'Reqa'nın özgürleşmesi, insanlığın özgürleşmesidir'

QSD ve YPJ Komutanı Klara Reqa, Reqa'nın özgürleştirilmesinin, kadınlar ve insanlık için anlamının büyük olduğuna dikkat çekerek, "Kadının emeği ve rolü ulusal bir kimlik oluşturdu" dedi.

QSD ve YPJ Komutanı Klara Reqa, Reqa'nın özgürleştirilmesine ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı...

Uzun bir süreç olarak başlatılan Fırat'ın Gazabı Hamlesinin son aşaması olan, Reqa'yı Özgürleştirme Hamlesi sonuçlandı. Kısaca bu süreci açabilir misiniz?

Öncelikle bu kutsal günü, halkların işgalci güçlerden, DAİŞ'ten kurtulma gününü, başta Önder Apo'ya, devrim şehitlerine ve tüm özgürlük savaşçılarına, özellikle gece gündüz büyük bir emek ve fedakarlıkla cephede mevzi tutan ve bugünkü başarıyı sağlayan savaşçılara kutluyorum.

Reqa'nın özgürleşmesi insanlığın özgürleşmesidir, diyebiliriz. Kadının özgürleşmesidir. Yine bu günü şehit annelerine, çocukları cephede olduğu için 24 saat gözlerine uyku girmeyen annelere, yüzlerce şehid tabutunu omuzunda taşıyan annelere armağan ediyorum.

Fırat'ın Gazabı Hamlesi uzun bir süreçti. Bunun birinci, ikinci, üçüncü aşamaları vardı ve dördüncü aşama Reqa şehrini özgürleştirme hamlesiydi. Çoğu zaman bu sorular soruluyor, niye Reqa, neden Reqa şehrinde bu kadar büyük bir direniş sergilendi? Özellikle Rojava'nın özgürleşmesi, YPG ve YPJ'nin güçlenmesiyle ve binlerce Kürt ve Arap gençlerinin YPG-YPJ saflarına katılmasıyla ve artık bizim demokratik toplum projemiz ve Kuzey Suriye fedaralizmini inşa etmek ve halkların kardeşliği çerçevesinde gerçekleştirmeye yönelik direnşimiz başladı. Sadece Arap halkı değil, Kürt ve birçok diğer halklardan da yaşayan var bu topraklarda. Minbic, Bab, Dera Zor, Hesekê... Tarihten bu yana Kürt ve Arapların birlikte yaşadığı şehirleri kurtarma hamleleri YPG ve YPJ öncülüğünde büyük bir fedakarlık ve emekle  gerçekleştirildi. Artık bu coğrafyalardaki halklar kendi kendini yönetiyorlar.

Reqa şehri tarihte Halife Harun Reşid döneminde merkez konumundaydı. Zaten Reqa'nın birçok yeri parklar, camiler, eski sur ve birçok yeri Harun Reşid ismiyle biliniyor. Bu anlamda DAİŞ çeteleri çıktıklarında kendilerini İslam halifesi olarak adlandırdılar ve Reqa şehrini de bilinçli olarak seçtiler. Buradaki halklar büyük bir tehdit altındaydılar. Birçok komşu işgalci devletler de DAİŞ ile mücadele adı altında kendi hegemonyalarını bölgede oturtmaya çalıştılar. Bu devletlerden biri de kuşkusuz hâlâ Reqa'nın özgürleşmesini  hazedemeyen tc devleti ve Erdoğan'ın zihniyetiydi.

Reqa hamlesinde de Türk devletinin DAİŞ ile bağlantısını gösteren kanıtlara rastladınız mı?

Reqa hamlesinde her ilerlediğimizde TC'nin bu çete örgütü ile bağlantısını kanıtlayacak birçok kanıtla karşılaştık. Lojistik destekten eğitime, silah yardımına ve birçok kanıt bu gerçeği ortaya koydu. Zaten Türk devletinin hedefinde Bab, Cerablus'a geçişten sonra ve hatta Reqa'ya da geçme hedefi vardı. Bunun için bazı girişimleri de oldu.

Elbette uzun bir zorlu süreçle birlikte Reqa hamlesi bu tarihi bilinçle sürdürüldü. Birçok kişi için Reqa'ya girmek mucize olarak görülüyordu. YPG, YPJ ve QSD savaşçıları Reqa'ya girecek mi, giremeyecek mi gibi bir yaklaşım vardı. Özellikle birçok tehdit yapıldı. Özellikle Qereçok'taki saldırıyı Erdoğan'ın Reqa hamlesini geciktirme ya da sabote etme zihniyetinden farklı ele alamayız. Onların bu girişimi işe yaramayınca, bu sefer birçok anti-propaganda yapıldı. Tüm bunlar Reqa hamlesinin ilerlememesi içindi. Yine ondan sonra Efrîn'e yönelik saldırılar oldu. Bunu da kesinlikle ayrı ele alamayız. Ancak, Efrîn halkının direnişi, YPG ve YPJ savaşçılarının mevzilerde direnişleri, halkların ayaklanması şunu ortaya koydu; Arap olsun, Kürt olsun, Süryani ve diğer etnik halklar, bölge ve Suriye'de yaşayan hakların YPG, YPJ ve QSD güçlerine desteği, Reqa'nın DAİŞ ve hegemon güçler için ne ifade ettiğini ve halklar için ne ifade ettiğini ve YPG, YPJ savaşçılarının Reqa'da savaşmaları gerçeğini herkesin gözlerinin önüne serdi.

