Dünya Anadil Günü: Rojava Devrim sahasındaki durum

BAAS rejimi döneminde konuşma dili olan Kürtçe vb. şoven siyasetin kurbanı olan diller Rojava Devrimi’yle birlikte yeniden canlanarak, herkesin kendi dilini özgürce öğrenmesini ve dil tarihi ve inceliklerinin araştırma çalışmalarını yapmasını sağladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1999 yılında 21 Şubat tarihini Dünya Anadil Günü ilan etti. Herkesin kendi diliyle konuşup, yazıp, eğitim görmesi gerekirken sömürge altında olan ülkelerde bu durum ise epey farklıydı. Çok sayıda katliama maruz kalan Kürtler, Ermeniler, Süryani ve Asuriler için bu acılı ve hiçbir şey yapılamayacak hale gelmiş dilleri yok olma yolundaydı. Özellikle de bir asrı aşan yasak ve şoven siyaset en çokta Kürtçe dilini etkilemişti. Ancak dünyadaki iktidar sistemlerini sarsan ve alternatif demokratik bir sistemi vadeden Rojava Devrimi’yle bu durum zorlu bir dönemeçten geri dönerek yeniden canlanmayı yarattı.

Kurulduğu günden itibaren Türk devletinin Bakurê Kurdistan’da yürüttüğü politikalar gibi tüm farklı halk ve inancı baskı altında tutan Suriye rejimi tek renk, tek dil ve tek kültür zihniyetiyle hareket ederek farklı dil ve kültürleri baskıyla asimile etmek istedi. Tüm baskılara rağmen ortak bir yaşam sürdüren halklar ilişkilerini koparmayarak gizli bir şekilde birbirlerinin dili ve kültürünü öğrendi.

KÜRT DİLİ, BASKILAR VE YENİDEN DOĞUŞ

Fransız ihtilali ardından Suriye’nin bağımsızlığını ilan eden BAAS rejimi şoven siyasetiyle 65 yıl boyunca Kürtleri anadillerinde konuşamaz, yazamaz ve eğitim göremez hale getirmişti. 17 Ağustos 1943’te Suriye Cumhurbaşkanı seçilen Aslen Konyalı bir Türk ailesine mensup Şükrü El Kuvvetli döneminde başlayan bu siyaset 2000 yılında cumhurbaşkanı seçilen Beşar Esad ve hükümeti sürecine kadar da aralıksız sürdü. Bu politikalar, Kürt köyleri ve kentlerine Arapça isimler verilme, Arap kemeri vb. onlarca yöntemle sürüyor, artık herkes hiçbir şey yapamayacakları kanaatine varmış üzereydi.

1979 yılında Önder Abdullah Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin bölgeye gelmesiyle yıllardır baskı altında tutulan Kürtler için yeni bir ışık doğdu. Özgürlük mücadelesinin militanlarının Kürtçeyi öğrenerek başladığı bu süreç, Rojava ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin de kendi dillerinde yazabilme olanağını yarattı. Bundan daha da önemlisi hiçbir şey yapamama düşüncesine karşı umut oldu, mücadelenin önemini gösterdi. Kürt Özgürlük Mücadelesi sadece Kürt tarihini değil Kürt dili ve kültürünü de öğretiyordu. Tabii tüm bunlar da gizli olarak yapılıyordu.

TOPLUMSAL SÖZLEŞMEDE DE YER ALIYOR

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan her halkın kendi dilini özgürce yaşaması bölgedeki yasada da yer aldı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Toplumsal Sözleşmesinin üçüncü maddesinde “Kuzey ve Doğu Suriye demokratik federal bölgesinde yaşayan tüm diller arasında hiçbir fark yoktur. Her halk, dilini kullanmakta ve toplumsal, idari, eğitim ve kültür alanlarında geliştirmede özgürdür” ifadesiyle yer alıyor.

KÜRT DİL KURUMU KURULDU

Yok olmayla karşı karşıya bırakılan Kürtçenin korunup geliştirilmesi ve araştırılması için mesleki, düşünsel ve bilimsel eğitim kurumları ve akademileri de faaliyete konuldu. Öğretmenler için açılan formasyon eğitimleri için açılan enstitüler de bilimsel donanıma kavuşturularak Kürtçenin gelişiminde büyük yol oynadı. Kürt dilinin geliştirilmesi için 2011 yılında Efrîn’de Kürt Dil Kurumu kuruldu.

