Rusya’da yapılan Kürt Kadın Konferansının sonuç bildirgesi

Rusya Federasyonun başkenti Moskova’da Rusya Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde yapılan Kürt Kadın Konferansının sonuç bildirgesi yayınlandı.

Rusya Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde yapılan Kürt kadın konferansı, Rusya’nın farklı kentlerinden gelen yaklaşık 70 delegenin katılımıyla Moskova’da Riverdale Çalışma Merkezi salonunda yapıldı.

Konferansın sonuç bildirgesinde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit kınanırken, Öcalan’ın özgürleştirilmesi için mücadeleyi yükselme çağrısı yapıldı.

Konferansın sonuç bildirgesinde hem Kürt Ulusal Kongrenin hem de üçüncü Ulusak Kürt Kadın Kongrelerinin de bir an önce toplanması için, Kürdistan’daki tüm siyasi çevrelere çağrıda bulundu.

Konferansın sonuç bildirgesi şu şekilde;

“BİRLEŞELİM DEMOKRATİK VE ULUSAL SİYASETİN ÖNCÜSÜ OLALIM’

3. Ulusal Kürt Kadın Kongresine hazırlık amaçlı alanımız da gerçekleştirilen konferansımız da oldukça renkli ve derinlikli tartışmalar yürütüldü. Konferansımıza Rusya federasyonunun her alanından katılım gerçekleşti. Öncelikle böylesi tarihi bir çalışmanın mimarı olan ÖNDER APO büyük bir sevgi ve özlemle selamlandı. Kürt kadınları olarak ÖNDER APO’nun özgürleştirilmesi için mücadeleyi yükseltme sözü verildi. Delal Amed şahsında tüm devrim şehitleri Kürtlerin ve kadınların özgürlüğünü gerçekleştirme sözüne bağlılığın gereği minnetle anıldı.

Konferansımız ÖNDER APO’nun demokratik ulus perspektifi ve ulusal birliğe dair geliştirdiği proje ekseninde yürütüldü. Kürt kadınlarını ve halkını kimlikleştiren, ulusallaştıran ve Rojava devrimi şahsında tüm dünya halklarına demokratik konfederal sistemin kurulabileceğinin mimari olan ÖNDER APO’nun özgürlükçü zihniyeti çalışmamıza damgasını vurdu.

Ulusal birlik çalışmalarının salt partiler arasında bir çalışma olmadığı, toplumun en temel öznesi olan başta kadınların, gençlerin ve tüm toplumsal kesimlerin bu çalışmaya katılması gerektiği dile getirildi. Bu bağlamda Kürt kadınlarının bulundukları her alanda ulusal birlik çalışmalarına öncülük etmeleri, halkımızın kaderini belirleyen bu stratejik çalışmaya canı gönülden katılmaları ve emek sarfetmeleri gerektiği belirtildi.

Kürdistan özgürlük mücadelesinin Rojava devrimiyle birlikte mücadele deneyimlerini zirveleştirdiği ve artık dört parça Kürdistan’da yükselen direniş ve kazanımlar sayesinde Kürt kimlikleşmesinin inkar edilemez bir düzeye geldiği açığa çıktı. Mücadele azmi ve nice bedellerle elde edilen bu birikimin demokratik ulus statüsüne kavuşması için ulusal birliğin olmazsa olmazlığı bir kez daha tüm delegasyon tarafından dile getirildi. Ortadoğu’nun hegemon güçler tarafından yeniden şekillendirildiği böylesi tarihi bir dönemde, Kürt halkının ancak ve ancak ulusal birlikle tarihin sahnesinde yerini alabileceğinin sonucuna ulaşıldı. Kürt güçlerinin parçalı duruşunun kesinlikle Kürtlere kaybettirdiği, bu duruşun statükocu ve egemen güçlerin ekmeğine yağ sürdüğü gerçeğini Kerkük saldırısı ve kaybı bize çok trajik bir şekilde gösterdi. Onun için Kürt kadınları olarak bulunduğumuz her alanda demokratik ve ulusal birlik siyasetinin öncüsü ve uygulayıcısı olmanın önemi ve aslında zorunluluğu üzerinde duruldu. Bugüne kadar ulusların kaderini belirleyen eril siyasetin halklara ve kadınlara, zulüm, baskı ve savaş dışında bir şey yaşattırmadığı, bu makus tarihin ancak ve ancak kadınlar tarafından değişebileceği sonucu açığa çıktı.

