Unutturamayacaksınız!

Almanya'nın niyeti 23 yıl önce afiş asarken polisin cinayetine kurban giden Kürt genci Halim Dener'i unutturmak.

Almanya'nın niyeti 23 yıl önce afiş asarken polisin cinayetine kurban giden Kürt genci Halim Dener'i unutturmak. Adına bir anıta bile izin verilmeyen Halim Dener'in şimdi de isminin bir meydana verilmesi kararı veto edildi. ANF'ye konuşan ilçe belediye başkanı Grube "Halim artık acı çekmesin" dedi.

1994' yılının ilk aylarında Kürdistan'daki savaştan kaçıp Almanya'ya ulaşmıştı. 16 yaşındaydı. Bingöl'ün Genç ilçesi doğumluydu. Ona göre artık hayatı güven altındaydı. Tek endişesi ailesiydi. Kendi adıyla iltica ederse, Türk devletinin bunu duyacağını ve Kürdistan'daki ailesine baskı yapacağını düşünüyordu.

Bu yüzden olacak ki Mayıs ayının ilk günlerinde yanlış bir kimlikle, Ayhan Eser adıyla iltica etti. Geldiği Almanya'da ise Kürt özgürlük mücadelesi açısından en sıcak yıllardı. 26 Kasım 1993 günü PKK yasağıyla Kürtlerin siyasi sembolleri yasaklanmış, peşi sıra Kürtlerin dernekleri kapatılmıştı.

Tarih 1994 yılının 29 Haziran'ını 30 Haziran'a bağlayan gece... Saat 23.00 suları. Hannover kentinin Steintor meydanında toplanan bir grup Kürt genci, üzerinde Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi (ERNK) bayraklarının bulunduğu afişleri asmaya çalışıyor.

O sıra sivil bir araçtan inen sivil giyimli bir polis memuru arkadan yanaşarak gençleri kurşun yağmuruna tuttu. Klaus T. adlı polis memurunun silahından çıkan bir kurşun sırtından Halim'i vurdu. Katil polis kısa mesafeden Halim'e nişan alarak ateş açmıştı.

O DUVAR ERNK BAYRAKLARIYLA SÜSLENDİ!

Halim ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, ertesi gün Hannover'e akın eden binlerce kişi Halim'in afiş asarken vurulduğu duvarı ERNK bayraklarıyla süsledi. Birkaç gün sonra da onbinlerce kişinin katıldığı cenaze töreni ve naaşı ERNK bayraklarıyla donatıldı.

Halim'in ölümünün üzerinden 23 yıl geçti. Bu süre zarfında Alman devleti, özellikle de Kürtlere yönelik sert politikasıyla bilinen Aşağı Saksonya Eyaleti yönetimi, Halim'i ve cinayeti unutturmak için elinden geleni yaptı. Vurulduğu yerde bir anıt dikilmesine bile izin verilmedi. Üstelik birkaç kez Kürtler ve dostlarının diktiği anıtlar üzerinden birkaç gün geçmeden, Hannover belediyesi tarafından söküldü.

VETOYA KARŞI YENİDEN OYLAMA YAPILACAK!

Şimdi ise Hannover'in merkez ilçelerinden Linden-Limmer belediyesinin Halim Dener'in isminin bir meydana verilmesine ilişkin oy çokluğuyla aldığı karar Hannover büyük şehir belediyesi tarafından veto edildi.

10 Mayıs 2017 günü Hannover'in Linden-Limmer ilçesi kent konseyinde Halim Dener'in isminin bir meydana verilmesi kararı alındı. Yeşiller Partisi, Sol Parti, Die Partei ve Korsanlar Partisi'nin oylarıyla artık kentte Halim'in resmi bir ismi olacaktı. Zira yoğun Kürt kökenli göçmen nüfusunun yanında solcu ilçe olarak bilinen Linden-Limmer'in seçilmesi tesadüfü değildi. Üstelik Halim için seçilen meydan Nazi rejimine karşı direnişin isimlerinden Wilhelm Bluhm'in adının bulunduğu meydanın yanında olacaktı.