RESMİLEŞTİ, İLK KEZ EĞİTİM DİLİ OLDU

Rojava Özerk Yönetimi’nin Demokratik Ulus paradigması temelinde aldığı kararla bölgede Kürtçe, Arapça ve Süryanice resmi dil olarak kabul edildi. 2011 yılında evlerde Kürtçe dil kursu olarak başlayan bu çalışma kısa bir süre sonra okullarda yavaş yavaş sisteme kavuşmaya başlamıştı. 2012-2013 eğitim öğretim yılında bölgede var olan okullarda da Kürtçe eğitim dili olarak işlenmeye başlandı. 2014 yılından itibaren de Kürtçe eğitim materyalleri hazırlandı.

Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtçe eğitim yapan ilk okul 6 Eylül 2011 yılında Efrîn’in Şera ilçesinde Şehîd Fevzi adıyla açıldı. Ardından 26 Eylül 2011’de Kobanê kent merkezinde Şehîd Osman Silêman adıyla açıldı. Sonrasında Cizre Bölgesinin birçok yerine okullar açılmaya başladı. İlk üniversite de 27 Ekim 2015’de Efrîn Üniversitesi adıyla açıldı. 5 Temmuz 2016’da Qamişlo’da Rojava Üniversitesi adıyla, Kobanê’de 30 Eylül 2017’te Kobanê Üniversite adıyla açıldı. Üniversite ve akademilerde Kürt Dili ve Edebiyatı adıyla bölümler açıldı.

DİĞER HALK BİRLEŞENLERİ DE KÜRTÇE ÖĞRENİYOR

Kürtler kendi dillerinin yanı sıra Arapça öğrenirken bölgede Kürtlerle ortak yaşam sürdüren Arap, Süryani ve Ermeni halkı da büyük hevesle Kürtçeyi öğrenmeye başladı. Halkların birbirlerinin dili ve kültürünü öğrenerek yarattığı bu tarihi miras, Rojava Devrimiyle birlikte sistemleşti. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan her halk, kendi dilini özgürce konuşup geliştirdiği gibi komşusunun dil ve kültürünü de öğreniyor.

TABELALARA DA YANSIDI

Dil alanında devrimsel gelişme olan bu çalışmalar okullarla sınırlı kalmadı, sokaklara da taştı. Şoven zihniyetten kurtulan bölgedeki sokak, köy, kentlerin yanı sıra dükkan ve iş yerlerinin tabelaları da bölgede yaşayan halkların dillerine göre değişti. Rojava Devrim alanındaki her sokakta bu değişimi görmek mümkün.

ERMENİ, SÜRYANİLER VE ASURİLER DE ANADİLLERİNİ ÖĞRENİYOR

Yüzyılı aşkın süredir katliamlara maruz kalan Ermeni, Süryani ve Asuri halkı da devrimle birlikte dillerini özgürce yaşama fırsatı yakaladı. Kiliselerde eğitim gören Süryani ve Asuri halkı dillerini artık resmi olarak okullarda görmeye başladı. Öğretmenlerin formasyon eğitimleri için akademiler açıldı ve hızlıca eğitimlere başlandı. Süryani dilinin gelişimi ve öğretmenlerin formasyon eğitimi için 2014 yılında Qamişlo’da Olaf Tao adlı kurum açıldı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimine bağlı olarak açılan bu kurumun Qamişlo, Tirbêspiyê, Dêrik ve Hesekê’de şubeleri bulunuyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Ermeni Meclisi çatısı altında örgütlenen Ermeniler de kendi anadillerinde eğitim görebilmeleri için gerekli alt yapıyı oluşturduktan sonra hızlıca eğitim görmeye başladı. Halep’ten Derazor ve Hesêkê’ye kadar soykırımdan kurtulan Ermeniler, formasyon eğitimleri tamamlanan 25 öğretmenle birlikte okullar da eğitim vermeye hazırlanıyor. Ermeni Meclisi'nden edindiğimiz bilgilere göre, yakın zaman içerisinde Ermeni dili okullarda verilecek.

ÇERKES VE TÜRKMENLER DE…

Demokratik Ulus paradigmasının en güzide örneği olan Minbic’te, çok dilli eğitim en fazla gözle görülüyor. Minbic’te yaşayan Çerkesler, kendi özgün meclisleri ve dernekleri bünyesinde anadillerinde eğitim görebiliyor. Türkmen halkı da Minbic’in DAİŞ çetelerinin işgalinden özgürleştirilmesinin ardından 25 Nisan 2018’de açtıkları komite bünyesinde kendi anadillerinde eğitim görmeye başladılar.

834 BİN KİŞİ ANADİLDE EĞİTİM GÖRÜYOR

Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Komitesi’nden edindiğimiz bilgilere göre 2022-2023 eğitim ve öğretim döneminde 4 bin 153 okulda 834 bin 691 öğrenci anadillerinde eğitim görüyor. Bu sayının büyük çoğunluğu Araplardan oluşurken onları Kürtler ve Süryaniler takip ediyor.