‘Kadın özgürlük mücadelesi çok daha keskin devam edecek’

HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve Sosyalist Kadın Meclisi’nden Fadime Çelebi, AKP’nin kadın politikalarını, kadına yönelik erkek şiddetini ve kadın mücadelesini anlattı.

Kadına yönelik erkek şiddetini ve AKP’nin uyguladığı yasaları, politik mücadelenin içindeki kadınlara sorduk. Ortak kanı AKP’nin 15 yıllık iktidarı boyunca zaten kadını şekillendirdiği; uyguladığı bu bütüncü politikalar sonucunda da gelinen noktada kazanılmış hakları gasp ettiği. Kadına yönelik erkek şiddetinin ve cinayetlerinin ülkedeki politikalardan ayrı düşünülmeyeceğini söyleyen kadınlar; her dönemde olduğu gibi evde, sokakta, iş yerinde ve tüm alanlarda mücadelenin daha çetin ve sürekli olacağını vurguluyor. Söz HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve Sosyalist Kadın Meclisi’nden Fadime Çelebi’de…

OHAL VE KHK REJİMİYLE KADINA DAHA DA YOĞUN BİR SALDIRI VAR

HDK Eş sözcüsü Gülistan Koçyiğit:

“AKP’nin kadın politikalarına bakarken güncel yasal uygulamalarından ziyade bütün süreci görmek gerekli. AKP iktidara geldiği günden bu yana kadın düşmanı politikalarını her daim uygulamaya koydu. Örneğin ilk süreci kürtaj yasasıyla başlatıp kadınların kürtaj hakkını gasp etmeye çalıştı. Sonrasında kadınlara kaç çocuk doğurması gerektiğini dikte etmeye çalıştı. Genç yaştakilerin evlenmesi gerektiğini ya da iffetli kadın nasıl olur meselesi üzerinden sürekli kadını şekillendirmeye, onu yönlendirmeye ve kendi ‘makbul kadın’ modelini yaratmaya çalışan bir yaklaşımı hep vardı. Ama son dönemlerde, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ve KHK rejimi ile beraber bunlara çok daha fazla ağırlık verdiğini görüyoruz. Kendi faşist rejimini kurumsallaştırmaya öncelikle kadın bedeni üzerinden başladı. Kadını eve kapatarak kadını kamusal hayattan kopararak, erkeğe muhtaç ve sadece evlilik içerisinde var olabileceği bir düzen kurarak, aslında özgür kadınları yok etmeye yönelik çok temel bir politikası var.

YENİLMİŞ YA DA GERİ ADIM ATMIŞ DEĞİLİZ

Hem Müftülük Yasası’nın kendisi hem de boşanmayı zorlaştırmayı öngören arabuluculuk komisyonu, kadının kamusal hayatını ve hukukunu şekillendirmeye çalışan ve bugüne kadar ki bütün kazanımlarını geriletmeye yönelik bir düşüncenin sonucudur. Bu asla kabul edilemez.

Yasayı şuanda geçirmiş olabilirler meclisten ama bu demek değildir ki kadınlar buna boyun eğecek ve bunu kabul edecek. Kadın özgürlük mücadelesi bundan sonra çok daha keskin ve hızla devam edecek çünkü yenilmiş ya da geri adım atmış değiliz. Çünkü hâlâ her yerde kadınlar katliamlara, tacize, tecavüze, istismara maruz kalıyor. Kadınlar işlerinden, evlerinden oluyor, yoksullaştırılıyor. Bunu da biat eden toplum tahayyülü için yapıyorlar, çünkü biat eden toplumun biat eden kadından geçtiğini düşünüyorlar.

KADIN İSYANI AKP’NİN FAŞİST SİSTEMİNİ YIKACAK

Önce kadına diz çöktürmeye ve onun özgürlüğünü yok etmeye çalışıyorlar. Ama biz buna karşı her zaman bunu söyledik: ‘özgür kadın özgür toplumu getirecektir. Özgürlüğün yolu kadınların özgürleşmesinden geçiyor.’ O yüzden dün nasıl mücadele ettiysek sokaklarda, alanlarda, hem ideolojik hem politik hem de pratik alanda nasıl bir duruş sergilediysek bundan sonra da bu kadın karşıtı politikalara karşı aynı şekilde mücadele edeceğiz. Kadınların örgütlenmesi, daha fazla yan yana gelmesi gerekiyor. Biz evlerden başlayarak kadın isyanının fitilleneceğini düşünüyoruz. Aslında şu an bile tüm evlerde, tüm ocaklarda çok derin bir kadın isyanı var. Bu kadın isyanı kendi hakikatiyle buluşacak AKP’nin faşist ve erkek egemen sistemini de yıkacak.”

