Ülkesinin derdine düşen devrimci kadın: Sultan Yavuz

Kürdistan dağlarında ilk kadın komutanlardan biri olarak tarih sayfalarında yerini alan Sultan Yavuz'un portresi...

Haksızlığa karşı gelerek her fırsatta sözünü söylemesi, sözünü sakınmadığı için herkesin “Dili uzun” dedi bir kadın Sultan Yavuz. Sultan, toplumda özellikle erkekte kadının savaşamayacağına dair yargıların hakim olduğu bir dönemde PKK’ye katılır. Sultan, PKK’nin 1984 yılında Eruh’ta gerçekleştirdiği 15 Ağustos Atılımında yer almasa da o dönem Kürdistan dağlarında ilk kadın komutanlardan biri olarak tarih sayfalarında yerini alır.

Kürt kadın mücadelesinin yükselişe geçtiği son 40 yılda onlarca kadın ilklere imza attı. Büyük Zaferler ve kahramanlıklar elde eden Kürt kadınlarının direnişi son 40 yılda ordulaşmaya gitti. Bu ordulaşma zeminini hazırlayan onlarca kadın tarih sayfalarında ya çok az yer alıyor ya da sadece isimlerini biliyoruz.

PKK’nin ilk kurşunu sıkmasının üzerinden 33 yıl geçti. PKK’nin “İlk Kurşun” denilen 15 Ağustos 1984 silahlı atılımında kadınlar yer almasa da birçok silahlı propaganda ve örgütlenme faaliyetlerinde yer alır. Silahlı atılımın gerçekleştirildiği dönemde Hanım Yaverkaya (Berivan) Botan’da Eruh’da bir erkek biriminin sorumluluğunu üstlenir. PKK’nin 1977-1980 tarihleri arasında Hilvan’da örgütlenmeye başlamasıyla beraber ailesi mücadele içerisinde aktif bir şekilde yer alıyor. Sultan ise henüz küçük yaşta iken ailesi onu kan davası nedeniyle yaşıtı olan bir çocukla nişanlıyor. Sultan, kendisi için hazırlanan bu yaşamı kabul etmeyerek devrimci bir yaşamı tercih ediyor.

KAPI KAPI DOLAŞILARA ANNELERDEN SULTAN’A SÜT VERİLMESİNİ İSTEDİ

Sultan dünyaya geldiğinde annesi çok zor koşullarda doğum yapar ve doğumdan sonra hastalanır. Babası, annesinin öleceğini düşünerek ona annesinin adını yani Sultan adını verir. Annesi uzun süren rahatsızlıktan sonra iyileşir. Rahatsızlığı nedeniyle annesi Sultan’ı emziremez. Sultan annesinin sütünü alamadığı için ablası Adalet Salıcı Sultan’ı kucağına alarak Hilvan’da bebeği olan kadınlara götürmeye başlar. Hilvan’da aynı tarihte doğum yapan kadınların hemen hemen hepsi Sultan’ı emzirir. Ablası Adalet o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Annem hasta olduğu için Sultan’a süt veremiyordu. Ben beslenemediği için ölecek diye çok korkuyordum. Ölmesin diye kucağımda kapı kapı gezdirerek kadınlardan ona süt vermesini istiyordum.” Sultan biraz büyüğünde çok esmer bir çocuk olduğu için kimse ona Sultan demez, herkes onu esmerliğinden dolayı Arap diye çağırır.

İKİ YAŞINDA İKEN KAN DAVASI NEDENİYLE NİŞANLIYORLAR

Sultan henüz küçük yaşta iken abisi bir düğünde kaza sonucu birini öldürüyor. Çocuğu ölen aile şikayetçi olmuyor. Sultan’ın babası da aralarında kan davası olmaması için onunla aynı yaşıtta olan ailenin erkek çocuğuyla nişanlar. Sultan henüz 8-9 yaşlarında yaşanılan haksızlıklara karşı gelir. Bulunduğu ortamda bir haksızlık yaşanırsa orada kim olursa olsun çekinmeyerek haksızlığa karşı gelir, itiraz eder. Herkesle sürekli kavga eden ve asi bir çocuktur. Hatta mahalleli onun küçük kardeşi Fatma için “Ne kadar akıllı” Sultan için ise “Bu delidir hiç akıllı değil” der. Annesi bu davranışlarından dolayı ona “Bu kız çingenelerin sütünü çok içti o yüzden dili uzun” der.

