‘8 Mart’ı Efrîn direnişi ile karşılıyoruz’

YJA Star Merkez Karargah komutanları Zozan Çewlik ile Jinda Ronahi, Efrîn’deki direnişin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik modernite paradigması sonucunda olduğunu belirtti.

YJA Star Merkez Karargah komutanları Zozan Çewlik ile Jinda Ronahi Stêrk TV’de yayınlanan 8 Mart programına konuştu.

Rohani: Bugün Reqalı kadınlar Önder Apo'nun felsefesiyle tanıştıkça karanlığa mahkum edilmek istenen zihin kalıplarını kırarak kadın rengiyle yaşamı kucaklamaktadır.

Çewlik: Bugün Erdoğan ve MHP’nin en zirvede faşizmi yaşamasının sebebi çok güçlü olmaları değil bu aslında yıkılışlarının göstergesidir.

YJA Star Merkez Karargah komutanlarından Jinda Ronahi soruları yanıtladı:

8 Mart’ı hem dünya kadınları için hem de özgürlük hareketi için nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerika gibi bir kıtada kadınlara saldırı olurken, farklı bir kıtadaki kadınlar bu saldırıya cevap verdi. Bugün baktığımızda da dünya kadınları buna direnişleriyle çok büyük bir cevap verdi. Tabii vahşi kapitalizmin bugünün unutulmasını istemesini de unutmamak lazım.

Fakat kadınlar ve dünya halkları bu katliamı unutmadı. Kadınların geliştirdiği birlik, bilinç, örgütlülük bugünün unutulmasına izin vermedi. Kapitalizm geri adım atmak zorunda kaldı.

Bugün Ortadoğu’ya baktığımızda vahşi kapitalizm bu yolları hala denemek istiyor, fakat bunu gerçekleştirmesine kadınlar hiçbir takdirde izin vermiyor.

Kapitalizmin bu yaklaşımlarına karşı mücadele yükseltilmeli ve halkımızda bu konuda daha çok bilinçlenerek örgütlülüğünü güçlendirmelidir. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nde ise 1987 yılında Önder Apo kadın ve erkek arkadaşlarla yaptığı eğitim aile ve kadın sorunu üzerine çözümleme yaptı. Ve daha sonra özgürlük yürüyüşü gerçekleştirdi.

Önderliğin kadın arkadaşlarla yaptığı özgürlük yürüyüşü bir tutum ve iddiadır. 8 Mart gününü Önderlik sadece erkek aklına karşı yürütülen bir gün olarak değil yılın her gününü kadın renginde kadın bakış açısında geçmesi gerektiğini her zaman belirtti.

8 Mart doğaya canlılık kazandırıyor.8 Mart’ta doğa yeşilleniyor ve yeşeriyor. Kadın rengine bürünüyor ve bu kadın öncülüğünde gerçekleşiyor. Eskiden Ortadoğu’da 8 Mart kutlamaları yapılmazken, bugün bütün kadınlar bugünü kutlamaya özen gösteriyor. Bu da kadınların örgütlülüğünü açığa çıkarıyor. Gerilla ve özgürlük uğruna savaşan kadınlar topluluğu nerede varsa orada kadınlar da örgütlülük geliştirerek özgürlüğü kucaklıyor. Bugün Reqalı kadınlar Önder Apo'nun felsefesiyle tanıştıkça karanlığa mahkum edilmek istenen zihin kalıplarını kırarak kadın rengiyle yaşamı kucaklamaktadır. Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün Reqa’da kutlanması bizim için de büyük bir anlam taşıyor. Reqa normalde çöl bir arazi yapılanmasına sahipken bugün yeniden kadının rengiyle yaşam buluyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 1998’de kadın kurtuluş ideolojisinin ilan etti. Aslında bu yakılan kadınların küllerinden özgür kadının yaratılması anlamına gelmiyor mu?

