Mihemed Şêxo’nun yankısı, unutulanların haykırışı…

Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi, Kürt kültürü ve sanatına adı gibi can veriyor. Sanatçılar, "Mihemed Şêxo, sanatını halkına adadı. Çocuklar ilk konuştuklarında onun şarkılarını söylüyor" diyor.

Kürtlerin güçlü sesi, unutulmaz sanatçı Mihemed Şêxo, 1948 yılında Qamîşlo’nun Xecukê köyünde dünyaya geldi. Müzikle ilgilenen bir ailede büyür. Çocukluğundan beri hep bir enstrüman çalmak isteyen Mihemed Şêxo, bidon ve galonlardan enstrümanlar yaparak çalar. Enstrüman yapım ustası olan amcası bir gün yaptığı sazı ona hediye eder. Amcasının müzik aşkından etkilenen Mihemed Şêxo, 1965-1966 yıllarında Qamîşlo’da Aram Tigran’ı dinleme fırsatı bulur, onunla tanışır, onun sesini ve sözünü çok sever. Lübnan ve Irak gibi birçok ülkeye giden Mihemed Şêxo, Koma Serkeftin ve Newroz gruplarında sanatsal faaliyetler yürütür.

 Eserleri nedeniyle yoğun tehditlerle karşı karşıya gelen Mihemed Şêxo, “Ölümden ve öldürülmekten korkmuyorum, sazım kalem ve tüfektir” der ve 1974 yılında peşmerge güçlerine katılır, sazının yanına tüfeğini koyar. Yaşamı boyunca büyük zulüm ve yoksulluklar çeken Mihemed Şêxo, 1989 yılında vefat etmeden önce şöyle vasiyet eder:

“Ey yaşayanlar, ben ölünce
Gömmeyin herkes gibi
Mezarımı dağların dibine kazın
İki belik olsun mezar taşlarım
Her Mart’ta uyandırın beni
Ki neşelendireyim hepimizi."

Vefatının 33’üncü yıl dönümünde Mihemed Şêxo’yu ve anısına Qamîşlo’da kurulan Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi ile ilgili ayrıntıları, sanatçılar Nesrîn Botan, Danîş Botan ve Cemil Ehmed ile konuştuk.

SANATINI HALKINA ADADI


Sanatçı Danîş Botan, Mihemed Şêxo’yu şöyle anlatıyor: “Ölümsüz sanatçı ve halkının hizmetkârı Mihemed Şêxo, 33 yıl önce aramızdan ayrıldı. Onun şahsında halkının hizmetkârı olan tüm sanatçıları anıyor, anılarının önünde saygıyla eğiliyoruz. Mihemed Şêxo denilince, insani duygular, sanat ölçüleri ve topluma nasıl hizmet edilir aklıma geliyor. Ezilen halkların sanatçısı Mihemed Şêxo, çok zorluk çekti. Halkının da acısını en çok paylaşanlardandı. Sanatını çıkarlarına değil halkına adadı. Onu anlatmamıza saatler, günler yetmez. Herkes duruşunu, yaşamını iyi biliyor. Yaşamının hepsini yoksulluk içerisinde geçirdi. Mihemed Şêxo, bugün fiziki olarak belki aramızda değil ancak sanatı vicdanlarımızda, beyinlerimizdedir. Mihemed Şêxo, Heval Mizgin, Heval Serhat, Heval Sefqan, Cigerxwin gibi kendini ve sanatını halkına adayanların izinde yürüyüp halkımızın hizmetkârı olacağımızın sözünü vermişiz.”
Sanatçı Nesrîn Botan da “Mart ayındayız, baharın gelişi. Baharın gelişiyle aklımıza ilk gelenlerden biri de Mihemed Şêxo’dur. O sadece Rojavalı değil, Kürdistani bir sanatçı kişilikti. Sanatı sadece Kürtlere değil Kürdistan’da yaşayan tüm halklaraydı. Vefatının 33’üncü yıl dönümü vesilesiyle ailesini, tüm halkımızı ve izinde yürüyen sanatçıları selamlıyor, bir kez daha başsağlığı diliyorum” diyor.

KÜRTLERİN ASİL SESİ, DOĞAL TOPLUMUN ÇOCUĞU

Sanatçı Cemil Ehmed ise şunları belirtiyor: “9 Mart bizim için acı bir gün. Büyük sanatçı Mihemed Şêxo’nun aramızdan ayrılışı. Yurtsever bir kişilikti. Sanatı gönüldendi. Ondandır ki bugün halen herkesin gönlünde. Cenazesinde ben de hazırdım. Tüm Qamîşlo halkı oradaydı. Sadece Qamîşlo’da duyan gelmişti. Yollar, caddeler insanlarla taşmıştı. O dönem Suriye rejimi taraftarlarından biri ‘Vefat eden kim?’ diye sormuştu bana. ‘Sanatçıdır’ cevabını vermiştim. Şaşkınlık içerisinde ‘Bu kadar kişi nasıl olur da bir sanatçı için bir araya gelir’ diye sordu. Mihemed Şêxo, doğal toplumun çocuğuydu. Kürt kültürünün asil sesiydi. Bugün çocuklar ilk konuştuklarında onun şarkılarını söylüyor. Gençler, yaşlılar herkes onu dinliyor, Kürtlüğü buluyor.”

MİHEMED ŞÊXO KÜLTÜR SANAT MERKEZİ

2011 Halkların Baharı, kültür alanında da bir devrimi ifade ediyordu. Uzun yıllar rejim baskıları nedeniyle gizli saklı yaşatılan Kürt kültürünün can bulduğu bir sanat merkezi… Mihemed Şêxo'nun adı verilmişti. Sadece Qamîşlolu bir sanatçı olduğu için değil, Kürtlerin yaşadığı acıyı, sürgünü ifade eden, Kürtlüğe kulak veren bir semboldü.

