Kadınlar, Fujimori'nin yargı karşısına çıkarılmasını ve zorla kısırlaştırılan kadınlara tazminat ödenmesini talep ediyor.

Peru'nun değişik yerleşim birimlerinde zaman zaman gösteriler yapan ve zorla kısırlaştırmaları sembolize eden resimler çektirerek sosyal medyada yayınlayan kadınlar,  konuyu ele alan savcıya mektup ve kartlar da yolluyorlar.

ÇOĞUNLUĞU YERLİ HALKLARDAN 300 BİN KADIN KISIRLAŞTIRDI

Peru’nun eski diktatörü Alberto Fujimori, her türlü muhalefeti vahşice bastırmaya çalışırken toprakların esas sahipleri olan yerli halkları ortadan kaldırmak için bir dizi insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi.

Fujimori, aile planlaması adı altında ırkçı bir sağlık programını yürürlüğe koydu. 1996-2000 yılları arasında çoğunluğu yerli halklardan 300 bin civarında kadın zorla kısırlaştırdı. İlkel koşullarda gerçekleştirilen kısırlaştırmalar sonucu 18 kadın yaşamını yitirdi. Onbinlerce kadın kanama, ağrı gibi fiziki sorunların yanı psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldı.Kısırlaştırılan kadınların bir bölümü aileleri, eşleri tarafından terk edildi ve toplumdan dışlandı.

Kısırlaştırılan kadınlardan 2074'ü, 2000 yılından beri zorla kısırlaştırma emrini veren Alberto Fujimori'nin yargı karşısına çıkarılması, zorla kısırlaştırılanların adlarının açıklanması ve kısırlaştırılan kadınlara tazminat edilmesi için mücadele ediyor. Ancak aradan 16 yıl geçmesine rağmen konuyu ele savcı hala dava açmadı.

SAVCI DAVA İÇİN SEÇİMLERİN SONUÇLARINI BEKLEDİ

İsveç'te yaşayan Perulu kadınlar, kısırlaştırılan kadınlara destek vermek için “Biz 2074 ve daha fazla kişi” kampanyasını İsveç'de sürdürüyor.

Kampanyaya katılan Perulu kadınlardan Gladys Aranbiar, kadınların zorla kısırlaştırılmalarının bir insan hakları ihlali olduğunu ve ihlali gerçekleştirenlerin yargı karşısına çıkarılmasını talep ettiklerini söylüyor.

Kısırlaştırılan 370 bin civarında kadından çoğunun farklı nedenlerden dolayı dava açma girişiminde bulunamadıklarına dikkat çeken Aranbiar, “Bu dava Savcı Marcelita'nın önünde. Dava açıp açmayacağına önümüzdeki ay karar verecek. Bunun nedeni çok açık. Eğer eski diktatörün kızı seçimleri kazansaydı dava hiç bir zaman açılmayacak ve soruşturma takipsizlikle sonuçlanacaktı. Cezaevindeki Alberto Fujimori serbest bırakılacak ve geçmişte işlenen insan hakları ihlalleri dosyaları kapatılacaktı” diyor.

FUJİMORİ'NİN KAZANMAMASI İÇİN LİBERAL ADAYI DESTEKLEMEK ZORUNDA KALDIK

Aranibar, sol grupları bir araya getiren Fronte Amplio'ya mensup olduğunu, kendi adayları Veronika Mendoza'nın yüzde 19 oy aldığı için ilk turda elendiğini ve seçimlerin ikinci turunda eski diktatör Fujimori'nin kızının kazanmaması için liberal aday Pablo Kuczynski'yi desteklemek zorunda kaldıklarını söylüyor.

Emperatriz Machaca da, kampanyaya katılan Perulu kadınlardan biri. Zorla kısırlaştırma kararı verenlerin cezalandırılmasını ve kadınlara tazminat ödenmesini istediklerini söyledikten sonra şunları kaydediyor.

