Stockholm'de Rojhilatlı kadınlardan Efrîn'le dayanışma etkinliği

Doğu Kürdistan Kadın Hareketi (KJAR), Efrîn halkıyla dayanışma amacıyla İsveç'in başkenti Stockholm'de Rojava Komiteleri ile birlikte bir etkinlik gerçekleştirdi.

Skarpnäck semtindeki bir kolektif yaşam evinde gerçekleşen etkinlik Doğu Kürdistanlı kadınların birlikte yaptıkları Kürt mutfağından yemeklerin servis edilmesiyle başladı.

Yemeklerin yenmesinden sonra Rojava'daki projelerin gerçekleşmesine katkıda bulunmak için pek çok kez Rojava'ya giden ve çalışmalar yürüten Rojava Komiteleri üyeleri Scapa Strömdahl ile Lilly Abrahamsson, resimlerle kantonlardaki işleyiş ve Jinwar Kadın Köyü hakkında açıklamalarda bulundu.

KJAR'dan Vijan Alipour da, Rojava'daki sisteme temel teşkil eden demokratik konfederalizm ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Strömdahl, Abrahamsson ve Alipour, Türk devleti ve DAİŞ çetelerinin Efrîn'e yönelik saldırılarına da değindi

Alipour, Avrupa Birliği ülkelerinin işgalci Türk devletine maddi yardım yapmasını ve İsveç Hükümeti'nin Efrîn işgalini açıkça kınamamasını eleştirdi.

Verilen maddi desteğin DAİŞ çeteleriyle beraber Efrîn'i işgal eden Erdoğan rejimini güçlendirdiğini söyleyen Alipour, “Böylelikle Avrupa demokratik kantonları ortadan kaldırmak isteyen Erdoğan'a destek veriyor” dedikten sonra Türkiye'ye verilen desteğin sonlandırılmasını istedi.

Abrahamsson, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye sattığı silahların Kürt güçlerine karşı kullandığını dikkat çekerek bunun işgali aktif olarak desteklemek anlamına geldiğini söyledi. Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye silah satışlarının durdurmalarını talep etti.

Strömdahl da Erdoğan'ın Efrîn'den sonra diğer kantonlara da saldırıları sürdüreceğinin işaretini verdiğini hatırlatarak dış dünyanın Erdoğan'ı durdurmak için güçlü bir çıkış yapması gerektiğini söyledi.

Etkinliğin bitmesinden sonra ANF'ye açıklamalarda bulunan Alipour, Efrîn'de olanları kamuoyuna duyurmak ve yemek satışından elde edilen gelirleri Efrîn halkına göndermek için etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi.

Katılımcıları Rojava devrimi ve kadınların durumları konusunda bilgilendirdiklerini söyleyen Alipour, “Efrîn'deki durum oldukça ciddi. Halk topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Tüm ülkeler Türkiye'nin işgaline açıkça tutum almalı. İsveç Dışişleri Bakanının konuyu yeniden Birleşmiş Milletler gündemine getirmesini ve toprağından sürülen halkın yeniden evlerine dönmesini sağlamak için girişimde bulunmasını talep ediyoruz. Bu sağlanana kadar da etkinliklerimizi sürdüreceğiz” dedi.

Katılımcılardan Karin Lundberg'ye Türkiye'deki gelişmeler ve Efrîn işgali konusunda ne düşündüğü sorusunu yönelttik.

Erdoğan'ın Türkiye'de demokrasiyi ortadan kaldırmasını ve yükselen milliyetçiliğin kendisini korkuttuğunu belirten Lundberg, “Türkiye hakkında fazla bilgim yok ama bildiğim kadarıyla gelişmeler ters yönde. Avrupa'nın Erdoğan'a sığınmacıların Avrupa'ya gelmelerini engellemesi için para vermeleri korkunç bir şey ve insanlık dışı. Diktatörlüğün olduğu bir ülkeye yapılan destek utanç verici” dedi.

Birleşmiş Milletler'in görevinin Efrîn'e yönelik saldırı ve bombalamaları engellemek olduğunu söyleyen Lundberg, “İsveç konuyu Birleşmiş Milletler gündemine getirdi ve saldırıların durdurulmasını istedi. Ama aynı zamanda sığınmacıları durdurması için Erdoğan'a para yardımında bulunması bir çelişki. Verilen para ve silahlar Kürtlere karşı kullanılıyor. Avrupa Birliği bu tutumunu değiştirmeli” şeklinde konuştu.

Lundberg, “Biz topraklarından sürülen Efrînliler ve Kürt Halkının yanındayız” diyerek destek mesajı verdi.