Dilek Öcalan: Mücadele büyürse özgür yarınlar yakın

HDP Milletvekili Dilek Öcalan, devletin tüm engellerine rağmen nöbetlerinin nihai hedefine ulaşacağını vurguladı.

Kendi iktidarını korumak için OHAL’siz yaşayamayan bir rejim ile karşı karşıya olduklarını işaret eden Öcalan, AKP'nin kendi sonunu getirdiğine dikkat çekerek, "Güneşli günler, özgür yarınlar mücadeleyle gelecek” dedi.

HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, Vicdan ve Adalet Nöbetlerini ANF'ye değerlendirdi...

Öcalan, devletin abluka ve engellerine rağmen Vicdan ve Adalet Nöbetleri’nin halk ile buluşmaya devam ettiğini vurguladı. Türkiye'deki genel gidişatın halkın nezdinde kabul görmediğini, baskı ve zulmün vardığı noktanın ciddi kaygılara yol açtığını belirten Öcalan, bütün bu sıkışıklık içinde HDP’nin Vicdan ve Adalet Nöbetleri ile bir nefes alanı açmayı amaçladıklarını ifade etti. Amed'de başlayan, İstanbul'da devam eden ve Van'a ulaşan her bir nöbette devlet ablukası ile karşılaştıklarını; halk ile buluşmalarının engellenmeye çalışıldığını hatırlatan Öcalan, “Görünen o ki, demokratik, adaletli, özgür, eşit bir ülke için vicdanlara seslenmemiz birilerini rahatsız ediyor. En meşru ve demokratik haklarımıza pervasızca saldırıyorlar. Ne istiyorlar? Vicdan ve adalet demeyelim kaos mu diyelim; çatışma mı diyelim? Ne diyelim? Bunların bu saldırgan yaklaşımı ve yönelimi ister istemez kendimize bu soruları yöneltmemize neden oluyor” diye konuştu.

Ne halkın ne HDP’nin bu hukuksuzluğu ve zorbalığı kabul etmeyeceğini vurgulayan Öcalan, bütün engellemelere, baskılara rağmen Vicdan ve Adalet Nöbetlerinin halk ile buluşmaya devam edeceğini ve nihai hedefine ulaşacağını kaydetti.

‘7 HAZİRAN MİLATTIR'

Demokratik siyasetin önünün tamamen kapandığı bir dönemde siyasete atılan Öcalan, HDP için 7 Haziran’ın bir milat olduğunu vurguladı. “HDP’nin Meclis'te olması gerektiği konusunda ısrarcı olduk ve bu ısrarımız sonucunu aldık” diyen Öcalan, "7 Haziran’da biz Kenan Evren darbesinin son yasası olan yüzde 10’luk barajını aştık ve 80 milletvekili, yüzde 50 kadın temsiliyetiyle parlamentoda yerimizi aldık” diye ekledi.

Öcalan, Erdoğan/AKP iktidarının bu kazanımı bertaraf etmek için düğmeye bastığını ve topluma savaşı, kaosu dayatarak zorla kendini iktidara taşıdığını anımsattı. Bugün hak gasplarının eş başkanlarının, milletvekillerin, belediye eş başkanlarının tutuklanması, vekilliklerinin düşürülmesi olarak karşılarına çıktığını belirten Öcalan, bu keyfi uygulamaların hepsinin yok hükmünde olduğunu söyledi. Öcalan, “Bizim için kağıt üzerinde düşürülen milletvekilliklerimiz yok hükmündedir. Esas olan halkın iradesidir ve bu noktada bize vermiş oldukları sorumluluğu yerine getirmektir ” diye konuştu. AKP-MHP ittifakıyla Meclis'ten geçen içtüzük değişikliğine de tepki gösteren Öcalan, “Var olan bir coğrafyanın ismini yasaklayarak nereye varmaya çalışıyorlar? Yapacakları bir şey kalmadı; ne yapıyorlar, sen Kürtsün ama Kürt ilinde yaşadığını söylemeyeceksin diyorlar, yaşamış olduğun katliamı bir soykırım olarak söylemeyeceksin diyorlar. İşte nefretin vardığı boyut bu” dedi.