DAİŞ çetelerinin savaşçılarımıza karşı kullandığı birçok taktiği vardı. Özellikle yıllardır içinde yaşadığı için bir yeraltı şehri oluşturmuştu. İntihar saldırılarını gerçekleştirmeleri, bomba yüklü araçların kullanılması, mayınlamanın çok fazla yapılması, tüm bunlar hamlede birçok zorluğun yaşanmasına neden oldu. Fakat, büyük bir iddiayla, bir bütünen başarıya kilitlenen Şervin, Sozdar, Cihat, Zozan, Çiya ve en son da Minbic Askeri Meclis Komutanı Ednan Ebu Emcet, -Minbic savaşında da bu komutanlar yer almıştı- Minbic'de aldıkları tecrübe ile Reqa şehrinde de savaştılar.

Dört ay gibi uzun bir zaman geçti. Fakat bu dört ay aynı zamanda acı ve çatışmalarla doluydu. Büyük başarı ve emek yönü vardı. Bazen arkadaşını yanında şehit verdiğin, arkadaşının parçalarını topladığın zamanlar vardı. Ancak büyük bir bilinç ve demokratik ulus ve Kuzey Suriye Fedaralizmi ruhuyla biz bugün bu özgürlük ve zafer anlarını yaşıyoruz.

Reqa hamlesi diğer hamlelerden farklı bir misyonla başladı. Özellikle kadın hamlesi olarak adlandırıldı. Buna yönelik neler söyleyebilirsiniz?

Biz Reqa hamlesine başladığımızda demiştik ki, "Reqa kadın eliyle özgürleşecek!" Birçok zaman bu soru soruldu, neden kadın eliyle özgürleşecek? Nasıl kadınlar bu çetelere karşı bu kadar savaşıyor? YPJ şahsında bir kadın kimliği oluşturuldu. Kadın ordusu kuruldu ve bu ordu kendini dünyaya kanıtladı. Tarihten bu yana var olan tüm ordular, egemenlerin ve erkeklerin eliyle kurulmuştur. Fakat ilk kez bir ordu, kadın rengiyle, insanlık felsefesiyle, kadın felsefesiyle kurulmuştur. Aslında YPJ'nin ordulaşması ve egemenliğe karşı savaşması, egemen zihniyete karşı intikamdır. Biz egemen dediğimizde sadece bugün DAİŞ içinde temsiliyetini bulan, tecavüzcü, talancı ve katliamcı zihniyetten söz etmiyoruz. Var olan tüm dünyadaki ordular neye hizmet ediyor? Bu anlamda YPJ bu anlayışa karşı bir intikam gücüdür. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun saldırıya maruz kalan kadını koruyabilmesidir. Çünkü tarihten bu yana her zaman savaşlarda ganimet olarak kullanılan, katliam ve talandan geçen kadındır. Ancak bugün özellikle Kobanê savaşıyla birlikte, çetelerin saldırması ve kadın ganimettir sözlerine karşılık, Revan ve Arin gibi kahramalar bunun cevabını verdiler.

Yine Şengal'de YJŞ içinde kadının ortaya koyduğu direniş, Lürt özgürlük hareketi için de yüzlerce kadın bedel verdi ve şehit düştüler. Bu da YPJ'nin egemenliğin ve DAİŞ'in beyninin kalesi olan Reqa şehirini kendi eliyle özgürleşmesine vesile oldu. Çünkü, DAİŞ çeteleri Şengal'e girdiklerinde, işbirlikçi Kürtlerin Şengal'i bırakması ve yüzlerce Şengal kadınının çetelerin eline düşmesi ve YPG, YJŞ ve Kürt özgürlük hareketi gerillalarının Şengal'i temizlemesinden sonra, onlar artık Êzidî kadınlarını satma merkezi olarak Reqa'yı kullandı. Biz bu anlamda Reqa şehrini kadın eliyle özgürleştireceğiz, dedik. Diğer hamlelerde de kadın komutanlar vardı. Kadın arkadaşlarımız çok güçlü katılım gerçekleştirdi. Reqa hamlesi de kadın komutasında ve koordinesinde gerçekleşti. Yüzlerce Şengalli kadın Reqa'da özgürleştirildi. Yüz binlerce sivil halk özgürleştirildi.

Hamle sırasında içeride çok fazla sivil vardı. Bu, hamleyi nasıl etkiledi?

