Ronahi: 15 Ağustos ruhuyla Önderliğin özgürlüğünü sağlayacağız

Ronahi: 12 Eylül faşizm karşısında umudun çok zayıf olduğu bir dönemde halkımızın varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için büyük 15 Ağustos Atılımını gerçekleştirmiştir.

15 Ağustos Atılımın, Kürt kadınları başta olmak üzere Kürt halkı için önemli olduğuna dikkat çeken KCK Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, “Apocu çizginin militanları, yılmaz takipçileri ve direnişçileri olan Agit, Erdal ve İbrahim yoldaşlar şahsında şehit düşen tüm yoldaşlarımızın yarattığı değerleri her zamankinden daha fazla koruyarak ve direnişimizle geleceğe taşıyarak tarihsel görevlerimize sahip çıkacağız” dedi.

KCK Genel Başkanlık Konsey Üyesi Elif Ronahi 15 Ağustos’a ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Kürdistan Özgürlük Hareketi, 15 Ağustos atılımını Kürt halkının dirilişi ve gerillanın Kürdistan’a kök salması olarak değerlendiriyor. 15 Ağustos hamlesi her yönüyle hareketinizin ne kadar uzun soluklu bir mücadele olduğunu gösterdi. 15 Ağustos Atılımını ve öncülerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Önder Apo’nun “soylu insan emeğinin büyük bir zaferi” olarak değerlendirdiği 15 Ağustos Atılımı’nın 33. yıldönümünde özgürleşen Kürt halkının onurlu direnişini bir kez daha selamlıyoruz. 15 Ağustos ruhu ve direnişiyle gelişen halkımızın meşru savunma çizgisi otuz yıldan bu yana giderek gelişmiş ve kendisini büyük bedeller vererek bugünlere taşırmıştır. Kuşkusuz silahlı mücadelemizin 32. yıldönümünü doldururken, bu mücadeleyi kararlı, inançlı ve büyük fedakarlıklar göstererek geleceğe taşıran binlerce yoldaşımız bu mücadelenin gelişiminde önemli roller oynamış ve tarihsel misyonlarına denk yaşamış ve şehit düşmüşlerdir. Özgürlük mücadelemizin 32. yılını dolduran silahlı direnişimizin kahraman şehitlerini Ağustos ayı vesilesiyle Agit (Mahsum Korkmaz), Erdal (Engin Sincer) ve İbrahim (Ramazan Toptaş) yoldaşlar şahsında bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

AGİT ZAFER ÇİZGİSİNDE HAREKET ETMEKTİR

15 Ağustos Atılımı’nın öncüsü, mimarı olan Agit (Mahsum Korkmaz) bir grup arkadaşla Eruh-Şemdinli’de gerçekleştirdiği gerilla eylemiyle Kürt halkının devrimci halk savaşanın tarihi adımını atmıştır. Agit yoldaş, zafer çizgisinde hareket eden komuta gerçeğinin toplam ifadesidir. Agit arkadaş fedai bir militan olarak, Önder Apo’nun felsefesini, ideolojik ilkelerini, örgüt anlayışını, siyasi çizgisini, strateji, taktik ve tarz gerçeğini kavrama, özümseme ölçü ve özelliklerini kendi kişiliğinde yaratmış, görev ve sorumlulukların bilincinde yaşamıştır. Apo’cu çizginin güçlü takipçisi olan Agit yoldaş, düşman gerçeğini de tarihsel olduğu kadar tüm yönleriyle çözen, izleyen ve buna göre taktik ve mevzilenmesini, hazırlık düzeyini belirleyen, inisiyatifi elden bırakmayan, gerektiği anda ve zamanda, sonuç alıcı tarzda düşmanı darbeleyen bir meşru savunma stratejisinin sahibiydi. Özgürlük gerillaları olarak bizlerin, tarihsel günler yaşadığımız bu dönemde Agit yoldaşın çizgisinin takipçisi olması her zamankinden daha fazla gereklidir.

