKINI DÜŞÜNSEYDİ İŞGALE KATILMAZDI

KDP'nin Türk devleti ile geçmiş yıllarda da savaş konseptinde yer almaması için hem Hareketimizin yönetimi, hem PKK hem de Kürt halkı bu konuya çok dikkatli yaklaştı. Kürt halkına yaşatılan acıların 21. yüzyılda tekrar edilmemesi, Kürt halkının büyük emek ve bedellerle elde ettiği kazanımlarının yok olmaması içindir bütün bu çabalar. Hareketimiz kadar Kürt halkı da tutumunu ortaya koymuştur. KDP, Türk devletinin Medya Savunma Alanları’nı işgal etmesi için bir adım daha ileri gitmiştir. Zaten saldırılardan önce Türk devleti ile KDP'nin çok fazla görüşmeleri oldu.

Kürt halkı olarak Önderlik öncülüğünde ilk defa ulus olmaya bu kadar yaklaştık. Ulusal birliğin kurulması kimin çıkarına gelmiyor? Tabii ki KDP'nin. KDP bunu biliyor zaten. Bu yıl tercihini net bir şekilde yaptı ve bir adım daha ileri gitti. KDP'nin de bu işgal saldırılarında çıkarı var. Kürt halkının ulusal birliğinin kurulmasını istemeyenler, iktidar güçleri, işgalci devletler ve KDP'dir. Çünkü KDP, Rêber Apo öncülüğünde ulusal birliğin kurulması halinde Barzani Ailesi’nin ve KDP zihniyetinin yenileceğini çok iyi biliyor. KDP Kürt halkını düşünmüyor, eğer düşünseydi bu işgal saldırısında yer almazdı.

AKP sadece Bakur'u işgal etmiyor, planları arasında PKK'yi imha etmek, daha sonra Başur ve Rojava'yı da işgal etmek var. Bir diğer amaçları da Kerkük ve Musul'u almak. Dertleri sadece Kürdistan toprakları değil. Kürdistan'ı işgal ettikten sonra Ortadoğu halkların ve Arapların topraklarını da işgal edecektir. Bütün planlarını bunun üzerine yapmış. KDP de Barzani Ailesi’nin çıkarları için bu işgal planlarında yer alıyor. Yoksa Kürt halkını, Kürt ulusunu korumak gibi bir dertleri yok. Öyle olsa halkının ve Kürdistan'da direnenlerin yanında yer alırdı. Lojistik, istihbarat ve daha birçok konuda Türk devletine destek veriyor, hatta Türk askerlerinin pêşmerge kıyafeti giyerek savaştığını da biliyoruz. KDP tamamen tepki almamak için bazı şeyleri de gizli bir şekilde yapıyor. KDP, Zap ve Avaşîn'in düşeceğini umut ediyor. Daha sonra Behdinan alanında askeri güçlerini aktifleştirmeyi planlıyor.

BEDEL VEREN AŞİRETLERİN TOPRAKLARINI PEŞKEŞ ÇEKİYOR

Burada Başûrê Kurdistan halkına çağrı yapmak istiyorum. Başûrê Kurdistan halkı, birçok aşireti Saddam gibi biri karşısında çok ağır bedeller verdi. Başûrê Kurdistan toprağını savunmak için birçok katliamdan geçmişler. Yani tutum sahibi olmuşlar. Bu aşiretler, KDP’nin savaş siyasetine birçok kere karşı gelmişlerdir. Tarihlerine bakın, karşı çıkmışlar. Örnek olarak söyleyelim; bugün Dêrelok’ta Rêkanî aşireti var. Yurtsever insanlardır. Topraklarını, yurtsever duygularını, dillerini her zaman korumuş, bedel ödemişler. Hiçbir zaman düşmanın işgalini benimsememişler yani. Bu nedenle son yıllarda Rêkanîlerin birçok genci katledildi. Şu an birçok kişi başkaldırıyor; çünkü bilgilidirler, yurtseverdirler. Başûrê Kurdistan gençlerini ya tutuklayıp zindana atıyor, ya aç bırakıyor ya da katlediyor. Kimin eliyle? Türklerin eliyle. Aynı şeyi Biradostlara da, Zêbarîlere yaptığını söyleyebiliriz. Benzer şekilde Metîna, Heftanîn hattında bazı aşiretlere yapıyor. Neden? Başûr toprağının esas sahibi bu aşiretlerdir; bedel ödemişler. Başûr’daki aşiretlerin tüm rûspîleri (önde gelenleri) bunları bilmelidir.

