'Vali, Kaymakam köyleri bombalamakla tehdit ediyor'

HDP Bitlis adayı Mahmut Celadet Gaydalı, Bitlis Valisi ile kaymakamlarının sürekli muhtarları, köyleri ve halkı bombalamakla tehdit ettikleri belirtti.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Bitlis adayı Mahmut Celadet Gaydalı, 24 Haziran’da yapılacak seçimi HDP’nin kazanacağını ve en büyük nedenin de ekonomik çürüme olduğunu söyledi. Bitlis Valisi ve kaymakamlarının sürekli muhtarları halkı bombalamakla tehdit ettikleri söyleyen Gaydalı, bu tehditlere karşı halkın oyunu HDP'den yana kullanacağını belirtti. Gaydalı ülkede yaşanan ekonomik kriz ve HDP'nin seçim çalışmalarına ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı.

Bitlis'te 1 Kasım 2015’teki seçimlerde HDP yüzde 49, AKP ise yüzde 43 oranında oy aldı. Bu seçim için ne düşünüyorsunuz, yine AKP’ye oy verir mi Bitlisliler?

Hayır vermeyecektir küçük iller adayına göre tavır alır. Bu sefer AKP'liler kötünün iyisini seçip aday listesi yapmışlar. Bu listeyle başarılı olacaklarını tahmin etmiyorum. Biz Bitlis'te 2 adayı çok rahat çıkaracağız hatta 3 de zorlayacağız.

Bitlis halkına ne vaat ediyorsunuz?

Hamasi nutuklarla, 'Size okul yapacağım, hastane yapacağım, köprüler, yollar yapacağım' gibi sözlerle insanlarını oyalamayı doğru bulmuyorum. Seçim biter belirlenir ardından işler yapılır. Tabii ki de iktidar bize nasip olursa çok güzel araştırmalarla, öncelik listesi yapılarak, illerde neler yapılır belirlenir ve bütçe sağlanır. Doğru olan budur. AKP’nin bütçe yapma tekniği olsun denetleme tekniği olsun son derece acemi bir sistem yürütülüyor. Böylesi bir ülkeyi profesyonelce yürütmeniz gerekir. Böyle amatör bir ruhla olmaz. AKP'nin zihniyeti, ‘Ben Allah’a hesabımı veririm, kimseye hesap vermem’ şeklinde ama böyle bir saçmalık olamaz. Özel bir şirketi bile keyfi yönetemezsiniz. Denetimsiz bir para harcama söz konusu. Her şeyin üstünü kapatma çalışıyorlar ama HDP olarak bunun önüne geçeceğiz.

Bitlis’in ekonomik durumu nedir? Tarımla uğraşan Bitlis halklı ne üretiyor dışa dönük?

İnsanları kandırarak iktidara geldiler. Bitlislileri de bu anlamda yanılttılar. 3 Y formülüyle yolsuzlukları kaldıracağız dediler. En büyük hataları Bitlis'e, Turgut Özal’ın başlattığı tütün politikasıydı. Tütün kartellerine Bitlis'i teslim ettiler. Öyle bir sarmalın içinde girildi ki tütün üretimi geriledi. Bitlis'in tek sanayisi sigara fabrikasıydı. Sigara fabrikası kapatıldı. Birçok kişi işsiz kaldı. Bugün yeni yaptıkları yasalarla da tütünün üretimini bile yasaklıyorlar. Sigaraları dış ülkelerden almaya çalışıyor ama sigaradaki kar oranı oldukça fazladır. Bu sarmaldan kurtulamamanın en büyük nedeni, üretimden yoksun olmasıdır. Ekonominin tek çıkış yönü var, üretim ekonomisi olacak, üreten insanlar da para kazanacak.

Tütünün yasaklanmasıyla Bitlis halkı yoksullaştırıldı mı?

Aynen öyle. Tütün piyasası Bitlis’in borsasıydı. Düğünler tütün parası üzerine yapılırdı, borçlar tütün zamanı ödenirdi. Çekler, senetler hep tütün piyasası üzerine kuruluydu. Devletin görevi, yasakladığı şeye alternatif bir ürün belirlemesidir. Hem yasaklayıp hem de alternatif bir ürün önermiyorsan halkı fakirliğe itmiş olursun. Bitlis'te sanayi yok, tarım gücü azaldı, hayvancılık bitti. Türkiye’de iddialı olduğumuz hiçbir şey kalmadı. Tek bir kalem bile sayamazlar. İroni yapmak gerekirse, tek buluşları yoğurt.

