TEV-ÇAND, Aram Tigran’ı 9’uncu ölüm yıldönümünde andı

Kültür hareketi TEV-ÇAND, sürgünde doğan ve sürgünde yaşamını yitiren Ermeni sanatçı Aram Tigran’ı 9’uncu ölüm yıldönümünde andı.

TEV-ÇAND yaptığı yazılı açıklamada, “Sürgünde doğup, sürgünde yaşamını yitiren ve hasretini çektiği Diyarbakır’da defnedilmesine izin verilmeyen Kürt müziğinin duayeni Ermeni asıllı sanatçı Aram Tigran'ı, ölümünün 9. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz” dedi.

Aram Tigran, 53 yıllık müzik hayatında 500’e yakın şarkı besteleyip okudu. 1915’teki Ermeni soykırımında annesi ve babası dışında bütün akrabaları katledilmişti. Ailesi, soykırım döneminde Qamişlo’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Tigran da, 1934 yılında Qamışlo’da dünyaya geldi. Bir Kürt aile tarafından korunup kollanan babasının vasiyeti üzerine Kürtçe şarkı söylemeye başladı.

TEV-ÇAND, “Kürt müziğinin duayeni” olarak tanımladığı Aram Tigran’ın yarım asrı aşkın müzik yaşamı boyunca Kürt müziğine kültürüne ve sanatına hizmet etmekten bir an bile geri durmadığının altını çizdi.

Açıklamada, Tigran’ın sanatçı yaşamına ilişkin şu ifadeler yer aldı: “Kendisi Kürt olmadığı halde Kürt kültürü ve müziğine Kürtlerden çok daha büyük bir emek veren Tigran, 53 yıllık müzik yaşamında Kürtlerin çektiği acıları sürekli dillendirdiği gibi, sadece Kürt müziğine katkı sunmadı, bunun yanında kendi anadili olan Ermenice, Arapça, Türkçe olmak üzere birçok dilde şarkılar seslendirdi.

Fakir bir ailenin çocuğu olan Aram Tigran, 9 yaşından itibaren müziğe ilgi duydu. Tigran 1953 yılından itibaren yani 19 yaşındayken profesyonel bir şekilde müzik yapmaya başladı. Bu yıllarda Qamişlo’da müzik yapan Tigran, 1966 yılında Kürtlerin arasında sayılı ünlü sanatçılardan biri haline gelir. Ardından dört ülkedeki bütün Kürtler tarafından can kulağıyla dinlenen Erivan Radyosu'nda çalışır. Erivan Radyosunda söylemeye başladıktan sonra bütün Kürtlerin en sevdiği sanatçılardan biri olur. 1990'lı yıllara kadar Erivan Radyosunda söyleyen Tigran bu tarihten sonra Avrupa'ya çıkar. Avrupa’da devam ettirdiği sanat yaşamı, tam 16 yıllık çalışma döneminde Ermenice, Kürtçe, Arapça ve Türkçeden ibaret tam 435 şarkı derleyip okur. Tigran bir söyleşide, ‘Ermeni’yim ama Kürt acısıyla Ermeni acısını bağrımda aynı hissederim ve ben Mezopotamya’yım’ demişti.

Sanatın toplumsal olduğunu ve toplumu geliştirmeyi esas aldığını Aram Tigran’ın emeğinde bir kez daha görmekteyiz. Buda o toplumun düşünsel yapılanmasını benimseyerek hareket ettiğini göstermiştir. Halka ait sanatı yapmaktan hiç vaz geçmemiştir.

Toplumsal yaşamın ayaklar altına alındığı günümüz kapitalist sisteminde yaratılmaya çalışılan anlamsızlığa karşı güçlü bir mücadele vermiştir. O toplumu için savaşacak, gözü kara, yürekli ve fedai bir sanat yaratmanın en önemli mihenk taşlarından biri olmuştur. Yerinde ve zamanında neyi nasıl yapacağını bilen, toplumsal örgütlülüğü kendinde sağlayan ve bu temelde mücadele alanlarında sanatıyla rengini vermiştir. Sanatında kendi olarak yaşamıştır. Sistemin dayattığı yaşam tarzından koparak, büyük bedel, emek ve özveri ile Kürt sanatına en büyük katkıyı sağlamıştır. Aslında Aram Tigran halkın sanatçısı olmuştur. Toplumun vicdanın sesi ve yaratan bir sanatçı olarak bizlere örnek olmuştur.”

BRÜKSEL'DE MEZARI BAŞINDA ANILACAK

Aram Tigran’ın kaybının Kürt sanatı ve özellikle müziği için önemli bir kayıp olduğunun altını çizen TEV-ÇAND, “Ancak bıraktığı eserler ve yaşam felsefesi ile yeni nesillerimize güçlü bir örnektir. Bu esasta büyük ustayı bir kez daha anarken, anısına bağlılığın tek yolunun bıraktığı bayrağı daha ileri taşımakla mümkün olacağı bilinciyle anısı önünde birkez daha saygı ve minnetle eğiliyoruz” dedi.

TEV-ÇAND, Tigran’ı 8 Ağustos tarihinde Brüksel’de mezarı başında anacaklarını belirterek, tüm sanatçı dostlarını anmaya davet etti.