Türkiyede insan hakları savunucuları üzerinde sürekli olarak bir yargı baskısı olduðunu belirten ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, Özellikle 2000li yıllardan sonra siyasal iktidarın insan hakları savunucularına yönelik baskısı daha çok yargı yoluyla baskı biçiminde tezahür etmiştir. Arkadaşlarımızın savunuculuk kapsamında yaptıðı çalışmalar hep yasadışılıkla ilişkilendirilmek istenmiş, yasadışı faaliyetlermiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır dedi.
ÝHD Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır 6. Aðır Ceza Mahkemesinde yarın görülmeye devam edecek olan KCK ana davasına dikkat çekmek ve insan hakları savunucularının halen tutuklu bulunmasına tepki göstermek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi. Şube binasında gerçekleştirilen basın toplantısına ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, ÝHD Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ve şube yöneticileri katıldı.
Yapılacak basın açıklaması öncesi kısa bir konuşma yapan ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, ÝHDnin verdiði insan hakları mücadelesi nedeniyle üzerinde yargı baskısını sürekli hissettiðini belirterek, Halen de bu yargı baskısı devam etmektedir. Özellikle 2000li yıllardan sonra siyasal iktidarın insan hakları savunucularına yönelik baskısı daha çok yargı yoluyla baskı biçiminde tezahür etmiştir. Sürekli olarak yapılan çeşitli polis operasyonlarından insan hakları savunucuları da maalesef nasibini almıştır. Arkadaşlarımızın savunuculuk kapsamında yaptıðı çalışmalar hep yasadışılıkla ilişkilendirilmek istenmiş, yasadışı faaliyetlermiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır dedi.
TUTUKSUZ YARGILANMA HAKKI VAR
Halen cezaevinde çok sayıda insan hakları savunucusu bulunduðunu kaydeden Türkdoðan, şunları söyledi: Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erbey iki buçuk yıldır, yine şubemizin eski yöneticisi Arslan Özdemirde üç buçuk yılı aşkın süredir tutukludur. Başka illerden de arkadaşlarımız tutukludur. Son olarak kendisi Avrupa-Akdeniz Ýnsan Hakları Örgütü üyesi olan Osman Ýşçi arkadaşımız da tutuklanmıştır. Ýnsan Hakları Derneði dönem dönem bu tutuklamalara karşı tepkisini ortaya koymuştur. Bugün de tüm şubelerimizin olduðu illerde bu tutuklamaları protesto etmek ve tutuklu arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanma hakkı olduðunu bir kez daha ortaya koymak istiyoruz. Ve bunu yarın görülecek duruşmada da ortaya koyacaðız.
Türkdoðanın konuşmasının ardından ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, hazırlanan basın metnini okudu. ÝHDnin Türkiyenin en eski ve yaygın insan hakları örgütü olduðunu ve sürekli olarak maðdurun yanında yer aldıðını belirten Bilici, ÝHDnin tüm üye, yönetici ve aktivistleri yaşam hakkı ve ifade özgürlüðünü savunmak başta olmak üzere her türlü işkence, zorla kaybettirme, faili meçhul cinayetler, ayrımcılık, göç, iltica ve diðer birçok hak alanında hiçbir kişisel korku ve endişeye kapılmadan demokratik mücadele yürütmektedir dedi.
MÝLÝTARÝST ZÝHNÝYET ÝHDYÝ HEP TEHLÝKELÝ GÖRDÜ
ÝHDnin insan haklarını bütün olarak gören bu yaklaşımı ve hak ihlallerine karşı vermiş olduðu mücadelenin ÝHDyi hedef haline getirdiðini vurgulayan Bilici, Militarist devlet politikası, ÝHD gibi insan hakları örgütlerini ve savunucularını her zaman tehlikeli birer iç düşman olarak algılamıştır. Bu algı süreci AB süreciyle birlikte deðişmeye başlamıştır. Ancak tüm dünyada olduðu gibi Türkiyede de insan haklarına güvenlik karakterli bakış açısıyla yaklaşıldıðı için zaman zaman insan hakları savunucuları güvenliði tehdit eden birer unsur olarak da algılanmaya devam etmektedir. ÝHD çalışmaları Türkiyenin demokrasi ve insan hakları sorununu gidermeye dönük çalışmalardır. Bu çalışmalar eleştirel bir temelde yapılmaktadır. Bu nedenle devlet bürokrasisi ve hükümetler rahatsız olmakta ve kolluk kuvvetleri ÝHD yönetici ve üyeleri üzerinde hukuk dışı baskılar kurmaktadır diye konuştu.
