Kadın mücadelesi dünyayı değiştirecek-YORUM

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü karşılamaya hazırlandığımız bu demlerde Kürdistan özgürlük tarihinin kadınlar ve analar öncülüğünde inşa edilmesine tanıklık etmekteyiz...

Kadın özgürlük mücadelesini tarihten devralarak ve insanlığın önderliği Sayın Abdullah Öcalan’ın ideolojik, felsefi, örgütsel yaşam anlayışı ve bakış açısıyla derinleştirerek dillenen, ayaklanan, amansız mücadeleye atılan kadın gerçeği Kürt kadınları şahsında Kurdistan somutunda yaratılmıştır. Dört parça Kurdisatn'da yürütülen kendi olma savaşı, mücadelesi bulaşıcı bir karakter kazanarak bütün dünya halklarını ve kadınlarını kendisine çekmektedir. En somut ifadesini Rojava devriminde görebilmekte her isteyen. Bu anlamda bu gerçeğin yaratıcısı, öncüsü özgür insan, Önder Abdullah Öcalan'ın 8 Mart'ını kutluyorum. Yine Rojava devrimi şahsında, Efrîn’de kahramanca özgürlük ve onur savaşı veren kadınlar ve analar şahsında dünya emekçi kadınlar gününü özgürlük, demokrasi, kendi olma mücadelesi veren tüm kadınlara kutlu olun diyorum.

Halkların direniş yüzyılı olarak tanımlanan 21. Yüzyıl halkların ama aynı zamanda kadınların öncülüğünde gelişen bir direniş gerçeğini yansıtmaktadır. Bütün dünyada ve Kürdistan'da halkların ve kadınların sesi yükselmekte ve insanlığa da umudu aşılamaktadırlar. Bugün sadece birkaç yüz kişilik bir yaşam yeri olan Efrîn bunun sadece görünen bir yüzüdür. Efrîn'de halkalar direnmekte. Toplumsal direniş, halk savaşı bu küçücük yaşam merkezinde, Efrîn'de amansız yürütülmekte. Bu yaşam yerinde Kürtler dışında farklı uluslardan, inançlardan, kültürlerden insanlar yaşamakta. Ve bu çok renkli, çok dili, çok kültürlü yerde, Efrîn'imizde yaşamın öncülüğünü her yerde ve mekânda olduğu gibi burada da kadın yapmakta. Direniş bundandır 44 gündür ilk günkü coşkusundan, kararlılığından, heyecanından, moralinden bir şey yitirmeden devam etmekte. Bütün acılara, yitirilen canlara, verilen bedellere rağmen bu gerçek yaşanmakta. Çünkü kadın bilmekte umut direnişte, umut mücadelede, özgür gelecek, özgür yarın ancak kendi olma savaşıyla mümkün olmakta. Acılara dayanma gücünü de buradan almakta analarımız, kadınlarımız. Dünyanın her yerinde yaşanan devrimlerde, verilen savaşlarda en çok acı çeken, en çok bedel veren analardır, kadınlardır. Ama aynı zamanda en güçlü duruş sahibi olan, devrimleri sahiplenen, besleyen, moral veren, motive edenlerde yine analarımız ve kadınlardır. Bunun en somut örneği kırk yıldır Kurdıstan’da yaşanan savaşlara ve kadınların, analarımızın mücadelesine, verdikleri bedellere bakarak görebiliriz. Bugün Efrîn’de analarımız her gün sokaklara çıkıp toprağımızı, evimizi, zeytinimizi, Efrîn’imizi bırakmayız diye bas bas bağırıyorlar. Hem de kimisi birkaç çocuğunu, eşini ya da torununu cepheye göndermiş olmakla, kendisi eline silah alıp savunma savaşı vererek, ihtiyaç olan her yerde görev sorumluluk alarak büyük bir moral ve coşkuyla karşılıyor devrimi ve savaşı.

Evet, analar, analarımız. 40 yıldır Kürdistan devrim sürecinin yükünü omuzlarında taşıyan emektar, vefakâr, cesur analarımız. Bedel ödemeyi en çok analar bildi bu 40 yıllık süre içerisinde. Evlatlarını, varlıklarını, canından canı analar vermeyi bildi. Meydanlarda coplandı Kürt anaları, davaları uğruna her türlü insanlık dışı muameleye maruz kaldı tecavüzden tutalım her türlü hakaretle karşı karşıya kaldı. Hasta ve yaşlı olmaları gözetilmeksizin ceza evlerine kapatıldılar. Öldü analarımız sokak ortalarında ve günlerce cenazeleri sokakta yerde kaldı. Ama yılmadılar, ama pes etmediler, ama her dem mücadelenin en önünde yürümeyi bildiler. Ve mücadeleyi bu günlere taşırdılar, büyüttüler, geliştirdiler.

Kendi olma bilincine varan Kürt kadını büyük özgürlük mücadelesinde, onurlu insan olma savaşında bütün insanlığı, dostu düşmanı hayran bırakan bir tarzda direniş bayrağını en ön saflarda taşıyor. Analarımız, Kadınlar Kobanê’de, Cizir’de, Sur’da, Şırnak’ta, Nusaybin’de yine Efrîn’de mücadeleye öncülük ediyor. Beş bin yıldır eve kapatılmış, işi yemek yapmak, çocuk doğurup beslemek, erkeğe hizmet etmek, kölelik üretmek tarzında şekillenen kadın özgürlük mücadelesi ve önderlik ideolojisiyle öldürülmüştür. Yerine siyaset yapan, politika geliştiren, güvenliği sağlayan, irade kazanmış, kendine güveni gelişmiş, yaşamın her anında ve her yerinde özgürlük kavgası veren, kendi olma bilinici yakalayan kadın kişiliği yaratılmıştır bugün. Bunun önünü artık hiçbir kişi, rejim, sistem alamaz. Her kesin, bütün dünyanın ilgisini çeken, hayranlığını uyandıran Kürdistan kadın direnişinin önünü kimse alamaz. Bir kere özgürlüğün tadını alan kadınları kimse durduramaz. Bu anlamda artık şu inancı çok derinden yaşıyorum yaşadığımız dünyayı kadınlar değiştirecek ve yaşanılır bir yer olmasını sağlayacak. Bu anlamda bu 8 Mart'ı her yerde çok büyük coşkuyla kutlamalıyız diyorum.