Özgür basının dev militanıydı Deniz Fırat

Genç yaşta katılan Deniz Fırat, Parti’nin çocuğu olarak büyüdü. Birçok fırtınaya göğüs gerdi; amacı net ve ne yapacağından emin bir militandı. Halkının sesi olmayı bildi.

Şehadetinin 6. yılına girerken Deniz Fırat’ı anmak ve anlatmak, özellikle son bir yılda Maxmur (Şehit Rüstem Cudi) kampına dönük KDP’nin siyaseti ve uyguladığı ambargo dikkate alındığında daha büyük önem kazanıyor.

Yüreği ve sevdası dağlar kadar büyük bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmenin ayrıcalıkları var. Parti içindeki yolculuğu, yaşanan, görülen ve anlatılanlardan daha da gerçek olan ise yaşamının her anını zamana katan o küçük yüreklerde yeşeren büyük umutlara sahipti. Böylesi bir hayat hikayesinin başlangıcının adı “Dağların Deniz’i” oluyor. Vanlı olan şehit Deniz kendi memleketini hayal meyal hatırlamaktaydı. Çok küçük yaşta düşmanın aile üzerindeki baskılarından dolayı Başûrê Kurdistan’a göç etmek zorunda kalıyorlar. Bundan dolayı Behra/Gola Wanê’yi (Van Gölü/Van Denizi) tekrar görme umudunu hiçbir zaman yitirmedi.

Yurtsever ve büyük bedeller veren bir ailede dünyaya gelir. Genç yaşına rağmen iki ablasıyla birlikte mücadele saflarına katılma kararı alır. Genç yaşına rağmen dağların görkemliliğiyle her şeye anlam biçerek büyümeyi esas alır. Ondaki duygu yoğunluğunu ifade edecek kelime bulmakta insan zorlanıyor. Okuma-yazmayı Özgürlük Hareketi’nde öğrenmişti. Çok güçlü bir kalemi vardı. Kürdistan coğrafyasını kelimelere dökerken ya da yazdıklarını yoldaşlarıyla paylaşırken yaşadığı mutluluğu ifade etmek zor.

PARTİNİN ÇOCUĞU OLARAK BÜYÜDÜ

Özgürlük Hareketi’nde büyüdü. Çok genç yaşta mücadele saflarına dahil olduğundan yaşamdaki duruşu ve mücadeleye katılım biçimiyle partinin çocuğu olarak görülüyordu. Partide genç olmak ya da doğuştan PKK’li olmak bunların hepsini bir arada barındıran bir derin Deniz’di.

Birçok alanda çalışmalarda bulundu. Yer aldığı her çalışma alanında sağlam ve derin bir yürüyüşün sahibiydi. Kaldığı alanlar Botan, Behdinan, İran, Güney, Kandil, Xinerê (PAJK Basını), Garê ve en son şehadete ulaştığı Maxmûr’da çalışmalar içerisinde kaygısızca yer aldı.

DELİL, BINEVŞ VE SARYA ŞEHİT DÜŞTÜLER

Katıldığı zamanlar kendisi gibi genç olan kardeşi Delil, Zelê Kampı’na yapılan hava saldırısında şehit düştü. Küçük yaşlarda katılan kardeşleri şehit Binevş ve şehit Sarya, özgürlük mücadelesinde önemli rol oynadılar. Şehit Binevş, özgürlük mücadelesinde ilk kadın doçkacı olarak bilinir. 1997’de Metina alanında şehit düştü. Sarya ise 1999’da Kure Jahro alanında şehadete ulaştı. Şehit Deniz’in en küçük kardeşi ve şehit Binevş’in ismini alan Binevş Sarya ise şu an özgürlük mücadelesinde yer alıyor.