Anka kuşu örneği ile başlayalım. Anka kuşu kendisini kendi külleri ile yeniden yaratan efsanevi bir kuştur. Kürdistan’da aslında kadının külleri dahi kalmamıştı. Adeta her şey toprağın altına gömülmüştü. Kadın mücadelesi de Önderlik ile kendisini tekrardan yarattı. Önderlik iğneyle toprağı kazdı ve kadının hakikatini gün yüzüne çıkardı. Küllerinden yeniden kadını yaratırken adeta tanrıça kültürü kendi özünde ve kendi topraklarında can buldu. Sara yoldaş bunun en somut örneğidir. Kendi küllerinden yaratarak tanrıçalık kültürüne ulaşan öncülerimizdendir.

Bugün Ortadoğu ve Kürdistan genelinde kadınların çok görkemli bir mücadelesi var, yetersiz kalınan yanlar da mevcuttur. Nedir yetersiz kalan yanlar?

Şimdi Ortadoğu ve Kürdistan da çok zor günler yaşanıyor. Kürdistan’da faşizm ve sömürü en üst düzeyde olduğu için çok zor günler zaten vardı. Yani bir insan diliyle konuşamıyorsa, tarihini bilmiyorsa, hatta ailesini bile tanımıyorsa ve yakın tarihini bile bilmiyorsa bundan daha zor ve kötü ne olabilir ki?

İnsanlar fakirlik ve yoksullukla terbiye edildiği için günlük olarak kendi geçimlerini sağlamak ve çocuklarını doyurmakla yükümlüdürler. PKK bunu çok açık ve net ortaya koydu. Bizler TC devletine, hegemon devletlere, iktidar düşüncelerine mahkum değiliz. PKK ile yaratabileceğimiz bir yaşam var. Önder Apo bize Kürdistan'da özgür alanlar oluşturdu. Birçok kesim sanki devlet çok büyük, devlet her yerde ve devlet her şeyi biliyor şeklinde yaklaşıyor. Şimdi özgür dağlarda ve şehirlerde özgür alanlar var. En önemlisi de özgür düşünebiliyor ve bunu her yerde yansıtabiliyoruz. Hakikatleri görmek ve korkulardan kurtulmak gerek. Bugün Kürdistan’da devleti çok büyük gören bir yaklaşım var. Erdoğan var olan devletin temsilini üstlenmiş ve kendisini abartarak halkı korkutmaktadır. Bu bir psikolojik savaş yöntemidir. Efrîn somutunda Erdoğan öyle yansıtıyor ki sanki çok büyük bir işgal başlatmış ve her yerde ölüm oluyor. Bunu Kuzey Kürdistan'da da gerçekleştirmek istiyor. Erdoğan adımını attığı her yerde ayaklarına kapanılmasını, olmazsa ölümün yüzünü göstereceğini belirtiyor. Erdoğan bunu çok iyi biliyor ki kendi hükümet tarihi bir başarısızlık tarihine sahiptir…

Efrîn savaşı başladığından beri Türkiye’de kaç defadır benzine zam yapılıyor. Erdoğan’ın partisi adalet ve kalkınma partisi ama adaleti ortadadır. Bugün halkların tüm değerlerine saldıran bir faşizm var. Çocuk istismarları da gündemde. Geçenlerde haberlerde yirmi erkek bir çocuğa istismarda bulunmuş. Çocuk ve annesinin ifade vermesine rağmen yirmi istismarcı da serbest bırakıldı. Bugün biri Erdoğan'a karşı bir söz söyledi mi muhakkak hapse atılıyor. İşte Erdoğan'ın refahı da adaleti de bu kadar. Bunun içinde faşizme karşı sadece susarak ‘dur’ diyemeyiz. Faşizm karanlıktır, ölümdür. Ölüm ve karanlığa karşı mücadele etmek lazım. Bir ölüm olsa bile insan onuru ve şerefiyle olmalıdır.

Siz YJA Star güçleri olarak kadınların eğitim, örgütlenme ve öz savunmasını üstlenmiş durumdasınız. Kadınların öz savunmasını toplum içerisinde daha güçlü bir şekilde yapması için ne gerekiyor. Hangi konularda daha fazla bilinçlenmesi gerekiyor?