Dikkat edin; ağırlıklı olarak bunların topraklarını Türk devleti işgaline terk etmiştir. Kurojahro kimin toprağıdır? Rêkanîlerin… Biradost’un birçok yerini Türk devletine peşkeş çekmişler. Sadece Akrê, Dinarte bölgesinde bazı yerlerde Surçîler, Zêbarîler var. Peki şimdi kim orada var? Geçtiğimiz yıldan beri en çok Roj çeteleri oraya yerleştirilmiştir. Oysa ki pêşmergelerin eski komutanları Zêbarîlerdi, Surçîlerdi, Biradostlulardı. Şimdi gidin bakın, geçen yıldan beri bu topraklarda onlar üzerindeki siyasetlerini değiştirmişler, Dinarte’den Akrê’ye kadar tüm çevrelere Roj çeteleri yerleştirilmiş. Buna kuşkuyla yaklaşmalılar. Neden? Çünkü KDP, en çok bedel ödeyen aşiretlere karşı farklı farklı politikalar geliştirmiş; ekonomiden tutun farklı şeylere kadar bu aşiretlerin arazilerini Türk devletinin işgaline peşkeş çekmiş. Başûr halkı, özellikle de Behdinan halkı bu gerçeği görmelidir. Görmeli ve bu yanlış sadece PKK’ye yönelik bir yanlış değil, Kürdistan'a yönelik yanlıştır. PKK’ye yönelik olduğu kadar bu halka karşı da yapılmış bir yanlıştır.
Öte yandan bu savaş bir aşamaya gelmiş. Bu işgal ve konsepte karşı gerçekten benzersiz bir direniş yaşanıyor. Gerçeği, kuşkusuz gerillanın yöntemlerinde de farklılaşma var. Türk devleti şunu iyi anlamalı. Kürdistan dağlarını işgal etmeye gücü yetmez. Gerillanın önünü alamaz. Gerilla tüm Kürdistan’ı savunmakla yükümlüdür. Tüm ovası, dağı onun sorumluluk alanıdır.

KDP BİZİ BAZI ADIMLAR ATMAYA ZORLAMASIN

Şimdi Zap, aşağı hattan kuşatılmış ve KDP de bunun içindedir. Özellikle görülüyor ki KDP’nin kendisi, Barzani Ailesi başta olmak üzere, özellikle Mesrur Barzani bu işi organize ediyor. Aktif olarak içinde yer alıyor. KDP şunu iyi bilmeli: Eğer Kürdistan gerillası Zap’ta zorlanırsa, kırılsa biz de Barzan’ı alırız! Barzani Zap, Avaşîn ve Garê’nin kahyası değil ki! Bilmiyor mu? Bu gerçeği de Barzani bilsin. Barzan dağı, dağıyla, suyu, ormanıyla Zap’tan aşağı kalır yanı yok. Sefin dağının Garê’den aşağı kalır yanı yok. O kadar da mı düşünemiyor? KDP bu politikasını hiç düşünmüyor mu? Yani PKK gerillasının gerçeğini en iyi bilen, en uzun yıllar bilenlerden biri de KDP’dir. KDP bunu hiç anlamıyor mu? KDP ve faşist devlet o mesajı almadı mı? Bu yılki Newroz’da tüm gençler ‘Bijî Serok Apo’ diyordu. Binlerce genç, 8 Mart’ta tüm Kürdistan’da ‘Bijî Serok Apo’ demedi mi? Acaba onlar Zap’ı yalnız mı bırakacaklar? Öyle değildir yani. Bu nedenle KDP siyasetini gözden geçirecektir. Zap, Avaşîn, Metîna, Garê, Behdinan’ın kuşatılmasında, gerillanın kırılmasında eğer Türk devletinin yanında yer alırsa diğer alanlara geçeriz. Bizi bu noktaya getirmesin. KDP bunun hesabını yapmalıdır. Bu nedenle henüz işin başındadır ve bu gerçeği bilip ona göre hareket etmelidir.