Zaten hamlenin bu kadar uzamasının nedeni de, halkı, değerlerini, insanlık onurunu, çocukları korumaktı. Birçok sivil kurtarma birliklerimiz vardı. Bunlar özel eğitildiler. Şehit düştüler. Bomba yüklü araçlar kendilerini onlarda patlattılar. Bu, bir çocuğu, bir kadını kurtarmak içindi. Çünkü biz başladığımızda demiştik, bir kadını kurtarmak bir ülkeyi kurtarmaktır. Yıllardır çetelerin bu kadınlara yaşattıklarını ancak biz bu kadınları gördüğümüzde hissediyoruz ve acılarını görebiliyoruz. Bu anlamda bizim bugün başımız diktir. Çok mutluyuz ki, bugün bizler toplumu ve kadını özgürleştirme uğruna canımızı veriyoruz. Bu anlamda başımız diktir. Ve çok mutluyuz ki, Önderimiz bize bu ruhu verdi ve bize bunu öğretti. Bu anlamda kadının emeği ve rolü ulusal bir kimlik oluşturdu. Reqa hamlesinde destek veren kadınlar oldu. Kongreler oluşturuldu. YJŞ kadınları katıldı, Süryani kadınlar katıldı ve yüzlerce Arap kadını katıldı. Bu bizim için büyük bir kazanım oldu. Bu kazanımlar Reqa hamlesinin kazanımlarıdır. Artık herkesin gözü önünde bu kanıtlandı. YPG, YPJ ya da Kürt güçleri dedikleri güçlerin amacı işgal etmek değil, özgürleştirmek, inşa etmek ve halkların birliğini oluşturmaktır. Suriye Demokratik Federasyonunu kurmaktır.

Reqa tümden özgürleşti. Bundan sonra ne olacak, Reqa nasıl yönetilecek?

Birçok zaman soruluyor bize, Reqa'da sonra Reqa nasıl yönetilecek? Ya da siz ne yapacaksınız, diye. Bunun birçok örneği var. Halep'te birçok Kürt yaşıyor, Minbic'de halklar kendi şehrini yönetiyor. Minbic özgürleştikten sonra şimdi göz önündedir. Kendi sivil meclisini, askeri meclisini ve komünlerini kurdular. Toplum kendi kendini yönetiyor. Bizim Reqa'da da böyle bir sistem kurma hedefimiz var. Elbette bunun zorlukları var. Bizim bazı Reqa aşiretleriyle görüşmelerimiz de oldu. Hatta Reqa özgürleşmeden önce, çünkü çok dar bir alan kalmıştı ve içinde çok fazla sivil vardı, biz de sivillere zarar vermemek için çok zorluk çektik. Çünkü uçaklar vurduğunda ya da savaşçılar bir roket attıklarında siviller zarar görüyordu. En sonunda bazı Reqa'da bulunan yaşlılarla ve bazı aşiret üyeleriyle YPG ve QSD ile görüşmeler oldu. Onların istemi üzerine yerel çetelerin çıkarılması sağlandı. Ayrıca, son günlerde çıkarılan birçok sivil oldu. Bu nedenle halk artık bunu gördüğünde güvenmeye başladı. İnsanlık, toplum neyin üzerine kuruluyor; değer, ahlak ve inanç üzerine kurulur. Toplumların birlikte yaşaması bu değerler üzerinedir. Her toplumun kendine göre bir ahlak değeri vardır. YPG, YPJ'nin savaşında ahlakı gördüler, işgal olmadığını, ahlak ve ölçü olduğunu gördüklerinde halk değer verdi, kendisi için bir özgürleştirilme umudu olarak gördü. Şeyh ve aşiretlerin bu yönlü bir istemi olunca güçlerimiz tarafından da kabul edildi ve bir affetme gerçekleşti. Yine yıllardır egemenlerin zihniyeti bu toplum üzerinde hakim olmuş. Bu Hizbil Baas olsun ve son yıllarda DAİŞ olsun, çok büyük etki bırakmıştır. Bu nedenle bu toplumun bir iki gün içinde bunu aşabileceğini ve kurumlarını kuracaklarını söylemek yanlıştır. Bunun için emek ve eğitim gerekiyor. Elbette bizim de hedefimiz ve yaşam felsefemiz odur ki, biz tümden şehri temizledikten sonra, her ne kadar şimdi şehir çetelerden temizlenmişse de, hâlâ mayınlar var, hâlâ şehir de büyük tehditler var, biz tüm bunları sağladıktan sonra şehri Reqa sivil meclisine ve Reqa'da kurulan asayiş gücüne bırakacağız. Bu şekilde ancak diyebiliriz ki, biz görevimizi yaptık ve şehitlerimize sahip çıktık.

Bugün YPG, YPJ ve QSD bayraklarının Reqa semalarında dalgalanması, günümüz Dehaq'larının Reqa da tekrardan yenildiğinin simgesidir. Ve biz tekrardan Reqa hamlesini, şehitlerimize, halkımıza maddi-manevi destek veren halkımıza kutluyoruz.