15 Ağustos Atılımı’nın büyük mimarı Agit yoldaşın yılmaz takipçileri olan ve Ağustos ayı içerisinde şehit düşen Erdal (Engin Sincer) ve İbrahim (Ramazan Toptaş) yoldaşların mücadele gerçeğini bir kez daha anmak, onurlu ve özgür insanın yaşam duruşuna, bilincine, ruhuna ve pratiğine denk yoldaş olabilmenin gereklerini yerine getirmek bizler için her zaman hayati düzeyde önemli olmaktadır. Erdal yoldaş, gerillamızın kalbi, yüreği, gözbebeği olan Botan’da Agitçe yürümenin, Agitçe yaşamanın, Agitçe direnmenin ve mücadele etmenin ve Agit yoldaşımızın ardılları olan Ahmet Rapo’nun, Agirilerin, Zelalların soylu direnişine nasıl sahip çıkması gerektiğini yaşam anlayışı ve pratiğiyle göstermesini bilen yoldaştı. Erdal yoldaş gibi Engin bir yüreğe sahip olabilmek, her koşul altında zafer ruhuyla başarıya kilitlenebilmek şehitler gerçeğimize güçlü sahip çıkmakla mümkündür.

İbrahim yoldaş ise özgürlük mücadelemizin hemen her çalışmasında yer almış, edindiği tecrübe ve birikimle dönem görevlerini başarıyla üstesinden gelebilmiş bir yoldaştı. Duruşuyla, yaşam anlayışı ve katılımıyla insanın emeğiyle var olabileceğini, insanın kendi değerini kendisinin yaratabileceğini, eleştiri ve özeleştirinin özgür insan gelişiminde yetkince kullanılabileceğini, Önderlik felsefesinde, ideolojik ilkelerinde, siyasi çizgisinde ve örgüt anlayışında derinleşen insanın uzun soluklu mücadele gerçeğinde onurlu bir duruşun sahibi olabileceğini kendi öz pratiğinde gösterebilen bir yoldaştı.

Apocu çizginin militanları, yılmaz takipçileri ve direnişçileri olan Agit, Erdal ve İbrahim yoldaşlar şahsında şehit düşen tüm yoldaşlarımızın yarattığı değerleri her zamankinden daha fazla koruyarak ve direnişimizle geleceğe taşıyarak tarihsel görevlerimize sahip çıkacağız.

15 Ağustos’u ‘ilk kurşun’ olarak tanımlamanızdaki en büyük etken nedir? Genel olarak 15 Ağustos Atılımı hareketiniz ve Kürt halkı açısından ne anlama geliyor?

Kürdistan ve Türkiye’de 12 Eylül faşizmi sonrası Kürdistan’da yaprağın bile kıpırdayamadığı bir dönemde faşizme sıkılan ilk kurşun tarihi bir öneme sahiptir. Adını, kimliğini ağzına bile alamadığı, tarihini, kültürünü bile sahiplenemediği, varlığını bile koruyamaz durumda olan Kürt gerçekliği, faşist Türk devleti karşısında büyük bir güç dengesizliğini yaşamaktaydı. 12 Eylül faşizm karşısında umudun çok zayıf olduğu bir dönemde halkımızın varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için büyük 15 Ağustos Atılımını gerçekleştirmiştir. Kıt kanat imkanlarla toplumsal umudu ve inancı geliştiren, büyük özgürlük ısrarıyla her şeyini ortaya koyan özgür Kürt insanın onurlu çabası 15 Ağustos Atılımını başarıya taşımıştır.

15 AĞUSTOS KÖLELİĞE KARŞI İLK KURŞUNDUR

Önder Apo 33. yılını kutladığımız 15 Ağustos Atılımını, soylu insan emeğinin büyük bir zaferi olarak değerlendirmiştir. 15 Ağustos Atılımı; dolayısıyla soylu insanın kolektif emeğiyle onursuzluğa, teslimiyete, her türlü kararsızlığa ve ikircikliği yaşayan inançsızlığa, kimliksizliğe, köksüzlüğe karşı geliştirilen tarihi bir zaferdir, özgür Kürt’ün zaferidir. Kürt halkının özgürlük bilinci, umudu, inancı ve duruşu 15 Ağustos Atılımı’nda köleliğe atılan ilk kurşunla daha fazla gelişmiştir. 15 Ağustos Atılımı’nda sıkılan ilk kurşun, işbirlikçi, ihanetçi kölece, onursuzca toplumun en dibinde yaşayan, köle kalmakta ısrar edenlere karşı da önemli bir darbedir. 15 Ağustos Atılımı, 32 yıldır Türk devletinin tüm kirli politikalarını deşifre etmiş, özel savaşın tüm maskesini bir bir düşürmüş, kralın çıplak olduğunu herkese göstermiştir.