Gerilla, saldırılara karşı 2021 yılı direnişinde büyük bir sınav verdi. Nisan’da başlayan saldırılara karşı hazırlıklarınız ne düzeydeydi, gerilla işgalci güçleri nasıl karşıladı, şu an Medya Savunma Alanları’nda durum nedir?

Kürdistan gerillası konsept olarak kıştan beri kendini hazırlamıştı. Zaten biz bekliyorduk; Türk devleti planlamasını sonuçlandırmak için Behdinan alanına işgal saldırılarını sürdürecekti. Bu nedenle diyebiliriz başta Zap ve Avaşîn’deki gerilla ruhta, inançta, moralde, duruşta kendini hazırladı, ki herhalde herkes Newroz görüntülerinde gerillanın duruşunu görmüştür.

Özellikle 2021 yılı Medya Savunma Alanları’nda yürütülen savaşta, çok ciddi bir deneyim açığa çıktı. O savaşta Türk devleti tüm kirli yöntemleri kullandı. Şimdi ise sadece düşmanın tarz ve taktiklerini değil; aynı zamanda kendi taktiklerini, geçen yılki pratiklerini değerlendirdi, sonuçlar çıkardı. Bu hedefle yıla girdik. Birincisi, nasıl ki Hareketimiz bu döneme “Dem dema azadiyê ye” dediyse biz de bu ruh, duruş ve iddiayla girdik. Aynı zamanda Önderliği fiziki özgürleştirmeyi de hedeflemişiz. Biz Kürdistan gerillaları olarak şunun farkındayız; duruşumuz, eylemimiz, faşizmi kırmamız Önderliğin elini o kadar güçlendirecektir, o kadar Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlayacaktır. Bu tarihsel sorumluluğu yaşıyoruz yani.

Geçen yıl düşman birçok yere indirme yaptı. Türk devleti gerillanın olmadığı yerleri aldı. Şu ana kadar birçok yerde savaş çetindir. Örneğin şu an Zap’ta savaş çok çetindir. Gece gündüz yaşanan bir savaş var. Eğer takip edildiyse belki bir-iki mağaraya düşman girmiştir. Bazı yerlerde; örneğin Çiyayê Reş’te, Kurojahro’da, Şehid Berxwedan’da kimyasal kullandılar. Ancak gerilla bu yıl buna karşı değişiklik yaptı. Bu savaşın merkezi Zap ve Avaşîn’dir ve Kürdistan gerillası bununla öyle bir deneyim ve tecrübeyi açığa çıkardı ki, savaş sadece tünellerde yürütülmüyor, arazide eylemlilik daha yoğundur. Kendilerini hareketli timler olarak da adlandırıyorlar. Tarz ve taktik olarak da iç içedir. Yani operasyona karşı sadece direnmiyor, zafer elde etmek için eylem halinde. Zap gerillası tecrübelidir. Avaşîn, Zap gerillası bugün Bazên Zagrosê Hamlesi’nin devamı niteliğindedir. Arazide de, düşmanın tarzını anlamada da tecrübe edindiler. Bu 17 günlük savaşta gerilla sadece direnişte değil saldırıdadır da. Gerilla bu konuda farkını göstermiştir.

Biz Zap’ı sadece Zap’ta savunmayacağız. Bu yılki bir fark da budur. Medya Savunma Alanları’ndaki tüm gerillalar Zap’ı savunacak. Bu iddiadayız. Bu konuda herkese sorumluluk düşüyor.

YJA Star’ın rolünü ve eylemlerindeki düzeyi anlatır mısınız, inanç ve fedailik, düzeyi bu savaşı nasıl etkiledi?

17-18 gündür geride bıraktığımız bu savaşta tüm YJA Star komutan ve gücü de öncülük düzeyinde rollerini oynadı. Savaşta şu ana kadar 8 kadın arkadaş şehit oldu. Mizgin, Viyan, Şaristan yoldaşlar şahsında bu direnişte yer alan tüm erkek ve kadın şehit arkadaşları minnetle anıyorum ve bir kere daha direnişleri önünde saygıyla eğiliyorum.

