‘Aile korunurken’ kadın hakları katlediliyor
KJA aktivisti Elif Tirenç İpek Ulaş, "Boşanma Komisyonu" raporunu değerlendirerek AKP hükümetinin “ailenin korunması” adı altında kadın haklarını katleden yasalar ortaya çıkaracağını belirtti.
KJA aktivisti Elif Tirenç İpek Ulaş, "Boşanma Komisyonu" raporunu değerlendirerek AKP hükümetinin “ailenin korunması” adı altında kadın haklarını katleden yasalar ortaya çıkaracağını belirtti.
Kamuoyunda “Boşanma Komisyonu” olarak bilinen meclis araştırma komisyonunun raporunu değerlendiren avukat Ulaş, önerilerin yasalaşması durumunda kadın haklarının ciddi bir yara alacağını ifade etti.
Ulaş, kadınların özellikle boşanma süreci ya da evlilik sırasında gördüğü şiddet karşısındaki haklarını katleden önerilerle karşı karşıya olduklarını belirtti. Aile mahkemelerindeki davaların gizli tutulmasının raporda aile mahremiyetinden kaynaklı bir tedbir olarak sunulduğunu anlatan Ulaş ancak bu durumun kadının mahkeme sürecinde yalnız kalmasına neden olacağını ifade etti. Türkiye’de boşanmaların büyük bir çoğunluğunun aile için şiddet nedeniyle açıldığına dikkat çeken Ulaş, kadının bu mücadelesinde mahkemede yalnız bırakılmasının, kadının sindirilmesi, bastırılmasını kolaylaştıracağını söyledi.
TECAVÜZ MAĞDURU ÇOCUKLAR 5 SENE TECAVÜZCÜSÜYLE YAŞAMAYA MAHKUM EDİLECEK
Raporda istismara uğrayan çocukların tecavüzcüsü ile 5 yıl evli kalması durumunda istismarcı kişinin cezasını denetime dönüştürebilecek bir düzenleme de yer aldığını söyleyen İpek Ulaş, “istismar davalarında eğer rıza olursa böyle bir düzenleme yapılsın deniliyor. Ama 15 yaş altı çocukların istismara uğrarken rızasının olduğunu siz ne kadar değerlendirebilirsiniz” dedi.
Çocuk istismarlarının çoğunlukla sessiz kalınan durumlar olduğunu ifade eden Ulaş, mağdurların bu şekilde 5 sene boyunca tecavüzcüsüyle birlikte yaşamaya mahkum edileceğini belirtti. “Orada uygulanan şiddeti hiç kimse kestiremez. Cinsel şiddette olmakta üzere neler yaşanabilir kimse bilemez. 15 yaş altı bir çocuğa istismar suçu işleyen bir erkek sağlıklı bir birey değildir. Ve şiddet eğilimi her anlamda çok yüksektir” diyen Ulaş, bu durumun çocuğun hayatını alt üst eden ve şiddet mahkum eden bir duruma neden olacağını söyledi.
ARABULUCULUK İÇİN MERKEZLER
Aile arasındaki anlaşmazlıklarla ilgili uzlaşma ve arabuluculuk sistemi getirilmesini de şiddetle eleştiren Ulaş, ancak bu anlaşmazlıkların çoğunun kaynağının şiddet olduğunu, iletişimsizliğin söz konusu olmadığını belirtti. Arabulucu olacak kişilerin İlahiyat Fakültesi mezunlarından seçilmesinin de önerildiğini hatırlatan Ulaş, “İlahiyat fakültesinden biri uzlaşmaya giderken dini temeller üzerinden olacaktır. Bu arabuluculuğun tümden dinsel temele dayandığını görebiliriz” dedi.
‘KADININ ŞİDDETTEN KORUNAMAYACAĞI ORTAM YARATILIYOR’
Kadının şiddetten korunması için Aile Mahkemelerinin çıkarttığı tedbir kararlarının da önüne geçilmesinin hedeflendiğini anlatan Ulaş, bu kararlar sırasında delil istenmediğini, beyanın esas olduğunu ancak yeni önerilerle tedbir kararının 15 günle sınırlandırılarak daha sonrası için de kadından delil istendiğini söyledi. Komisyonun erkeklerin mevcut düzenlemeden mağdur olduğunu savunduğunu ifade eden Ulaş, “raporda 15 günlük bir tedbir süresi olsun deniliyor. Ve 15 günden sonra kadın delil, belge veya tanık getiremezse tedbir ortadan kalksın. En basit fiziksel şiddete uğramış bir kadın gidip aile mahkemesinden uzaklaştırma kararı çıkarıyor ve siz 15 gün boyunca uğradığınız şiddetin travmasını mı atlatacaksınız yoksa delil ve tanık mı toplayacaksın ya da o şiddetten korunmaya mı çalışacaksınız? Çünkü tedbir kararı şudur, şiddet devam ediyor. Bu anlamda 6284’deki düzenleme kesinlikle kadınların o şiddetten asla korunamayacağı bir ortam yaratacaktır” şeklinde konuştu.
‘BU RAPORUN KABUL EDİLMEMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’
Yıllardır kadına şiddete karşı yürütülen mücadelede esas rol almış kurum ve dernekler bu komisyon dışında tutulmasını da eleştiren Ulaş, komisyonun kadına yönelik şiddeti engellemekten ziyade erkeği korumaya çalıştığını ifade etti. Komisyonun raporunun erkek zihniyeti ile düzenlendiği ve önerilerin yasalaşması durumunda ellerinin kollarının bağlanacağını anlatan Ulaş, “bizim için çok zor bir süreç başlayacak. Bu anlamda bu raporun kabul edilmemesi için başta kadınlar olmak üzere herkesin sesini çıkarması gerekiyor” dedi.