15 Ağustos 1984 yılından bu yana devrimci halk savaşı uzun soluklu ve kesintisiz bir biçimde sürmektedir. Kürt halkının ve tüm ezilen Ortadoğu halkların varlık ve özgürlük sorunu çözümsüz kılındığı sürece halklar kendi çözümünü devrimci halk savaşlarıyla gerçekleştirecektir.

Hareket olarak mücadeledeki bu başarınızı nereden alıyorsunuz?

Bugün Ortadoğu devrimini ardına kadar açan özgürlük mücadelemizin başarısı Önderliksel bir hareket olmamızdan ileri geliyor. Önder Apo’nun İmralı’daki direnişi, Kürt halkının özgürlük direnişidir. Önder Apo savunmalarıyla yeni bir çağın, demokratik modernite çağının başladığını, bu çağın demokratik ulus bilinci ve demokratik konfederalizm sistemiyle gelişeceği müjdesini tüm ezilen halklara, sosyalistlere vermiştir. Bu çağın öncülüğünü de hem tarihsel toplumsal gerçeği hem de uzun soluklu devrimci halk savaşıyla PKK hareketinin geliştireceğini belirtmiştir.

Bugün bölgemizde, Rojava’da, Şengal’de bunun tarihi adımları atılmış, Kürdistan devrimi Ortadoğu devrimini yaratmıştır. Demokratik ulus çizgisi ve bu çizginin toplumsal sisteminin yaşamsallaşması, başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın tüm sistem karşıtı güçlerine umut, ilham kaynağı olmasına yol açmıştır. Kürt halkı özgür yaşam sistemini korumak için kendi öz gücüne dayanarak, saldırı nereden, ne zaman gelirse gelsin öz savunma gücüyle kendini koruyabilecek güce ulaşmıştır. Kürt halkının yaşamını inşa ederek savunmasını başarması nedeniyle bugün Ortadoğu’nun birçok halkı Kürt halkı ile birlikte yaşam sistemini kurmakta ve ortak savunma güçlerini oluşturmaktadır. Bu tarihi bir adımdır ve 15 Ağustos Atılımının tarihi sonuçlarından biridir.

Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin büyümesiyle birlikte topyekun saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Bu saldırılar başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinden geliştiriliyor. Şu anda İmralı’da büyük bir direniş var bu direnişe başta kadınlar olmak üzere Kürt halkı ve gerilla cevap olmak için destansı bir mücadele yürütüyor, bu mücadelede 15 Ağustos atılımın rolü nedir?

Önder Apo, Kürt halkının özgürlük iradesidir, varlığı, kimliği ve geleceğidir. Tüm kamuoyunun bildiği gibi Önder Apo, Kürt sorunun barış ve müzakere ile çözülmesi için büyük bir mücadele yürüttü. Ancak Kürt sorununu barış ve müzakere ile çözmek istemeyen Türk ulus devletinin iktidar sahipleri, Kürt halkını soykırım kıskacında tutmakta ısrar etmektedir. Bu nedenle Kürt halkı kendi varlığını ve özgürlüğünü korumak için devrimci halk savaşını daha fazla geliştirecektir. Devrimci halk savaşı, tarihi 15 Ağustos Atılımı’nın yarattığı kesintisiz direniş-mücadele geleneği üzerinden gelişmektedir.