Zap ve Avaşîn’de yürütülen savaşta YJA Star gerillaları en ön mevzilerde ve hareketli timlerde, savaşın her alanında, duruşları, iradeleri, inançları ve eylemleriyle öncülük ediyor. Her YJA Star gerillası, düşmana karşı yürütülen tarihi savaşta sorumluluklarının farkındadır. Tüm yoldaşlarımız o en zor koşullarda büyük bir inançla, dönemin tarz ve taktiğiyle etkili oluyor. Diyebiliriz ki YJA Star bu savaşa rengini verdi. Savaştaki öncülüğünü, eylemlerini YJA Star Yürütmesi adına selamlıyorum. Bu savaş öyle sıradan bir savaş değildir, katılımları da sıradan olmamalı; başladığı günden bugüne bunu gösteriyorlar. AKP-MHP’nin sonu, Kürt kadınların eliyle olacaktır. Kadın savunma gücümüz hiç tereddüt yaşamadan, yürekten kendi toprağına sahip çıkarak gerekli cevabı veriyor. YJA Star, o girişkenliği, tutumu ve öncülüğü kendi kişiliğinde inşa etmiş ve örgütünü bunun üstüne oturtmuştur. Savunma gücünü de bunun üstüne oturtmuş. Kürt kadını kendi doğal gücünü koruyor. Bu nedenle AKP-MHP faşizmi Kürt kadınından çok nefret ediyor. Neden? Çünkü gerçekten Kürt kadını güç olmuş. Şimdi o kadar reklamı yapılan, en son teknik ile donatılmış askerini savaş meydanında en çok zorlayan YJA Star gücüdür. Dönemin savaşı akılla yürütülüyor. YJA Star gücünün bu anlayışı da inşa ettiğini söylüyorum. Bu gücü de, uzmanlığı da kendinde yaratmıştır. Bu nedenle savaş alanında öncülük ediyor. Bir kere daha söylüyorum; başta YJA Star ve tüm Kürt kadınlarının direnişi AKP-MHP faşizmini yenecektir.

Yeni dönemde gerillalar neyi hedefliyor, yani Medya Savunma Alanları’nın diğer bölgelerine düşen görev nedir, aynı zamanda Bakurê Kurdistan gerillasının katılımı nasıl olmalıdır?

Biz HPG ve YJA Star güçleri olarak belli bir planlamayla bu sürece girdik. Kuşkusuz savunmada kalmayacağız. AKP-MHP faşizmini yenme; halkımız, Önderliğimiz ve Hareketimize dönük uygulanan konsepti yenme iddiasıyla yıla girdik. Planlamamızı bunun üzerine inşa ettik. Kuşkusuz Medya Savunma Alanları’na yönelik çok ciddi saldırılar oluyor, Zap ve Avaşîn alanlarında sıcak savaş yaşanıyor ve bunu zafere dönüştürmemiz gerekiyor. Güçlü darbeler vurmalıyız. Bu konuda kuşkusuz bu alanlarımıza da rol düşüyor. Savunma güçlerimiz sadece Medya Savunma Alanları’nda bulunmuyor; ovada, şehirde, Bakurê Kurdistan’da, gerilla gücümüzün bulunduğu her alanda rolümüzü aktif oynamalıyız.

Türk devletinin kıştan bahara hala süren birçok operasyonu boşa çıktı. Şu ana kadar takip ettiğimiz kadarıyla Bakurê Kurdistan gücümüz kendini korudu. İnanıyoruz ki Bakurê Kurdistan gerillası da bu kış iyi yoğunlaşmıştır ve kendilerini 2022 yılına hazırlamışlardır. Tabii şunu söylemek istiyoruz; şu anki koşullar, işgal operasyonları, olağanüstü bir süreç yaşanıyor, ancak Bakurê Kurdistan gerillamız acele etmemelidir. Önümüzdeki 10-15 gün, Mayıs ayı ortalarına kadar kuşkusuz hala kritiktir. Operasyonlarını sık sık sürdürebilir, harekete geçen Bakurê Kurdistan gerillasına darbe vurabilir. Yani bu meselelerde Bakurê Kurdistan gerillası tecrübe sahibi olmuş artık. Bu nedenle Bakurê Kurdistan gerillası dönem planlamasını doğru yapmalıdır. İnanıyoruz ki Bakurê Kurdistan’da bulunan tüm timlerimiz, HPG ve YJA Star güçlerimiz 2022 yılında temel bir değişiklik yapabilir. Doğrusu Zap’ın savunmasında, Önderliğin fiziki özgürlüğünün sağlanmasında inisiyatif sahibi olmalıdır.

