Mor Dayanışma: Eylül, Leyla son olsun

Mor Dayanışma, çocukların kaçırılıp vahşice katledilmesine karşı Kadıköy Süreyya Operası önünde ses çıkartma protestosu düzenlendi.

En son Ankara ve Ağrı’da kaybolan 8 yaşındaki Eylül ve 4 yaşındaki Leyla’nın vahşice katledilmiş biçimde bulunması kadınları isyan ettirdi. Mor Dayanışma öncülüğünde Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya kadınlar, çocukların peş peşe hedef olmasına tepki gösterdi. “Eylül, Leyla son olsun, çocukları yaşatacağız” yazılı pankartı ile “Çocuklar için harekete geç”, “Bir çocuğun çıkartamadığı ses olacağız” dövizlerinin taşındığı eylemde Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin derhal uygulanması istendi. Birkaç erkeğin destek verdiği eylemde kadınlar, çocukların istismar edilip katledilmesini zılgıtlar ve ıslıklar eşliğinde protesto etti. Kadınlar hep bir ağızdan, “Bağır herkes duysun çocuk şiddeti son bulsun”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Çocukları yaşatacağız”, “Çocuklar için harekete geç”, “Asla yalnız yürüyemeyeceksin” sloganlarını attı. Kadınların protestosuna halk da tramvaydan ve araçlardan klakson çalıp alkış tutarak destek verdiği eylemde, açıklama Mor Dayanışma Sözcüsü Gamze Özkök tarafından okundu.

KADIN VE ÇOCUK DÜŞMANI POLİTİKALAR CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Yaşamın her alanına sızan kadın, doğa, çocuk düşmanı politikalarının can almaya devam ettiğini belirten Özkök, sapıklıkla açıklanamayacak kadınlara ve çocuklara yapılan tecavüz ve katliamların, AKP döneminde daha da derinleşen erkek egemenliğin bir sonucu olduğunu kaydetti. Özkök, erkek egemenliğini yıkmadan taciz, tecavüz, istismar, kadın ve çocuk cinayetlerinin engellenemeyeceğine işaret etti. Dün Eylül’ün, bugün 3.5 yaşındaki Leyla’nın cansız bedeni bulunduğunu; daha da yüzlercesinden haber alınamadığını hatırlatan Özkök, hayattan koparılan çocukların faillerini, sorumlularını iyi tanıdıklarının altını çizdi. Çocuklar için yıllardır hiçbir adım atılmaması nedeniyle Leylaların öldürüldüğünü vurgulayan Özkök, şunları kaydetti: “Sorumlular, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenler, çocuk yaşta evliliği övenler ve vaaz verenler, takım elbise indirimi ile ödül gibi cezasızlıkla bırakılanlar, çocuk istismarını, çocuk ölümlerini normalleştirilmesini salık verenlerdir. Kutuplaşma politikalarıyla toplumda derin bir çürüme yaratan, eğitimden, hukuka, medyadan, doğaya yaşamın tüm alanlarına kadın ve çocuk düşmanlarının arkasını sıvazlayanlardır. Aladağ yağını ile çocukları ateşe atanlardır.”

‘KARANLIĞA TESLİM OLMUYORUZ1’

Kadınları umutsuzluğa, çaresizlik ve korkuya teslim etmeye çalışanlara izin vermeyeceklerinin altını çizen Özkök, idam ve hadım gibi insanlık dışı ve sahte çözümlerle gündemi geçiştirmeye çalışanlara geçit vermeyeceklerini de vurguladı. “Karanlığa teslim olmuyoruz, sizin doğa, kadın ve çocuk düşmanlığınıza alışmıyoruz; normalleştirmiyoruz” diyen Özkök, talepleri şöyle sıraladı: “Çocuğa yönelik şiddet ve taciz, tecavüzlere karşı bütüncül, kapsayıcı tedbirler alınmasını, çocuk koruma birimleri oluşturulmasını, Kadın ve Çocuk Bakanlığı kurulmasını talep ediyoruz. Çocukların üzerinde tahakküm kurabilecek nesneler olarak değil, hak ve özgürlük sahibi bağımsız bireyler olarak kabul edilmesini, toplumsal her alanda çocuğun haklarının ve yararının odak alınmasını, istismar, şiddet gibi durumlarda çocukların güvenip başvurabileceği mekanizmalar yaratılmasını, taciz, tecavüz, istismar, kadın ve çocuk cinayetlerini herhangi bir gerekçeye dayandırılarak, hafifletici sebepler aranılarak veya çocuk evliliklerinde olduğunu gibi dini referanslara dayandırılarak meşrulaştırılmasını engellenmesini istiyoruz. Güvenli parklar, kreşler oluşturulmasını, çocukların toplu yaşadığı yurtlar gibi kurumların sağlıklı denetime tabi kılınmasını, kadın ve çocukları korumak yerine aileyi korumaya çalışan, aile içi taciz, tecavüz, şiddet ve cinayetlere zemin hazırlayan tüm uygulamalara son verilmesini, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz.”

Protesto “Çocukları yaşatacağız” sloganıyla sona erdi.