ÖZGÜR YAŞAMI İNŞA EDEREK DİRENİYORUZ

Bugün Kürt halkı, faşizm, soykırım gerçeği karşısında çözümsüz değildir. Kürt halkı, engin meşru savunma tecrübesiyle, dağ-kır-şehir savaşını yaz-kış demeden yılın her mevsiminde her düzeyde geliştirme gücüne sahiptir. Özgürleşen Kürt kadını, devrimci halk savaşını her düzeyde, saldırı nereden gelirse gelsin yetkin bir biçimde geliştirmektedir. 15 Ağustos Atılımı, özgürleşmek isteyen Kürt kadının kendi savunma güçlerini oluşturma iradesi, öz güveni ve inancını vermiştir. Dünyanın en zor işi olan, halkın, kadınların varlığını ve özgürlüğünü korumak için gerektiğinde çekinmeden savaşı geliştirebileceğini göstermiştir. Örgütlü kadın gücümüzle başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Barış yerine bize savaşı dayatanlara karşı da gerektiğinde hak ettiği cevabı verecek güçteyiz. Tüm dünya kamuoyu Kuzey’de, Şengal’de, Rojava’da hatta Ortadoğu’da özgürlüğümüz için savaşma iradesini çok güçlü koyduğumuzu ve halkların, kadınların zaferine öncülük ettiğimizi çok iyi bilmektedir. Önderliğimiz direniyor, halk ve kadınlar olarak da bizler de özgür yaşamı inşa ederek direniyoruz, direneceğiz. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanana, Kürt halkı, kadınları şahsında Ortadoğu halkları, kadınları özgürleşene kadar mücadelemizi, savaşımızı sürdüreceğiz.

Kürt Özgürlük Hareketi içerisindeki kadınlar, bugün dünyada kadın mücadelesine öncülük eden bir konumda. 15 Ağustos silahlı mücadele ve meşru savunma stratejisi atılımında kadınların öncülüğü hangi koşullarda gelişti?

Ulus devletler yapısal olarak faşisttir. İdeolojik olarak milliyetçilik, dincilik, cinsiyetçilik ve bilimciliği yani liberalizmin tüm zihniyet yapılarıyla oluşurlar. Ortadoğu’da insan eliyle inşa edilen ulus-devletler katı bir milliyetçiliği, dinciliği ve cinsiyetçiliği dayatır. Böylesi bir gerçek içerisinde Önder Apo, PKK hareketinin paradigmasını oluşturmuş ve mücadelesini geliştirmiştir. Milliyetçiliğin, dinciliğin ve cinsiyetçiliğin çok güçlü olduğu bir Ortadoğu gerçeği içerisinde Kürt kadınlarının özgürlük dağlarına gelerek mücadeleye katılması tarihi bir adımdır. Hem devlet gerçeğine hem de klasik aile gerçeğine karşı tarihi bir çıkıştır. Kürt kadını bu koşullarda büyük bir cesaret ve irade göstererek özgürlük saflarına katılmıştır. Kürt kadınına bu gücü veren Önder Apo’nun paradigması, inancı ve güvenidir.

15 AĞUSTOS İLE KÜRT KADINI GERİLLA OLMA İDDİASINI BÜYÜMÜŞTÜR

15 Ağustos öncesi de Kürt kadınları silahlı propaganda birliklerinde öncülük düzeyinde yerini almış, örgütlenme sürecine katılmıştır. Kuşkusuz Kürdistan tarihinde Kürt kadınlarının bireysel de olsa öncü düzeyde katılımları vardır. Kürt isyanlarında bunu görmek mümkün. Ancak 15 Ağustos Atılımı ile birlikte Kürt kadının, özgürlük gerillası olma iddiası daha da fazla gelişmiştir. Yaşamını 24 saat özgürlük davasına adayan, yaşamın tüm zorlu koşullarına direnen, direndikçe kendi varlığını, kimliğini tanımlayan ve güçlenen kadın gerilla gücü oluşmuştur. Kadın gerillası, mücadelenin tüm alanlarında öncü düzeyde katılımını büyük bir irade ile gerçekleştirmiştir. Nitekim Kürdistan’da o dönemler çok güçlü olan ihanetçi ve teslimiyetçi çizgiye en güçlü darbeyi vuran Şehit Beritan arkadaş olmuştur. 1996 yılında ihanetçi teslimiyetçi Zeki çizgisine karşı, direniş ve özgürlük çizgisini savunan, savaşta yaşanan taktik tıkanmayı aştıran Zilan çizgisi de özgürlük mücadelemizin gerilla tarihinde stratejik öneme sahiptir.

