Zeytinlikler başta olmak üzere ormanlık ve sulak alanlarda maden faaliyetlerinin önünü açan yasa teklifine karşı Türkiye’nin birçok kentinde çevre ve ekoloji örgütleri sokağa çıktı. Wan, Mersin, Mêrdîn ve İzmir’de yapılan açıklamalarda teklifin geri çekilmesi talep edilirken, yasanın doğa ve yaşam için büyük bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
WAN: BU BİR DOĞA KIYIMI YASASIDIR
Wan Ekoloji Derneği (EKO-DER), Sanat Sokağı’nda yaptığı basın açıklamasında yasa teklifine sert tepki gösterdi. Siyasi parti temsilcileri ve demokratik kitle örgütleri de açıklamaya destek verdi.
EKO-DER Eşsözcüsü Dilek Akdağ, söz konusu yasa teklifinin yalnızca bir mevzuat değişikliği değil, doğaya karşı çok boyutlu bir savaşın meşrulaştırılması anlamına geldiğini belirterek, “Bu yasa geçtiği anda ekosistemler parçalanacak, biyoçeşitlilik kaybı hızlanacak, köyler boşaltılacak, gıdaya erişim zedelenecek ve iklim krizine karşı toplumsal direncimiz çökecektir. Bu bir doğa yasası değil, bir doğa kıyımı yasasıdır” dedi.
DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi ise açıklamada, doğadaki tüm canlılarla ortak yaşamın savunulması gerektiğini vurgularken, DEM Parti Amed Milletvekili Mehmet Kamaç da yasa teklifinin yasalaşması durumunda ciddi bir ekolojik yıkımın yaşanacağını ifade etti.
Açıklama, “Torba yasa geri çekilsin” ve “Ekolojik yıkıma geçit yok” sloganlarıyla son buldu.
MERSİN: YASA SERMAYEYİ, DEĞİL HALKI ÖNCELİYOR
Mersin’de Özgür Çocuk Parkı’nda Tarım Orkam-Sen öncülüğünde yapılan açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de katıldı. Katılımcılar, “İhanet yasasına hayır. Ormanlarımızı, topraklarımızı, suyumuzu ve zeytinliklerimizi koruyacağız” pankartı taşıdı.
Tarım Orkam-Sen Mersin Şube Başkanı Yusuf Demirci, yasa teklifinin halkı değil sermayeyi önceleyen bir anlayışla hazırlandığını belirtti. Demirci şu talepleri dile getirdi:
- Yasa teklifi derhal geri çekilmeli.
- Yaşam alanları enerji yatırımlarına kapatılmalı ve anayasal güvence güçlendirilmeli.
- ÇED süreçleri bağımsızlaştırılmalı, halkın katılımı sağlanmalı.
- Enerji, maden, tarım ve ekosistem yönetimi gibi alanlarda alınacak kararlar; bilimsel kurullar, yerel halk ve çevre hareketlerinin katılımıyla şekillendirilmelidir.
MÊRDÎN: BU BİR DEMOKRASİ MESELESİDİR
Mêrdîn Emek ve Demokrasi Platformu, yasa teklifinin geri çekilmesi talebiyle Karayolları Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “Talan yasasına geçit vermeyeceğiz” pankartı açılan açıklamada, doğa, tarım ve kırsal yaşamın tehdit altında olduğu belirtildi.
Felemez Öner, iktidarın yasa teklifini Meclis komisyonuna yalnızca üç gün içinde getirdiğini belirterek, “Bu teklif doğanın ve kırsal yaşamın topyekûn tasfiyesini hedeflemektedir” dedi.
Enerji politikalarının kamusal, demokratik ve doğayla uyumlu şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirten Öner, “Bu yasa sadece doğa meselesi değil; demokrasi, eşitlik ve gelecek meselesidir. Bu yasa geçerse sadece zeytin değil, geleceğimiz de kararacaktır” ifadelerini kullandı.
İZMİR: BU BİR YAĞMA EKONOMİSİDİR
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yaptığı açıklamada yasa teklifine karşı tepkilerini dile getirdi. “İhanet yasasına hayır” pankartının açıldığı eylemde “Zeytin yaşamdır, madenler ölüm” ve “AKP elini doğamızdan çek” sloganları atıldı.
İzmir Tabip Odası Sekreteri Nuri Seha Yüksel, “Bu yasa geçerse, madencilik adı altında ormanlar kesilecek, sular kuruyacak, köylü yerinden edilecek, zeytinlikler dozerlerle yok edilecek, ülkenin değerli madenleri sermayeye peşkeş çekilecektir. Bu bir kaynak yönetimi değil, bir yağma ekonomisidir” dedi.