APOCULARLA TANIŞMA

Ortaokul yıllarında Hilvan’da Apocular ile tanışıyor. Apocular’dan çok etkilenen Sultan onlara katılır. Hem okulda hem de Hilvan’da örgütlenme çalışmalarına katılır. Kitle çalışmalarda yaşamını yitiren bir devrimcinin cenaze törenlerinde Sultan hep en önde yer alır. Kadınlara dönük örgütlenme çalışmaları yürütür. Mahallerde kadınlara okuma yazma, dersleri verir. Kadın sorunları noktasında eğitim çalışmaları yürütür. Her fırsatta ise “Kürdistan’ın her karış toprağı altındır” diyerek halkı ulusal noktada bilinçlendirmeye çalışır. Ortaokul son sınıfa geçmeden sınıf atlatma sınavlarına giren Sultan, sınavdan başarıyla çıkarak liseye direk geçiş yapar.

 BİR ÜLKENİN DERDİNE DÜŞMEK

Hem ulusal hem de kadın sorunları noktasında bilinç yakalayan Sultan, nişanlandırıldığı çocukla evlenmeyeceğini söyler.  Nişanlısı ise her fırsatta yanına giderek, ikna etmeye çalışır. Sultan ise her seferinde karşısındaki erkeği azarlayarak geri çevirir. Kızması nedeniyle korkup Sultan’ın yanına gidemeyen kişi artık onu gizli gizli gözler. Bunu fark eden Sultan bir gün nişanlısının karşısına çıkarak ona şöyle der: “Biz bir ülkenin derdine düşmüşüz, bazı insanlar da namussuzluğun derdine düşmüş.” Bunun üzerine nişanlısı ona “Benimle evlen bende mücadelede seninle birlikte yer alacağım” der. Sultan ise ona “Evime gelme karşıma çıkma” diye cevap verir.

Tüm ısrarlara rağmen kimseyi dinlemeyen Sultan, nişanı atar ve evlenmeyeceğini söyler. O günden sonra Sultan’ı ikna edemeyen nişanlısı ise vazgeçer.

Hilvan’da örgütlenmenin ve mücadelenin en zirvede olduğu sırada 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşir. Hilvan’da onlarca kişi gözaltına alınıp tutuklanır. Sultan’ın ailesinden de birçok kişi tutuklanarak Diyarbakır Cezaevine götürülür. Sultan firaridir, aylarca firar kalan Sultan baskılar nedeniyle Diyarbakır’a taşınan ailesinin yanına gelir. Annesinin ona “seni bulurlar git teslim ol” demesini kabul etmeyerek teslim olmayacağını söyler. Bir yıla yakın Türkiye’de örgütlenme çalışmaları yürüten Sultan daha sonra yurtdışına çıkmak zorunda kalır.  Sultan, gitmeden önce kendisinden küçük olan kardeşi Fatma’yı çağırarak ona “Benimle gel. Gerilla olarak yaşa. Burada kalırsan seni evlendirirler. Bir sürü çocuğun olur eşin seni ezer. Böyle bir hayat yaşama benimle gelmezsen pişman olursun” der ancak kardeşini ikna edemez.

15 Ağustos “Silahlı Atılımı”nın olduğu sırada Sultan Kürdistan dağlarında bir gerilladır. Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Örencik (Bênavok) köyü kırsalında 1988 yılında 9 arkadaşıyla birlikte pusuya düşürülerek yaşamını yitirir. Pusuda teslim olmayan Sultan çatışmada çok direnir yaralandığı halde saatlerce çatışır. Aile o zaman Sultan’ın yaşamını yitirdiğini öğrenir. Ancak yoğun baskı tehdit nedeniyle cenazeyi alamaz. Sultan’ın 9 arkadaşıyla birlikte toplu mezara gömüldüğü düşünülüyor.

Cenazesine ulaşılamayan Sultan için Hilvan Mezarlığı’nda 9 yıl önce Sultan ve cenazesine ulaşılamayan birçok mücadele arkadaşı için temsili bir mezarlık yapıldı.