Kürt kadın gerillaları bugün sadece soykırımcı güçlere karşı değil, aynı zamanda Kürdistan’da yaşanan ihanetçi-teslimiyetçi çizgiye karşı da büyük bir mücadele vermektedir. Yine klasik aile gerçeğinin getirdiği her türlü geri zihniyet yapılanmalarına karşı da büyük bir mücadele yürütmektedir. Kürt kadın gerillasının özgürlük mücadelesindeki yeri stratejiktir, öncü güçtür. Bugün binlerce kadın komuta gücüyle amansız bir savaşı yürütmektedir. Kadın özgürlük ideolojimizle, kadın gerilla gücümüzle ve örgütlü kadın yapımızla mutlaka özgür yaşamı inşa ederek savunacağız.

15 Ağustos vesilesiyle kadın ordulaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz, geldiği aşama nedir?

90’lı yıllarda Özgürlük Hareketimiz halk serhildanlarıyla birlikte giderek kitleselleşti, PKK, halklaştı. Halklaşan bir PKK gerçeğine kadınların katılımı daha fazla gelişti. Önder Apo’nun perspektifiyle kadın ordulaşması 1 Aralık 1993 yılında oluştu. Kadın ordulaşması tarihi bir adımdır. Kadın ordulaşması silahlı bir güçten ibaret değildi. Kadın ordulaşması ideolojik, felsefik, siyasal, toplumsal, askeri birçok boyutuyla birlikte gelişti. 8 Mart 1996 Kadın Kurtuluş İdeolojisi ve 1998 kadın partileşmesi PJKK ile kadın ordulaşması daha fazla kimlik kazandı ve gelişti.

KADIN GERİLLALARININ BİRİNCİL HEDEFİ ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

Kadın ordulaşmasıyla Kürt kadını, yurtseverlik bilinci, özgür irade, örgütlenme ve mücadele gücü ile birlikte özgür yaşamın tüm estetik yanlarını geliştirdi. Kürt kadını savaştıkça özgürleşti, özgürleştikçe güzelleşti. 90’lı yıllar Kürt kadın Hareketinin gelişim, kimlik kazanma ve özgürce varlığını geliştirme yıllarıydı. Bu yıllar Şehit Beritan (Gülnaz Karataş), Zilan (Zeynep Kınacı), Sema Yüce yoldaşların özgürlük çizgisi, öncülüğüyle gelişti.

1 Haziran 2004 hamlesiyle birlikte kadın gerilla güçlerimiz YJA Star örgütlenmesiyle özgürlüğünü sağlama, özgür yaşamı inşa ederek savunma gücünü daha fazla geliştirmiştir. Önder Apo’nun 2000’li yıllar sonrası geliştirdiği yeni paradigma ile birlikte Kürt kadın gerillaları bugün demokratik ulusun özgür yaşam sistemini toplumsal inşasını geliştirerek savunmaktadır. Kadının konfederal sisteminin savunma gücü olan YJA Star güçlerimiz bugün Zilanlaşan, Beritanlaşan binlerce kadın gerilla gücüyle Kürt kadını şahsında Ortadoğu kadınlarının öz yaşam sistemini savunmasını her gün biraz daha fazla geliştirmektir. Kürt kadın gerillaları direnişleriyle halkların, kadınların özgürlüğünü garanti altına almaktadır. 90 yılların devrimci halk savaşı stratejisini en yetkin bir biçimde geliştiren, öncülük eden kadın gerillalar 2000 yıllarla birlikte özgür yaşamı inşa ederek savunmaktadır. Kesintisiz bir mücadele geleneği sürmektedir.

Kuşkusuz her şeyden önce Kürt kadın gerillaların en büyük hedefi Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktır. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan Kürt kadının, halkların özgürlüğünün sağlanması mümkün değildir. Önder Apo’nun ve Kürt kadınlarının, halkların esareti bitene kadar meşru savaşımımız büyüyerek devam edecektir.