Her şeyden önce kadınlar bilinçlenmeli. Gerçek anlamda etrafını tanımalı ve ona göre pozisyonunu almalıdır. Toplumunu, tarihini analiz ederek ele almalı ve ona göre yaşam koşullarını örgütlemelidir. Bunu bilmek lazım bu gün iktidar kadından bilgiyi çalmış. Bundan dolayı kadın cahil bırakılmış, toplum cahil bırakılmış. Bugün bu kadar kurnazlık, taktik ve politika toplum üzerine uygulanıyorsa bunun sebebi bilginin kadın ve toplumun elinden çalınmış olmasıdır.

Bunları boşa çıkarabilmek içinde eğitim çok önemlidir. Eğitim sadece gidip bir okulda oturmak anlamına gelmiyor. Tecrübelerini paylaşmak, çıkardığı sonuçları ve geliştirilmesi gereken yöntemleri paylaşmak gerekiyor. Kendini tanımak çok önemlidir. Bu sisteme karşı el ele verip mücadele etmek çok önemlidir. Birlik oluşturmak çok önemlidir. Bunu unutmamak gerekiyor eğer doğru bir temelde kendimizi eğitip ele almazsak bugün Erdoğan faşizmi ise yarın, sadece adı değişir fakat faşizm yaşamımızın her alanında olur. Egemen zihniyetten kurtulmadığımız müddetçe saldırılara açık olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Bu anlamda Kürdistani kadınlar birlik olmalı ve bu mücadeleyi yükseltmelidir. Kadınların rolü çok tarihidir.

Kürdistan’da bulunan her kadın ister Arap ister Fars ister Türkmen olsun fark etmiyor. Hangi dinden ve ırktan olursa olsun; demokratik modernite sisteminde rol alabileceğini ve mücadele yürütebileceğini unutmamalıdır. Faşizme karşı başkaldırmada Kürdistani kadınlar büyük bir role sahiptir. Faşizm “önce kadınları vurun” derken Önder Apo; “Önce kadın devrimi gerçekleştirilmelidir” dedi. Bundan dolayı Önder Apo, birçok demokrat çevre ve kesimi eleştiriyor ve yaklaşımlarını yanlış buluyor. Herkes devrim olursa kadın özgürleşir derken Önder Apo; “Eğer kadın özgürleşirse devrim olur” dedi. Bu anlamda kadın özgürlüğü çok önemlidir.

Ve kadınlar özgürlük için mücadele etmekten korkmamalıdır. El ele verip birlik olmayı bilmelidir. Kesinlikle bütün kadınlar korkularını bir tarafa bırakarak bu yıl ki 8 Mart kutlamalarında faşizme ‘Dur’ diyebilmelidirler. Bugün Erdoğan hunhar bir şekilde toplumun her hücresine saldırmaktadır. Kadınlar bundan dolayı bu saldırılara cevap vermek zorunda iken buna karşı öz savunmasını güçlü bir şekilde geliştirmek zorundadır. Eğer 8 Mart kutlamaları yapılacaklarsa muhakkak bunun güvenliği güçlü alınmalıdır. Saldırı olabilir, katliam yapılabilir, direnişi kırmak isteyebilirler. Bunun için duyarlı, tedbirli hem de güvenliklerinden taviz vermemelidirler.

Kuzey Kürdistan’da Erdoğan kendine bağlı faşist bir güç oluşturmak istiyor. Asker ve polis dışında toplumdaki sivil insanları da silahlandırmış. Buna karşı halkımız ve kadınlar; onlara kullanılan her silaha karşı öz savunmasını yapabilmelidir. Kadınlar silah kullanmayı ve kendini savunmayı öğrenmelidirler.

ÇEWLİK: 8 MART KAPİTALİZME KARŞI KADININ DİRENİŞİ VE BAŞKALDIRISIDIR

YJA Star merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik soruları yanıtladı:

Latin Amerikalı kadınlar bu yılki 8 Mart’ı Efrîn direnişine adadı siz hareket olarak bu yıl ki 8 Mart’ı hangi ruh ve iddiayla karşılıyorsunuz?

