Resimle kendini keşfetti

6 yaşında resim çizmeye başlayan Lîloz Hecî, yaşamı ve kendisini resimle keşfettiğini söylüyor. Öğrencilerine kısa sürede resim çizmeyi de öğreten Lîloz, sanatı gelişmeyen bir devrimi temelsiz bir binaya benzetiyor.

Resmin, yaşam olduğunu belirten  Lîloz Hecî, henüz 6 yaşındayken ilgisini çeken resmi, tarihi hafıza olarak tanımlıyor.

Dêrîk’te yaşayan Lîloz, 14 yaşında sanatını profesyonel olarak sergiliyor. Lîloz neden ressamlığı tercih ettiğini şöyle anlatıyor: “Her insanın bakışı farklıdır, dünyası ayrıdır. Kendimi resimle keşfettim. Lîloz’un yaşama bakış açısını resimde buldum. Aslında kendimi ifade etme biçimimdir resim. Arayışlarımı, isteklerimi, duygularımı resimle anlattım, kendimi resimle toplumsallaştırdım, toplumla iletişim sağlayabildim.”

KÜÇÜK BİR KARALAMADAN RESSAMLIĞA

Resim çizmeyi kendi çabasıyla öğrendiğini Lîloz, şunları belirtiyor: “Resme teşvik eden olmadı ya da ressam ol diyen biri de olmadı. Sadece bir kâğıt ve kalemi alarak karalamaya başladım. Özellikle göz dikkatimi çekiyordu. İnsanı anlatan gözlerdir. Aslında insana ulaşmanın, anlamanın, hissetmenin yolu da gözlerdir. Bir karalama ile başlayan süreç, beni bugünlere getirdi.”

Karakalem, yağlı, kuru, kömür ve pastel boya çizimlerine hâkim olduğunu söyleyen Lîloz, sanatın nesilden nesile aktarılması gerektiğinin de altını çiziyor.

SANATI PAYLAŞIYOR

Lîloz, eğitim vermeye yeni başlamasına rağmen 2 ayda 5 öğrenciyi mezun etti ve şu an 4’ü kadın 5 öğrencisi var.

Bu yıl içerisinde 13 yaş ve üzeri kişiler için eğitim vermeye başlayan Lîloz, eğitim verme kararını şöyle anlatıyor: “Sanat; tarihi, hafızayı diri tutmaktır. Dönemi en iyi sanat anlatabilir. Bir halkın tarihi sanat ile nesilden nesile aktarılır. Bir ressamın olması belki çok anlamlı olmayabilir ama birden fazla ressam daha da güçlü bir sanatı yaratabilir. İnsanlar paylaşmak için yaşarlar. Bilineni aktarmak bilgeliği temsil eder, yüceltir. Sanatımı topluma ulaştırmak başarımın göstergesidir. Bunun için eğitime önem veriyorum. Paylaşmak beni mutlu ediyor. Sanatla ilgilenen insanların çoğaldığını görmek, toplumun gelişme düzeyini yansıtıyor. Bu da bir payım olacaksa neden sanatımı paylaşmayayım, sorusunu kendime hep sormuşumdur. Eğitim vermek güzel bir duygu.”

HALKIN BİLİNÇLENMESİNİ SAĞLIYOR

Resmin toplumu eğitmek için gelişkin bir sanat olduğunu dile getiriyor Lîloz ve şöyle diyor: “Yaşama bakış açısı sanatla değiştirilebilir. Sanatı eğitim amaçlı da değerlendirebiliriz. Toplumun sanatla kendisini ifade etmesi barışçıl bir ortam sağlanmasında yararlı olacak. Kendini sanata adayan bir toplum, halkını bilinçlendirmek için de toplumuna faydalı olacak.”

DEVRİM SANATA BÜRÜNMELİ

Sanatı gelişmeyen bir devrimi temelsiz bir binaya benzeten Lîloz, şunları aktarıyor: “Rojava Devrimi ile halkların birçok kazanımı oldu. Kazanımlar kültür sanata dayandırmadan sağlıklı sonuçlar elde edilemez. Rojava Devrimi’nin en önemli boyutu sanat olmalıdır. Şu ana kadar önemli adımlar atıldı fakat bir devrim için yeterli değil. Sanata ve sanatseverlere ilginin daha fazla olması lazım.”

Ressam Lîloz Hecî, çizimleriyle sergilere de katılmaktan geri kalmıyor.