TJA: Diktatörlük sistemini yeneceğiz!

TJA, referandumda 'HAYIR'ın galip geleceği ve diktatörlük sisteminin yenileceği mesajını verdi.

Tevgera Jinên Azad (TJA), referandum sürecine ilişkin bugün yazılı açıklamada bulundu.

Açıklamada 8 Mart ve Newroz direnişlerine dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi: 

"Zulüm, katliam, işkence, siyasi operasyonlar ve kentlerin yıkımı ile Kürt özgürlük mücadelesini, kadın özgürlük mücadelesini ve demokratik mücadele güçlerini çöktürmeye çalışan inkârcı ve imhacı politikalar görkemli 8 Mart ve Newroz kutlamaları ile yenilmiştir. Kadınlar bu süreçte korkunun yıkılması, meydanların demokratik güçlere açılması ve mücadelenin yükseltilmesi konularında tarihsel bir öncülük rolünü oynamışlardır. Kelimenin tam anlamıyla tarihin köklü biçimde yeniden yapıldığı bir zaman diliminde kadın mücadelesi çağın demokratik uygarlık direnişini yükseltmiştir. Bir daha kanıtlanmıştır ki saraylar, saltanatlar, diktatörler mutlaka yıkılır, halklar, özgürlük ve mücadele mutlaka kazanır. Bu anlamda bir daha 8 Mart ve Newroz alanlarına muazzam bir direniş tavrı ile akan kadınları, gençleri ve halklarımızı sonsuz saygı duygularımızla selamlıyoruz."

'HAYIR İLE DİKTATÖRLÜĞÜ YENECEĞİZ'

Referanduma değinilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye’de Başkanlık sistemini öngören yeni anayasa değişikliği için 16 Nisan 2017 tarihinde referanduma gidiyoruz. Bu, halkların, kadınların, kültürlerin, inançların ve tüm farklılıkların yok sayıldığı ve inkâr edildiği bir anayasa değişikliğidir. Bu anayasa ile tek dil, tek millet, tek din kuralına bağlı mevcut anayasa tek adam rejimi ile taçlandırılmaktadır. Bu anayasada kadınların kaderi ve iradesi tek adamın iradesine bağlanmaktadır. Bu anayasada Kürt halkının anadilde eğitim, demokratik özerklik, kültürel hakları yer almamaktadır. Bu nedenle, referandumda evet oyu ile Ya bir Diktatör ve Diktatörlük sistemini seçeceğiz ya da HAYIR oyumuz ile bir Diktatörü ve Diktatörlük sistemini yeneceğiz.
Meclisi feshetme yetkisine sahiptir. Yani parlementoyu istediği zaman ve keyfi olarak ortadan kaldırabilir. Bu, yasamanın yani meclisin tek kişinin iradesine mahkûm olması demektir. Meclis feshedilme ve erken seçim korkusu ile muhalefet yapamayacak.

'PARLAMENTONUN ONURU VE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN HAYIR DİYORUZ!'

Cumhurbaşkanı kararname çıkarma yetkisine sahiptir. Kararname çıkarma yetkisi tek bir kişinin kanun yapması demektir. Yani istediği zaman ve keyfi biçimde OHAL, sıkıyönetim ilan edebilir, kurumları kapatabilir, yasaklar getirebilir. Kararname yetkisi Kürdistan’ da özel savaş uygulamaları için Başkanın sınırsız yetkili kılınması demektir.

'SAVAŞ VE ÖLÜMLERE HAYIR DİYORUZ!'

Cumhurbaşkanı tek başına bakanları, büyükelçileri, rektörleri, müdürlükleri, müsteşarları, daire başkanlarını hiçbir denetime tabi olmadan atayabilir, görevden alabilir. Bu devlet bürokrasisinin partizanlıkla, yandaşlık ve biat kültürü ile belirlenmesidir. Başkan yargının yarısını atayabilecek. Yargı siyasallaşacak ve bağımsızlığını yitirerek taraflaşacaktır. Cumhurbaşkanı partili olacak ve böylelikle milletvekillerini salt başkan belirleyecek.

'TEK ADAM İRADESİNE HAYIR!'

Cumhurbaşkanlık sistemi ile iki partili merkez sağ ve merkez sol biçiminde parlamento sistemine geçilecek ve farklı siyasi görüşlerin parlamentoya girmesi engellenecek. Bu sistem ile özellikle Kürt halkının siyasi iradesinin mecliste temsiliyetini bulması engellenecek.

'KÜRT HALKININ, KADINLARIN, FARKLILIKLARIN İRADESİ YOK EDİLMESİN DİYE HAYIR DİYORUZ!'

Cumhurbaşkanı tek başına bütçe yapacak ve bütçe meclis tarafından denetlenemeyecek. Bu ekonominin tek kişi tarafından yönetilmesi demektir. Ekonomi demokratik sistemlerde gelişir ve demokrasinin olmadığı ülkelerde ekonomi krize girer. Denetlenemeyen harcamalar, spekülatif mali politikaları, rant ekonomisi ile büyük ekonomik vurgunlar gerçekleştirilir. Diktatörlük ekonominin krize girmesidir, talan ve gasp ekonomisidir.