Bu çok anlamlı bir duruş ve tavırdır. Biz de Kürdistan dağlarından Arjantinli kadınlara selam, saygı ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Bugün Özgürlük Hareketi çıkış olarak sadece bir parça da çıkmış olsa da; mücadele ve direniş ruhu dünyanın her yerine yayılmış ve bir model olarak öne çıkmaktadır. Bu da aslında kadınların Önder Apo öncülüğünde geliştirdiği mücadelenin sınırlarını aştığını ve evrenselleştirdiğini göstermektedir. Arjantinli kadınların direnişi selamlamaları da bunu gösteriyor. Bu anlamda da çok manidardır. 8 Mart kapitalizme karşı kadınların direnişi ve başkaldırısıdır. 8 Mart birçok kadın hareketi için ve özellikle bizim hareketimiz için bir ruhtur, bir direniştir bir başkaldırıdır. Tabi 8 Mart kadınlar için sadece bir semboldür. Kapitalist sistem ve erkek egemen zihniyetine karşı direnişi yükseltme günüdür. Biz de YJA Star gerillaları olarak bu yıl ki 8 Mart’ı Avesta, Armanc ve Barinlerin ruhuyla karşılıyoruz. Yani Efrîn’de faşizme karşı direnen ruhla karşılıyoruz. Bu iddiayla 2018 yılına girdik; 2017 yılında birçok öncü kahraman şehit verdik. Saraların ruhuyla karşılıyoruz. Çünkü kadın mücadelesini evrenselleştiren, geliştiren heval Saradır. Bu anlamda başat bir role sahiptir. Aynı zamanda hem komutanımız hem de öncümüz olan Delal Amed, Azê, Helin, Gülnaz ve Nalinlerin ruhuyla karşılıyoruz. Kadın arkadaşlarla yoldaşlık yapmanın sembolü olan ve erkeği değiştirme projesini kendisinde yaşamsallaştıran heval Alişêr, Perwer ve Zınarların ruhuyla karşılıyor ve onlara da armağan ediyoruz.

Kobanê’de olduğu gibi Efrîn’de de işgalci ve soykırımcı saldırılara ilk cevap kadınlardan geldi. Efrîn’de analar ile YPJ savaşçısı Avesta Xabur ve Barin Kobani şahsında bu somutluk kazandı. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Bugün Efrîn’e karşı geliştirilen işgal saldırısı bir konsept dahilinde uluslararası güçlerin bir yaklaşımı ve saldırısıdır, uluslararası güçler bu saldırıda rol oynuyor. Her şeyi bir kenara bırakıp ‘neden Efrîn’ sorusunu sormak lazım; kendi topraklarına bir saldırı olarak gördüğünü iddia eden günümüz Erdoğan’ı aslında bir işgal saldırısı yapmaktadır. Efrîn demek Önder Apo’nun emeklerinin somutluk kazandığı bir alan demektir. Aynı zamanda Efrîn demek demokratik modernitenin vücut bulması demektir. Çünkü Efrîn Neolitik toplumun temsilini yapan, onu yaşamsal kılan bir alandır. Bugün Efrîn’de bütün halklar eşit ve özgür bir şekilde yaşamaktadır. Efrîn halkı yurtseverliğiyle bilinen toprağına ve değerlerine sahip çıkan bir gerçekliğe sahiptir. Özellikle de siyasi görüşlerinde fikir ve düşüncelerinde bütün saldırı ve asimilasyon politikalarına rağmen özgücüne dayanarak kendini ayakta tutan bir halk gerçekliğine sahiptir. Efrîn bu özelliklere sahip bir halk gerçekliğini topraklarında barındırmaktadır. Aslında Erdoğan’ı ve uluslararası gücüleri de korkutan bu olmaktadır. Efrîn ve Rojava halkı var olan tüm saldırılara karşı kendi mücadele ve direniş tarihini yazarak yeni bir model oldu.

