Ýşçiler iki bayramdır göçük altında, aileler buruk ve tepkili

Ýşçiler iki bayramdır göçük altında, aileler buruk ve tepkili

Maraş’ın Afşin ilçesindeki Çöllolar kömür havzasında Şubat 2011’de meydana gelen göçük altında kalan 9 işçinin cenazesi iki bayramdır çıkarılmadı. Aileler bu bayrama da buruk girdi. Yetkililer işçileri unuturken, ailelere 100 bin lira sus payı veren şirket ise, kaza sonrası işçi yakınlarını önce işe aldı, ancak olay kamuoyunun gündeminde düşünce işten çıkardı.

10 Şubat 2011’de Maraş’ın Afşin ilçesinde meydana gelen büyük göçükte hayatını kaybeden Jeoloji Mühendisi Halil Tatlı, Maden Mühendisi Nail Yılmaz ile işçiler Hacı Mehmet Ýpek, Muhsin Koşan, Kemal Elmas, Cuma Yıldırım, Adnan Demir, Tuðran Gökhan ve Aydoðan Polat adlı işçilerin cenazeleri 1,5 yıldır çıkarılmadı. Aileleri devlet tarafından unutuldu, şirket tarafından ikinci kez maðdur edildi.

Ýşçi kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada olan Türk devleti, göçük olayıyla ilgili gayrı ciddi bir dava açtı. Çöllolar Kömür Sahasını işleten Park Teknik A.Ş.'den 9, Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Kontrol Teşkilatı'nda görev yapan 14 kişi, 'bilinçli taksirle birden çok kimsenin ölümüne sebebiyet vermek' suçundan 23 Ekim 2012 tarihinden itibaren yargılanmaya başlayacak. 23 kişi hakkında 2 şer yıldan 15 yıla varan hapis cezaları isteyen savcılık şüphelilerin tutuklu yargılanmasını da talep etmedi.

Maden Ýş Sendikası Maraş Şube Başkanı Adil Bölükbaşı, işçilerin halen göçük altında olduðuna dikkat çekerek, devletin ve şirketin çok duyarsız yaklaştıðını söyledi. Dünyanın hiçbir yerinde insanların aylar boyunca topraðın altında kalmadıðını ifade eden Bölükbaşı, devlet yetkililerin olayın ilk olduðu zamanlarda çeşitli vaatlerde bulunduklarını ama hiçbirisini yerine getirmediklerini kaydetti.

ŞÝRKET SUS PAYI ÝLE ÝŞE ALDI, SONRA DA ÝŞTEN ATTI

Ailelere 100 bin lira sus payı veren şirket göçükte hayatını kaybeden işçilerin ailelerini kaza sonrası işe aldı ve olay kamuoyunun gündeminde düşünce işten çıkardı. Devletin cenazeleri 1,5 yıl bir süre geçmesine raðmen çıkartmamasına gösteren aileler devletin kendilerini unuttuðunu ve cenazeler için bir şey yapmadıðını belirterek, sorumluların halen cezalandırılmadıðını söyledi.

Göçük altında hayatını kaybeden Aydoðan Polat’ın eşi Gülten Polat ,”Eşimsiz bayramı buruk kutlayacaðız. Herkes bayrama sevinçli girecekken ama biz ne yazık ki acılı hüzünlü gireceðiz. O kadar başvuru yapmamıza raðmen ne devlet ne de firma cesetlerimizi çıkartmadı. Çocuklarım sürekli aðlıyorlar çocukları göçük’e getiriyoruz oysa cesedi çıkartılsaydı mezarı olsaydı mezarı başında aðlasaydık daha iyi olurdu” diye konuştu.

ÇOCUÐUNA EŞÝNÝN ÝSMÝNÝ KOYDU

Göçük altında kalan Turan Gökan’ın eşi Leman Gökan,”Çok üzgünüz. Acımız halen ilk günkü gibi. Söyleyecek söz bulamıyoruz. Eşim vefat ettikten 10 gün sonra bir oðlum oldu. Onun ismini de eşimin ismini koyduk. Eşim çocuðumu görmeden hayatını kaybetti. Bu cenazeler istenseydi şimdiye kadar çıkartılabilinirdi, bilinçli çıkartmıyorlar. Bugünkü teknolojiyle çok rahat çıkartılır” dedi.