BM BÝLDÝRGESÝNE RAÐMEN HAK SAVUNUCULARI KORUNMUYOR
Ýnsan hakları savunucularının korunması için Birleşmiş Milletlerin (BM) bir bildirge yayınladıðını, Türkiyenin de bu bildirgenin uygulanmasını saðlamak için Ýçişleri Bakanlıðı Özel Kalem Müdürlüðünün 2004/139 sayılı genelgesini çıkardıðını ifade eden Bilici, şöyle devam etti: Ancak bugüne deðin bu bildirgenin uygulandıðına tanık olmadık. Hükümet, uluslararası belgeleri tanımakta ancak uygulamada gereðini yerine getirmemektedir. Ve ne yazık ki insan hakları savunucuları cezaevlerindedir. Genel Başkan Yardımcımız Avukat Muharrem Erbey, Diyarbakır Şube yöneticilerimiz Arslan Özdemir 2009 yılından bu yana tutuklulukları Diyarbakır cezaevinde devam eden insan hakları savunucularıdır. ÝHD Aydın şube yöneticilerimiz M. Şerif Süren ve Orhan Çiçek, ÝHD Mardin Şube Yöneticilerimiz Abdulkadir Çurðatay ve Veysi Parıltı, ÝHD Doðubeyazıt Temsilcisi Şaziye Önder, ÝHD Siirt şube yöneticimiz Reşit Teymur, ÝHD Malatya şube Yöneticisi Hikmet Tapancı, ÝHD Muş Şubesi Eski Başkanı Mensur Işık, ÝHD Adıyaman Şubesi eski başkanı Bekir Gürbüz ile ÝHD üyesi ve üyesi olduðumuz Avrupa Akdeniz Ýnsan Hakları Aðı yönetim kurulu üyesi Osman Ýşçi halen tutuklu bulunmaktadırlar.
HERKES HASSASÝYET GÖSTERMELÝ
Ýsimleri belirtilen insan hakları savunucularının yanı sıra bugüne kadar birçok insan hakları savunucusunun öldürüldüðünü, saldırıya uðradıðını veya hapis cezalarına çarptırıldıðını kaydeden Bilici, Hiçbir kişisel menfaat beklemeden her türlü baskı ve tehdide karşı insan hakları için mücadele yürüten insan hakları savunucularına bu uygulamalar reva görülmemelidir. Gerek ulusal gerekse de uluslararası hukuk ilke ve kuralları insan hakları savunucularının korunmasını öngörmektedir. Fakat yukarıda isimleri belirtilen arkadaşlarımız yürütmüş oldukları insan hakları faaliyetleri nedeniyle hala tutukludur. Demokratik, çaðdaş, hukuka baðlı ve insan haklarına saygılı bir sistem içerisinde yaşamak istiyorsak insan haklarına saygı, savunucularına özgürlük şiarıyla hareket edilmelidir. Bu nedenle başta yasama organı ve hükümet insan hakları savunucularının korunması için gerekli düzenlemeleri yapmalı, tüm toplumsal kesimler tutuklu bulunan insan hakları savunucularının serbest bırakılması için gerekli hassasiyeti göstermelidir dedi.
ERBEY SERBEST BIRAKILIRSA ÖDÜLÜNÜ ALMAYA GÝDECEKTÝR
Muharrem Erbeyin Avrupa Avukatları Ýnsan Hakları Enstitüsünün (IDHAE) Ludovic-Trarieux 2012 Ýnsan Hakları Ödülüne layık görüldüðünü hatırlatan Bilici, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erbey özgürlüðüne kavuşursa 30 Kasım 2012 günü Berlin Barosunda Almanya Adalet Bakanının katılacaðı törenle ödülünü alabilecektir. Tüm kamuoyunu Genel Başkan Yardımcımız Avukat Muharrem Erbey ve Diyarbakır Şubemiz eski yöneticisi Arslan Özdemirin 21 Eylül 2012 Cuma günü Diyarbakır Özel Yetkili ve Görevli 6. Aðır Ceza Mahkemesinde yapılacak olan duruşmasını izlemeye davet ediyoruz diye konuştu.