NE YAPACAĞINDAN EMİN BİR MİLİTANDI

Heval Deniz’i, 2013 sonbaharında tanıdım. Maxmur alanında basın sorumlusuydu. Cana yakın ve kendi yanındaki arkadaşlara çalışmaları öğretmek için büyük bir çabanın içerisindeydi. Aynı şekilde bana da çalışmaları öğretmeye başladı. Birçok fırtınaya göğüs germiş bir insandı. Neyin nasıl yapılması gerektiğini en ince ayrıntısına kadar hesaplayan ve buna göre hareket eden bir arkadaştı. Onu tanımak için yaşamına bakmak yeterliydi. Amacı net ve ne yapacağından emin bir militandı. Hiçbir şekilde gerekçe göstermeden yaşanan savaş gerçekliğini birebir aktardığı TV’lerde, halkının sesi, savaşçıların moral kaynağı olmayı bildi. Kamerası elinden düşmeden, tıpkı gerilla komutanlığı yaptığı dönemlerdeki gibi bu sefer de milyonlara sesini duyurdu. Onun sesiyle yaşanılan Maxmur savaşının ayrıntılarını öğrenebildik. O sesiyle binlerce kişinin gözü ve kulağı oldu.

ÇOK İYİ BİR EĞİTMENDİ

Halkının sorunlarına çözüm arayan ve kendisini yaşamın her alanına karşı sorumlu gören biriydi. Kampta çıkardığı gazete dışında ajanslara ve Maxmur dışına çıkan gazetelere de düzenli bir şekilde makale yazıyordu. Yer aldığı çalışma alanında kendisiyle birlikte etrafındaki insanları da çalışmalara yönelttiği gibi sorunları kamuoyuna yansıtmaya çalışarak sorumluluk duygusunu daha fazla geliştirmeyi esas alıyordu. Bunu yaparken aynı sorumluluk duygusunu herkesten bekliyordu ve bunu yaşamın her anında hissettiriyordu. Bu yaşam duruşunun yanında çok iyi bir eğitmendi. Evet, iyi bir eğitmen, yoldaş ve hakikat savaşçısıydı. Yeni gittiğim çalışma alanında bize eğitim verdiğinde önce teorisini daha sonra pratiğini uygulama imkanı yaratıyordu. İşin esasını bize pratik sahada öğretmeyi esas alıyordu.

HİÇBİR ÇALIŞMADAN GERİ KALMAZDI

Dağ, tepe, ova, köy ve şehir demeden her an her yerde çalışmalardan geri kalmazdı ve çalışmalara var olandan fazlasını katardı. PKK militanı, bir de Parti’nin Genç Deniz’i bilinciyle bizlerle de bu temel de tartışırdı. İşleri buna göre planlardı. Bir bakardın Hewlêr’de, bir bakardın matbaada, bir bakardın şehitlikteki anmada, bir bakardın sokaklarda gazetesi elinde ev ev dolaşarak dağıtım yapıyor ve gazeteyi halka ulaştırıyor. Bunları yaparken halkla beraberdi, her an her yerde halkla birlikteydi.

Onun anısına Maxmur Gençlik Örgütü tarafından düzenlenen Şehit Deniz Fırat Öykü ve Şiir Yarışması’na her yıl güçlü katılım oluyor. İsmi, bir ortaokula verilerek anısına olan bağlılık daha da güçlendi.

PKK tarihinde önemli bir yer tutan ve destanlar yaratan bir yoldaşımızı anlatmaya çalışırken, hakkını veremeyeceğimi bilerek yazdım. Böylesi kişilikler her zaman tarihin misafirleri olmazlar. Olduklarında ise onları oldukları gibi anlatmak, yazmak, şiirleştirmek ve hatta türküleştirmek her zaman başarılamayabilir. Hele hele bitmemiş bir devrim sürecinde böylesine bir kahramanı yazmaya kalkışmak, eksik kalır.

Gözünüz, yüreğiniz arkada kalmasın. Ruhlarınız rahat uyusun yurdumun kutsal topraklarında. Sizi unutmayacağız.