'Kadınlar en çok taşeronlarda çalışıyor'

Irmak: AKP kadın istihdamını yıllardır tartıştırtıyor ama yaptıkları çalışma kadınları köleci bir sisteme itmek. Bu sistem de kendi getirdikleri taşeronlardır.

Türkiye’de kadın emeği bir yandan yok sayılırken diğer yandan “eşit işe eşit ücret” talebini yükselten kadınlar çalışma yaşamında var olmaya çalışıyor. İktidar tarafından yoksullaşmanın bile sebebi olarak gösterilen kadınların, üretim ilişkilerindeki yeri daraltılmaya ve gün geçtikçe ev eksenli bir sömürüye doğru sürükleniyor. Peki, kadınlar emek dünyasında nasıl bir yere sahip? OHAL’le birlikte çıkarılan KHK’lar kadın emeğini nasıl etkiliyor.

DİSK Genel İş’e bağlı İstanbul Konut-İş Şube Başkanı Nebile Irmak, kadınların çalışma hayatında özellikle taşeronlarda temizlik işlerinde yoğun olarak bulunduğunu belirtiyor. Kadının toplumsal hayatta olduğu gibi iş yerinde de ayrımcılığa ve cinsiyet temelli eşitsizliğe maruz kaldığını ifade eden Irmak, ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini söylüyor.

Nebile Irmak’la kadın emeğini, KHK’lar ve ekonomik krizle kadının çalışma hayatındaki yerini, genel anlamda kadınların durumunu konuştuk.

SİYASAL VE EKONOMİK ÇÖKÜŞÜN FATURASI KADINA ÇIKTI

Nebile Irmak da birçok kadın gibi AKP’nin kadın politikalarına 15 yıllık perspektiften bakmak gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor “15 yıllık, kadını eve hapseden, çalışama ve sosyal yaşamdan koparan, cinsiyetçi bir politika bu. AKP zaman zaman kadın istihdamı, fırsat eşitliği gibi belli konuları gündemimize soksa da bu kandırmacayı, son bir yılda özellikle OHAL birlikte yaşanan siyasal ve ekonomik çöküşün faturasının en ağrı şekilde kadınlara çıkmasıyla gördük. KHK’larla bilim, eğitim, sağlık dünyasından çok ciddi bir şekilde kadınları yok edildi. Deyim yerindeyse KHK’larla kadının gelebildiği en uç noktalarda onu yok etti. Göstermelik olarak kadınları görebiliyoruz çeşitli yerlerde elbette ama onlar da kadın bilinciyle değil, Siyasal İslam’ın onlara biçtiği rol gereği orada olduklarını gösterebiliyor. Bu zaten en tehlikelisi. Oradaki temsil kadının asıl varlığını, nasıl yaşamak istediğini baskılayan bir politikadır.”

Bu atmosferde kadına yönelik şiddetinde aynı oranda arttığını belirten Irmak, 15 yılda hayata geçirilen sosyal, ekonomik ve siyasal birçok uygulamayla bunun körüklendiğinin altını çiziyor. Irmak Türkiye’de yaşanan kadına yönelik şiddetin, emeğine yönelik saldırı ve sömürünün artmasının ülkedeki siyasal ve savaş politikasından ayrı düşünülemeyeceğine de dikkat çekiyor.

Bu ekonomik çıkmazda bir kadın olan Çalışma Bakanı’nın işçilere asgari ücret için fedakarlık göstermesini istemesine de tepki gösteren Irmak “Fedakarlık işverenden, hükümetten değil de yine işçiden isteniyor” diyor.

KADINLAR EN ÇOK TAŞERONLARDA ÇALIŞIYOR

“Bugün ekonomik bir çöküntü yaşamaktayız. İşsizlik oranı çok çok yüksek” diyen Nebile Irmak, AKP’nin son dönemde yenden kaldırmak için harekete geçtiği taşeronlaşmadan bahsediyor. Taşeronlaşmanın kadınları yakından ilgilendirdiğini söyleyen Irmak şunları ifade ediyor: “Taşeronu AKP bizim hayatımıza soktu. Taşeronu önceden bilmiyorduk ki. AKP ile başlayan bu sistem bugün sanki uzaydan gelmiş de onlar değiştiriyormuş gibi davranıyorlar. Şimdi taşeronu kaldıracaklar ama yerine sistemde sınav getiriyorlar. Örneğin işçi herhangi bir eylemde ‘taşerona hayır’ dediyse işe alınmayacak veya kadın Alevi ya da Kürtse, kadın cinayetlerine dur dediyse giremeyecek.

Taşeronda özellikle temizlik sektöründe bugün çok fazla kadın emeği bulunuyor. Hastane, belediye, üniversite ve hatta sitelerdeki temizlikteki taşeronların çok büyük bir bölümünde kadınlar çalışıyor. Çoğu asgari ücretle ya da sigortasız olarak hem de. Çünkü kadınlar daha ucuz emek olarak görülüyor.”