'EKONOMİDE TALAN, GASP VE YAĞMAYA HAYIR!'

Cumhurbaşkanı kanunları veto etme hakkına sahiptir. Vetoyu aşmak için meclisin salt çoğunluğu bulması gerekecek. Yani başkan veto yetkisi ile meclisi etkisiz kılacak demektir.
Meclis Cumhurbaşkanını ve kabineyi güvensizlik oyu ile düşüremeyecek. Gensoru önergesi verilemeyecek ve milletvekili sadece soru sorabilecek. Bu meclisin hükümeti ve Başkanı denetleyememesi demektir.

'FAŞİZME GEÇİT VERMEMEK İÇİN HAYIR'

Türk tipi Başkanlık modeli denilen bu başkanlık sistemi Suriye, Afganistan, Nijer, Mozambik, Orta Afrika Cumhuriyeti, Eritre, Burindi, Kazakistan, Azerbaycan gibi ülkelerde uygulanmaktadır. Diktatörlük ve geri kalmışlık ülke sıralamasında ilk sıralarda yerlerini almaktadırlar. Anti demokratik anayasa ile demokratik kurallar ve kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmakta tek kişinin keyfi yönetimi için gerekli olan sistem kurulmaktadır.

Bu nedenle referandumda DİKTATÖRLÜĞE HAYIR diyeceğiz."

Açıklamada 'HAYIR'ın önemine işaret edilerek şunlar kaydedildi:

'SALTANATA, SÖMÜRÜYE, TALANA, GASPA HAYIR!'

"Türkiye’de ortak vatanda, demokratik Cumhuriyet esaslarında tüm farklılıkların temel hak ve özgürlüklerinin anayasal güvence altına alındığı Demokratik Anayasa için HAYIR diyoruz. HAYIR demek faşizme karşı demokratik birliğin mücadelesini vermek demektir. Karanlığa karşı aydınlık, kötülüğe karşı iyilik, çirkinliğe karşı güzellik için HAYIR diyoruz.
Çünkü
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet AKP hükümeti sürecinde yüzde 1400 oranında arttı. 2016 yılında bu oranda artış yaşandı ve resmi rakamlara göre 397 kadın cinayeti işlendi. Türkiye’de her iki kadından biri halen eşinden şiddet görmektedir. Çocuk istismarı hızlı bir artış göstermektedir.
Kürt illerinde 2015 Ağustos ayından itibaren başlatılan savaşta 113 kadın öldürüldü. Abluka altında ki Nusaybin, sur, Cizre, idil, Şırnak, Yüksekova, Dargeçit başta olmak üzere onlarca il, ilçe ve köylerin yüzde 75 güvenlik güçleri tarafından ağır silahlarla yıkıldı. 500 bin üzerinden insan zorla göç ettirildi. Süreçten en çok çocuk ve kadınlar etkilendi.

'KADIN KATLİAMLARINI DURDURMAK İÇİN HAYIR!'

Seçilmiş kadınlara karşı özel bir tutuklama politikası uygulandı. 7 kadın milletvekili ve 34 kadın belediye başkanı ile onlarca kadın belediye meclis üyesi halen cezaevindedir.
OHAL’le birlikte başta Özgür Kadın Kongresi KJA olmak üzere bölgedeki onlarca kadın kurumu KHK ile kapatıldı; DBP’li belediyelere bağlı 37 kadın merkezi ve sığınma evinin çalışmaları kayyımlar tarafından durduruldu. Kadına yönelik şiddetin önü açıldı.
KHK’larla binlerce kadın işsiz bırakıldı. Ekonomi yüzde 3 küçüldü. İşsizlik oranı yüzde 30’ a çıktı. Kadınlar ekonomik alanda dışlandı.
“Kadın da olsa çocukta olsa vurun”, “Kadın ve erkeğin eşit olması fıtrata haykırı”, “Hamile kadınların sokakta gezmesi doğru değil” sözleriyle erkek-egemen zihniyet tüm ülkede kurumsallaştırıldı. “Bir kereden bir şey olmaz” denilerek çocuk istismarı meşrulaştırıldı.
Sadece 2015 Ağustostan itibaren Kürt illerinde 117 çocuk öldürüldü.

'ÇOCUK KATLİAMLARINA HAYIR!'

Şimdi 8 Mart direniş gücümüz ve Newroz mücadele duruşumuz ile referandumda HAYIR çalışmalarına bütün gücümüzle yüklenme zamanıdır. Tüm kadınları ev ev, köy köy, sokak sokak HAYIR sloganı etrafında buluşmaya, çalışmaya davet ediyoruz. Kadın özgürlüğü hayırlıdır, kadın hayırlarıyla özgürleşir."