Leman Gökhan, “Ben Afşin ilçesinde oturuyorum ama göçük yeri Çöllolar’da ve bize 15 kilometre uzak ama cesedini alabilseydik kendi mezarımıza koyardık ve istediðimiz zaman gidip aðlardık, üzerine kuran okurduk” diye ekledi.

ÇADIRI DA LÜTUF OLARAK SUNUYORLAR

“Oðlumun hayatını kaybettiðini halen kabullenemiyorum, sanki Her gün eve gelecekmiş gibi kapıda onu bekliyorum” diyen Ýşçi Cuma Yıldırım’ın Elbistan’da yaşayan acılı annesi Şenel Yıldırım, şöyle devam etti: “Geceleri uyuyamıyorum. Devlet ve şirket şimdiye kadar bize cenazesini vermedi. Ciddi anlamda arama yapmadı. Çok duyarsız yaklaştı. Bize izin verselerdi biz ellerimizle kazarak çıkarırdık evlatlarımızı. Bir kemikte olsa mezarı olsaydı gider mezar başına aðlardık teselli olurduk. Bir şey yapmayan devlet bu bayramda göçükte çadır açacak. Bizler için bunu dahi lütuf olarak sunuyorlar sanki çok şey yapmışlar.”

CENAZELER NEDEN ÇIKARILMIYOR, ANLAMIYORUZ

Göçüðün diðer bir kurbanı olan Adnan Demir’in Afşin’in köyünde yaşayan eşi Fatma Demir, devlet yetkililerinin kendilerine başsaðlıðına dahi gelmediðini söyledi. Demir, “1,5 yıl oldu ama cesetlerimize halen ulaşamadık. Devlet olay ilk olduðunda gelip bizi ziyaret etti aradı sordu ama sonra bizi sahipsiz bıraktı. Şimdi 5 çocuðum babasız yaşıyor. Perişan olduk yaşayan çeken bilir. Devlet isteseydi cesetleri çıkartabilirdi ama çıkartmıyor. Bunu anlayabilmiş deðiliz. Devlet ve firma bize ceset araması yapıyoruz ama resmen yalan söylüyorlar bu kadar süre içerisinde arasalardı bulurlardı acı üzerine acı yaşadık o kadar devlet yetkilisi Maraş’a geliyor ama bize başsaðlıðına dahi gelmediler” diye konuştu.

Göçük’teki yapılan çalışmaların da “göz boyama” olduðunu söyleyen işçi Muhsin Koşan’ın annesi Kezban Koşan, “Aylar geçti, çalışma yaptıklarına inanmıyorum. Bizleri kandırmak için çalışmış gibi gözüküyorlar sadece. Çalışmış olsalardı cenazeler ulaşılırdı. Fotoðraflarına bakıp kendimizi avutmaya çalışıyoruz. Ýki kemik dahi olsa devletten bulmalarını istiyoruz. Mezarını istiyoruz. Bu bayramı da aðlayarak geçireceðiz ölmeden tek isteðim oðlumun cesedine ulaşmak onun mezarı başında oturup aðlamaktır” ifadelerini kullandı.

HEM ÖLDÜRDÜLER HEM DE CENAZELERÝNÝ ARAMADILAR

Toprak altında kalan işçi Hacı Mehmet Ýpek’in eşi çiçek Vesile Ýpek, tepkisini şöyle dile getirdi: “Çocuklarım yetim kaldı. 3 çocuðum babasız kaldı işte bayram geldi, bayram gelmiş bizim neyimize.”

Bu bayrama da buruk girdiklerini ifade eden Ýpek, “Biz bayramımızı aile ziyaretlerinde deðil göçükte oturup aðlayarak dua ederek geçireceðiz. Devlet ve şirket çocuklarımızı ihmalden öldürdü. Yetmiyormuş gibi bize cesetlerini çıkartmadı, aramadı, bir kemikte olsa bize bulmadı.”

10, 16 ve 17 yaşında 2’si kız olmak üzere 3 çocuðu olan işçi Kemal Elma’ın Eşi Hülya Elmas, “Küçük kızım Yaðmur her gün ‘babam işten gelecek’ diye her gün kapının önünde bekliyor. Yaðmur babasına çok düşkündü babası hayatını kaybedince hastalandı evde sürekli aðlıyor diðer çocuðumun da psikolojisi bozuldu okulu bıraktı. Kendini derslere veremiyordu. Eşimi kaybettim ama tek isteðimiz cesedine kavuşmaktır” diye konuştu.