'BÜYÜK YANILGI İÇİNDELER'

HDP’nin toplumun tüm renklerini temsil eden bir parti olduğu için faşizan, ırkçı saldırıların hedefi olduğunu belirten Öcalan, "HDP Türkiye partisidir, HDP hakların partisidir, en önemlisi de HDP kadınların partisidir. AKP’nin ve eril zihniyetin en çok korktuğu da zaten özgür kadındır. Çünkü kadının özgürleşmesi toplumun da özgürleşmesi demektir. Erdoğan rejimi özgür bir toplum istemediği için de en çok kadınların yaşam alanına müdahale ediyor. İtaat eden, kimliğini, kültürünü inkar eden bir toplum yaratmak istiyorlar ama bu boş bir çaba. 21. yüzyıldayız ve bu yüzyılın baskıların değil, demokrasinin yüzyılı olması gerekiyor. Toplumu geri çağalara götüreceğini zannedenler büyük bir yanılgı içerisindeler” dedi.

‘İKTİDAR KENDİ SONUNU GETİRDİ!'

AKP’nin siyaset yapma şeklini 'freni patlamış bir kamyona' benzeten Öcalan, "Türkiye'de faşizmi kurumsallaştıran Erdoğan/AKP iktidarının kendi sonunu getirdiğini vurguladı. Öcalan, emekçilerin sorgusuz, sualsiz ekmeğinden edildiği, insanların can güvenliği kalmadığı, demokratik siyasetin önünün tamamen kapandığı, gazetecilerin, akademisyenlerin, eğitimcilerin tutuklandığı bir ortamın daha fazla hüküm süremeyeceğini, mutlaka buna 'dur' denileceğini belirtti. Toplumu tekleştirmek için çalışan AKP’nin 15 yıllık iktidarı sürecinde kendisinin tekleştiğine ve yalnızlaştığına işaret eden Öcalan, kendi iktidarını korumak için OHAL’siz yaşayamayan bir rejim ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çekti.

‘ADALET BAYRAĞINI HEP BİRLİKTE YÜKSELTECEĞİZ'

"Elbette bugünler de geçecek” diyen Öcalan, bugünlerin geçmesi için herkesin elini taşın altına koymasının şart olduğunu söyledi. Bugün HDP’nin gerçekleştirildiği nöbetlerin bir can suyu niteliği taşıdığını ifade eden Öcalan, şöyle devan etti: “Toplumun artık bu körelen, kuraklaşan bağrına su serpesi lazım ve hep beraber bir şeyleri yeniden yeşertmemiz gerekiyor. Aksi durumda, karanlık süreçler bu toplumun üzerinden eksik olmayacak. O bulutları hep birlikte yarabiliriz; güneşli günler, özgür yarınlar elbette ki mücadeleyle gelecek. Biz bu bilinçle ve bu tarih ile büyüdük. Adalet bayrağını tüm toplumla birlikte yükselteceğimize inanıyoruz. HDP olarak biz başlattığımız nöbetlerin halk nezdinde 'evet'ini almışız, halk bu eylemi sahipleniyor. Çamur medyası kara propaganda ile ne kadar manipüle etmeye çalışsa da başarılı olmayacak."

Vicdan ve Adalet Nöbetlerine sadece HDP ve çevresinin değil, kendine demokrat diyen tüm kesimlerinin sahip çıkması gerektiğinin de altını çizen HDP Milletvekili Dilek Öcalan, “Mücadele ettiğimiz ve birlik olduğumuz sürece bu dikta rejimi karşısında durabiliriz. Onun dışında başka bir alternatifimiz yok" dedi.