Golshifteh Farahani: Kürt kadınları bende yaşıyor

İran kökenli Fransız vatandaşı ünlü oyuncu Golshifteh Farahani, Kürt kadınlarının kötünün kötüsünü yaşadığını belirterek, "Her şeye rağmen, geri döndüler ve mücadele ediyorlar" dedi.

Golshifteh Farahani, oynadığı yeni filme ve mücadelelerine ilişkin Fransız Le Parisien gazetesine konuştu. Bu kış Alain Chabat’ın “Santa et Cie” filminde ekranlara çıkan 34 yaşındaki Farahani, bu kez uzun metrajlı “La nuit a dévoré le monde” (Gece dünyayı tüketti) isimli bir zombi filminde izleyicilerin karşısına çıkacak.

OYNADIĞI YENİ FİLM: GECE DÜNYAYI TÜKETTİ

“Benim bir çok yaşamım var” diyen Farahani, tek bir etiket altında sınıflandırılmayı reddediyor. Farahani, “İnsanlara bir zombi filminde oynayacağımı söylediğimde herkes gülüyordu” dedi. Korku filmlerinden nefret ettiğini de sözlerine ekleyen Farahani, “Çok daha hassas biriyim. Ama ‘La nuit a dévoré le monde’ filmi klasik bir zombi filmi değil. Çok daha felsefik” dedi.

Farahani filmi şöyle anlatıyor: “Hayatta kalmak için hiçbir şeyin kalmadığı bir dünyaya doğru yol alıyoruz, elektrik yok, su yok, yalnız olduğumuz bir dünya. Gezegenimiz ölmek üzere ve hiçbir şey yapmıyoruz. Hepimiz zombi olduk, yani bilinci olmayan, hiçbir şey hissetmeyen insanlar.”

KORUNMAYA İHTİYACIM YOK, DÜNYANIN VAR

İran’daki baskılardan dolayı sürgün hayatı yaşayan Farahani, bir mağdur olmayı reddediyor. Farahani, “Benim korunmaya ihtiyacım yok. Dünyanın benden korunmaya ihtiyacı var” diyerek ironi yapıyor. Hiç bir bayrak altına girmek istemediğini vurgulayan Farahani, “Gerçek konuşmaları seviyorum, sloganları veya tribünleri değil” diyor.

KÜRT KADINLARI BENDE YAŞIYOR

Buna rağmen bir çoğu için özgürlüğün sembolü haline geldiğinin de bilincinde olduğunu ifade eden Farahani, “Sanatçıların sanatları ve yaşam biçimleri ile kendilerini ifade etmeleri gerekiyor” diyor. Farahani yakında Eva Husson’un “Les Filles du soleil” (Güneş’in kızları) filminde izleyicilerle buluşacak. Farahani bu filmde bir Kürt kadın savaşçıyı canlandırıyor.

Farahani bu konuda şöyle diyor: “Kürt kadınları kötünün kötüsünü yaşadılar: gezegenin en sadistleri olan DAİŞ’in adamları tarafından satıldılar, işkence gördüler, tecavüze uğradılar. Ve her şeye rağmen, geri döndüler ve mücadele ediyorlar. Bu en zarif geri dönüştür. Tüm bu kadınlar bende yaşıyor.”