Gülsüm Kav: Herkes sussa da kadınlar susmayacak, durmayacak

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, AKP iktidarının çocuk istismarına karşı getirdiği önerilerle adeta çözümden kaçtığını kaydetti.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü "Kadınlar durmayacak" sloganıyla karşılamaya hazırlanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kadınların kendilerine dayatılan orta çağ zihniyetine geçit vermeyeceğini vurguladı. "Cin şişeden çıktı bir kere, herkes sussa da kadınlar susmayacak ve durmayacak" diyen Kav, ülkede artan çocuk istismarı olayları ve kadın cinayetlerinde iktidarın rolünü ANF’ye değerlendirdi.

ÇOCUK İSTİSMARI ÖNLENMİYOR, AKLANIYOR

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, AKP’nin çocuğun cinsel istismarına karşı getirdiği önerilerin inandırıcı olmadığını vurguladı. Orta çağı hatırlatan kimyasal hadım, idam gibi bedensel cezalarla cinsel istismarın önüne geçilemeyeceğinin altını çizen Kav, iktidarın getirdiği önerilerle adeta çözümden kaçtığına işaret etti. Kav, bu tür önerilerin arkasında toplumda bu meseleyi sabitleyip hiç değişmez görme anlayışının yattığına dikkat çekti. İstismar gibi çözümü zor toplumsal meselelerde, halk galeyana gelip idam gibi intikamcı cezalar talep etse de devlete düşenin durumu insan hakları ve modern hukuk ilkeleriyle yönetmek olduğunu hatırlatan Kav, ancak bunun tam tersi bir işleyişin söz konusu olduğunu belirtti.

'TOPLUM İSTİSMAR VAKALARI OLDU'

Ülkede en büyük sorunun çocuk istismarının aklanması ve üstünün örtülmesi olduğunu belirten Kav, "Eğitimden sağlığa, çocuğun korunması, gözetilmesi, haklarına saygılı olunması gereken tüm alanlarda tam tersi adımlar atıldı hep. Toplu istismar vakaları oldu. Bu vakalar karşısında çok sert önlemler alınması gerekirken, çocukların istismar edildiği vakıflarla protokol yapılıyor, hastanedeki hamile çocuklar skandalını açığa çıkartan sağlık emekçisi sürgün ediliyor. Yetkililerin kendi sorumsuzlukları ve görevlerini ihmalleri nedeniyle çocuk istismarı devam ediyor. Durum böyleyken sanki gerekenler yapılmış da çare bulunamamış gibi yeni yeni öneriler getirilmesini yanlış buluyorum” diye konuştu.

BEDENSEL CEZALAR ÇÖZÜM DEĞİL

Gülsüm Kav, çocuk istismarının önüne geçmenin, bedensel cezalar vererek değil, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve Avrupa Konseyi’nin Lanzarote Sözleşmesi’ni hayata geçirmekle mümkün olacağını vurguladı. Kav, çocuk istismarıyla ilgili 6 bakanlıktan oluşan komisyonun daha önce bu konuda çalışmalar yaptığını ve alınacak koruyucu önlemler açısından ortak strateji belgesi yayınlandığını belirtti. Kendi imza attıkları ve yayınladıkları belgeyi uygulamayıp, sanki bunları yapmışlar da sorun çözülmemiş gibi bir hava yaratılmasının başlı başına bir kandırmaca olduğunu ifade eden Kav, bu yapılanın toplumun haklı öfkesini yanlış yere yönlendirmekten başka bir anlam taşımadığını kaydetti.

‘İSTİSMAR CİNSEL BİR EYLEM DEĞİL, ŞİDDETTİR!’

Gerçek çözümün şiddet suçuna karşı etkili mücadeleden geçtiğine, oysa istismarın bugün cinsel bir eylem gibi sunulduğuna dikkat çeken Kav, "Aslında hiç alakası yok; çünkü istismar bir şiddettir, cinsellik ise ayrı bir şeydir. İstismarı cinsel bir eylem olarak sunarak, toplumun cinsel sağlığını kendi dünya görüşlerine göre dizayn etmeye çalışıyorlar. İstismarı zina ile birlikte gündeme almak bunun en somut örneği. Bununla ne alakası var? Şiddet bir insanlık suçudur ve cinsel istismar da cinsel motivasyonla yapılmaz zaten; istismar bir şiddet eğilimidir” dedi. Kav, tepkileri yatıştırma amacıyla şiddetin cinsellikle bilinçli bir şekilde karıştırıldığını, ama bu yolla da hem toplumda cinselliği tabu olarak gören bakış açısının iyice yerleşmesine, hem de modern hukukla alakası olmayan intikamcı bir linç kültürünün yayılmasına neden olunduğunu söyledi. Sunulan kimyasal hadım, idam gibi önerilerin apaçık toplumu oyalamak anlamına geldiğini kaydeden Kav, ne çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddetin, ne de kadına yönelik şiddetin cinsel eylem sayılabileceğinin altını çizdi.