Geldiğimiz aşamada Kürt halkı kendi meşru savunma gücünü kendi öz gücüyle her parçada örgütlüyor. Yine her parçada kadın ordulaşması kuruldu ve geliştirildi. Rojava’da YPJ, Kuzey Kürdistan’da YPS Jin, Rojhilat’a HPJ, Şengal’de YJŞ olarak örgütleniyor, bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

1 Aralık 1993 yılında kurulan kadın ordulaşmasıyla birlikte geçen süre içerisinde önemli bir tecrübe ve birikime sahibiz. YAJK, Kürt halkının, kadının kurtuluş ordusuydu, tarihi misyonunu oynadı ve mirasını YJA Star’a devretti. YJA Star, kadın konfedaral örgütlenmemizin savunma gücüdür. Kürt kadınlarının ortak savunma gücüdür. Dört parça Kürdistan’da saldırı nereden gelirse gelsin, YJA Star güçleri her koşulda halkını ve kadınları savunma gücüne sahiptir. YAJK ile başlayan YJA Star ile direniş mücadelesini savunma güçleriyle geliştiren Kürt kadını, bugün Kürdistan’ın tüm alanlarında ihtiyaç duydukça farklı örgütlenmelere kendini kavuşturmaktadır.

Dört parçada gelişen kadın savunma güçlerinin arkasında önemli bir tarihi birikim mevcuttur. Bugün Kürt kadını öz savunma bilincine kavuşmuştur. Kürt kadını yurtseverlik bilinciyle kendi yaşamını, toprağını, kültürünü savunacak güçtedir. Bu güçte olduğunu da başta HPJ, YPJ, YJŞ ve en son YPS Jin olarak göstermiştir. Rojava devrimi, kadın devrimidir. YPJ, Ortadoğu halklarının başına bela edilen, Ortadoğu’nun tüm kutsal değerlerine saldıran DAİŞ gibi dünyanın en vahşi çete güçlerine karşı savaşı sürdürmektedir. Bu savaşta komuta gücüyle öncülük misyonunu yerine getirmektedir. Bilinçlenmiş, örgütlenmiş, mücadeleye başlamış bir kadın savunma gücünün başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

KADINLAR HER YERDE ÖZSAVUNMASINI OLUŞTURMALI

Kürt kadını dört parçadaki savunma güçleriyle tüm dünya kamuoyuna, militarist ulus devlet orduların bile direnemediği bir güce karşı halkların, kadınların tek savunma gücü olabileceğini göstermiştir. Ulus devletlerin tüm askeri-polis güçleri asla halkları, kadınları koruyamaz. Tam tersine devletin, iktidardakilerin çıkarlarını halk karşısında korumak için hareket ederler. Bu açıdan hiçbir devlet gücün ordusuna, polis gücüne güvenmeden kadın savunma birliklerini her yerde oluşturmak önemlidir.

Bugün Ortadoğu kadınları olarak kimsenin bizi savunmasına muhtaç değiliz. Kendi savunma güçlerimizi ihtiyaç duydukça oluşturup yaşamımızı, özgürlüğümüzü koruyabiliriz. Suriye’de Arap kadınlarının da kendi savunma gücünü oluşturması da tarihi bir adımdır. Bu daha fazla gelişecektir ve Ortadoğu kadınlarıyla birlikte ortak savunma güçlerimizi oluşturup kendimizi savunabiliriz. Bu iradeye, güce ve birikime sahibiz. Bu gücü bize verende Önder Apo’nun özgürlük çizgisi, paradigmasıdır.

15 Ağustos ruhu ile bu dönemin direniş ruhu arasında benzerlikler kurulabilir mi?

Kobanê ve Bakure Kürdistan’daki direniş 15 Ağustos Atılımı’nın ruhu, bilinciyle gelişmiştir. 15 Ağustos’ta ilk kurşunu sıkan Kürt gençleri, faşizm koşullarında bunun gücünü hem halk içerisinde hem de devlet gerçeği içerisinde görmüştür. Faşist Erdoğan’ın en büyük korkusu ok bir kez yaydan çıkmış misali gibi bu ilk kurşunun yarattığı gerçeklikten kaynağını almaktadır.