Fakat meclisin kararını hazmedemeyen başta da Hannover'deki Türk lobisi, hükümet partileri SPD ve CDU'dan bazı siyasetçilerin başını çektiği bir karşıt kampanya başlatıldı. Geçtiğimiz hafta da büyük şehir belediyesinin kent konseyinde Linden-Limmer ilçesinin kararı veto edildi.

Buna karşı Linden-Limmer ilçesi yeniden harekete geçti. 7 Haziran'da ilçe belediyesinde Halim Dener meydanı için yeniden bir oylama yapılacak. Bu sefere de kararın veto edilmesi halinde, Almanya'yı Almanya yapan değerlerden biri olan yerel yönetimlerin iradesi hiçe sayılmış olacak.

"BU TARTIŞMA HALİM'E ACI VERİYOR"

Veto ve yeniden oylamaya ilişkin ANF'ye konuşan Linden-Limmer ilçesi belediye başkanı Rainer Jörg Grube, bu tartışmanın Halim'e acı verdiğini düşünüyor. İlçe belediyesinin kararına saygı duyulması gerektiğini belirten Grube devamla şöyle konuştu:

"İlk oylamada meclis üyelerinin kararını etkilememek için çekimser kaldım. 10'a karşı 6 oyla  Halim Dener meydanı kararı aldık. Yeni oylamada nasıl bir sonuç çıkacağını bilmiyorum. Çünkü ilkinde diğer partilerin oylamaya katılmayan üyeler vardı. Onların oyu sonuçları belirleyecek. Ancak bu tartışmanın burada bitmesini istiyorum. Zira uzadıkça bu Halim'e acı veriyor, Halim'e her şeyden önce bir insan gözüyle bakmalıyız."

Bir süredir Alman, Türkiyeli ve Kürt sivil toplum örgütleri biraraya gelerek Halim Dener'e ilişkin bir kampanya başlatmıştı. Halim Dener'in anısının yaşatılması ve Alman devletinin cinayetle yüzleşmesini amaçlayan kampanyanın yetkilileri mücadelelerini bundan sonra da sürdüreceklerini belirtiyorlar.

HALİM'İ VURAN POLİSE NE OLDU?

Halim'i katleden polis memuru Klaus T. Özel Operasyonlar Birliği üyesiydi. Bu yüzden  olacak ki arkadaşları ve amirleri tarafından sıkı bir korumaya alınacaktı. Birkaç metre uzaktan silahını ateşlemesine rağmen, raporlara "kaza ile ateşleme" şeklinde not düşeceklerdi.

Halim'in davası yıllarca sürdü. Duruşmalara katılmak için Almanya'ya gelmek isteyen Kürdistan'daki aile fertlerinin vize talebi bile Türkiye'deki Alman konsolosluğu tarafından red edildi. Maktul yakınlarının olmadığı duruşmalarda katil polis Klaus T. "Stresliydim ve PKK yasağından suç işlendiğini biliyordum, bunun için bir şey yapmak istedim" diyerek kendisini savundu.

1997 yılında Hannover Eyalet Mahkemesi'nden deyim yerindeyse polis için "ödül" gibi bir sonuç çıktı. Klaus T. ihmal suretiyle öldürme suçundan beraat aldı. Mahkeme kararı şöyleydi: "Zanlı olağanüstü bir durumda stres altında istemeden ateş etmiştir."

Ancak iş burada bitmiyordu. Halim Dener cinayetinde hesaba katılmayan bir detay yıllar sonra açığa çıkacaktı. 2013 yılında Hessen Eyaleti'nin Frankfurt kentinde 2 polis memuru hakkında bir yolsuzluk davası açıldı. Ne gariptir yargılanan polislerden biri Halim'in katili Klaus T.’ydi ve soruşturmanın ucu Frankfurt emniyet müdürüne kadar uzandı.

Mayıs 2013’te görülen davada tanık sıfatıyla konuşan Hessen Eyaleti'nin eski savcısı Hans Christoph Schaefer, o katil polis memuru Klaus T.'nin bu yolsuzluk davasında da beraat etmesi için şunları söyleyecekti:

 “O yakın bir arkadaşımın damadı. Halim Dener'i vurduktan sonra ona bizzat ben sahip çıktım. Rahat etmesi için onu Hannover'den Frankfurt'a getirdik. Kimsenin onu tanımaması için ona farklı bir kimlik de verdik. O bizim adımımızdır."