KÜRDİSTANİ KİMLİK KORUNMASI EN TEMEL ÇALIŞMADIR

Kadınların birleşmesi üzerinden sağlanacak bir ulusal birlikteliğin ana yurdumuzu ve Mezopotamya’yı özgürleştireceği gerçeğinden hareketle görevlerimize sahip çıkmamazın önemi ortaya konuldu. Kadınlar birleşirse kesinlikle siyasetin faşizan, milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi karakteri başkalaşıma uğrayacaktır.

Elbette Kürt toplumu olarak yaşadığımız ulusal birlik sorunlarının yanında kadın olmaktan kaynaklı yaşadığımız sorunlarda vardır.  Dört parça Kürdistan’da ve Kürdistan’ın beşinci parçası olarak tanımlanan Rusya Federasyonun da kadınların ulusallaşma ve kimlikleşme sorunları çok ciddidir. Kadınların el birliğiyle kesinlikle bu alanda yaşanan kültürel kırım, asimilasyon ve erozyona karşı durması gerekir.  Toplumların kültürel dokularını kadınlar işler, kadınlar ayakta tutar, kadınlar sürdürür. O yüzden kültür taşıyıcısı ve kurucusu olan kadınların bu alanda kesinlikle bu tehlikeyi bilerek çalışmalara sarılmaları artık olmazsa olmaz kabilindedir.  Anaların çocuklarını Kürdistani kültür ve kimlikle büyütmeleri de en temel ulusal birlik çalışmasıdır. Ulusal birlik Kürt kültürünün orijinini koruması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması üzerinde gelişir. Bu tarihi sorumluluğun yerine getirilmesi aynı zamanda Önderliğimizi de sahip çıkmanın yoludur.

ULUSAL KÜRT KADIN KONGRESİ İÇİN ÇAĞRI

Böylesi tarihi bir süreçte Kürt Ulusal Kongresi ve 3. Ulusal Kürt Kadın Kongrelerinin toplanması her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. KJK öncülüğünde başlatılan 3. Ulusal Kürt Kadın Kongresinin çalışmasını biz Rusya federasyonunda yaşayan kadınlar da büyük değer veriyor ve hem Ulusal Kürt Kongresinin hem de üçüncü Kürt Kadın Kongresinin bir an önce toplanması için çağrı yapıyoruz.

Bu temelde konferansımız büyük bir coşku ve heyecan sonlandı. Her alandan gelen kadınların ulusal ve cins sorunlarını, çözüm yollarını birbiriyle paylaşmaları, düşünsel ve duygusal paylaşımlar da bulunmaları çok güçlü bir motivasyon oluşturmuştur.

Bu bağlamda konferansımızda ulusal birliğimizi zehirleyen işbirlikçi ihanetçi çizgi bir kez daha kınandı. Bu çizginin panzehri olan demokratik ve ulusal birlik siyasetine Rusya Federasyonundaki kadınlar olarak öncülük etmemiz gerektiğinin sözü verildi. Bizleri bugünlere ulaştıran, varlığımızın ve özgürlüğümüzün yegane kurucusu Önder APO’ya sahip çıkmanın zorunluluğu ve aciliyetine dikkat çekildi. Kadınların, çocuklarımızın, ulusumuzun ve halkların iradesine sadece ve sadece demokratik- sosyalist ulusal siyasetle cevap olunacaktır.”