“Hijyenik olmayan koşullarda zorla kısırlaştırılan kadınları talepleri ciddiye alınmıyor. Bu kadınların çoğunluğu Ispanyolca bilmiyor. Bunlar kandırılarak veya tehditle kısırlaştırıldılar. Dış dünyanın bu kadınlara sahip çıkması gerekir.”

KISIRLAŞTIRMALAR SIRASINDA KADINLARA ŞİDDET UYGULANDI

Yvonna Törjek, kadınların zorla kısırlaştırılırken çekilen filmleri gördüğünü ve kısırlaştırma emrini Fujimori'nin verdiğini söyledikten sonra, “Kızılderili, Andlar ve Amazonlarda yaşayan kadınlar kısırlaştırıldı. Yani o toprakların gerçek sahipleri kısırlaştırıldı. Ameliyat sırasında kadınlara çok az bayıltıcı ilaç verildi ve uyanıp olanlara itiraz etmeye çalışan kadınlara şiddet uygulandı. Böylelikle yerli hakların çocuk edinmesi engellendi” şeklinde konuşuyor.

Fujimori döneminde kadınlara yönelik tecavüz olaylarının arttığına dikkat çeken Törjek, “O zaman yerli halkların kadınları kız çocuklarının tecavüze uğramalarını engellemek için cinsel organlarına patates yerleştirdiler” diyor.

İSVEÇ'DE 147 KADINDAN ORTAK AÇIKLAMA

Geçtiğimiz hafta, İsveç’te aralarında parti liderleri ve Avrupa Parlamenterlerinin de bulunduğu 147 kadın, ortak bir açıklama yaparak 1995 ila 2000 yıllarında 300 bin Perulu kadını zorla kısırlaştırma emrini veren Peru’nun eski diktatörü Alberto Fujimori’nin adalet karşısına çıkarılmasını talep etti.

Açıklamada imzası bulunan ve kampanyaya önderlik eden Carmen Blanco Valer, Fujimori'nin iktidardan uzaklaştırılmasının üzerinden uzun yıllar geçmesine karşın, zorla kısırlaştırılan kadınların tedavilerinin yapılmadığını ve suçlular hakkında dava açılmadığını söylüyor.

CÜZZAM VE KOLERA ARASINDAKİ SEÇİMDE KOLERAYI SEÇTİK

Seçimlerden sonra davanın açılmasını umud ettiğini söyleyen Valer, “Geçen pazar günü yapılan seçimlerde yeni liberal politikaların temsilcisi bir bankeri seçtik. Yani cüzzam ile kolera arasındaki seçimde tedavisi vardır diye kolerayı seçtik. Eğer Fujimori'nin kızı seçilseydi, bu, daha önce yapılan insan haklarına ihlallerine meşruiyet kazandırılacaktı. Şimdi en azından bu davanın açılması için umudumuz var” diyor.

Kampanyaya destek için kadınların ellerinde taşıdıkları bir rahim resmiyle fotoğraf çekip açtıkları hesaplarda yayınlattıklarını söyleyen Valer, iki yıl önce Diyarbakır'da yerli hakların sorunlarının tartışıldığı bir konferansa konuşmacı olarak katılmıştı.

KÜRT KADINLARI, LATİN AMERİKALI KADINLAR İÇİN BÜYÜK BİR İLHAM KAYNAĞI

“Kürt kadınları Latin Amerikalı kadınlar için büyük bir ilham kaynağı. Bu yılın ocak ve şubat aylarında Peru'daydım. Pek çok kadın benden Rojava ve Rojava'daki kadınların mücadelelerini anlatmamı istedi. Bildiklerimi anlattım ama Rojava hakkında yeterli bilgim olmadığı için de üzüldüm. Rojavalı kadınların DAİŞ'a karşı silahla savaşmaları Latin Amerikalı kadınları çok olumlu etkiledi “diyen Valer, Türkiyeli ve özellikle de Kürdistanlı kadınlara Peru'da zorla kısırlaştırılan kadınlarla dayanışmaları çağrısı yapıyor.

Kampanyaya aşağıdaki Facebook hesabından destek verilebilir.

https://www.facebook.com/Somos-2074-y-Muchas-M%C3%A1s-496530317187709/