Efrîn’e bugün saldırıların yoğunlaşmasının sebebi; Efrîn halkı demokratik ulusun temsilini yapmasındandır. Efrîn sosyalizmin sembolüdür. Bunun öncülüğüne de yapan kadınlar oldu. Kadın rengiyle sosyalizm bakış açısıyla kendi sistemlerini yarattılar. Aynı zamanda saldırıların gelişmesine ve yoğunlaşmasına sebep olan bir diğer konu ise demokratik yapıları olmuştur. Bugün faşizm Erdoğan ve hükümetti tarafından somutluk kazanmıştır. Faşizmi zirvede yaşayan bir hükümet yapısına sahiptir. Aslında bu da kendi hükümetinin ne kadar zayıf bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor. Bu saldırı ne haklı ne de meşru bir saldırıdır. Tamamen işgal ve istila saldırısı olurken, var olan demokratik sisteminde teslim alınmasını hedeflemektedir. Efrîn şahsında sömürgeci güçlerin birçok planı var. Çünkü Efrîn’in başarısı beş bin yıllık ataerkil zihniyettin çöküşü demektir. Fakat her şeye ve bütün saldırılara rağmen direniş ve mücadelenin öncülüğünü de yapan kadınlardır.

Efrîn’e yönelik saldırının sebebinin sayın Öcalan’ın yarattığı paradigmanın hedef alınması olarak nitelendirebilir miyiz?

Şüphesiz bu böyledir. Zaten bu bir toprak kapma saldırısı değil var olan kadın devrimine de bir saldırıdır. Bu devrim kadın direnişi ile beden buldu. Halk ve kadınlar bu sistemin etrafında örgütleniyor. Bu direniş böyle toplumsallaşıyor. Bu da ulus devlettin yıkılışı anlamına geliyor. Bugün Erdoğan ve MHP’nin en zirvede faşizmi yaşamasının sebebi çok güçlü olmaları değil bu aslında yıkılışlarının göstergesidir.

Varlık ve yokluk savaşı veriyor. Onun için saldırgan oluyor. Günümüz faşist ceberut Erdoğan’ı da bunu çok iyi biliyor ki o savaşı durdurduğu gibi kendi siteminin çözülüşüne, yıkılışına şahitlik edecek. Onun için savaşı tırmandırdıkça tırmandırıyor. Kendi öz gücüne kimliğine dayanan demokratik modernite, tarihin her deminde olduğu gibi bugün de kazanan olacaktır.

YJA Star olarak mesajınız ve 2018 yılını karşılamadaki iddia ve amacınız nedir?

Çok tarihi dönemlerden geçiyoruz. AKP ve MHP öncülüğünde; bütün uluslararası güçler söz konusu Kürtler olunca herkes bir oluyor. Bu gerçeği Güney’de yapılan referandum da gördük, yine Kerkük gerçekliğinde gördük, aynı zamanda bütün dünyanın gözü önünde bugün Efrîn’e yapılan işgal saldırısında gördük. Fakat Efrîn direnişi çok önemli bir konu açığa çıkardı. Çok tarihi bir dönemden geçiyoruz. Efrîn direnişini kendi tarihimiz için yeni bir çıkış olarak görmemiz gerekiyor. Bu işgalin ve saldırıların önünde durabilmenin tek yolu Kürtlerin kendi aralarında birlik olmasıdır.

Kadınların bu yıl ki 8 Mart’ı birlik ruhuyla mücadele ettiği bir yıl olarak karşılaması gerekiyor. Diğer bir konuda bizim en yakın yoldaşımız olan bizi uyandıran bilinçlendiren mücadeleyi güçlendiren Önder Apo’dur. Fakat 2015 yılından bu yana Önder Apo’dan haber alamıyoruz. Tecridi kırma bizim en büyük mücadele gerekçemizdir

Kuzey Kürdistan halkı bu 8 Mart’ı Efrîn ve komutan Delal Amed arkadaşın ruhuyla karşılamalıdır. Bunun için herkes elini taşına altına koymalı, hatta yüreğini eline alıp bu mücadeleye ve direnişe sahip çıkmalıdır

Bu 8 Mart’ ı Kürt kadınlarının ulusal birliğini yaratma yılı olarak karşılamalıyız. Günümüzde bu olmazsa olmaz bir şeydir ve ekmek su kadar önemli bir husustur. Tekrardan bugün Efrîn de direnen YPJ savaşçıları şahsında tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum.-