Turhallı: Göçü durdurmak için tüm imkanları seferber edelim

CÎK Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı, depremzedelerin çadır, konteyner gibi acil ihtiyaçlarını karşılamanın zorunluluğuna işaret ederek, “Tüm imkanları sefer edelim ki insanlarımız yerleşim yerlerini terk etmesin” dedi.

Civaka Îslamiya Kurdistan (CÎK) Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı, Kurdistan’da yaşanan yıkımdan dolayı geçici göçün anlaşılır olduğunu, ancak bu göçün Kurdistan’ın diğer kentlerine yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Turhallı, göçü önlemek ve yardımların sürekliliğini sağlamak için dayanışmanın örgütlülük temelinde devam etmesi gerektiğini söyledi. 

Depremlerin yarattığı yıkımların ardından milyonlarca insan, yaşam yerlerini terk etmek zorunda kaldı. ANF’ye konuşan CÎK Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı, gerçek can kaybı ve maddi hasarın açıklanandan çok daha ağır olduğunu; depremin psikolojik tahribatının da korkunç boyutlara ulaştığını söyledi. Depremden dolayı geçici bir göçün yaşandığını ve bunun da normal olduğunu belirten Turhallı, ancak göçün kalıcı hale gelmemesinin sağlanması gerektiğini ifade etti. Bu geçici göçün Kurdistan’ın diğer kentlerine yönlendirilebileceğini vurgulayan Turhallı, şöyle devam etti: “İnsanlar hiçbir şekilde yerini yurdunu terk etmemeli. Oradaki siyasi ve sivil oluşumlar, bu yönlü insanları bilinçlendirmeli ve yönlendirmelidir. Dayanışma bu temelde örgütlenmelidir. İnsanlarımız nereye giderse gitsin yeni bir yaşam kurmak zorunda kalacak. Yeni yaşam kurmanın zorlukları, insanlara anlatılmalı. Kendi toprağında kalıp yaşamını tekrar düzene koyması daha mantıklı ve kolay olacak. Ancak ana-baba toprağını terk etmesi beraberinde bir sürü maddi ve manevi zorluklar çıkaracaktır. Mutlaka insanlarımızla bu temelde ilişki geliştirmeliyiz.”

GİTMEK NORMAL AMA GERİ DÖNMELİ

Sosyal adaptasyon ve maddi sorunlar gidilecek yerde ağırlaşacağını kaydeden Turhallı, şöyle konuştu: “Onun için kendi yerimizde yaşamımızı inşa edelim. Gitmeleri normaldir ama geriye dönmeleri gerekir. Ana-baba toprağı terk edilmez. Bu bize bir ders olsun. Kendi memleketimizde yeniden yaşamımızı inşa edelim. Deprem gerçekliğiyle en acı şekilde yüzleştik. Artık depremin yaşamımızın bir parçası olduğunu bilerek yeni bir yaşam inşa etmemiz gerekiyor. Bizi toprağımızı terk etmeye mecbur bırakanlara karşı durmalıyız. İnsanlara şunu net söylememiz gerekir; topraklarını terk etmek köklerinden kopmak demektir. Köklerinden kopmak ve bir daha canlı hale gelmek zordur. Bir hayatı sonlandırmaktır. Kopanlar çok derin acılar yaşıyor. İşin bir tek maddi boyutu değil. Kültürel ve manevi olarak da insan kopuyor.” 

TİCARİ FIRSATÇILIK İNSANİ DEĞİLDİR

Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin göç noktasında insanları yönlendirmede ve geri dönüşlerde toplumla iç içe olmasının önemine işaret eden Turhallı, şunları dile getirdi: “Bizler burada temel ihtiyaç bazında geçici yerlerin oluşması için çalışmak zorundayız. İnsanlarımızın çadır, konteyner gibi acil ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Tüm imkanları sefer edelim ki insanlarımız yerleşim yerlerini terk etmesin. Bu bir aylık iş değil. Uzun zaman alacak bir iştir. Belki yıllarca bu yaralar sarılamayacak. Toplumun içindeki dayanışmanın bilinçli gelişmesi önemlidir. Devletten, şuradan buradan istemekten çok toplumun bir arada olması ve dayanışması lazım. Maddi ve manevi dayanışma lazım. Yardımların gelişmesi ve devamlı hale gelmesi gerekir. Başka şehirlere göç etmek zorunda kalan depremzedelere karşı fırsatçılık yapılıyor. Örneğin ev kiraların artırılması. Evi yıkılmış. Canı yanmış. Ailesini kaybetmiş. Variyetini yitirmiş insanlar başını sokacak bir ev arıyor. Bu durumda fırsatçılık yapmak, bunu maddi kazanca dönüştürmek ne insanidir ne de İslamidir. Halkımıza çağrımızdır; toplumumuzun yardımseverlik, dayanışma ve birlikteliğini gölgeleyecek bu tür davranışlara prim vermeyin, tolere etmeyin. Dar günde ortaya konulan birliktelik ve yardımlaşma duygusunu ayakta tutalım ve insanlarımıza yardımcı olmaya devam edelim.” 

YARDIM İNSANİ GÖREVDİR

Turhallı, depremzedelerin gittiği yerlerde sahiplenilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini ifade ederek, “Depremde evini, yerini yurdunu kaybeden insanlara sahip çıkmak toplumsal ve insani bir görevdir. Onların yaşadığı tahribatı aşmaları için maddi ve manevi yardımcı olmamız gerekiyor. Bu konuda siyasi partiler ve sivil toplum kurumlarına iş düşüyor. Toplumumuz bu kurumların etrafında kenetlenerek depremzedelerin yaralarını sarmalarına yardımcı olmalı. Bu tür olaylar yaşandığında insanlara düşen sorumluluklar vardır. Kendimiz sorumluluk alacağız. Bu deprem bize acı bir ders oldu. Bu konuda insanlarımızı uyarmamız ve bilinçlendirmemiz lazım. Son depremde ortaya çıktı ki yöneticilerin kötü niyetli olabilme ihtimali yüksek” şeklinde konuştu.

İYİLER YARDIMLAŞTI, KÖTÜLER ENGELLEDİ

Depremde toplumun iyi ve yardımsever reflekslerle hareket ettiğini, toplumsal dayanışmanın üst düzeylere çıkmasının sevindirici olduğunu kaydeden Turhallı, Avrupa’da yaşayan insanların afetzedelere yardım konusunda hızlı ve iyi bir örgütlülükle sahip çıktığını ve bunun gelecek açısından umut verici bir gelişme olduğunu vurguladı. CÎK Genel Başkanı Turhallı, şunları ekledi: “Allah bize iyi ve güzel işlerde dayanışma içinde olun, diyor. Bu afet ile de ortaya çıktı ki; iyi insanlar yardım ederek iyilik üzerinde buluştu. Yardımlaşmanın o noktada olduğunu bize Allah söylüyor. Yine bu felaketle ortaya çıktı ki; kötü insanlar da yardımları engelledi. Allah bize kötülükler üzerinde yardımlaşmayın, diyor. Toplumun bu konuda ikiye ayrıldığını gördük. İyilik yapmak isteyenler çoğunluk. Kötü olanları da gördük.”