Kobanê’deki tarihi direnişi tüm dünya kamuoyu bilmektedir. Çok zor koşullarda, çok az imkanlarla, özünde insan iradesi ve inancıyla gelişen bir direnişin halkın özgürlüğünü yaratabileceğini göstermiştir. Kobanê direnişi tüm sistem karşıtı güçlerini etkilemiştir. Bugün dünyanın birçok yerinde özgürce yaşamak ve savaşmak isteyen onlarca genç Rojava’ya gelmektedir. Rojava mücadelesinde onlarca enternasyonal gerilla şehit düşmüştür. Tüm zorlukları ve bedeli göze alarak dünyanın birçok yerinde gençler Rojava devrimine geliyorsa bu Kobanê direnişinin zafere taşınması nedeniyledir. Kobanê şahsında Ortadoğu halkları, dünya halkları özgürlüğü, yeni bir sistemi inşa edip savunmayı geliştirmektedir. Özgürce yaşamak isteyen ve savunma gücünü oluşturan halklar var olduğu sürece bu mücadele zaferle taçlanacaktır.

ÖZSAVUNMA DİRENİŞİ 15 AĞUSTOS GELENEĞİYLE BOTANDA BAŞLAMIŞTIR

Kuzey Kürdistan’da bilindiği gibi öz yönetimin inşası ve direnişi 12 Ağustos’ta Şırnak’ta ilk kez ilan edilerek başladı. Öz yönetim direnişinin büyük komutanları olan Ş. Çiyager, Ş. Zeryan yoldaşlar şahsında, yine halk önderleri Asya Yüksel, Pakize Nayır, Mehmet Tunç, Mehmet Yavuzel ve Sevê Demir yoldaşlar şahsında tüm öz yönetim şehitlerini bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz. Kuzey Kürdistan’da öz yönetim direnişlerinin tıpkı 15 Ağustos Atılımı gibi Botan’da başlaması tarihidir, direniş geleneğin kesintisiz sürdüğünün bir kanıtıdır. 15 Ağustos Atılımı ruhu, bilinci, inancı ve öz verisiyle gelişen öz yönetim direnişlerinin bedeli çok ağır olsa da tarihi sonuçlara yol açmıştır. Öncellikle AKP’nin 2014 Çöktürme Planına karşı verilen cevaptır. Çöktürme Planını Şehit Çiyager yoldaşın dediği gibi muhteşem bir sonla 'çökerten' bir direniştir.

Öz yönetim direnişi, 15 Ağustos Atılımı’nın direniş geleneğinin asla kesintiye uğratılamayacağını, Kürt halkının teslim alınamayacağını bir kez daha gösteren bir direniştir. Bunun bilincinde olan Mehmet Tunç yoldaş, “Biz diz çökmedik, direndik, Kürt halkı bizimle gurur duysun” derken bu tarihi gerçeğin bilincinde olan bir arkadaştı. Bugün Kuzey Kürdistan’da, Şengal’de, Rojava’da Kürt halkının özgürlük mücadelesi kesintisiz sürüyorsa bu, öz yönetim direnişlerinin kazanımlarıyla mümkün olmuştur. Sur, Cizre, Nusaybin, Şırnak, Hezex, Silopi ve daha birçok yerde dünya tarihinin en uzun süreli şehir savaşları yaşanmıştır. Bu şehir savaşları çok kıt imkanlarla dünyanın 3. büyük ordusu olmakla övünen ve tüm teknik imkanlara sahip büyük bir güç dengesizliği içerisinde sürdürülmüş ve TSK bozguna uğratılmıştır. Faşist Erdoğan-Bahçeli ikilisi 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirerek kendi varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Kuzey Kürdistan’da gelişen öz yönetim direnişi faşist ulus devlet sistemini temelinden sarsmıştır. 12 Ağustos ile başlayan ve önemli sonuçlara yol açan öz yönetim direnişleri halkımızın mücadele tarihinde önemli yerini almıştır.

Bu temelde bir kez daha halkımızın tarihi 15 Ağustos Atılımı’nın 33. yıldönümünü selamlıyoruz. 15 Ağustos Atılımı’nın bilinci, ruhu ve direnişiyle Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayacağımızı belirtiyoruz.