İstanbul Kitap Fuarı’na ilgi az

Yayınevleri her yıl olduğu gibi İstanbul Kitap Fuarı’nda okuyucularla buluştu fakat önceki yıllara göre ilgi düşmüş durumda.

Her yıl 10-18 Kasım tarihlerinde açılan İstanbul Kitap Fuarı başladı. İstanbul’da ulaşım açısından birçok yere hayli uzak bir konumda bulunan fuar, bu zorluğuna rağmen çekirdek takipçisini kaybetmiyor. Fakat yaşanan döviz krizi, kâğıt fiyatlarını artırınca kitap dünyası da zor zamanlar yaşamaya başladı; haliyle fuara da yansımış durumda.

Dövizdeki kur dalgalanması belli bir noktaya gerilemiş olsa da KOR Kitap’tan Onur Öztürk meselenin bir başka boyutuna işaret ediyor: “Bizim için döviz sadece kâğıdın değil baskıdan telife birçok şeyin maliyetini yükseltti. Yayınevi çalışanları maaşları dışında TL ile neredeyse işimiz yok, diyebilirim. Öte yandan, dolar hızla yükseldi ama çok büyük oranda da gerilemedi. Döviz bizim gibi yayıncılar açısından hâlâ sıkıntı yaratan bir durum. Yazın özellikle bu konuda büyük bir sıkıntı çıktı. Şimdi kâğıt bulabiliyoruz ama bir yandan da kota uygulaması var. Para bulsan bile ülkeye belirli oranda kâğıt satılıyor. Bizim için sıkıntı devam ediyor.”

KATILIM ZAYIF

Yaşanan bu maliyet artışının kitaplara da yansıdığını ifade ediyor Öztürk. Bu yılki fuarın katılımcı açısından nasıl olduğunu sorduğumuzda ise “Daha üçüncü gün ama ilk hafta sonu da beklenen gibi değildi. Önümüzdeki hafta sonu için artış olmasını umuyoruz ama katılım zayıf” diyor.

Ayaküstü sohbet ettiğimiz başka bir yayınevi çalışanı da katılımın bir hayli düşük olduğuna dikkat çekiyor. Ona göre de kâğıt maliyetinin artmasından sonra insanlarda ‘kitap fiyatları çok yükseldi’ algısı oluştu. Halbuki bazı fiyatlar geçen yıl ile aynı seviyede. Ama yine de fuar için genel hava, hafta içi olmasından da kaynaklı ilginin azlığı yönünde.

KİTAPLARA AYRILAN PARA

Yayıncılar baskı maliyetlerinin fazlalığına dikkat çekerken fuarı gezenler ise kitap fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor. Adını vermek istemeyen emekli bir öğretmen, temel ihtiyaçlarını karşılamanın dahi güçleştiği bu dönemde kitaplara çok az para ayırabildiğini ifade ediyor. O da kâğıt maliyetlerinin yükselmesinden sonra kitap fiyatlarının da aynı şekilde olacağını tahmin etmiş ama yine de her yıl fuara gelme geleneğini bozmamış. Eskisi kadar fazla indirimli kitap alamasa da yayınevleri ve yazarlarla doğrudan yan yana gelinmesi açısından fuarı önemli buluyor.

FUARIN MERKEZE UZAKLIĞI

Yayınevleri de bu önemin altını çiziyor ama Aram Yayınevi’nde konuştuğumuz yayınevi çalışanları kendi kitleleri açısından Beylikdüzü’nün epey sıkıntılı bir konum olduğunu ifade ediyor. Aram Yayınevi’ndekiler de kâğıt krizi için benzer şeyler söylüyor; kâğıt yoksa yeni projeler de beklemeye giriyor. Ama bizim için fuardan da önemli olan cezaevlerine kitaplarımızı ulaştırmak, diye de ekliyorlar.

ORTA SINIF ETKİLER

Dipnot Yayınları standında da farklı şeyler dile getirilmiyor. Okuyucuların özellikle ağır ve hacimli kitaplardan ’pahalıdır’ diye kaçtığı ifade ediliyor. Fakat ekliyor orada konuştuğumuz kişi, “Evet, kitap maliyetleri arttı. Daha önce 30 lira olarak fiyatlandırdığımız kitaba 50 liradan etiket yapıştırmak durumunda kalıyoruz. Öte yandan da alımda tamamıyla bir düşüş yok. Krizi henüz parası olan orta sınıfı vurmadı. Asıl orta sınıfı da vurduğu zaman bizi çok büyük oranda etkileyecek.” Hafta sonu ilgi artar mı diye sorduğumuzda ise “Artsa da tüm haftanın durgunluğunu kaldıracak bir etki yaratmayacaktır” cevabını alıyoruz.

BAŞKA SIKINTILAR DA

Yine kendi okur kitlesi olan Aras Yayınları standında da benzer cümleler kuruluyor krizin fuar ve yayımcılığa yansımasında. Stanttaki görevli, insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda diyor ve ekliyor: “Yine de bizim okuyucumuz bir şekilde bizi buluyor.”

Biz bunları konuşurken ’Ermeni Soykırımı’ kitabını ellerine alan iki gencin “Ülkemizde böyle kitapları neden yayımlıyorsunuz? Türkler, Ermenileri kesmedi, bunlar yalan!” diye bağırması üzerine sohbetimiz kesiliyor. Bu iki genç ekonomik kriz dışında Aram, Aras gibi yayınevlerinin başkaca sıkıntıları olduğunu da hatırlatıyor…