Ýçişleri Bakanı Şahin, polisin attıðı CS gazının insan saðlıðına zararlı olmadıðını ve gaz mühimmatlarından kaynaklanan bir ölüm vakasının yaşanmadıðını öne sürerken, daha önce birçok kez Türk ordusunun gerillaya karşı kimyasal gazlar kullandıðı belgelenmişti. Envanterinde CS el bombalarının bulunduðunu itiraf eden Ankara 2011'de OPCW'ye bunları imha etme sözü vermişti. Ancak bu taahhüün yerine getirip getirilmediðini şimdiye kadar denetleyen olmadı.
CS gazı gözlerde ciddi tahrişe, deride önemli sulanmaya, hapşırma ve nefes almada zorlanmaya ve sık sık öksürmeye neden oluyor. Dozajı biraz kaçtıðında ve kapalı alanlarda kullanıldıðında ise ölümlere yol açıyor. Fakat tüm bu sonuçlara raðmen, Türk polisinin toplumsal olaylarda vazgeçilmez silahı göz yaşartıcı CS gazını Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin, yere göðe sıðdıramadı.
CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoðlunun polisin kullandıðı gaz kullanımına ilişkin soru önergesini Şahin şöyle yanıtladı: "CS gazı üretici firma tarafından Uygun eðitim almış personel tarafından kullanıldıðında insan saðlıðına zararlı olmadıðına dair verilen kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır. Bu çerçevede kayıtlarımıza göre ülkemizde, Emniyet Teşkilatı tarafından kullanılmakta olan gaz mühimmatlarından kaynaklanan bir ölüm vakası yaşanmamıştır.
11 MAYIS 1999 BÝLÝKAN...
OC gazının ise tamamen doðal bitkilerle üretildiðini ve insan saðlıðı üzerinde kalıcı hiçbir etkisi olmadıðını öne sürürken, Türk ordusu yıllardır uluslararası yasaları hiçe sayarak kimyasal gazları Kürt gerillalarına karşı kullanıyor. 11 Mayıs 1999 günü Şırnak'ın Ballıkaya bölgesinde Türk ordusu 20 PKK gerillasını maðarada katletmişti. Askerlerin başında ise daha sonra Şahin gibi başbakan Erdoðan'ın 'has adamı' olacak ve Genelkurmay Başkanlıðına getirilecek Necdet Özel vardı.
Geçtiðimiz yıl Roj Tv'de yayınlanan video görüntülerinde bir asker telsiz üzerinden şu bilgiyi veriyor: "Kullanılan gaz bombası nedeniyle maðara içinde askerlerimizin zehirlenme tehlikesi var. Ýçeri girmeden önce bir gün bekledik fakat gazın etkisi halen devam ediyor." Görüntülerde ayrıca operasyon noktasında bulunan Özel bilgilendirilirken görülüyor.
GAZI ALMANYA'YI SATMIŞTI
Çatışma bölgesinde bulunan bazı bomba parçaları ise Kızılay tarafından Alman devlet televizyon kanalı ZDF'nin muhabirine verilmişti. Bomba kalıntıları daha sonra Münih Üniversitesi tarafından incelenmeye alındı. Üniversitenin Adlı Tıp bölümü parçalarda CS gazı izlerinin bulunduðu kesin olarak teşhis etmişti.
Olayı ekranlara getiren ZDF, Alman şirketi Buck & Depyfag tarafından üretilen RP707 tipi bu bombanın 1995 yılından beri Türkiyeye satıldıðı duyurmuştu. Türkiye'nin 1997 yılında imzaladıðı Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne göre göz yaşartıcı bombanın sadece gösterilerde kullanılmasını izin veriliyor. Silahlı çatışmalarda kullanılması ise yasak.
ANKARA 'ÝMHA EDECEÐÝZ' DEDÝ, DENETÝM YAPILMADI
Ýngiliz Bradford Üniversitesi tarafından Eylül 2011'de hazırlanan bir rapor, bu ölümcül gazlarla ilişkin başka ayrıntılar vermişti. Rapora göre Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu 120 mm kalibrelik CS bombaları hem üretmiş ve hem de dünya ülkelerine satmıştı. Gazlar, üstelik Güney Afrika'nın Kapstadt kentinde düzenlenen askeri bir fuarda sergilenmişti.
Raporda yer verilen Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünde (OPCW)'de Türk hükümetinin temsilcisi Uður Doðan, 25.2.2011 tarihli bir yazıda Türkiye'nin yasak olduðunu bile bile bu gazları ürettiðini ve kullandıðını itiraf ediyor. Türk temsilcisi, ayrıca söz konusu bombaların Ankaradaki bir tesiste imha edileceði teminatı veriyor.
Birleşmiş Milletler'in eski biyolojik silah müfettişi ve Sol Parti milletvekili Dr. Jan van Aken'e göre ise bugüne kadar bu bombaların gerçekten imha edilmiş olup olmadıðı konusunda herhangi bir bilgi yok. 22-24 Ekim 2011 günü Kazan Vadisi'nde 36 HPG gerillasının katledilmesini araştırmak için bölgeye gidip incelemeler de yapan Dr. Aken, hava kimyasal silah şüphesinin araştırılması için OPCW'ye başvurmuştu.
'OPCW, CS EL BOMBALARINI ARAŞTIRSIN'
Hamburg Üniversitesi Biyolojik Silahlar Araştırma Merkezi'nin de kurucusu olan Dr. Aken, CS gazının yüksek konsantrasyonlarda ve özellikle kapalı mekanlarda kullanılmasının öldürücü sonuçlar doðuracaðına dikkat çekiyor. OPCW'den Türkiye'nin CS el bombalarının gerçekten imha edip etmediðini araştırmasını isteyen Dr. Aken'in çaðrısı şöyle:
"Halbuki CWC sözleşmesi maddeleri imha işleminin uluslararası gözlemciler nezdinde yapılması gerektiðini şart koşuyor. Bu bilgiler ışıðında CWC sözleşmesi maddelerinin yıllar boyunca ihlal edilmesinden dolayı uluslararası bir komisyon tarafından ilgili incelemenin yapılması acilen gereklidir."