 Qamîşlo’nun Qudurbeg Mahallesi’nde 2011 sonlarında bir bodrumda Qamîşlolu sanatçıların bir araya gelerek kurduğu Mihemed Şêxo Kültür Sanat Merkezi, bugün 3 merkez olarak sürgün edilen, engellenen ve tarihe gömülmek istenen Kürt kültürüne ışık tutuyor. Bugün 6 müzik-sanat grubunun bulunduğu merkezde müzik, tiyatro, halk oyunları vb. birçok konuda eğitimler veriliyor.

 BODRUM KATTAN ÜÇ MERKEZE

Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi’nin kuruluşunda yer alan Sanatçı Nesrîn Botan, “Rojava Devrimi’nin başlamasıyla bir kültür sanat merkezi açmak istedik. Her zaman tüm halklar gibi bizim de bir kültür merkezimizin olması ve çalışmalarımızı orada yürütmenin hayalindeydik. Qudurbeg Mahallesi’nde bir bodrum katında bu hayalimizi gerçekleştirdik. Adını da tüm Kürdistan’ın gönlünde yer edinen Mihemed Şêxo koyduk. Böylece yeni nesillere Mihemed Şêxo’yu ve adanmışlığı bırakıldı” ifadeleriyle merkezin kuruluş anlarını hatırlatıyor. Merkezin açılmasıyla Qamîşloluların gösterdiği ilgiye de değinen Nesrîn Botan, şöyle konuşuyor:

“Başlarda yüzlerce genç, kadın ve çocuk Mihemed Şêxo Kültür Sanat Merkezi'ne katıldı. Yoğun bir ilgi vardı. Toplumda kültürel faaliyetler yürütmekten korkan, engellerle karşılaşan kadınlar bir şeylerden mahrummuş gibi büyük bir aşkla buraya geldi. Yüz civarında kadın gelmişti. Kadınlar için müzik, tiyatro ve halk oyunları grupları kuruldu.”

12 YILDA ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA ULAŞTI

Sanatçı Danîş Botan ise merkezin kuruluşunda yer alanlardan. Danîş Botan, sanat merkezinin 12 yıllık faaliyetlerine ilişkin, “Bugüne kadar binler Mihemed Şêxo Kültür Sanat Merkezi’nden geldi geçti. Çocuğundan yaşlısına binlere ev, binlerce ürüne yer oldu. 12 yılda çok değerli ürünler ortaya çıktı. Çok sayıda kültür sanat grubu oluşturuldu. Festival ve konserlere sahne oldu. Önemli adımlar atıldı. Bazı yetersiz durumlar da oldu. Toplumumuza devrimci kültürü vermede zayıf kaldık. Bunun özeleştirisini veriyor, yavaş yavaş çözüyoruz. İleriki süreçte daha önemli adımlar ortaya çıkacaktır” değerlendirmelerinde bulunuyor.

 BU KEZ ÖZGÜRCE BİR ARADALAR

Cemil Ehmed, merkezin 4 yıl yöneticiliğini yapan Qamîşlolu bir sanatçı. O dönemi şöyle anlatıyor:

 “Öncelikle böylesi bir merkezimizin olması bizim için ayı bir sevinç mutluluk kaynağı. Devrim öncesinde büyük gizlilikle yürüttüğümüz faaliyetleri serbest yapmaya başladığımız bir tarih. Sadece akşamları, evlerde gizli saklı yaptığımız provalarımızı istediğimiz saatte yapabileceğimiz bir yerimiz vardı artık. Devrim öncesinde Koma Botan bünyesinde kültür faaliyetleri yürütüyordum. Çocuklarımın eğitiminden kaynaklı devrimden 3 yıl öncesi Şam’a gitmiştik. Bu nedenle 3 yıl kültür faaliyetlerinde kopmuştum.

 Devrimle birlikte geri geldim. Yolda Koma Botan’dan eski arkadaşlarımı gördüm. Bir merkezin açıldığını ve uğramamı söylediler. Gittiğimde eski arkadaşlarımı bir arada gördüm. İnanılmaz bir duyguydu. Devrimin kazanımlarını gördük. Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi'ne ilk geldiğimde Koma Botan’a katıldım. Daha önceden de oradaydım ancak bir süre Rojava dışında olduğum için kopmuştum. Serbestçe tedirgin olmadan bir araya gelebiliyor, provalarımızı yapıyor, faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Çalışmalarımız yavaş yavaş daha da örgütlendi. Önemli adımlar atıldı. Kültürümüze daha sıkı sarıldık, sahip çıktık. Halkımıza ‘Düşmanımızın yok etmek için 24 saat aralıksız çalıştığı kültürümüze sahip çıkmalı, korumalı ve geliştirmeliyiz’ bağlamında duyarlı olmaları için merkez içi ve dışında birçok kültür sanat etkinliği düzenledik.”

Bölgedeki kültür ve sanatın gelişimindeki engelleri ise Nesrîn Botan, şöyle özetliyor: “Rejim özellikle Kürtler olmak üzere topluma kültürlerini tanıma ve geliştirme konusunda fırsat vermiyordu. Şimdi fırsatımız var ve çalışmalarımızı da ona göre yapıyoruz. Devrim sürecindeyiz. Bundan kaynaklı da bazı engeller var. Örneğin; Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî işgal edildi. Sürekli saldırılar var. Son olarak da Hesêkê olayı… Bunların hepsi kültür sanat çalışmaları önündeki engellerdir."