KORUMA KANUNLARI VAR AMA UYGULAYAN YOK

Bu şiddeti engellemenin, kadınlar için kadına yönelik suçların zor ortaya çıkacağı bir toplum ve çocuklar için de çocuk haklarına uygun bir toplum yaratmaktan geçtiğini vurgulayan Kav, bu amaçla atılması gereken ilk adımın kutuplaştırıcı değil, toplumda eşitlikçi, haklara dayanan bir siyasi iklim oluşturmaya yönelik olması gerektiğini söyledi. Kadınların ve çocukların ciddi bir şekilde korunması gerektiğinin altını çizen Kav, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun var ama uygulanmadığı gibi hedefe konuluyor. Çocuklar için de Çocuk Koruma Kanunu var ama o da uygulanmıyor. Biz sürekli kreşlerde, okullarda çocuklara hukukun değil dinin öğretildiğine, kız çocuklarına ayrımcılık yapıldığına yönelik haberler alıyoruz. Çocukların sağlık sistemi içerisinde de takip edilmesi gerekiyor ama mesela orada da hamile çocukların örtbas edildiği haberleri geliyor. Yine birtakım yurtlarda ve vakıflarda yaşanan çocuk istismarı haberleri geliyor. Aladağ’da çocukların yanarak ölmesi de çocukların siyasete alet edilip şehitlik ve şiddetin onların üzerinden yüceltilmesi de bir istismar biçimidir. Devletin görevi çocukların sağlıklı bir ömür sürüp, sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlamaktır. Ancak çocukların okul servislerinde bile unutularak öldüğü bir ülkede yaşıyoruz."

BU GİDİŞATA KADINLAR DUR DİYECEK!

Bugün olduğu gibi şiddetin ve hak ihlallerinin arttığı, körüklendiği ortamlarda tecavüz, saldırı, cinsel istismar olaylarının da aynı oranda arttığına işaret eden Kav, bu şiddet ortamında en önce kadınlar ve çocuklar gibi toplumdaki en hassas grupların zedelendiğini belirtti. Savaş ve OHAL ortamında kadın cinayetlerinin sıklığı artarken, öldürme biçimlerinin de değiştiğine dikkat çeken Kav, kadınların defalarca bıçaklanarak, arabalarının altına bomba düzeneği konularak, parçalara ayrılarak, yakılarak, boğazı kesilerek, işkence edilerek katledildiği vakaları hatırlattı. Dayatılan tekçi zihniyet yerleştiği takdirde, bu tür olayların çok daha ağır ve yasallaşmış bir biçimde yaşanacağı uyarısında bulunan Kav, bu gidişata yine kadınların dur diyeceğini vurguladı.

KADEM’E TEPKİ: ONLARIN YERİNE BEN UTANDIM!

İktidara yakın Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde "Toplumsal Cinsiyet Adaleti: Boşanma" başlıklı bir kongre düzenlediğini ve orada aileyi koruma bahanesiyle boşanmanın zorlaştırılması gereğinin tartışılacağını aktaran Kav, bunun bir utanç olduğunu söyledi. Böyle bir kongre düzenlenmesinin bile iktidarın kadına yönelik bakış açısını ortaya koyduğunu vurgulayan Kav, kadınların buna alet olmasını kınadı. Kav, "8 Mart gibi kadınların kendi hakları ve özgürlükleri için sokağa çıktığı bir günde, yine kadınların boşanmasını zorlaştırıcı oturumlar yapılması kabul edilebilir değil. Onların yerine ben utandım" dedi.

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI BİR KERE

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, "Kadınlar durmayacak" sloganıyla karşılayacaklarını belirten Kav, "Cin şişeden çıktı bir kere, herkes sussa da kadınlar susmayacak ve durmayacak. Kadınlar durmayacak, çocuk istismarı son bulacak. Kadınlar durmayacak, özgürlüğünü kazacak. Kadınları eve kapatıp, görünmez kılmak üzerine kurulmak istenilen tekçi rejime kadınlar dur diyecek, bu orta çağ zihniyetine geçit vermeyecek" dedi.