İtaat yok kadın var!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim’de yürüyen binlerce kadın, erkek-devlet şiddetine itaat etmeyeceklerini haykırdı.

25 Kasım Kadın Platformu öncülüğünde sokaklara akın eden kadınlar, erkek-devlet şiddetine itaat etmeyeceklerini vurguladı. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” şiarıyla Taksim Tünel’den Odakule’ye yürüyen binlerce kadın, “Hayatlarımızı istiyoruz” diye haykırdı. Etkinlikleri keyfi bir biçimde yasaklanan LGBTİlerin gökkuşağı renkli bayraklarıyla katıldığı yürüyüşte, HDP Milletvekili Pervin Buldan, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Fadime Çelebi ve CHP Beyoğlu İlçe Kadın Kolu Başkanı Reyhan Meral ön saflarda yerini aldı.

POLİSTEN SIK SIK MÜDAHALE ANONSU

“İtaat yok kadınlar var” dev yazısının taşındığı yürüyüşte, “Erkek-devlet şiddetine itaat etmiyoruz, hayatlarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmiyoruz” yazılı pankart, “Jin jiyan azadi”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Ben Nuriye’yim”, dövizleri yanı sıra, Paris’te katledilen Sakince Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şayleme’in , erkek şiddetiyle öldürülen kadınların ve tutsak olan HDP kadın Milletvekillerinin fotoğrafları taşındı. Ellerinde sopalarla yürüyün binlerce kadın, telefonlarından açtıkları mor ışıklarla sokakları aydınlattı. Attıkları zılgıt ve çaldıkları ıslıklarla istiklal caddesini canlandıran kadınlar, hep bir ağızdan, “Kadınlar sokağa özgürleşmeye”, “Jin jiyan azadî”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Bijî tekoşina jinan”, “Kadınlar artık susmayacaklar, susmayacaklar”, “Geceleri de sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz” , “Kadın cinayetleri politiktir”, “Erkek-devlet şiddetine son” sloganlarını attı. LGBTİ + bireylerinin taşındığı gökkuşağı renkli bayrağını bahane eden polisin, sık sık müdahale anonsu yaptığı yürüyüşte, kadınlar ve translar, kendilerini eve hapsetmeye çalışan kadın düşmanı yasalara ve otoriteye itaat etmeyeceklerinin altını çizdi.

‘HAYATLARIMIZA KARIŞAMAZSINIZ!’

262 gündür açlık grevinde olan Akademisyen Nuriye Gülmen ‘e selam gönderildiği yürüyüşte, 25 Kasım Kadın Platformu adına açıklama Türkçe, Kürtçe ve Arapça okundu. Türkçe metni okuyan Özengül Ergün, erkek-devlet şiddetine sadece bugün değil 1 yıldır aralıksız bir biçimde kentlerin meydanlarında itiraz ettiklerini hatırlatarak sözlerine başladı. Faşizmin her türlü uygulamasına karşı susmamaya, itaat etmemeye devam ettiklerini vurgulayan Ergün, “Yarattığınız korku, nefret, şiddet ve savaş rejimine karşı kendi sözlerimizle, bedenlerimizle, eylemlerimizle, dayanışmamızla direniyoruz. Nasıl bir hayat yaşayacağımıza, seçimlerimize, kimi sevip, sevmeyeceğimize, kiminle yaşayıp, yaşamayacağımıza, bugünümüze, geleceğimize karışamazsınız” dedi.

OHAL İLK HEDEFİ KADIN DERNEKLERİ

OHAL sürecinde iktidarın ilk icraatının kadın derneklerini kapatmak olduğunu belirten Ergün, “Kürt illerindeki belediyelere atadığınız kayyumlarla en önce belediyelerin kadın merkezlerini hedef aldınız. Örneğin Bismil Belediyesi’ne atadığınız kayyum Kürt kadınların mücadelesinin eseri olan Nujîn Kadın Merkezi’ni kapatmakla kalmadı; yerine açtığı Evlendirme Dairesi’nde geçtiğimiz günlerde ilk ‘müftü nikâhını’ kıydı. Şiddetten uzaklaşma, güçlenme alanları yerine evlenecek mekânlara ihtiyacımız olduğuna karar verdiniz. Hep adımıza karar verdiğiniz, tecavüzcülere af çıkarmaya yeltenirken kadın milletvekillerini, belediye başkanlarını, siyasetçileri, hak savunucularını mahkûm ettiğiniz. KHK’lara karşı işi için direnen Nuriye Gülmen’i hapiste tuttuğunuz bu hale itaat etmiyoruz” diye konuştu.

‘TEK ADAMA DA ONU KORUYANLARA DA İTAAT ETMİYORUZ!’

AKP tarafından peş peşe çıkartılan kadın yasalarına değinen Ergün, “Bizler kadınlar, erkek devlet şiddetinden uzakta, güvenli, eşit ve özgür yaşama arzumuzdan da, hayatlarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmiyoruz ve vazgeçmeyeceğiz” vurgusunu yaptı.

Şiddetin normalleşmesine izin vermemek için sokakta, metrobüste ve her yerde şiddeti izlemeyip müdahale ettiklerini dile getiren Ergün, “Kadınların şiddetten kurtulmasını ‘yuva yıkmak’ olarak tarifleyen devletin esas görevinin bizlerin can güvenliğini korumak olduğunu bıkmadan hatırlatıyoruz. Bunu yapmak yerine derneklerimizi kapatan, bedenlerimizi savaş alanı haline getiren, eşitsizliği hayatın her alanına yerleştiren devletin erkeklerle sürdürdüğü işbirliğini ifşa ediyoruz! Devletin sorumluluklarını yerine getirmesi için mücadele ediyoruz” dedi.

Ergün, “Hayatlarımızı, anneliğe, aileye, şiddete hapsetmeye çalışan yasalara ve yargıya, nasıl bir hayat yaşayacağımızı bize dayatan adamlara, o adamları koruyan tek adama itaat etmiyoruz” diyerek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

Açıklamanın ardından, “Tayyip kaç kaç kaç kadınlar geliyor” sloganlarla Tünel’e tekrar yürüyen kadınlar, sokakları, alanları, meydanları terk etmeyeceklerinin mesajını verdiler.