TEKÇİ ANLAYIŞA GÖRE HER ŞEY GİBİ KADIN DA DİZAYN EDİLİYOR

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan:

“AKP iktidarının siyasal yönelimi tek adam, tek parti yönetimi esasına göre rejimi yeniden düzenlemek. Çalışma hayatından yargıya, eğitimde sağlığa bütün alanlar bu temelde yeniden yapılandırılıyor, dolayısı ile toplumsal hayat da bu ihtiyaca göre yeniden dizayn edilmek isteniyor. İktidarın kadın politikaları bu amaca uygun işletiliyor. İktidarın yoksulluk üreten, kutuplaştırıcı, mezhepçi, tekçi politikaları hayatın her alanında şiddeti artırırken kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz AKP iktidarı süresince katmerlenerek arttı. Toplumsal hayatı dini esaslara göre yeniden düzenlerken medeni hukuk başta olmak üzere hukuk sistemi yerine şer-i hükümleri getirecek uygulamalardan geri durmamaktadır. Müftülere nikâh izni bu düzenlemeden sadece bir tanesi, kadın ve çocuk sağlığını riske atan normal doğum zorlaması, devlet hastanelerinde kürtajın fiilen yasaklanması, imamların psikolog, sosyal çalışmacı yerine ikame eden düzenlemelerden sonra boşanmaları imkânsız hale getirecek olan arabuluculuk sıradadır. Aileyi, hayal ettiği toplumsal düzene göre yeniden şekillendiren AKP iktidarı kadınlara 3 çocuktan başlayan ve 5 çocuğa kadar artan tavsiyelerle başlattığı kadın düşmanı; kadın ve çocuk sağlığını tehdit eden, kadınların kazanımlarını bir bir yok etmeyi hedefleyen politikalarla şiddeti beslemekte, bin bir mücadeleyle elde edilen haklar ise budamaktadır.

ERKEĞİ KORUYAN YASALAR CİNAYETLERİ ARTIRIYOR

İktidarın hedefi esas olarak kadınların hak eşitliği talebinedir. Erdoğan AKP'sinin bu gerici politikaları esas olarak toplumda emekçi halkın bir parçası olan kadınları daha çok olumsuz etkilemekte. Yani işçi ve emekçi kadının kısmen ulaşabildiği haklar artık uzanamayacağı uzaklıkta. Ekonomik olarak bağımsızlığını kazanamamış, herhangi bir gelirden yoksun ya da yeterli gelire sahip olmayan kadınların doğum kontrol araçlarına, zorda kaldığında kürtaja, bebeğin ve kendi sağlığının gerektirdiği durumlarda sezaryenle doğuma, erkek şiddetini ve iktidarın bariyerini aşarak boşanma hakkına ulaşımı gittikçe zorlaşıyor. Örneğin tecavüze uğrayan kız çocukları, kadınlar toplumsal baskıyı aşarak evlenmekten kurtulup, tecavüzcüden hesap sormayı bu düzen içerisinde nasıl başaracak? Kadın cinayetleri bu kadar artıyorsa buna iktidarın erkeği koruyan, şiddeti meşrulaştıran yaklaşımı ve yasalar sebep olmaktadır.

KADINLARIN EŞİTLİK TALEBİ DEMOKRASİDEN MÜCADELESİNDEN AYRI DEĞİL

Kadın katillerine ceza yasasında yazılı hükümlerin uygulanması için bile kadınların ayrıca mücadele vermesi gerekiyor. Kısaca AKP politikaları değerleri yok ettiği gibi tüm toplumla birlikle işçileri, gençleri ve kadınları öldürmekte, şiddeti, ayrımcılığı beslemekte toplumsal kutuplaşmayı yaratmakta, doğayı ve tarihsel varlıkları talan etmektedir. Gerçek laiklik ve hak eşitliği bugün kadınlar için neredeyse yaşamsal öneme sahiptir. Kadınların vermiş olduğu eşitlik mücadelesi esasında demokrasi mücadelesinden bağımsız değil ve onun bir parçası haline gelmiştir. Şayet demokrasiyi kazanacaksak kadınların hak eşitliği mücadelesinin bunda önemli bir payı olacaktır.”

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN RENGİ AKP İLE FARKLILAŞTI

Fadime Çelebi- Sosyalist Kadın Meclisi:

“Kadına yönelik şiddet elbette AKP öncesin de vardı. Bu AKP ile başlayan bir süreç değil. Ama özellik yılık AKP siyasetiyle birlikte bunu rengi biçimi farklılaşmaya başladı. Çok daha görünür oldu ve vahşileşti. Elbette görünürlüğü AKP’nin duyarlılığı ile ilgili değil, burada Kadın örgütlerinin çok ciddi bir mücadelesi vardı. Bununla birlikte kadına yönelik erkek şiddeti dünden çok daha fazla açığa çıktı. AKP, devleti yeniden yapılandırırken iki kesimi hedefine alıyor; bir kadınlar iki de genç nüfus. Özellikle kadını toplum içeresinde bir birey olarak görmüyor. Ya eş ya sevgili ya da çocuğun annesi. Dolayısıyla bugüne kadarki siyasetini de daha çok aile, eş ve çocuk üzerinden konumluyor. Kadına yönelik siyasetini de ortaya koyduğu bu toplumsal rolleri pekiştirerek yaptı. Her gün o rollerin farklı yönleri ve biçimleriyle karşılaştık.