Düşman, Bakurê Kurdistan gerillası için ‘bitirdik’ diyor. Eğer bitirdiysen neden o kadar operasyon yapıyorsun? Gerillanın olmadığı bir yere neden operasyon yapıyorsun? Bu onun yalanlarını da gösteriyor. Nerede ne kadar gerillamız var, hangi arkadaşlarımız var, biliyoruz. Özellikle de Mayıs ayının bitmesiyle tüm gücümüz, her arkadaşımız Kemal Pir duruşunu gösterebilir. Kemal Pir duruşu nedir? Nerede Önderlik çizgisine saldırı, nerede devrime saldırı, PKK’ye yönelik saldırı, halka saldırı olursa Kemal Pir nerede olursa orada harekete geçer, can alıcı darbeleri düşmana vururdu. Kemal Pir tarzı budur yani. Bu nedenle Bakurê Kurdistan gerillamız Kemal Pirlerin tarzına erişmelidir. Agitlerin tarzına yani. Aynı zamanda YJA Star gerillası kendini Zilanların tarzına yetiştirmelidir. Sürecin kaderini değiştirdiği gibi düşmanın imha etme politikasına çok ciddi bir darbe indirdi Dersim’de. Bu nedenle önemli olan doğru bir anlayışla bu sürecin sorumluluğu ile Önderlik çizgisine ve partiye saldırılara karşı tavır koymadır. Eğer kendini doğru tanzim ederse bir arkadaşımız bin Türk askerine bedeldir. Bu nedenle Bakurê Kurdistan gerillası 2022 yılını darbeler ile en aktif şekilde gücünü eylemselliğe dönüştürmelidir. Bütün yoğunlaşmasını düşmanı takip etmeye verebilir, kendini düşmanın denetiminden çıkarıp etkili darbelerle, etkili eylemlerle Türk devletine vurabilir, gücünü eylemselliğe dönüştürebilir. İşte o zaman Hareketin yükünü omuzlayabilir, Zap’ın yükünü omuzlayabilir ve Zap’ı yalnız bırakmamış olur. ABunu gerçekleştirmek için bu 10-15 günlük dönemde kendini korumalıdır. Operasyonları boşa çıkarmalıdır. Bakur gücümüz yıllık planlamasını, Hareketimizin yıllık planlamasına göre pratize eder. Kendini pasif bırakmamalı, aktifleşmelidir. Tüm güçlerimiz 2022 yılını sıradan karşılamamalı, sıradan katılım sağlamamalıdır. İnanıyoruz ki biz bu yılı direnişi zafere dönüştürmekle yılın kaderini belirleyeceğiz. Kürdistan savunma güçlerinden beklenen budur.

Gerillanın tarihi direnişinin yanı sıra halkın sahiplenmesi de var. Neler yapılmalı?

Halkımız gerillanın direnişini sahiplenmekle, aynı zamanda kendi özgürlüğünden, kendi savunmasından, değerlerini sahiplenmesinden sorumludur. Bu süreçte; özellikle 8 Mart, Newroz ve şu ana kadar halkımız böyle bir duruş sergilemiştir. Sokakları terk etmeyen halkımızı tüm gerilla arkadaşlarımız adına selamlıyorum. İnanıyorum ki halkımızın direnişi bizi zafere götürecektir. Her ne kadar halkımızın ve Hareketimizin üzerinde saldırı olsa da biliyoruz ki tükenmiş haldeler. Bu süreç, Kürt ulusu için kader tayin edici bir süreç. Bu nedenle halkımız bu yıl, Newroz ruhuyla, eylem ve tutumuyla gerillayı yalnız bırakmayacak, gerillanın şahsında kendi iradesine de sahip çıkacaktır. İnanıyoruz ki 2022 yılında Kürt halkı başta olmak üzere, kadın ve gençleri Newroz ruhuyla seneyi sürdürecekler. Önümüzdeki her gün Newroz’a dönüştürülecektir. Bizi zafere ulaştıracak olan da odur. Nasıl ki gerilla, direnişiyle bu halk için canını veriyorsa, ona sahip çıkmak için de kuşkusuz tavır isteniyor, eylem isteniyor, duruş isteniyor. İnanıyoruz ki halkımız bundan sonra da bu duruşunu gösterecektir. Biz de Kürdistan gerillası olarak AKP-MHP faşizmini yenmek için tüm alanları direniş ve zafer alanına dönüştüreceğiz.