İŞ CİNAYETLERİNDEKİ KADIN ORANI ARTIYOR

Taşeron sisteminin kadınlar için iki kat ezilme anlamına geldiğini söyleyen Irmak, kadınların yüzde 90’ının asgari ücretle çalıştığını, terfi almadığını ve birçok iş yerinde tacize maruz kaldığını şu sözlerle açıklıyor: “Çalışma yaşamında başından beri böyle ‘eşit işe eşit ücret’ diyoruz ama ne yazık ki mümkün değil bu koşullarda. Kadınlar terfi etmiyor, örneğin taşeronda temizlik şefi mutlaka erkektir. Erkeğin şef ya da müdür oluşu kadına mobbing (bezdiri), baskı ve taciz olarak da geri dönüyor. Üyemiz olan ve taşerona bağlı çalışan birçok kadın aldıkları asgari ücretlerle geçinemedikleri için ek işler yapıyor. Hastanede temizlik yapan bir kadın daha sonra ücret karşılığında bir de hastabakıcılık için kalıyor. Ya da ofislere temizliğe gidiyor. Bunun yanı sıra iş cinayetlerinde kadınların oranı da gün geçtikçe artıyor. Ki özellikle taşeron çalışan alanlarda bu cinayetler daha sık yaşanıyor.”

KADIN İSTİHDAMI TAŞERONDA YAPILIYOR

AKP’nin kadın istihdamı konusunda sürekli açıklamalar ve çalışmalar yaptığını söylediğini fakat ortaya çıkan tabloda bu istihdamın ağırlıklı olarak taşeronda bulunduğunu kaydeden Irmak şunları ifade ediyor: “Şu an taşeronda çalışan kadınların en genci 37-40 arasında yaşa sahip. 50’den 60’a kadar yaştaki kadınlar şu an taşeronda çalışıyor. Bu kadınların en genci de 15 yıllık AKP iktidarında çocuk doğurmuş, büyütmüş ve yoksulluğu da devam etmiş durumda. Onun bu sistemde yapabileceği tek iş taşeronda temizlik sektöründe çalışmak. AKP kadın istihdamını yıllardır tartıştırtıyor ama yaptıkları çalışma kadınları köleci bir sisteme itmek. Kadınlar istihdam dışıdır şu an aslında. Türkiye’deki işsizlik oranındaki en büyük pay genç üniversite mezunu kadınlar oluşturuyor. Onlara istihdam sağlanıyor mu? Hayır. Kendi mezun olduğu alanda iş bulamayıp çağrı merkezlerinde, anket şirketlerinde vb. işlerde çalışan binlerce kadın var. Ama onlara nitelikli istihdam açmak yerine anneanne, babaanne yaşındaki kadınlara temizlik gibi çalışma alanları reva görülüyor. İstihdam yaratmak bu değildir. Ki zaten o istihdam alanı da başından beri söylediğim gibi taşeron sistemidir.”

BİLİMİ KADINSIZLAŞTIRDILAR

KHK’larla işleri elinden alınan akademisyen, doktor, eğitimci ve sağlıkçı kadınların durumu hakkında konuşan Nebile Irmak şunları söylüyor: “Kadınlara yol gösteren, politik belgelerle hükümetleri zorlayan o yolları açan düşünceleri ortaya koyan ve koyacak olan akademisyen feminist, sosyalist, kadın emeğinden yana olan kadınlar KHK’larla işsiz bırakıldı. Hem onlara yol göstermelerini engellediler hem de işsiz bırakarak bilim, sağlık ve eğitim alanını da kadınsızlaştırdılar. Bilimde, eğitimde, sanayide kadın yoksa şöyle istihdam yaratıyor AKP: 3 çocuğu doğur diyor, büyüt, okut, kocanın hizmetini yap, yoksulluğun da devam etsin.”

SENDİKALAR KADIN EMEĞİNİ GÖRMEZSE DAHA ÇOK SÖMÜRÜ OLUR

İşçi sınıfının büyük oranda sendikalı olmadığını ifade eden Irmak bu rakam içerisinde kadınların ise çok az olduğunu belirtiyor. Sendikaların da kadın politikalarının yetersiz bulduğunu söyleyen Nebile Irmak kendi iş kollarında cinsiyet eşitliği temelinde yaptıkları çalışmaları şöyle özetliyor: “Sendikalar da maalesef erkek egemen bir zihniyet hâkim. Erkekleler kulübü gibi, kadın bakış açısını, emeğini gerektiren politik öngörüleri yok. Öte yandan kapitalist, neo liberal ve hükümetin bakışıyla örtüşen bir yaklaşım var. Sendikalar 8 Mart’larda 25 Kasımlar’da bir dolu laf ediyor ama dönüp onlara baktığımızda 10 çalışandan sadece 3’ü kadın. Bu da çok ciddi çelişkilerin olduğunu gösteriyor. 

Konut- İş olarak en azından diğer sendikalara örnek olması ve toplumun buna alışması gerekiyor diyerek 8 Mart’ın kadınlara tatil yapılmasını koyuyoruz TİS’lerde (Toplu İş Sözleşmesi) maddelere. Bunların mücadelesini yürütüyoruz ve birkaç yerde ve de kabul ettirdik. Eğer 8 Mart’ta çalışmak zorunluysa da o gün çift yevmiye şartı koyuyoruz. Ya da 25 Kasım’larda madde koydurduk şu yerdeki mitinge, eyleme ya da konferansa kadınları göndereceksiniz. Bunlar emin olun çok önemli kazanımlar. Sendikaların sınıf mücadelesinde yoğunlaşması gereken önemli yerlerden biridir kadınlar. Sendikalar kadını görmüyorsa, hükümetler de neo liberal politikalar da bu emeği daha çok sömürecektir.”