KJK: ‘Faşizme geçit yok!’ sloganıyla direnişe!

KJK , “Faşizmin AKP öncülüğünde tek bir cephe olarak örgütlendiği bir gerçek ile karşı karşıyayız. Bu faşist dalgayı kırmanın tek yolu, Türkiyeli emekçi halkların 1 Mayıs ruhu ile ‘Faşizme geçit yok!’ sloganını yükseltip yaşamsal kılmasıdır” dedi.

1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlayan KJK , “Yeşil, beyaz ve siyah faşizminin AKP öncülüğünde tek bir faşist cephe olarak örgütlendiği bir gerçek ile karşı karşıyayız. Bu faşist dalgayı kırmanın tek yolu, Türkiyeli emekçi halkların 1 Mayıs ruhu ile ‘Faşizme geçit yok!’ sloganını yükseltip yaşamsal kılmasıdır” dedi.

KJK Koordinasyonu, “İşçi sınıfının ve emekçi halkların mücadele, dayanışma ve birlik günü olan 1 Mayıs’ı başta Önder Apo, dünya kadınları, bütün işçi ve emekçilere kutlu olsun. 1 Mayıs’ı Emeğin Günü olarak Kapitalist Modernite ve Faşizme karşı savunan, bu uğurda can veren bütün Emek Şehitlerini, özellikle de 1 Mayıs 1977 Taksim Şehitlerini saygıyla anıyoruz” dedi.

İşçi sınıfının ve emekçi halkların direniş günü olarak 1 Mayıs’ın bu yıl itibariyle 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğuna dikkat çeken KJK, “Bundan tam 150 yıl önce, 1 Mayıs 1856’da Avustralya’da işçiler, insanca yaşam ve çalışma koşulları için sokaklara döküldü. 1890 itibariyle ise dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs işçi hareketinin mücadele günü olarak ele alınıp, kapitalist sömürünün protesto edildiği ve emek şehitlerinin anıldığı bir güne dönüştü” diye belirtti.

“1 Mayıs tarihsel olarak aynı zamanda dünyada faşizme karşı direnişi yükseltme mücadelesinin simge günü olmuştur” denilen açıklamada, “Zira faşizm de her zaman kendisini işçi sınıfının ve emekçi halkların inkarı, sömürüsü ve imhası üzerinde var kılmaya çalışmıştır. O nedenle emek mücadelesi ile antifaşist direniş arasında birbirinden kopmaz bir bağ söz konusudur. Bugün açısından baktığımızda en çok da Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de bu bağı güçlü örmeye, emek mücadelesini faşizme karşı bir direniş cephesi biçiminde yükseltmeye ihtiyaç vardır. Bugün Türkiyeli emekçi halkların karşısında en büyük tehdidi AKP hükümeti ve onun işbirlikçileri oluşturmaktadır. Yeşil, beyaz ve siyah faşizminin AKP öncülüğünde tek bir faşist cephe olarak örgütlendiği bir gerçek ile karşı karşıyayız. Geçmişteki bütün faşist iktidarlardan daha kapsamlı bir saldırı düzeni söz konusudur. Bu faşist dalgayı kırmanın tek yolu, Türkiyeli emekçi halkların 1 Mayıs ruhu ile ‘Faşizme geçit yok!’ sloganını yükseltip yaşamsal kılmasıdır.

Her zamankinden daha elzem bir ihtiyaç olan böylesi bir antifaşist demokrasi ve özgürlük cephesinin öncülük görevi herkesten önce kadınlara aittir.  Zira Türkiye’de hegemonyasını oluşturmaya çalışan devletli ataerkil-kapitalist-faşist iktidarın hedefinde en çok da kadınlar vardır. Önder Apo’nun da belirttiği gibi kadın, tarihin en eski ve en yeni, çoğunlukla ücretsiz ve çok az ücretli olan emekçisidir. Tavizci işçiliğin oluşumundan işsizliğe, ücretsiz işçilikte asgari ücretliye kadar her olumsuzlukta bedel ödetilen kadın emekçilerdir, kadının kendisidir. Kadın genelde uygarlık tarihinin, özelde kapitalist modernitenin en eski ve en yeni sömürge ulusu konumundadır” ifadelerine yer verildi.

‘KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ MERKEZİNE ALMAYAN EMEK MÜCADELESİ BAŞARILI OLAMAZ’ 

KJK devamla şu hususlara dikkat çekti:

“Bu nedenle sömürü ve sömürgeciliğe karşı mücadele özünde kadın sömürgeleşmesine karşı mücadele olarak örgütlenmek zorundadır. Kadın özgürlüğünü merkezine almayan bir emek mücadelesi başarılı olamaz. Her türlü sömürü ve faşizme karşı durabilecek yeni emek hareketinin kendisine esas alacağı çizgi ise demokratik ulusçuluktur. Kapitalist modernitenin kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmiş olduğu uluslaşmaya karşısında emekçi halkların ve tabakaların iç ve dış iktidar ve sermaye güçlerine karşı demokratik ulusçuluğu, faşizmle güçlü mücadelenin yegane yoludur.

Bugün AKP öncülüğünde tek renk haline getirilen siyah-beyaz-yeşil faşizme karşı en fazla Kürt halkı direnmektedir. Kuzey Kürdistan’da kadınlar öncülüğünde geliştirilen öz yönetim direnişi, kendini yeniden örgütlemeye çalışan Türk devlet faşizmine karşı en büyük cevaptır. Faşist düzeni karşısında herkesi susturmaya çalışan AKP hükümeti devleti karşısında duran en örgütlü güç Kürt Özgürlük Hareketidir. Bu nedenle başta demokrasi güçleri olmak üzere Türkiye’deki bu faşist gidişata dur demek isteyen herkesin Kürdistan’daki öz yönetim direnişini desteklemesi ve antifaşist mücadele cephesinde yerini alması gerekmektedir.  

‘AKP FAŞİZMİNE KARŞI DİRENİŞİ DİRENİŞİ YÜKSELTELİM’

Kürt Kadın Özgürlük Hareketi KJK olarak bu temelde özellikle de Kuzey Kürdistan ve Türkiye’deki emekçi halkları, kadınları, gençleri, işçileri ve işsiz kılınanları, antifaşistleri, kısacası bütün demokrasi güçlerini AKP’nin öncülüğünde tek bir renge büründürülen faşizme karşı güçlü durmaya ve direnişi yükseltmeye çağırıyoruz. 1 Mayıs, yılın sadece bir günü değildir. 1 Mayıs, mücadeleyi daha örgütlü kılma, direnişi büyütme, birliği sağlamanın simgesidir. 1 Mayıs, bahar gibi mücadeleye yeni bir başlangıç yapma günüdür. Bu temelde bu yılki 1 Mayıs’ı antifaşist cepheyi büyütme ve güçlendirme, özgürlük ve demokrasi için direnişe hamlesel bir ivme kazandırma günü olarak ele alıp, sürekli kılma çağrısını yapıyoruz.

Bu anlamda bir kez daha 1 Mayıs Emekçi halkların birlik, dayanışma ve direniş gününü kutlarken, faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacak diyoruz.”