Ahıska Türklerinin Bitlis’te oy kullanacağı yönünde iddialar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ahıska Türklerinin yerleştirildiğini biliyorum ama bu kargaşa çıksın diye bir uğraş çünkü sayıları az. HDP’nin oylarını aşamayacaktır. Baskı ve korkuyla oy toplamaya çalışıyorlar. HDP’nin Bitlis'teki panoramasını anlatmak gerekirse bir örnek vermek istiyorum. Hizan'da MHP’nin bayrakları asılı HDP’nin bayraklarının yanında. Bu çok doğal ve halkında büyük bir tepkisi yok. Batıda bunu yapabiliyorlar mı? Seçim bürolarımızı bombalıyorlar ama biz seçim demokrasisini yaşatıyoruz kendi şehirlerimizde.

Ahıska Türklerinin oy kullanması sizi endişelendirmiyor mu?

Bunlar hukuka kılıf uyduruyorlar. Kime sorarsanız sorun, bu hukuksuzluktur. Oradaki TOKİ evlerine yerleştirdikleri yüz elli-iki yüz ailedir. Bu bizi endişelendirmiyor. Biz bu seçimde kazanacağız.

Bitlis halkının HDP’ye oy vermesinin en önemli nedeni etnik kimlikleri mi?

Mutlaka etnik kimliğin de etkisi vardır ama en derin neden bu değil. İnsanları ötekileştire ötekileştire ilk defa üstten Türkiye’yi bölen AKP’dir. Bitlis'teki en büyük tepki ekonomik krizdir. Sitem kitlenmiş durumda. Üretim yok, para sirkülasyonu yok Bitlis'te. İstanbul’da para akışı olduğu için bir sorun yok gibi görülebilir ama Bitlis gibi küçük şehirlerde halk artık çok yoksul. Bitlis'te kangren başladı. İnsanlar umutsuz, geleceğine iyi bir gözle bakamıyor. Bunun için de içe kapanma var. Bu içe kapanma korkudan değil. Aktif hale gelmemiş bir volkanın buhar çıkarmasına benziyor. Bir anda patlayacak Bitlis ve o patlama 24 Haziran'da olacak.

Tarih boyunca çeşitli baskılarla karşılaştı Bitlis. Söz konusu seçim olunca nasıl bir baskı furyasıyla karşılaşıyor Bitlis?

İnsanlara bizi tercih etmemelerini tehdit yoluyla anlatıyorlar Bitlis'te. Halkımız bunu görmeli ve oyunu bizden yana kullanmalı. Ben bunun duyumlarını alıyorum. Muhtarları çağırıyor kaymakamlar, 'Köyünüzde HDP’ye bir oy çıkarsa, size işkence ederim' diyorlar. Örneğin, referandum seçimlerinde Hizan Kaymakamı bir muhtara 'Köyünüzde bir Hayır oyu çıkarsa, köyünüzü bombalatacağım' demiş. Muhtar da gelip bana anlattı. Muhtarla, 'Bomba atacağı zamanı söyle, ben de o köyde olacağım beni de köyle birlikte bombalasın' diye haber gönderdim.

Bir hesap üzerine oynuyorlar. O da hileli kazanma. Geçen seçimde, bizim bir köyün oylarını bir vadinin içinde tuttular ve söz gelimi PKK’den koruyorlar. Bana bunun duyumu geldiğinde hemen gittim ve bana 'Vekilim oyları koruyoruz' dediler. Nazar Deresi’nde dört minibüs durmuş, kaymakam yasaklamış oyların sayıma gönderilmesini. Kaymakam bana telefonda, 'Örgütün 10-15 üyesi pusuda oyların o yoldan geçmesini bekliyor. Korumak için bunu yapıyoruz’ dedi. Bende, gün içinde defalarca geçtim böyle bir uygulamanın o yolda olmadığını bildirdim ve oyları böylece çalınmaktan kurtardık. Koruculardan, MİT’ten birileri ortalığı karıştırmak için böyle iftiralar atıyor oraya.

Vali çağırmış yine muhtarları, 'Sevgili muhtarlar, Cumhurbaşkanımız sizi Sarayda ağırladı. Bu iyiliği unutmayın, sandığa bunu yansıtın' demiş. Saraya çağırmasının nedeni bu seçimde ortaya çıktı. Ben her zaman seçmenime söylüyorum. AKP her zaman makarna, kömür dağıtıyor. Hediye verilirse kabul edilir, ancak hediye karşılığına bir şey istenildiğinde onun adı rüşvet olur. İslamiyette rüşvet haramdır. Haramda mutluluğu arayanların, mutluluğu haramdır. AKP'nin durumu budur.