DEVLET YETKİLİLERİ BİZZAT KADINLARA LAF SÖYLEDİ

Sokakta şort giyen kadına da sataştılar, makyaj yapana da kahkaha atana da ya da geç saatte eve giden de. Bunu direkt devletin kendi yetkilileri tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanı, başbakan ya da bakanlar bu açıklamaları bizzat yaptı. Yok, şöyle gülme, kadın mıdır nedir belli değil vs. bizzat çıkıp bu lafları sarf ettiler. Burada daha makbul, daha toplumsal rollerle bütünleşmiş ve o geleneksel rolleri kabul etmiş bir kadın prototipi yaratılmak istiyorlar 15 yılık iktidarları boyunca. Bunu yaparken de tabii ki devletin tüm alt ve üst yapılarındaki kurumlarını da dizayn ederek yapmaya çalışıyorlar. Yani yargı, siyaset, sağlık, eğitim alanında kadına dair yeniden bir şekillendirme hayata geçiriliyor.

İŞSİZLİĞİN NEDENİ OLARAK ÇALIŞAN KADINI BİLE GÖSTERDİLER

Bu arada elbette kadını gerçek anlamda koruyan bir yasa yok. Evliliğe teşvik ettikleri kadar boşanma yasalarını daha esnek tutsalardı belki bu kadar kadın katledilmezdi. Ama sürekli evliliğe teşvik hali, sürekli üç çocuk dayatması, hatta beşe kadar çıkarttılar. Aslında kadın bedenini bir kuluçka makinesi, erkeğe bağımlı, çocuklarının annesi olarak görüyor ve tüm politikalarını da buradan ilerletmeye devam ediyor. Şimdiki durumu daha da uçlaştırarak işsizliğin nedenini de kadınlar olarak gösteren yorumlar yapmaya başladılar. Neymiş bu kadar kadın çalışıyormuş ondan dolayı çok fazla işsiz varmış çünkü kadını vatandaş olarak görmüyor ki. Onu toplumsal sahada, sosyal ve siyasal alanda bir üretim gücü olarak saymıyor.

SON ÜÇ YILDA DAHA SİYASAL ARENAYA TAŞIDILAR İŞİ

Eskiden Kadın Bakanlığı vardı, onu da kaldırdılar ve adını Aile Bakanlığı yaptılar. Bu aslında 15 yıldır yaptıkları bir şeydi ama esas olarak son 3 yılda daha bir politik arenaya taşıdılar işi. Kadınların anayasal kazanımları da bu son 3 yılda alınmaya çalışılıyor. Ki bunlardan biri de en son çıkarılan Müftülük Yasası. Kadının anayasal hakkı olan boşanma ve mülk hakları bu yasayla alınmaya çalışıldığı gibi küçük yaşta evliliklere de teşvik var bu düzenlemenin içinde. Bunu çocukları tacizciler ve istismarcılarla evlendirmeye teşvik olarak da anlayabiliriz aynı zamanda. Milyonlarca kadının itirazına rağmen bu yasayı geçirdiler.

KAZANAN ELBETTE KADINLAR OLACAK

15 yıllık AKP iktidarı boyunca en fazla itiraz eden kadınlar oldu. 15 yıldır sokaklardayız biz. Çünkü bizden yana bir politika ya da çözüm geliştirilmedi hiç. Hep karşıt şeyler yapılmaya çalışıldı. Biz de bunu karşısında durduk. Kürtaj yasasından tecavüz yasasına kadar... AKP de bunu bir güç olarak görüyor. O yüzden AKP kadınları dizayn etmeye çalışıyor. Bunu başardı mı peki? Ya da Müftülük yasasın bir başarı olarak mı sayıyor AKP? Bu bir başarı değil. Yasa yürürlüğe girse de kadın hareketi bunun karşısında duracak. Çünkü kadın hareketi artık daha özgür ve gelinen noktada daha iradi bir düzlemdedir. Bugün siyasetteki kadınlardan bile bakarsak HDP Eş Başkanından belediye eş başkanlarına kadar hepsi hapiste. Bugün Türkiye tarihinde belki de kadın tutsakların en çok olduğu dönemdeyiz. Kadınlar dünkü gibi itaat etmiyor, AKP de bunu kabul etmiyor ve karşılıklı bir irade savaşı var. Kazanan elbette kadınlar olacak.”